1996'da lk kez katıldığımız avrupa şampiyonası'na büyük bir heyecanla gidiyoruz. bir grupta ingiltere-hollanda, bir grupta almanya-italya, bir gruptada fransa-ispanya varken bizim danimarka, portekiz ve hırvatistan'la aynı gruba düşmemiz çeyrek final beklentilerini de haliyle arttırıyor. tabii bu beklendilerin karşılanabilmesi için turnuvaya iyi bir başlangıç yapmak da çok önemli. bu düşüncelerle çıkıyoruz hırvatistan karşısına. maç boyunca da başa baş mücadele ediyoruz rakbimizle ama sonlarda gaza gelip cemaatakip kale önüe gittiğimiz bir esnada vlaovic gafil avlıyor bizi, kontratakta alpay ve rüştü'den sıyrılıp golü buluyor. maçtan sonra alpay vlaovic'i dşürmediği için ağır eleştirilere maruz kalıyor.
aradan birkaç ay geçiyor, alpay ile vlaovic'in yolları bu kez uefa kupası'nda valencia-beşiktaş eşleşmesinde kesiliyor. valencia'nın 3-1 ve 2-2'lik skorlarla tur atladığı bu eşleşmede hırvatgolcü iki maçta da boş geçmeyip takımının zaferide başrol oynuyor. alpay'ı ve türk futbolseverleri de bir kez daha üzüyor.
fatih uraz'ın "adamın abdalı kaleci olur" kitabından;
seyirciye yakın olmanın getirisi
1996-97 sezonunda beşiktaş tarihinde ilk defa avrupa kupalarında arka arkaya üç takımı elemeyi başarmıştı. takımın genç oyuncularından serdar topraktepe, sivrilen isimlerin başında geliyordu. fakat ne yazık ki, ilerleyen zamanlarda düşüşe geçecek, takımında kök salamayacaktı... nedeni seyircinin hoşgörüsüzlüğüydü.
genç oyuncunun formu biraz düştüğünde anlayış göstermek yerine bağırıp çağırarak onu motive edeceğini düşünen kapalı tribün seyircisi yüzünden, serdar maçın her iki yarısında da farklı oynamaya başladı. şeref tribünü önündeki kalede varlık gösterirken, kapalı tribün önünde deyim yerindeyse çuvallıyor, eli ayağına dolaşıyordu.
kalecilerin seyirciye en yakın oyuncu olduğu hatırlandığında akla hemen şu soru gelir: gerçekten azgın, hiç susmayan seyirci bir kaleciyi etkileyebilir mi? bu sorunun cevabı hem "evet"tir hem de "hayır".
öncelikle verdiğim örneğe dikkat çekmek isterim; orada rakip seyirciden değil kendi seyircinizden gelen aleyhte tezahürattan bahsediyorum. kendi seyircisinin sürekli protestosuyla karşılaşan bir kalecinin bundan olumsuz yönde etkilenmemesi mümkün olabilir mi?
tecrübe ve özgüveni yerinde olan file bekçileri için rakip taraftan gelen kötü tezahüratlar, tacizler, bağırtı çağırtılar filan, hepsi de rüzgârın kayadan aldığı toz hükmündedir, onlara vız gelir. bilakis bunlar kalecinin motivasyonunu yükseltebilir bile. kaleciler için sürekli yaygara koparan seyirci önünde oynamanın yalnızca bir mahzuru olabilir; verdiği direktiflerin takım arkadaşlarınca duyulamaması.
genç bir file bekçisi, yeterli tecrübeye sahip olmadığı için, oyunun gidişatına göre dış faktörlerden etkilenir veya etkilenmez. yaşı önemli değil, yeter ki, yaptığı birkaç iyi kurtarışın ardından moral motivasyonunu yüksekte tutmayı basarsın; 1 numaralar hangi büyüklükte stadyumda oynarsa oynasın hata yapmadığı müddetçe kimseyi kendine dert edinmez.
seyircinin rakip kaleciler üzerinde kötü etki bırakması göreceli bir konudur. eğer gerçekten öyle olsa maracana, azte-ca, barnebeu, wembley ve camp nou gibi dev kapasiteye sahip stadyumlarda rakip kalecilerin bırakın gol kurtarmayı, su dahi içemeyip korkudan dillerinin tutulması gerekirdi. 1950 finalini hatırlayalım ve o maçtaki rekor seyirciye rağmen uruguay kalecisi maspoli'nin değil de turnuvanın en iyisi olarak dahi içemeyip korkudan dillerinin tutulması gerekirâi.' 1950 finalini hatırlayalım ve o maçtaki rekor seyirciye rağmen uruguay kalecisi maspoli'nin değil de turnuvanın en iyisi olarak gösterilen brezilya kalecisi barbosa'nın hata yaptığım unutmayalım.
sahaya atılan patlayıcıların, meşalelerin, içi dolu pet şişelerin ve metal paraların kaleciyi huzursuz etmesi normaldir. ancak sanıldığı üzere, öyle derinden korkutucu ve yıldırıcı etkisi yoktur. bir keresinde bundesliga'da oliver kahn'nın kafasına golf topu isabet etmiş ve alman kalecinin yüzü gözü kan içinde kalmıştı. yine de kahn'ın performansında en küçük bir azalma emaresi görülmedi ve maçı alnının akıyla bitirmeyi başardı.
(...)
1982-83 sezonunda oynadığım düzcespor-sıtespor maçında, gol yemediğim ve penaltı kurtardığım için onlarca kişiden yediğim dayağı unutmuş değilim. asıl bu dayağı atanların yıllar sonra benden dilediği özür nedeniyle onları affettiğim o anı hayatım boyunca unutmayacağım. epiktetos ne diyor: "sana tekme atabilirim, zarar verebilirim diyorsan, bil ki insana değil hayvana ait bir özellikle övünüyorsun!"
anlaşılacağı üzere kalecileri tedirgin etmek bazen mümkün görünse bile onları korkutmak gerçekten kolay değil. kalecilerin sahada tek başlarına ve seyirciye yakın olmaları kimseyi yanıltmasın, sonuçta onlara saçma da atsanız dayak da fark etmiyor. onlara maçı bıraktırmak mümkün değil.
avrupa'da ceyrek finale kalarak bir ilk daha gerceklestirmek isteyen besiktas camiasinda tansiyon doruk noktaya cikarken, siyah-beyazli takim fizyolojik ve psikolojik butun hazirliklarini tamamlayarak mac saatini beklemeye basladi.
besiktas, bugun oynayacagi macla avrupa kupalari'nda 56. karsilasmasina cikiyor. 1959'da baslayan bu zorlu maratonda, bu yil uefa kupasi'nda ilk kez 2. ve 3. tura yukselme basarisi gosteren siyah-beyazli ekip valencia'yi da eleyerek, ceyrek finale cikip tarihlerinde bir "ilk"e daha imza atmak istiyor.
kara: her seyımızı ortaya koyacagız
valencia karsisinda ilk macta hak etmedikleri bir yenilgi aldiklarini ve buna ragmen ceyrek finale yukselmek icin ellerinden geleni yapacaklarini soyleyen teknik direktor rasim kara, "ıspanya'daki 3-1'lik macin baslarinda kritik bir gol kacirdik, kendi kalemize gol attik ve 55 dakika 10 kisi oynadik. tum bu olumsuzluklar sonucu, ıstanbul'a dezavantajli bir skorla donduk.
uefa'da bu sezon ıstanbul'da yaptigimiz maclarda cok basariliyiz. d.minsk'e 2, moleenbek'e ise 3 gol attik. valencia karsisinda neden ayni skoru yakalamiyalim. bu macta gol yemeden gol atmayi dusunuyoruz. yiyecegimiz gol bizi zor durumda birakir. ozellikle forvette cok hizli adamlari var ve kontrataklarda da basarililar. bu durumu goz onune alarak dikkatli oynamaliyiz. ısimiz cok zor. hazirliklarimizi tamamladik ve basarmak icin her yolu deneyecegiz." dedi.
"ertugrul'a mac saatınde karar verecegım"
rasim kara, yankov ile sinan'in kart cezalari nedeniyle oynayamayacaklarini hatirlatarak, "yankov'un oynamasini cok isterdim. orta sahadaki yukumuzu hafifletiyordu. oynamamasi bizim icin dezavantaj" derken yerine oynatmayi dusundugu ertugrul ise oynayacak durumda. yildiz futbolcu "ıgne ile de olsa, sakatlik pahasina olursa olsun oynamak istiyorum. takimimi yanliz birakamam." dedi. kara, uzun suredir sakat olan ertugrul'un kendisine cok iyi baktigini ve beklediklerinden kisa surede iyilestigini belirterek, "ancak valencia karsisinda performansinin ne kadarini sahaya yansitabilir, henuz bilmiyoruz. son durumu gayet iyi. oynayip oynamayacagina mac saatinde karar verecegim." dedi. ertugrul'un % 99 oynatilacagi tahmin ediliyor. bu arada taraftarlardan destek bekleyen kara, "taraftarlarimiz sunu bilsinler ki, onlarin bize verecegi destekle tarihimizde yeni bir sayfa acmaya calisiyoruz." dedi.
futbolcular hazır
besiktasli futbolcular dun aksam yaptiklari prese ve tek topa dayali son idmanla taktik hazirliklarini tamamladi. dun ayrica futbolculara conrad otel'de cerrahpasa tip fakultesi pskiyatri anabilim dali ogretim uyesi prof. dr. engin eker tarafindan 1 saat psikolojik terapi uygulandi. futbolcular ise kesinlikle turu gececeklerini belirtiyorlar. bu arada rahim'in bir televizyon kanalina alpay'in esi ile birlikte yaptigi fotomodellik ile ilgili sozleri nedeniyle alpay ile arasinda problem cikti. alpay'in rahim'le konusmadigi ve fotograf cektirmekten kacindigi gozlendi.
valencia ilk macta elde ettigi 3-1'lik galibiyeten moraliyle dun ıstanbul'a gelirken, tur icin emindiler. ciceklerle karsilanan kafile ciragan oteli'ne yerlesirken, dun aksam ınonu stadi'nda son antrenmanini yapti. valencia'nin besiktas karsisina kalede cezasi biten zubizeratta ile birlikte 3-1'lik macin kadrosuyla cikmasi bekleniyor. karpin, moya ve vlaovic formuyla dikkat cekiyor.
bu arada christoph daum ve ronald koch'ta bu maci izlemek icin turkiye'ye gelirken, hakemler cicekle karsilandi.
tarihinde ilk defa uefa kupasi'nda ucuncu tura yukselen besiktas, ıspanya'da aldigi 3-1'lik yenilginin altindan kalkamayarak, avrupa defterini kapadi ve tamamen lige dondu.
maca iyi baslayan siyah-beyazli temsilcimiz henuz 4. dakikada golu buldu ama hollandali hakem vanderende'ye takildi. gecersiz sayilan bu golden sonra ataklarini siklastiran besiktas 16. dakikada serdar'in ayagindan mukemmel bir gol kazanarak ınonu stadi'ni karnavala cevirerek tur umutlarini yesertti. ne var ki, bu sevincin henuz 8. dakikasinda ıspanyol ekibi yildiz futbolcusu lopez'in ayagindan beraberlik golunu buldu. bu dakikadan sonra oyunun insiyatifi tamamen valencia'nin elinde idi. besiktas, orta sahada etkisiz kalirken, defansta inanilmaz hatalar yapmaya basladi. ali ve rahim kendilerinden beklenmedik derecede kotu oyun sergilerlerken, mrmic basarili kurtarislariyla besiktas'i ayakta tutan isim oluyordu. ancak, valencia 43. dakikada vlaovic'in ayagindan guzel bir gol kazanarak besiktas'in tum hesaplarini altust etti.
bu sokun ardindan temsilcimizin yakaladigi penalti atisini gole ceviren oktay ise en azindan ikinci yari icin kucuk bir umut kirpintisi birakti.
2. yarida herkes besiktas'tan daha tempolu, daha atak, pozisyonu zengin bir mac bekliyordu ama butun bu beklentiler bos cikti. orta sahanin inanilmaz pasifligi, forvet oyuncularinin gununde olmayislari ve ozellikle amokachi'nin varligiyla yoklugunun ayird edilemeyecek durumda olmasi besiktas adina buyuk handikaplardi. buna karsilik ıspanyol takimi kontrataklarla zaman zaman pozisyon buluyor ancak kalesini basariyla koruyan mrmic, gole izin vermiyordu.
besiktas adina dun gece sahada iki iyi isim vardi. bunlardan biri mrmic, digeri ise oktay'di. ıkisinin cabasi koca bir turun gelmesi icin yeterli olamadi ve 2-2'lik skorla besiktas avrupa defterini kapatti.
uefa kupası'na ispanya'nın valencia takımına elenerek 3. turda kupaya veda eden beşiktaş, bu sezon oynadığı 8 karşılaşmada kendi evinde hiç kaybetmezken, deplasmanda ise maç kazanamadı.
siyahbeyazlılar, avrupa kupaları'nda tarihinin en büyük başarısını elde ederek 3. tura kadar yükseldiği uefa kupası'nda, istanbul'da oynadığı 4 karşılaşmanın 3'ünü kazanırken, 1'inden ise berabere ayrıldı. beşiktaş, deplasmanda oynadığı maçlarda ise, 2 mağlubiyet, 2 de beraberlik aldı. beşiktaş, oynadığı 8 karşılaşmada rakip filelere 12 gol atarken, kendi ağlarında 9 gol gördü.
golcü oktay
beşiktaş'ın bu yılki uefa kupası serüveninde en golcü futbolcusu rakip filelere 4 gol kaydeden oktay oldu.
genç futbolcu beşiktaş'ın oynadığı 8 maçın 4'ünde 90 dakika oynama şansı bulurken, 2 maçta da sonradan oyuna girdi. oktay 2 karşılaşmada ise forma giyemedi.
dinoma minsk takımıyla oynanan uefa kupası ön eleme turu rövanş maçında karşılaşmanın 61. dakikasında oyuna giren oktay, 68. dakikada attığı golle takımının turu geçmesinde büyük etken oldu. ayrıca belçika'nın rwd moleenbek ekibiyle istanbul'da oynanan maçın 86. dakikasında oyuna dahil olan genç futbolcu, 89. dakikada takımının 3. golüne imza attı. son olarak oynanan valencia maçlarının 2'sinde de forma giyen oktay, hem ispanya'da hem de istanbul'da birer gol atarak takımının en golcü futbolcusu oldu. siyahbeyazlıların uefa kupası'ndaki diğer gollerini ise, ertuğrul (2), serdar (2), amokachi (2), ıankov ve orhan kaydetti.
besiktas teknik direktoru rasim kara mac sonrasi yaptigi aciklamada "turu kaybettigimiz icin cok uzgunuz." dedi. kara hakemin ilk dakikalarda kazandiklari nizami golu iptal etmesinin moral ve motivasyonlarini buyuk bir olcude etkiledigini ve istedikleri oyunu oynayamadiklarini soyledi. kara mac icinde bir turlu istedikleri oyunu kuramadiklarini ve ceyrek finale kadar gelip kaybetmekten buyuk uzuntu duyduklarini belirtti. rasim kara, herseye ragmen futbolcularini verdileri mucadeleden dolayi tebrik etti.
ronaldo: bizim icin tahminlerimizde kolay oldu valencia'in cicegi burnundaki teknik direktor ronaldo "tahminlerimizden daha kolay sonuca gittik. rakibimiz ilk golu bulmasina ragmen oyun disiplininden kopmadik ve kisa surede bu gole karsilik verdik. daha sonra oyundaki ustunlugu tamamen elimize gecirdik. ılk yarinin berabere bitmesi isimizi oldukca kolaylastirmisti. ıkinci yarida besiktas'in uzerimize gelecegini biliyorduk. gerekli onlemleri alip gol noktalarinda gedik vermedik. futbolcularim cok iyi mucadele etti. sonucta hakettigimiz turu gecmeyi basardik." dedi
beşiktaş: marijan mrmic, recep çetin, rahim zafer, ali günçar (dk. 52 mutlu topçu), erkan avseren (dk. 46 orhan kaynak), alpay özalan, sergen yalçın, mehmet özdilek, serdar topraktepe, oktay derelioğlu, daniel amokachi (dk. 69 mustafa özkan)
teknik direktör: rasim kara
valencia: zubizarreta, patxi ferreira, enrique romero, engonga, moya, eskurza, valeri karpin, jose ıgnacio, gaizka mendieta, claudio lopez (dk. 78 jose galvez), goran vlaovic (dk. 64 jose ıgnacio hurtado capilla)