ben altuğ soyak, kasımpaşa takımı santraforu. olayı nakledeyim:
idarecilerimiz, izmirli idarecilerle temas edilmesin diye takımı manisa'ya göndermiş. ben kafilenin hareketini kaçırdığım için arkadaşlarıma manisa'da yetiştim. orada beykozlu iki idarecinin bize teşvik primi olarak dağıtılmak üzere kafile başkanımıza para verdikleri söylendi.
maç başlamadan karşıyakalılarla anlaşma yapıldığına dair hiçbir bilgim yoktu. hakemin başlama düdüğünden çok az sonra ilk golü yedik. topu hemen alıp santraya götürdüm ve yediğimiz bu gole mukabele edebiliriz şeklindeki sözlerimle arkadaşlarımı teşvik etmek istedim. bir çoğunun aldırdığı yoktu. hatta o kadar ki, ben stilim icabı sert oynarım. bir aralık kaleci akın'la çarpışınca "neden sert giriyorsun" diye bana bağıran oldu. maçtan sonra yanımda takım arkadaşım turgut olduğu halde kolonya almaya gitmiştik. orada bizim takımın elemanlarına rastladık. kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. turgut yanlarına sokulmuştu, farkına varmamışlardı. farkına vardıkları anda hemen koluna girip eline para tutuşturdular. benim kendilerine baktığımı görünce de b. erol yanıma koştu: 500 lira uzatarak "al bu beykozluların primi" dedi. o anda durumu kavrayamamıştım. daha evvel beykoz'un teşvik primi vereceğini biliyorduk ama mağlup olduğumuz halde neden veriyorlar diye düşündüm. erol'a bu işte bir bit yeniği olduğunu, parayı iade etmek istediğimi söyledim. "üzümü ye bağını sorma. sonra senin için de iyi olmaz" dedi.
turgut'a da aynı şeyi yaptılar. bazılarımızın maç sonuna kadar hiçbir şeyden haberimiz yoktu.eğer bu anlattıklarımda samimi değilsem, şunu söyleyeyim, şu anda benim adım da 1300'er lira alanların arasında olurdu. keşke kolonya almaya gitmeseydim de sonradan sus payı olduğunu anladığım o 500 lira için adım bu çirkin hadiseye karışmasaydı...