maçtan önce fenerbahçe'ye karşı hem son 5 sezondur kazanamamanın etkisi hem takımın son yıllardaki kötü gidişatı, hem sürekli dillendirilen "suni çimde kazanmıyoruz" zırvası, hem de son haftaların formda ismi troisi ile dinamomuz mehmet nas'ın oynayamayacak olması içimde büyük bir tereddüt oluşturuyordu. maçtan önce son zamanlarda hiçbir maçta heyecanlanmadığımdan çok heyecanlandım. maçın başlamasına 30 dakika kala içeri girdik ve maratonun büyük bir bölümünün dolduğunu gördük. kalabalık bir grup olduğumuzdna en arkada ayakta yerimizi aldık...
sanırım en son 05-06 sezonu türkiye kupası grup maçında ankara'da beşiktaşı 3-0 yendiğimiz maçtan bugüne kadar yerden oynayan, pres yapan ve oyunu kontrolünde tutan bir gençlerbirliği izlememiştim. fenerdeki futbolcuları düşününce "her an gol atabilirirler" düşüncesi hep aklımızdaydı ama takımımız inanılmaz güzel bir oyun ortaya koydu...
koray'ı gençlerde ilk kez bu kadar istekli ve azimli izledik. jedinac inanılmaz oynadı. top kesti, top açtı, güzel orta yaptı, oyunu yavaşlattı... hakan aslantaş her zamanki gibi varını yoğunu ortaya koydu savaştı... soner aydoğdu 6. lig maçına çıktı ve yaptığı hareketler, topu kontrolü, topu açışı, oyunu okuyuşu'nu görünce kimse ona 18 yaşında diyemez herhalde :) isailovic'e cok is dusmedi ama cok cok iyidi. hic oyunu yavaslatmayi dusunmedi gayet iyidi...
maçın son anlarında gökhan gönülün taç kullanırken sahaya giren ikinci topu dönüp gençler kulübesine doğru tekmelemesi ise gecenin en "kötü" anıydı. demek ki gökhan daha dün o kulübede olduğunu unutanların arasında yerini aldı!
maçtan sonra kahe'nin dansı, hakan aslantaş'ın tribünlere 3lü çektirmesi, bir baba hindi, gezme eğlenme derken sabah 4 gibi evemize girdik :)
son zamanlarda en çok eğlendiğimiz maç oldu. nicelerine...