ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
ikinci turun bir başka büyük mücadelesi ise, güney amerika'nın iki futbol devini karşı karşıya getirmişti. dünya kupasini tam üç kez kazanmış olan brezilya ile son üç kupadan ikisin, almış arjantin yeni bir şampiyonluk yolunda birbirini çelmelemek zorundaydı. ayakta kalan yoluna devam edecekti.
böylesine iddialı maçta uzun süre oyunun hakimi brezilya takımıydı. daha güzel oynayan, daha çok fırsat yakalayan hep brezilya idi. ancak çok şanssızdı pele'nin kardeşleri... brezilya'nın bir değil, iki değil, tam üç gollük topu direklerden dönmüştü. bunlara karşılık o ana kadar fazla varlık gösteremeyen arjantin, maçın bitimine sadece on dakika kala, dünya futbolunun yıldızı maradona'nın harika atağı ve aynı güzellikteki pasıyla gole gidiyordu. maradona, tam üç brezilyalıyı çalımla geçmiş, sonra da topu nefis bir pasla çok müsait durumda bekleyen caniggia'ya aktarmıştı. eee, caniggia da "futbolcu" idi. futbolun arzuladığı güzelliği ortaya koymakta gecikmedi, kaleci taffarel'i çalımlayarak topu ağlara yuvarladı. sonraki yıllarda türkiye'ye gelecek ve galatasaray'da oynayacak taffarel'di bu... hemen ardından sinirleri iyice gerilen brezilyalılardan gomez çok sert bir hareket yapınca, fransız hakem quiniou kırmızı kartını göstermekte tereddüt etmeyecek, son dakikalarda on kişi kalan brezilya, kadere boyun eğecekti. ya da kupayı tekrar kucaklamak için dört yıl daha bekleyecekti.