mehmet demirkol'un "tae han min guk: 2002 dünya kupası mektupları" kitabından;
her şey doğruydu
senegal -türkiye
osaka - önemli pozisyonlar görüntülü skorbordda veriliyor ya ham... kupayı kaçanlar tekrar verilirken ahlar yükseliyor ya, duyuyorsunuzdur televizyondan. hiç bu kadar içtenim, yükseğim duymamıştım. bu, kupada seyrettiğim 17. maçtı. kaçan pozisyonlar gerçekten inanılmazdı. 27 ile 43'üncü dakikalar arasında tam 7 net fırsatımız var. hakan'ın vuramadığı, hasanin düzeltemediği, şöyle ya da böyle tam 7 pozisyon. bunlara rağmen istatistikler garip ilk devrede kaleye vurulmuş tek bir şutumuz var. açıkçası bu pek hayra alamet değildi. hakan moralman sıfırlandı ve gol atma umudumuz azaldı. halbuki belirlenen onbir, diziliş, oyun anlayışı, her şey doğruydu. ve yeni bulunmuş bir şey değildi bu. uruguay'ın grupta senegal'le oynadığı maçta ikinci devre oynadığı ve afrikalıları darmadağın ettiği oyunun aynısıydı. ümit sağ çizgide, cory'nin gitmediği, gidemeyeceği kadar uzakta av bekliyordu. tugay alışkın olmadığı kadar hızlı top dağıtıyordu, hasan ve yıldıray hızla savunmanın arasına dalıyor, hakan'ı iyi görüyorlardı.
başlarda, savunmada ergün ve bülent'in kapattığı sol kanatta açıklar verdik. senegal de gollük üç pozisyon buldu. ama bozulmadık. oyunu geniş alanlara açıp rakibin topa sahip olmasını engelledik. onlar hızlı çıkmak isterken, orta sahada tüm pas kanallarını kapamayı başardık. dedik ya, tek eksik topu filelere itelemekti, bunu yapamadık, öyle yapamadık ki, hakan şükür oyundan çıkarken sadece oyundan çıkmıyordu. bir kariyer bitiyordu aslında, türk futbolunda bir devir sona eriyordu. ama yerine giren ilhan mansız buna engel oldu. belki attığı harika golle "bu yer hakan'ın değil, benim" dedi ama türk futbolunun en başarılı forvetinin, maçın kazanılmaması halinde felaketin baş sorumlusu ilan edilmesine de engel oldu. çünkü artık kimse bu maçı hakan şükür'ün kaçırdıklarıyla hatırlamayacak. aslında kazanmamızın nedeni basitti: biz konsantrasyonumuzu asla kaybetmedik, senegal ise bunu neredeyse hiç sağlayamadı. iyiydik ve rakibin eksikliklerinden, fiziksel ve mental yoksunluklarından çok iyi yararlandık. bu hayali bile güç, gerçekleştirilmesi imkânsız gibi bir şeydi. '94'te brezilya'nın grubundan gelen isveç, bizim gibi yarı finalde sambacılarla karşılaşmış, onları çok zorlamasına rağmen, 1-0 kaybetmişti. biz ronaldo ve ronaldinho'nun yokluğunda daha iyisini yapabiliriz sanırım. ve kupa tarihinde çok sık görülen sonradan açılan takımlardan biri olarak, umarım finale adımızı yazdırırız.