türkiye'nin salim kafayla hatırladığım ilk galibiyetidir. şöyle diyelim 90 dünya kupası elemelerinde son maçta sscb'ye yenilerek kupaya katılamayan türkiye, o tarihten sonra 3 yıl boyunca hiç bir galibiyet kazanamamıştır. ta ki bu hazırlık maçına kadar...
milli takım futbolcuları arasında ilk maçı ile son maçı arasında en fazla fark olan futbolcular ve ilk ve son maçları arasındaki gün olarak farkları şöyle;(hakan şükür ilk maçından 15 sene sonra gene milli takıma seçilebilmiş şeklindede yorumlanabilir)
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
lüksemburg, her ne kadar 1939 yılında almanya'yı 2-1 ve 1952 olimpiyatları nda ingiltere'yi uzatmada 5-3 yenmiş olsa da, uluslararası futbolun büyüklerinden biri sayılmamaktadır. ama lüksemburg'un başarısızlık serisi, futbolun cüceleri arasında bile eşine zor rastlanır cinstendir. bu başarısızlık serisi 1980'de güney kore karşısındaki 32 yenilgiyle başlar ve 32 yenilginin ardından (9:96 golle), 1995'te malta'ya karşı 1-0'lık yenilgiyle sona erer. 15 yılın bilançosu ise şöyle: galibiyetsiz 78 maç ve 26:242 gol. buna rağmen milli antrenör paul philipp, avrupa futbolundaki herkesi kıskandıracak bir işe sahipti. 17 yıl boyunca, yani tüm meslektaşlarından çok daha uzun bir süre, hiç rahatsız edilmeden takımın başında kalmıştı; tâ ki 2001 yılının ekim ayında federasyon, lüksemburg'u bir futbol gücü yapmak için yeni birini, danimarkalı allan simonsen'i göreve getirmeye karar verene dek.
türk futbolunda devrim yapan 10 yabancı teknik adam
#2 sepp piontek biraz geç anlaşıldı
tınaz tırpan 1990 dünya kupası elemelerinin ardından miadını doldurunca yeni hoca arayışlarına başlanmıştı... denvall'in teknik direktör olarak belirlenecek ismin danışmanı olarak yer alacağı formüller düşünülürken, italya90'a gidemeyen bir başka ülke danimarka'nın da hocasıyla yollarını ayırdığı haberi geliyordu. bu gelişmenin ardından piontek'e teklif götüren şenes erzik federasyonu alman teknik adamla anlaştı. 27 mayıs 1990'da izmir'de yapılan ve golsüz beraberlikle sonuçlanan irlanda cumhuriyeti maçından itibaren piontek yönetiminde oynanan ilk 15 karşılaşmada galibiyet alınamadı. 25 mart 1992'deki 3-2'lik lüksemburg maçı piontek'in ilk galibiyeti olacaktı. onun yönetiminde toplam 27 maça çıkan milliler galibiyet sevincini sadece üç kez daha yaşayabilecekti. anlaşılacağı üzere piontek'in aldığı sonuçlarla çağ atlama arasında en ufak bir kesişme yok. zaten o da türkiye'deki görev süresi boyunca sadece sahadaki skorlara bakılarak değerlendirildi. sonuçlar başansız bulunduğu için de federasyon tarafından görevine son verildi. ilk geldiği günden itibaren milli takımın ne kadar çok maç yaparsa o kadar çok gelişebileceğini ifade eden, futbolculara mücadeleci futbolu aşılayan, fatih terim ile birlikte oluşturduğu yapıyla bir yandan ümit milli takım'ı geleceğe hazırlarken, öte yandan türkiye'yi tarayarak genç yetenekleri bulmaya çalışan piontek'in futbolumuza kattıkları o gittikten sonra anlaşıldı. daha ilk maçında tugay'a şans vererek gençlere güvenini göstermişti. okan buruk, hakan şükür, abdullah ercan gibi birçok ismi milli takıma monte eden de oydu.