ilk basımı 2005 yılında olan ziya adnan'nın "çünkü biz ankaragüçlüyüz!.." isimli kitabından;
bu kitabı hazırlarken kapısına kilit vurulma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir eski ankara takımı da şekerspor'dur... ankara'nın bu köklü kulübü 70'li yıllardan sonra düştüğü çukurdan bir türlü çıkmayı başaramamış ancak 1996-1997 sezonunda daracık imkânları ve kısıtlı kadrosu ile 1. lig'de yer almış ama misafirliği uzun sürmemişti. tam 25 yıl aradan sonra celal kıbnzlı'nın usta teknik yönetiminde tekrar 1. lig'e çıkan bu takımın yarısı, bu terfinin üzerinden on gün geçmeden satılmış ve gelecek vadeden genç oyuncuların yerine "tecrübeli" oyuncular alınmıştı. ve işin doğrusu o sezon zayıf kadrosuna rağmen müthiş bir direnç sergiledi şekerspor. gaziantepspor'a 3-0 mağlup durumdayken 4 gol atıp maçı 4-3 kazanmalan bunun en müthiş örneğiydi. ama olmadı ve sezonun sondan bir önceki maçında fenerbahçe'den yedikleri beraberlik golüyle geldikleri gibi 2. lig'e geri döndü ankara'nın yeşil-beyazları ve bu dönüş kötü talihlerinin başlangıcı oldu...
şekerspor'un küme düşeceğinin anlaşıldığı o hafta, ankara'nın kıdemli spor yazarı devrim sağıroğlu şu veda yazısını yazmıştı, "yolunuz açık ve dikensiz olsun" başlığıyla:
"maçın 88. dakikası.. halil ibrahim soldan ortalıyor, engin hoşsoy yetişemediği topa kafasını şöyle bir uzatıyor. meşin yuvarlak engin'in başına çarpıp, pozisyonla ilgisi bulunmayan kemalettin'in önüne düşüyor. kemalettin vuruyor, kaleci murat'ın çabası yeterli olmuyor ve top şekerspor ağlarıyla buluşuyor. bu gol, muhtemelen şekerspor'u küme düşürüyor.. statta ölüm sessizliği var.. fenerbahçeliler bile suskun kalıyor.. o ana kadar 10 kişiyle fenerbahçe'yi hallaç pamuğu gibi atan, 4 net pozisyon yakalayıp birini gole çeviren yeşil-beyazlıları, bu suskunluğuyla adeta alkışlıyor.. koltuğuma çöküp, kalıveriyorum öylece.. en son adam tribünü terk edene dek, stattan çıkamıyorum.. 'kümede kalırsanız, sizi 40 kişilik kafile halinde gazinoda ağırlayacağım" diyen ben, 400 milyonu kurtardığıma sevineceğime, gözlerimden yaşlar süzülüyor.. kafamdan, şu şekerspor'un unutulmaz mücadelesi, enstantaneler halinde geçiyor.. amatör ruhun, profesyonelliğe direnişi.. yüreğin, bileğin, inancın, sevgi ve saygının dayanışması.. kimsenin inanmadığı, sayfalarında, ekranlarında doğru dürüst yer vermediği, gariban çocukların savaşı.. hakemlerin en az 7-8 puanını iç etmesine, birtakım ayak oyunlarına, darbeleri arka arkaya yemesine rağmen, kavgadan kopmayışı aklıma geliyor.. bunların hepsi, birer unutulmaz ders bizlere.. "aaah, aah.. 2 dakika daha dayansaydınız ne olurdu" diye haykırıyorum.. engin, keşke vuramayacağın topa kafayı uzatmasaydın. o top oraya gitmeseydi de, kurtardığım 400 milyon yerine, sizlere çok daha fazlasını harcasaydım.. aylarca kuru ekmeğe talime razıydım.. bu adalete, isyan ediyorum! işler, matematik olarak henüz bitmiş değil.. iyi averajı olan gençlerbirliği, kemalettinin golüyle paçayı kurtardı. şekerspor, kümede kalmayı garantileyen antalyaspor'u yense de, vanspor'un sahasında gaziantep'i mağlup etmesi, kayserispor'un istanbul'da istanbulspor'dan 3 puan almaması lazım.. ben özellikle, vanspor'un sahasında gaziantep'i yeneceğine inanmıyorum. türkiye hudutlan içinde yaşayan hiçbir vatandaş da inanmıyor.. onun için, 'şekerspor düştü' diyorum.. güle güle, arslanlar.. güle güle, kalplerimizin kralları.. bize bu bir yıl içinde inanılmaz dersler verip, büyük mutluluklar yaşattınız.. yeni yolunuz açık ve dikensiz olsun.. orada da, buradaki gibi onurlu ve başarılı olun.. sizleri, gözlerim yaşlı uğurluyorum..içim yanıyor, içim..."
benim çocukluğumun köklü takımlarından biriydi şekerspor... ama o da sahipsizlikten, parasızlıktan ve vefasızlıktanötürü tanhin solmuş sararmış yapraklarına gömüldü...
bereket, bu kitabın yayına hazırlandığı günlerde bir sponsor elini uzatmıştır şekerspor'a, adnan sezgin gibi deneyimli bir futbol adamı gelmiştir kulübün başına. bir toparlanma umudu doğmuştur...