ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
1954 dünya kupasında unutulmayacak çok buyuk yıldızlar, şahane goller, daha neler neler vardı. fakat benim yaşam boyu unutamadığını, sadece sporda değil, hemen her alanda başarı için sadece kendine güvenmenin yetmeyeceğidir. elbette güveneceksin kendine... ama güvenmekle işin bitmeyeceğini de bileceksin. 1954 finallerinde herkesin favorisi macaristan'dı. müthiş gollerin kahramanı puşkaş'ı şahane kafa vuruşlarının kralı kocsis'i ve öteki yıldızlanyla bu takımı kim yenebilirdi ki?.. hele ilk karşılaşmalarında almanya'yı 8-3 yenmelerinden sonra... sadece macar oyuncuları değil, yöneticileri de, hemen hepsi böyle düşünüyordu. öyle ki, finalin ertesi gün verilecek kokteyl davetiyesini elime aldığımda böylesine aşırı güveni yadırgamıştım. çünkü daha maçın oynanmasına koca bir gün varken, finalden sonraki kokteyl parti için "dünya şampiyonu macar futbol milli takımı onuruna verilecek kokteyle davet..." diye yazmışlardı. ama ertesi günkü maçta, hem de 10 dakikada 2 gol atan macar takımı, daha sonra yiyeceği 3 golle kupayı almanlara kaptıracaktı. 2-0'dan 2-3 yenilgiye düşen macar futbolcularını sonraki akşam o kokteylde görmeliydiniz... bir karış suratla, gelenlerin elini sıkıyor, sonra bir köşeye çekiliyor, kara kara düşünmeye devam ediyorlardı. benim en yakından izlediğim ilk dünya kupası finalim, böylesine ilginç sonuçlanmıştı. öte yandan, gelecek kupa finallerinde takımımızın daha şanslı olacağını düşünüyordum tabiî... nereden bilirdim ki, 48 yıl boyunca dünya kupası finallerine ağzımız sulanarak hep uzaktan bakacağımızı...