dile kolay son 18 maçtır üç istanbul takımından 3 puan alamıyorduk. cumartesi de aslında yine çok umutlu olmadan tuttuk stadın yolunu. içeri girdiğimde maçın başlamasına yarım saatten fazla vardı ve bizim maraton tribünü dolmuştu.
maçın başlarında gol bulmamız bir yandan bizi sevindirirken akıldan geçmiş maçlar da çıkmıyordu. mesela dakika seksen yediye kadar önde götürüp 2-1 verdiğimiz maç. hep beraber bir gol daha istiyorduk. sorun fark yapmak değil de sadece kırk yılda bir rahat maç izlemekti ama olmadı. takım son dakikaya kadar ikinciyi atamadı fakat neyse ki yemedi de. sonra gelsin sevinç gösterileri. bir baba hindiler. yan gözle fener tribününe bakarak "ohh ohh" duygusu eşliğinde gülümsemeler falan.
maç sonunda fener'i yenme etkinliklerinin sabaha kadar sürdüğünü ve sabah da kafam bi milyonken işyerindeki alarmın çalması sonucu yalpalaya yalpalaya işyerine gitmek zorunda kaldığımı eklemeden geçmeyeyim. neyse kediymiş :)