ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
"dört büyüklerle" oynanan prestij maçlarında genellikle dirençli bir sınav verdi gençlerbirliği. 28. haftada, şampiyonluğa giden -ve nihayetinde olan- trabzonspor'a karşı ankara'da alınan 0-0 beraberlik, başarılı bir sonuçtu. ligi 2. bitiren fenerbahçe'ye iki maçta da mağlup olundu; fakat istanbul'daki maçta iyice zorlayarak, 3-2. galatasaray'dan ankara'da, beşiktaş'tan istanbul'da 0-0'lık sonuçlarla birer puan alındı. teknik direktör yardımcılığını sürdüren enver ürekli, istan bul'daki beşiktaş maçında şansın da yaver gittiğini hatırlıyor: "tınaz tırpan çok şanslıdır! istanbul'da bir beşiktaş maçı oynadık, beşiktaş bizi topla dövdü atamadı, buna rağmen son dakikalarda reşit kaleciyle karşı karşıya kaldı, atsak üstelik maçı kazanacaktık. öyle bir puan aldık ki oradan, mucize yani. buna benzer çok puanlar aldık."
0-0, en gözde skoruydu bu sezonda gençlerbirliği'nin. maçlarının yarısını, 17'sini berabere tamamladı ve ligin en az gol atan üçüncü takımı oldu. gençlerbirliği, pek "güzel" bir oyun oynamıyordu, ama çok koşan, mücadeleci, oyun içi dayanışma duygusu yüksek bir takım oluşturmuştu.
bu takım karakteri, lige tutunmasını sağlayan ana güç olacaktı izleyen yıllarda.