1961 finali’nde henüz 8. dakikada burnu kırılan benfica golcüsü mario coluna’nın şanssızlığı kupanın kaderini belirledi. 55.dakikada barcelona kanadında hızla ilerleyen domiciano cavem’in ortasında kafa vuruşunu riske edemeyen coluna ceza yayı üzerinde bekledi. savunmadan seken topu şık bir voleyle barcelona ağlarına gönderdi ve benfica maçı 3-2 kazandı.
2007-08 sezonu sonu itibari ile; avrupa kupasını kazanan takımlardan benfica hem engüneydeki hemde en batıdaki takım ünvanına sahiptir.işte biraz coğrafya bilgisi;
avrupa kupasını alan takımından macar antrenör "oynamasını ve kazanmasını bilen makine,, diye bahsetti
doğan şener
real madrid'in beş sene müddetle elinde tuttuğu muhteşem avrupa kupasının artık yeni bir sahibi var. kupayı ispanyol topraklarından portekize tanıyan bu takımın ismi benfica'dır. ve avrupa sahaları uzun zaman bu isimle çınlayacaktır.
benfica: yepyeni bir takım
perşembe gecesi bern'de upanyo! barcclona takımını cavem. aguas ve santana'nın attığı gollerle 3-2 mağlûp eden benfica düne kadar avrupada pek tanınmış bir takım değildi.
vakta ki sinsi sinsi finale sokulan avusturyanın rapid’ini de yenip barcelona karşısına dikildi, o zaman portekizin bu angolalı ve mozambikli gençlerine şans tanıyanlar çoğaldı.
benfica bu büyük başarısını neye borçludur? bu sualin cevabını yılın antrenörü olarak gösterilen aslen macar bela guttmann bizzat vermektedir:
«— avrupada benfica'dan daha iyi oyunculara mâlik takımlar vardır. fakat daha kuvvetlileri yoktur. sebebine gelince: benim takımım makina gibi oynamasını öğrenmiştir. çok seyahat ettim. dünyanın birçok yerinde nice ekipler hazırladım her takımın en iyi taraflarını alarak birleştirdim. ortaya oynamasını ve kazanmasını bilen bir makina çıktı.»
maceralı bir hayat
1900 senesinde budapeştede doğan ve 1932 ye kadar macaristan, avusturya, amerikada futbol oynayan bela guttmann 1937 de antrenörlüğe başlamış ve sıra ile ujpest, kispest ve macar millî takımlarına hocalık yapmıştır. 1949 da italyaya yerleşen guttmann, padova. triestina. milan ve lanerossi gibi takımları yetiştirmiştir. macar ihtilâli sırasında honred'le dünyayı dolaşmış. brezilyada takımı bırakarak sao paolo'ya antrenörlük etmiştir. 1958 de portekize gelmiş, önce porto'yu. sonra da şimdiki takımı benfica'yı çalıştırmıştır.
gutmann’ın sırları
bir antrenörün 35 ine gelmeden olgunlaşamıyacağı fikrini savunan guttmann. benfica'yı nasıl yetiştirdiğini şöyle anlatmaktadır:,
«öyle zannediyorum ki ben her şeyden önce ruhiyatçıyım bir zamanlar dans öğretmeniydim. karşılaştığım kimselere daima sanat zevki aşılamaya muvaffak oldum. bir kulübe geldiğim vakit artık beni oyuncuların hayatları ve kulübün ortaya koyduğu imkânlar alâkadar eder. sonra yavaş yavaş kendi fikirlerimi kabul ettirmeye haşlarım. herşey birbitiyle o kadar ahenkle kaynaşır ki; kimse tesir altında kaldığının farkına varmaz bile.
sonra saha çalışmaları gelir. takımıma basit fakat kollektif bir futbol öğretirim. futbolcular kafalarını nasıl kullanacaklarını anlarar. kimseden kabiliyetinin üstünde şeyler beklemem. fakat her futbolcuya birşeyler yapması lâzımgeldiğini öğretirim.»
guttmann ne yaptığını bilen ve sırası gelince başarılarıyla pekâlâ övünebilen bir antrenördür. işte şampiyon takımın şampiyon antrenörünün en enteresan sözleri:
«— finale kadar gelebilmek mühim bir işti. eğer benfica'yı bir başka antrenör çalıştırsaydı, finali kazanmasa bile ben bu hocanın karşısında şapkamı çıkarırdım.»
turnuanın ilk yılında ispanyayı real madrid temsil etmişti. ondan sonra her yıl, bir yıl öncesinin şampiyonu sıfatıyla turnuaya katıldı. bu sebeple ilk yıl hariç her defasında bir ikinci ispanya takımı vardı. real madrid 57-58 turnuasında ispanya ikincisi sevilla ile çeyrek finalde karşılaşmış ve 8-0, 2-2 skorlarıyla sevilla’yı elemişti, fakat ondan sonra 58-59 da dömifinalde atletlco madrid'le yaptığı üç maç, 59-60'da yine dömifinalde barselona ile yaptığı iki maç hiç de kolay olmamıştı.
kader, real madrid'in turnuadan adan elenmesi şerefini bir başka ispanyol takımına hazırlıyordu. bu takım barselona oldu. real madrid 59-60 ve 60-61 yıllarında ispanya şampiyonluğunu barselona'ya kaptırmıştı. ve 60-61 sezonunda yapılan altıncı turnuada barselona'nın karşısında ilk defa olarak boyun eğdi. yalnız bu, boyun eğiş yine de kolay olmamıştı. madrid'deki maçta ingiliz hakemi ellis, hayli münakaşalı bir penaltı ile suarez'in ayağından barselona'nın beraberliği sağlamasına imkân vermişti. ( http://www.macanilari.com...elona-196019615017--.html) barcelona'da ise, bir başka ingiliz hakemi mr. leaf vardı. madridlilere göre bu maçı da o hediye etmişti barselonaya. verres'in 34'üncü dakikadaki golüne, di stefano 69‘uncu dakikada cevap veriyor, fakat mr. leafe bu golü saymıyordu. daha sonra evaristo barselona'nın ikinci golünü yapacak ve canario oyun biterken ancak real madrid'in şeref golünü atacaktı. ( http://www.macanilari.com...adrid-196019615018--.html)
Maç gitmişti ve real ilk defa olarak başı önünde sahayı terkediyordu.
şimdi ispanya şampiyonu barselona'nın yani bir ünvanı vardı: real'i eleyen takım. bu takım, çeyrek finalde çekoslavakya şampiyonu spartak kralove’yi yenecek, sonra dömifinalde batı almanya şampiyonu hamburg sv isimli bir granit parçasını okyanus dalgaları gibi vura vura, yiye yiye 270 dakikada dize getirecekti. sert, atletik, çabuk, kıvrak bir defansı vardı hamburg’un... ve seeler, doerfer, sturmer gibi de forveti... ilk maçı barselona 1-0 almıştı, kendi sahasında. hamburg'da ise kocsis'in artık efsane olmuş kafası son dakikada topu ağlara gönderip barselonaya üçüncü maç imkânını veriyordu. brüksel'deki, üçüncü maç ise, düpedüz, bir finaldi. büyük evaristo, muhteşem evaristo tek gol atacaktı da real madrid’i eleyenler finale doğru gideceklerdi.
real madrid'i eleyen takım elbette finalde olurdu. ama final barselona’ya umduğunu vermedi. «kubala - kocsis - evaristo -suarez - csibor» forvetinin attığı iki gole karşılık, şöhretli ramallets 3 gol yiyordu finalde... kimdi bu «real’i eleyen» takımın yolunu kesenler? bern’de wankdorf stadında bundan yedi yıl önce almanya ile macaristan arasında oynanan final maçının talihsiz iki kahramanı nı, kocsis ve csibor'u yedi yıl sonra aynı stadda gözyaşı dökerek soyunma odasına gönderenler kimlerdi?
bunlar benficalılardı. ve itiraf etmek gerekir ki, finale oldukça kolay maçlarla ve şanslı kuralarla gelmişlerdi. benfica'nın turnuaya ikinci katılışı idi bu... ilk defa 57-58'de portekiz şampiyonu olarak gelmişler ve eleme turunda ispanya ikincisi sevilla’ya yenilip elenmişlerdi. bu, ikinci gelişleriydi. iskoçya’nın hearts of midlothians takımını, ujpeşt’i, danimarka’nın aarhus’unu, dömifinalde de rapid’i yenmişlerdi.
evet o güne kadar, o final gününe kadar benficanın ülkelerarası bir büyük şöhreti yoktu. ama ondan sonraki şöhreti büyük olacaktı.
türkiye şampiyonu beşiktaş bu ytl turnuanın talihsiz takımlarından biriydi, ilk maçını viyanada rapidle yapmış ve 4-0 yenilerek daha eleme turunda şansını yitirmişti. ikinci maçta 1-0 galip gelirken türk seyircisine ister istemez şunu da söyletiyordu: «haydi beşiktaş iyi değil diyelim, ama bu mu avusturya şampiyonu?»
rapid gerçekten hiç göz doldurmamıştı. ama aynı rapid birinci turda doğu almanya şampiyonunu, çeyrek finalde, isveç şampiyonu malmoe’yi eleyecek. ancak dömifinalde benfica'ya yenilecekti. hem de viyana'da bir beraberlik aldıktan sonra... ( http://www.macanilari.com....Wien-196019615002--.html)
dip not: real - barcelona maçlarının sırası ters yazıldığı için düzelttim.
benfica: costa pereira (gk), mário joão, ângelo martins, josé neto, germano, fernando cruz, josé augusto, joaquim santana, águas (c), coluna, cavém
teknik direktör: béla guttmann (hun)
barcelona: antonio ramallets(gk) (c), foncho, sigfrido gracia, enrique gensana, martin verges, jesús garay, ladislao kubala, sándor kocsis, evaristo, luis suárez, zoltán czibor
teknik direktör: enrique orizaola (esp)
goller: (0-1) dk. 21 sándor kocsis (1-1) dk. 31 águas (c) (2-1) dk. 32 [kendi kalesine] antonio ramallets(gk) (c) (3-1) dk. 55 coluna (3-2) dk. 75 zoltán czibor
benfica end madrid's golden age published: monday 1 september 2014, 12.08cet sl benfica 3-2 fc barcelona the catalan giants became the first team to beat great rivals real madrid cf in the european cup, but fell at the hands of béla guttman's sl benfica.
the european champion clubs' cup had new winners in the shape of sl benfica, as real madrid cf's five-year monopoly on the new competition was ended by fc barcelona.
but the catalan club's hopes of succeeding their arch-rivals as continental champions was ended by benfica, who as madrid did in three of their triumphs, came from behind to win.
ındeed, it was barcelona that made the early running in berne, and on 20 minutes they took the lead, sándor kocsis diving past his markers to connect with a martín vergés cross. koscis went close again soon afterwards with a header, but defender mário joão cleared off the line.
on the half-hour, though, began a two-minute spell that turned the match. first joaquim santana found left winger domiciano cavém unmarked, who jinked into the box and delivered a low shot. enrique gensana could only half-clear, and josé águas pounced to tap in.
the celebrations had barely ended when gensana and santana challenged in the air, but the barça defender inadvertently diverted the ball onto the crossbar and off goalkeeper antoni ramallets for a bizarre own goal – the first ever in a european cup final.
barcelona pushed forward for the rest of the half, but to no avail. and ten minutes after the break benfica struck again. then mário coluna played the ball to cavém and after a cross, the ball was cleared back to coluna. his thunderous first-time shot gave barcelona captain ramallets little chance.
fifteen minutes from time, another of barcelona's hungarian's – zoltán czibor, who struck in his nation's 1954 fıfa world cup final defeat by the federal republic of germany when he played alongside kocsis – scored in similarly emphatic style to coluna. now the game was wide open again.
but try as they might, barcelona could not breach benfica's rearguard again. the european cup was to be taken to a new country – and barcelona's dreams of adding this trophy to their honours from victories in the first two ınter-cities fairs cup were over.