aylar önce sahada top oynayıp, futbolun icaplarını yerine getiren galatasaraylı futbolcuların ayaklarına ne oldu? sıkıntınız ne? kime kızgınsınız? bir derdiniz mi var, söyleyin de bilelim. o ayaklar durmuş, iki pası bir araya getiremeyen futbolculardan oluşmuş. hele bir kaleci var ki daha oyunun başında, ‘‘perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.’’ derler ya hemen kendini belli etti. yediği bütün gollerde hataları vardı. bu kalecin adı volkan'dı... ya bu filipescu'ya ne demeli? kendisini maradona mı zannediyor? oynadığı kanat yol geçen hanı gibiydi. amerika kampında yazmıştım ‘‘horoz olacak’’ diye... takımda tam horoz olmuş. popescu adeta trafik polisi gibi... futbol oynamıyor, elleriyle kollarıyla arkadaşlarının trafiğini yönlendiriyor. ne oynadığı belli değil... yaza yaza bıktık, düzelecek diye bekledik ama nerede? hiç terlemeden oyuna devam ediyor. hagi, sadece ölü toplarla takımını ateşliyor. hakan şükür de gençlerbirliği defansıyla savaşıyordu... kafaya çıkıyor, indiriyor, goller atıyordu. ilie, biraz kıpırdanır gibi oluyordu ama devamı yoktu. tugay, ekseni etrafında dönüyor. takıma bir katkısı olmuyordu. defansta fatih ve bülent aynı çizgide oynuyor, rakibe gol pozisyonları hazırlıyordu. gençlerbirliği, yediği golleri, kendi hatalarından yiyordu. kalecileri kubilay, volkan'la karşılıklı nispet yapıyordu. galatasaray takımındaki futbolcuların derdi ne? bir daha sormak lazım. kendinizi mi sabote ediyorsunuz, başkalarını mı? ele geçmiş bir fırsatı tepiyorsunuz. seyirci sizde, taraftar sizde, ama siz neredesiniz? oynadığınız futbol hakikaten utanç verici....