yıllar önceydi. 1970 li yıllar, adanadayım. adana demirspor ile adanaspor'un maçı var..
o devirleri bilenler bilir. her 2 takım da adana şehrinin takımı olmalarına rağmen, aralarında kâh aleni, kâh gizli ama mutlaka hırpalayıcı bir rekabet var. bu rekabet oyuncular arasında olduğu kadar seyirciler arasında da mevcut. derken maçın bilmem kaçıncı dakikası, hakem bir faul düdüğü çaldı, vay sen misin o düdüğü çalan. aleyhine düdük çalınan takımın seyircisi kalktı ayağa, küfürün bini bin para! nasıl ana-avrat dümdüz gidiyorlar hayret edersiniz.
bir kaç dakika geçti, o seyircinin toplu hareketi şiddetini kaybetti. seyirci biraz sakinleşti, derken 2 sıra arkamdam, olması gereken kilonun %60 fazlasına sahip, bağrı açık (gömlek düğmesi göbeğine kadar açık) bir taraftar tek başına ayağa kalktı ve başladı o gür sesi ile hakem'in anasını, avradını, gelmişini, geçmişini, sülalesini, ebesini, amcasını, nenesini, dedesini.. velhasıl 1 taş ile 33 kuş vurmacasına gün yüzü görmemiş bet sesi ile hakem'in yeryüzündeki mevcut komşularının bile hatırını alaraktan sinkafli galiz bir küfür savurmaya..
buraya kadar herşey normalde, beni esas şaşırtan, o galiz küfürleri savuran değerli adanalı kardeşimin otururken kendi kendine söylenmesiydi;
"la havle vela kuvvet, akşam akşam insanın ağzını bozduracaklar bunlar yahu!"
allah neşenizden sağlık sıhhat ve huzurunuzdan bir şey eksik etmesin. güldüm, güldüm ve de güldüm..
(hangi maç olduğunu bilemediğim için bu anıyı adanaspor ve demirspor’un ligdeki ilk karşılaştıkları bu maça yazdım.)
hava güneşli ve rüzgarlı, ısı 20 derece. adanaspor ilk yarı 10 faul 2 korner; demirspor 14 faul 4 korner kullandı. hakem, necip’e sarı kart gösterdi. 44. dakikada harun sakatlandı çıktı. yerine naci girdi.