inönü stadı beşiktaş için epeydir dünkü gibi tıklım tıklım dolmamıştı. bunu sağlayan umuttu. seyirci, umuda geliyor, doyumu arıyor. kazanmayı istiyor. onun için hiç yabancısı olmayan, ama kendisi lige yabancı şekerspor karşısında elde edilecek farklı zaferi seyretme umuduyla stada koştu. böyle bir ön yargıyı taşımakta da haklıydı.
evdeki hesabı ilk yanlış çıkaran şekerspor oldu. yeniydiler ama, acemi çaylak değildiler. olumlu özellikleri olan bir futbol takımıydılar. dinamik, uyumlu bir savunma yaptılar. beşiktaş'a kolay kullanılacak oyun alanları hiç bırakmadılar. iyi yardımlaştılar, koştular. bu yapıları önce beşiktaş'ın canını sıktı. ummadıkları dirence karşı çözüm bulamadılar. toshack neredeyse, her topla geri doğru oynayan mustafa'ya 23. dakikada kementi attı, yusuf'u sahaya sürdü. bu kez ertuğrul uçtaki yalnız adam oldu ve savunmaya gömülüp kaldı. amokachi topla çok oynadı... ne yan toplar kar etti, ne göbekten hücumlar. çünkü tümü yerleşik ve kalabalık bir savunmalya karşı yapıldı.
beşiktaş'taki son adam rahim'in ağırlığı bu takımın en büyük sıkıntısı. rahim dün yavaşlık yanıyla şeker'e iki net pozisyon verdi. biri gol oldu. ya rahim değişmeli, ya takım savunma anlayışını değiştirmeli. ikinci yarıda onun görevini recep üstlendi. pek sorun da çıkmadı. beşiktaş bu devrede daha diri, dara çalışkan, daha çabuktu. ama gerçekten şanssızdı. bu yüzden paçayı puan kaybetmeden çok zor kurtardı.