ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
ikinci turun ilk maçında "ihtiyar delikanlı", bombayı bir kez daha patlatacaktı. daha önce attığı iki golle romanya galibiyetini getiren 38 yaşındaki milla, şimdi de kolombiya'yı eleyen, kamerun'a çeyrek final yolunu açan iki golün kahramanı oluyordu. tüm çabalarına karşın, iki takım da doksan dakikada bir gol dahi çıkaramamıştı, iki takımın kalesinde de, dönemin en iyi iki kalecisi vardı. kamerun'un nkono'su da, kolombiya'nın beckenbauer'i hayran bırakan higuita'sı da, bir tek topun dahi kalelerine girmesine izin vermiyordu. maç yarım saat uzatılacak ve bu uzatmanın ilk yarısı da golsüz kapanacaktı. ancak son uzatmanın hemen başında, ihtiyar kurt milla çaprazdan ceza alanına giriyor ve muhteşem bir şutla büyük kaleci higuita'nın kalesine golü gönderiyordu. stad inliyordu şimdi... tarafsız seyircilerin çoğu da, futboluyla gönülleri fetheden kamerun'u tutuyordu çünkü... 106. dakikadaki bu golden sadece dört dakika sonra, gene milla... ne mi yaptı? futbolda kendine aşırı güvenmenin ne kadar hatalı olduğu konusunda büyük bir ders verdi. kime mi? "en büyük kaleci benim" diyen kolombiyalı higuita'ya... higuita sık sık yaptığı gibi gene ceza alanı dışına çıkmış, ayağındaki topla rakip oyunculara çalım atıyor, pas verecek arkadaş anyordu. işte tam o anda milla bir hamle yaparak topu kaleciden kapıverdi. kendine çok güvenen higuita'mn dönüp kaleye koşacak zamanı yoktu artık. "baba" milla, şey pardon, "dede" milla, kaleciden kaptığı topu anında boş kaleye yuvarlamıştı bile... 2-0, her şeyin sonuydu kolombiya için... redin'in son dakikadaki golü de, takımının 2-0 değil, ancak 2-1 yenilmesini sağlayacak, belki minik bir teselli olacaktı. ama kamerun'un bu kupadaki büyüklüğünü hiç unutmayacaktım. o maçtan sonra gördüklerimle birlikte duygularımı da fotospor'a şöyle yazmıştım: "amerika'da oscar töreninde ünlü sanatçı ödülünü almak için sahneye doğru yürürken, salondaki yüzlerce konuk birden ayağa kalkar ve büyük sanatçıyı alkışlamaya başlar. şimdi lütfen, siz değerli sporseverler, evet, sizler de lütfen ayağa kalkınız ve kamerun takımını ayakta alkışlayınız. çünkü bunu fazlasıyla hak ettiler. yıllar boyu "insan yiyen yamyamlar" diye tanınmış ya da tanıtılmış kara tenli afrikalılar, 20. yüzyılın büyük spor olayında en büyükler arasında yer alıyor, inanılmayacak başarıları gerçekleştiriyorlar. kamerun mucizesi... kamerun efsanesi... kamerun destanı... muhteşem kamerun... farkındasınız: dünya basını, kamerunluların yarattığı büyüklüğü tam anlatabilmek için sözcük bulma yarışında... o halde tekrar rica ediyorum: hep beraber ayağa kalkalım. ve ayakta alkışlayalım kamerunluları..."