inancın zaferi fenerbahçe bu maçın favorisi değildi. herkesin favorisi olan g.saray, ne yazık ki, f.bahçe karşısında çoğu kez favori takımın kaybettiği gibi bir tekrar daha yaptı. f.bahçe parreira'nın daha önce oturtmuş olduğu sistemin bir tekrarını g.saray karşısında bariç tarafından gerçekleştirince savunması sağlam, orta sahası rakibine şans tanımayan, hücum bölgelerinde yakaladığı gol pozisyonlarını değerlendiren takımdı.
f.bahçe bu maçı kazanırken hiçbir futbolcusunun kötü oynamadığını belirtmek isterim. elbette iyiler vardı. iyilerin ötesinde süper görüntü sergileyenler ise başta kaleci rüştü. inanılmaz goller kurtaran bu kardeşimiz, hakan'ın karşı karşıya kaldığı üç-dört pozisyona gol izni vermeyen kişiydi. vallahi helal olsun rüştü'ye. bir takımın böylesine muhteşem kalecisi olursa rakibe de kolay gol şansı vermez. f.bahçe maçın hemen başında tayfun'un kafa golüyle öne geçince favori takımın beklenilen futbolu ne yazık ki, f.bahçe stadı'na yansımadı. iyi futbolu yansıtan taraf f.bahçe olurken boliç'le gelen ikinci gol penaltıdandı. ama üçüncü bir okocha golü vardı ki, aynen ampul gibi 90'a, g.saray kalesinin 90 tabir edilen köşesine asılı kaldı. bu maçın helalinden galibi olan f.bahçe'yi canı gönülden kutlamak isterim. bu arada, orta hakem muhittin boşat'ın verilmesi gereken penaltıyı vermeyip olmayan penaltıyı da vermesiyle hakemliğine gölge düşürmek istediğini kendisine bu satırlardan hatırlatırım.