mehmet demirkol'un "tae han min guk: 2002 dünya kupası mektupları" kitabından;
çağımızın efsanesi
final
(...)
finalin detayına girelim... almanya iki bekli bir savunmayla ronaldo'yu marke edip, kalabalık ama yavaş ve kontrollü bir şekilde takip alana yerleşti bu beklenmedik bir girişimdi ama brezilya'yı ne şaşırttı ne de üzdü. güney amerikalılar ummadıkları geniş alanlar buldular. almanya topla daha çok oynadı belki ama ilk yanda kaleye sadece bir şut atabildi, onda da çerçeveyi bulamadı. oyunu savunmada kabul etmekten memnun gözüken brezilya, hızlı verkaçlarla çıkıp almanya'yı avlayacaktı. germenler bunu engelleyecek sürati ve kalabalık dönüşleri yapmakta çok zorlandı. 19 ile 45. dakikalar arasında brezilya 5 net pozisyon buldu ama her seferinde kahn'a takıldılar. almanya ikinci yarıya yine ayna anlayışla ancak bu kez pozisyon yaratarak başladı. ilk 5 dakikada jeremies ve neuvlile ile buldukları şansları değerlendirebilseler, belki şampiyon değişmeyecekti ama oyun karakterleri bambaşka olacaktı. ardından brezilya, 3-2-2-li kendi ceza sahası çevresinde iyice kalabalıklaştı. rakibin kanat akınlarını tıkamayı amaçlayan bu oyun çok defansifti. yine de almanya'dan fazlaydı pozisyonları... bir oliver kahn hatası ile 67'de ronaldo'nun ayağından gelen gol sonrası, iyi bir 'orta-gol'cü olan almanya'yı daha erken presle durdurmaya başladılar. ikinci gol sonrası almanya kazanamayacağına iyice ikna oldu.
sonuç olarak, brezilya bu kupanın en iyi hücum hatuna sahip ve sürekliliği olan takımıydı. kimse bu hücum hattını tam olarak durdurmayı başaramadı (ingiltere çok yaklaşmıştı). bu yıkıcı hücum planı, futbol taktisyenlerini uzun süre düşündürecek ve büyük ihtimalle yepyeni savunma planlan izleyeceğiz.