gençler turboya bastı: 5-0 20 aralık 2014 / gencler.org
süper lig'in 14. haftasında konyaspor'u ağırlayan ekibimiz, 6 yıl 10 ay sonra ligdeki en farklı galibiyetiyle sahadan ayrıldı: 5-0.
alkaralar, en son 5 farklı galibiyetini 23 şubat 2008'de 6-1'lik skorla yine konyaspor'a karşı almıştı.
maçtan dakikalar
5. dakikada ali çamdalı'nın gençlerbirliği ceza alanının önünden sert şutunda doğa kaya'nın kafasından seken meşin yuvarlak kale direğinin üzerinden az farkla kornere gitti.
13. dakikada tosic'in torku konyaspor ceza alanının solundan yaptığı ortada, stancu'nun kafa vuruşunda top kale direğinin yanından az farkla auta çıktı.
18. dakikada tosic'in yaklaşık 35 metreden sert şutunda top kaleci belec'te kaldı.
20. dakikada torku konyaspor'un gençlerbirliği ceza alanı önünde kurduğu baskı sonucunda top son olarak uğur incaman'da kaldı. bu futbolcunun uygun durumda plase vuruşunda kaleci ramazan köse, meşin yuvarlağı direğin dibinden oyun alanına tokatladı. pozisyonu iyi takip eden ve topu önünde bulan ömer ali şahiner'in vuruşunda ise meşin yuvarlak kale direğinin üzerinden auta gitti.
34. dakikada stancu'nun torku konyaspor ceza alanın sağından yerden ortasında gosso topa dokunamayınca takımını öne geçirme fırsatını değerlendiremedi.
35. daikada tomic'in torku konyaspor ceza alanının dışından sert şutunda kaleci belec, meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti.
44. dakikada tomic'in torku konyaspor ceza alanının sol çaprazından kullandığı serbest vuruş sonucunda evsahibi ekip karşılaşmada öne geçti. sırp futbolcunun ortasında gençlerbirliği'nin golcüsü stancu, ceza alanı içinde iyi yükselerek meşin yuvarlağı kafayla kaleci belec'in solundan ağlarla buluşturdu: 1-0
45. dakikada gosso'nun pasında topla uygun durumda buluşan tomic'in plase vuruşunda kaleci belec, topu yatarak kontrol etti.
karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 gençlerbirliği'nin üstünlüğüyle tamamlandı.
63. dakikada gençlerbirliğinin baskısı sonuç verdi ve hleb'in ceza alanı üstündeki yalnış pasını kapan guido gençlerbirliği'ni 2-0 öne geçirdi.
67. dakikada tomic, düşürüldüğü pozisyonun ardından kullandığı serbest vuruşta meşin yuvarlağı ceza alanında vatandaşı petrovic'e ortaladı. bu futbolcunun gelişine yaptığı vuruşta kaleci belec'in kolunun altından kaçırdığı top, gol çizgisini geçti: 3-0
69. dakikada ahmet oğuz, kornerden gelen topu kafayla uzaklaştırdı. gençlerbirliği kalesini karşıdan gören pozisyonda campos, meşin yuvarlağın gelişine sert vurdu. kaleci ramazan'ı geçen topu direk dibinde bekleyen tomic, kafayla kornere çeldi.
75. dakikada gençlerbirliği farkı güzel bir golle 4'e çıkardı. bu dakikada irfan can kahveci'nin kullandığı serbest vuruşta ahmet çalık, arka direkte kafayla meşin yuvarlağı atışın kullanıldığı yöne doğru gönderdi. korneri kullanan irfan can kahveci, zor pozisyonda gelen topu şık bir vuruşla ağlarla buluşturdu: 4-0.
87. dakikada gençlerbirliği ceza alanı önünde topla buluşan hasan kabze'nin vuruşunda meşin yuvarlak, kale direğinin üzerinden auta gitti.
90. dakikada irfan can kahveci'nin pasında kaleciyle karşı karşıya kalan artun akçakın, farkı 5'e çıkaran golü kaydetti: 5-0.
maçta gençlerbirliği'nin 4. golünü 19 yaşındaki irfan can kahveci attı. soğukkanlılığı, kafasını kaldırarak ve oyunu okuyarak oynayan irfan, korner kullandı, ahmet çalık ço kkötü bir kafa vuruşu ile topu tekrar ona gönderdi, o da sıfıra yakın bir yerden uzak direğe doğru nefis bir plase çaktı.
maçtan sonra ligtv irfana "golü anlatsana" diye sordu, irfan, "çok kötü ortaydı, kısmet ahmet tekrar topu bana verdi" dedi ve kahkaha attı :)
gençlerbirliği taraftarı olmak, çok sevdiğiniz epik bir filmi, her yıl yeniden izlemeye benziyor. şu an her maça minimum 5-6 tane altyapı oyuncusuyla çıkıp, başarılı sonuçlar alıyor ve bunun keyfini yaşıyoruz. ama sezon sonunda yönetimin, parlayan gençlerden 2-3 tanesini satıp, gelen parayı ‘yabancı’ soru işaretlerine yükleyeceğini, böylece hem takımın ritmini/iskeletini bozacağını, hem de ‘yabancıları paraya çevirme ısrarı/ çevirememe sendromu’ nedeniyle yeni gençlerin önünü kapatacağını da adımız gibi biliyoruz…
tanıl abilerdeki tribünümüze doğru yol alırken, aklımda sadece, hafta içi kupa maçında yendiğimiz konyaspor’un, bizi daha iyi tanıdığı için karşılaşmanın daha çetin geçeceği düşüncesi vardı. öyle de oldu. konyaspor defansı, nefis bir kademeyle oynuyor ve alkaralara hiç açık alan bırakmıyordu. bizim tarafta ise halil ibrahim’in kanadında (djalma’nın etkisiyle) aksamalar yaşanıyor ama ahmet çalık ve doğa’nın etkili savunmasıyla tehlikeler savuşturuluyordu.
ilk yarının son dakikası içinde soldan kullanacağımız serbest atışın başına tomic geçtiğinde, tanıl abiye dönüp, “abi şimdi gol atsak ne güzel olur! hemen odaklanıyorum” diyerek bir kahkaha attım ve koltuğun biraz daha ucuna oturup, gözlerimi kısıp ekrana odaklandım. bu arada tanıl abi, (tıpkı akhisar maçında olduğu gibi) benim koltuğa gelip “deli misin, çok güzel olur valla” dedi. ve… tomic’in ortasına stancu’nun nefis kafasıyla 1-0 öne geçtik! çak-çaklardan sonra tanıl abi, “geçen haftayı anımsıyorsun değil mi?” diyerek kahkaha attı. totem devam ediyordu!
bu arada gol sevincimizi duyan ışık koşarak salona geldi ve “beni gidince gol oluyor demek” dedi. güldük.
bir dakika sonra tomic aynı yerde serbest atış için topun arkasına geçtiğinde ben yine koltuğun ucuna kayıp, gözlerimi kısıp televizyona odaklandım, ışık salondan çıktı. ve… tomic ortaladı, stancu kafasını vurdu ama bu sefer dışarı çıktı! gol olsa, bir yandan efsane olurdu ama bir yandan da sonraki maçlar için uygulaması zor bir totem!
ikinci yarı konyaspor’un baskısıyla başladı. yeşiller bizim sahaya yerleşip açık alan arıyorlardı. kırmızılar ise bu baskıyı bertaraf etmek için sürekli topu oraya buraya şişiriyorlardı. oysa skoru korumanın en iyi yolu topun kontrolünü ele almaktı! ha yedik, ha yiyeceğiz derken, en iyi süpürücümüz doğa’nın sakatlanması üzerine irfan buz’un trabzonspor maçından beri sakat olan guido’yu oyuna sürmesini tanıl abi, “defansta zorlanabiliriz”, ben ise, “baskıyı kırıp ileri çıkmamızı sağlayabilir” diye yorumladık.
stancu’nun yokluğunda, trabzonspor’a karşı tek başına ofans gücümüzü oluşturan ama 25. dakikada sakatlanıp oyunu terk eden (ve hiç şüphesiz bu sezonun en başarılı transferi olan) guido, yeşil alana adımını atar atmaz kaldığı yerden devam etti. takım bir anda ileriye çıkmaya başladı.
63’de toplu baskının etkisiyle hleb’in yanlış pası sonrası topu ayağına alan guido’nun plase golüyle televizyon başında rahatlıyorduk.
sonrasında petrovic’in direk dibine şutunu kalecinin çelememesi ve irfan’ın kötü ortasına ahmet’in kötü kafayla cevap vermesi ve bir kere daha irfan’ın topla buluşup sıfıra yakın yerden, uzak direğe nefis plasesi ile fark dörde çıkıyor, biz de koltuklarımıza daha da yayılıyorduk.
maçın son anlarında tanıl abi kalan süreye bakıp, “artık en kötü 4-1 olur” dedi güldü. ben ise (istatistik manyağı olarak, içimden geçeni), “5 olur abi” dedim. irfan da, artun’a 5. golü attırdı.
maçtan sonra laklak ederken aksu abla girdi içeriye, sakin sakin muhabbet ettiğimizi gördü, o sormadan, “evet” dedim, “uzun zamandan beri ilk kez gençlerbirliği’ni rahat rahat izlemenin rehaveti içerisindeyiz!” güldü, skoru sordu ve 5-0’ı duyunca doğal olarak o da şaşırdı!
yazının son olması gereken ama giriş olarak kullandığım paragrafına dönersek;
herhalde en güzeli, epik filmimizin sonunu umursamadan, en güzel sahnelerine kapılıp, günün keyfini çıkartmak; guido, kapanan takımı nasıl yüreklendirdi öyle! irfan, ne gol attı be! tomic, iki asist, bir çizgiden top çıkartma, daha ne yapsın! doğa sakatlanana kadar rakip ataklarını süpürdü! ahmet çalık ceza alanı içinde neleri kesti öyle! tomic-stancu bir dakika içinde duble yapsa ne efsane olurdu be!..
"doğru yoldayız" 20 aralık 2014 17:40 ntv spor ve ajanslar
gençlerbirliği yardımcı antrenörü naci şensoy, "hem kupada hem de ligde attığımız 7 gol, gençlerbirliği'nin ne kadar doğru yolda olduğunun göstergesi" dedi.
naci şensoy, gençlerbirliği'nin torku konyaspor'u 5-0 yendiği maçın ardından yaptığı açıklamada, aynı rakibi 3 gün içinde 2 kez mağlup etmenin güçlüğüne dikkati çekerek, "bunu başararak hem kupada hem de ligde attığımız 7 gol, gençlerbirliği'nin ne kadar doğru yolda olduğunun göstergesidir. hem bu başarıları almak, hem puan toplayarak üst sıralara tırmanmak ama aynı paralelde genelde türk futbolunda yaşanan yetenek kısırlığını düzeltme açısından alt yapıdan oyuncuların verilen şansı çok iyi değerlendirdikleri için teknik kadro olarak çok mutluyuz" diye konuştu.
taraftarlarının kendilerini destekledikleri sürece onları sevindirmeye devam edeceklerini ifade eden şensoy, "az ama öz taraftarımız var. skoru beklemiyorduk. hem rakibe karşı ikinci maç zor geçecek diye düşüneceksiniz hem de böyle bir skor bekleyeceksiniz. bu bir çelişki olurdu" ifadelerini kullandı.
şensoy, "gençlerbirliği başkanını ne zaman statlarda görürüz. kendisiyle en son ne zaman görüştünüz" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"hepimiz dua edeceğiz. sağlık durumu iyi olduğunda başkanı aramızda her zaman aramızda görmek istiyoruz. bize ayrı bir sinerji, ayrı bir enerji veriyor. inşallah sağlık durumu eskisi gibi olur. en son dün kulübü ziyaret etti. sağlığı çok daha iyi. koah hastalığı kolay değil ama çok şükür atlatıyor. onun tecrübelerinden yararlanmamak büyük bir kayıp olur. onunla sürekli istişare içerisindeyiz."
kocaman düşünceli! 20 aralık 2014 17:51 ntv spor ve ajanslar
torku konyaspor teknik direktörü aykut kocaman ise karşılaşmaya dengeli başladıklarını ancak devrenin son dakikasında gelen golle bu durumun değiştiğini söyledi.
maçın ikinci yarısında rakibe karşılık vermeye çalıştıklarını ancak "konuştukları ve düşündükleri" her şeyin tersini yaşadıklarını dile getiren kocaman, şunları kaydetti:
"gençlerbirliği ikinci yarının tamamında istediğini yapan taraftı. iki haftada 5'er gollü mağlubiyetler sadece konyaspor adına değil ligde de çok olağan bir durum değil, hem hazmedebilir hem de kolay rastlanır bir durum değil. 7 haftadır konyaspor'da görev yapmaya çalışıyoruz, ilk 5 haftanın 4 maçında gol yememiş bir takım diğer taraftan sonraki maçta 10 gol yemiş bir takım. hakikaten çok detaylı ve köklü bir değerlendirme yapmamız gerekiyor, bunu yapacağız. bu çözülme kolay rastlanır bir çözülme değil. ligde bu kadar sert mağlubiyetler alan başka takım yok. bir gariplik olduğu kesin ama bizim işimiz bu garipliği öyle ya da böyle tespit edip ondan sonra tedavi etmeye çalışmak. hem takım hem de şahsım adına üzgünüm."
gençlerbirliği: ramazan köse, ahmet oğuz, ahmet yılmaz çalık, dusko tosic, halil ibrahim pehlivan, doğa kaya (dk. 58 guido koçer), radosav petrovic, gosso jean jacques gosso, nemanja tomic (dk. 71 berat tosun), irfan can kahveci, sorin bogdan stancu (dk. 79 artun akçakın)
yedekler: johan helge dahlın, sedat bayrak, mervan çelik, taylan antalyalı
teknik direktör: naci şensoy
torku konyaspor: vid belec, benjamin fuchs, selim ay, ali çamdalı (dk. 71 dimitar dimitrov rangelov), aliaksandr hleb (dk. 71 mehmet güven), hasan salih kabze, elvis kokalovic, mehmet uslu, uğur inceman, ömer ali şahiner, djalma braune manuel abel campos (dk. 71 bariş örücü)
yedekler: kaya tarakcı, ali turan, recep aydın, jagos vukovic
sadece sonuca bakmayın. sonuçtan çok daha öte bir maçtı. sahadaki 11'deki 5 yabancı hariç tüm futbolcular gençlerbirliği altyapısından yetişti. sonradan oyuna giren artunla, berat'ı da eklersek 7 futbolcu olur. maçın yıldızı 19 yaşındaki irfan geçen sene 3. ligte yani 4. seviye ligde oynadı. bugünleri kim hayal edebilirdi? ülkemiz topraklarındaki hayalgücü fakirliğini gözönüne alırsak bu gerçeğin yok sayılacağını biliyorum. dünyada bunu kim hayal ederdi? bunu soruyorum. belki berbat bir insanlığın içine yeni giren bir yavru bunu düşünebilir.
zafer sarhoşluğundaki ruh halimin korunması için herşeyimi verebilirim. şöyle de düşündüm. artık ölsem de olur. daha ötesi yok. sınırlarda gezen pek sağlıklı gözükmeyen böyle bir duygu durumunu bir daha yaşayabilir miyim bilmiyorum.
bu maçın tüm ayrıntılarını hatırlayıp hemen kağıda dökmek gerekir. çünkü bu yazı büyük ihtimalle arşivin en önemli parçası olacak. böyle bir kadronun ortaya çıkmasında irfan buz'un dolaysız katkısı olmasını isterdim. hakan, hikmet ve uğur'un yokluğu ahmet oğuz ve halil ibrahim'in bugün sahada olmasında etkendi. ne olursa olsun petroviç'in bu kadar iyi oynayacağını tahmin etmediğimden irfan buz'un hakkını teslim etmek gerekir.
doğa sakatlanıp çıkana kadar gosso'nun forvet arkası oynaması yadırganabilir ama onun kararlı ve dikine pasları ve içeriye koşma özelliğini hesaba katarsak yanlış bir tercih diyemem. çok güçlü ve dengeli biri olmasına rağmen o bölgede oynamaya alışkın olmadığı için sırtı dönük almaya çalıştığı toplara kokaloviç engel oldu. mervan'ın kenarda olmasına çok şaşırdım. çünkü takımın çok önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum.
ön yargı ve nefretle yaklaştığım hakemlere olan duygularımın aynısını doğa'da gördüm ve hislerime tercüman olduğu için sevindim. rakip kaleye yakın bir pozisyonda tomiç (o olması lazım) rakibi geçmeye çalışırken engellendi. düdük çalınmadı. hadi bu neyse. akabindeki pozisyonda zannedersem ömer ali hiçbir temas olmadan yere düştü ve hakem buna faul dedi. doğa hakemin hemen önünde dikilerek uzunca bir süre suratına bakıp tekrar tekrar "bize niye vermedin. bunu verdin." gibi şeyler söyledi. hakemin odun gibi durmaya devam etmesinden daha kötü birşey oldu. doğa arkasını döndükten hemen sonra hakem sarı kartını çıkardı. bu, kesinlikle kahpelik ve korkaklık dolu olan arkadan saldırmakla eş değerli bir davranıştı.
maçın başlarında dengeli denilebilecek bir oyun vardı ama konyaspor hem takım, hem bireysel olarak oldukça zayıftı. rakibin hleb, uğur gibi emeklilik vakti çoktan geçmiş futbolcularla fazla dayanabilecek gücü yoktu. takımın en etkili ismi hasan kabze, bir, iki kere sol kanadı kullanıp ahmet oğuz'a karşı bir üstünlük kurdu. aynı bölgeden ömer ali de geldi ama o pek etkili olamadı. konyaspor'un ptt günlerinden hafızamda kaldığı gibi ömer ali pas tercihlerinde çok kötüydü. o zamanlardan beri recep aydın'ın neden daha ön planda olmadığına şaşırıyorum.
ahmet oğuz'un farklı pozisyonlarda ömer ali ve hasan kabzeyi sinsice ittirmesini hiç beğenmedim. bir kaç pozisyon hatasını da farkettim. onun dışında pek sırıtmadı, dengeli bir oyunu vardı ama açıkçası onu pek iyi bulmadım. inşallah ilk süper lig maçı olmasının verdiği acemilik onu böyle göstermiştir. yine de sağ beki hakan aslantaş tekelinden kurtardığını söyleyebilirim.
halil ibrahim bugün çok parlak bir oyun sergiledi. doğru pozisyon alan, hızlı, topla gayet iyi yani komple bir futbolu vardı. ataklara katıldı. iyi ortalar yaptı.
attığımız gollerin aşağı yukarı hepsinde kalecinin hatası vardı. bu kadar çok ve güzel golü atmamıza yardımcı olan belec'e de teşekkür etmek gerekir. takımının tel tel dökülmesini seyreden milyonlar kazanan aykut kocaman'ın umrunda mıdır bu durum acaba? neyse, bunları düşünmeyelim. özellikle guido oyuna girdikten sonra gosso'nun esas mevkisine geçmesiyle tıkır tıkır pas yapan, rakibi hallaç pamuğu gibi atan irfanlı, halil ibolu 3. lig kökenli adına ve tarihine birebir uyan bir takım vardı.
tomiç için sıradan falsolu topa sadece stancu yükseldi ve çok rahat bir golle öne geçtik. hemen sonra yine aynı yerden, aynı ortada top yine aynı yere ve stancuya geldi ama bu sefer stancu kötü vurdu.
irfan'ın baskısında hleb, guidoya çok güzel bir pas verdi. guido hediyeyi karşılıksız bırakmadı.
tomiç her zamanki gibi isabetli ve yumuşak kornerinde petroviç ön direğe gelişine plaseledi. petroviçten bu vuruşu beklememiştim.
tomiç çıktıktan sonra duran topların başına irfan geçti. maçtan sonra irfan "aslında kötü bir ortaydı. ahmet kafayı vurdu. allah işte..." dedi. bana kötü bir orta gibi gelmedi ama irfan için kötü olabilir tabi. onun kadar zeki ve teknik biri gibi düşünebilir misiniz? bu gol anlatılmaz. oturun izleyin.
5. gol artun'un ilk süper lig golüydü. kontra atakta 3'e 2 yakaladık. irfan artun'un önüne bıraktı. artun yerden vurdu. 5 - 0.
hakem uzatmayı oynatmadı. kahvede 3, 5 kişinin şaşkın bakışlarının yanında ilginç bir cümleye tanık oldum. "hakem niye uzatmıyo ki, belki adam gol var oynadı." bu kültürde gençlerbirliğinin varlığı mucizedir. kıymetini bilin.
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav, "mali kriterler uygulandığı zaman gençlerbirliği şampiyon oluyor mu olmuyor mu herkes görecektir" dedi.
cavcav, uefa finansal kontrol kurulu'nun (cfcb), cas'ın 2012 yılında bursaspor ile ilgili ertelenen kararının yürürlüğe girmesi ve kulübe 1 yıl avrupa kupalarından men cezasının uygulanmasına ilişkin ( http://www.macanilari.com...d=201420156128&aid=201091) aa muhabirine yaptığı açıklamada, bursaspor'a geçmiş olsun dileklerini ileterek, "bildiğim kadarıyla neticelenmiş bir süreç değil. gerekli itirazları yapacaklardır, umarım bursaspor lehine sonuçlanır" diye konuştu.
spor toto süper lig takımlarından "gerek galatasaray, gerek trabzonspor ve gerekse de diğer kulüplerin mali durumlarının pek parlak" olmadığını belirten cavcav, "bunu hepimiz biliyoruz, kimsenin saklamasına gerek yok. bursaspor'un yaşadığı diğer kulüpler için bir alarm zili olmalı" ifadesini kullandı.
türk kulüplerinden bazıları için artık cezadan kurtuluş yolu kaldığını sanmadığını savunan cavcav, şu değerlendirmeyi yaptı: "sanmıyorum ki bunların artık bir kısmı için cezadan kurtuluş yolu kalmış olsun, uzattıkları ayaklarını örtecek bir yorgan bulunsun. artık bu arkadaşların borcu harcı yorgana falan sığmaz. benim bu süreçten tek umudum, bu kulüplerimiz, borç nedeniyle transfer yapamayacak ve yüzlerini gençlerbirliği'ne dönerek bizi örnek almaya başlayacak."
"örnek olmaya devam edeceğiz"
ilhan cavcav, mali kriterler söz konusu olduğunda son 20 yılın da liderinin "kesinlikle" gençlerbirliği olacağını iddia etti.
"mali kriterler uygulandığı zaman gençlerbirliği şampiyon oluyor mu olmuyor mu herkes görecektir" diyen cavcav, sözlerine şöyle devam etti: "rekabetteki eşitsizliği yaratan türkiye'de futbol ekonomisinin herhangi bir kritere tabi olmamasıdır. parası olmasa da borcu da bulunmayan kulüplerimiz de var. onları da takdir etmek lazım. ancak bu konuya doğru yaklaşılmazsa bütün kulüplerimiz cezayla karşı karşıya kalacaktır. ayağımızı yorganımıza göre uzatmaya ve bu konuda türkiye'ye örnek olmaya devam edeceğiz."
"paramız herkesin ağzına sakız olmuş"
"bizim paramız var, herkesin ağzına sakız olmuş" diyen ilhan cavcav, oysa paralarının istanbul kulüplerinin iki transferine denk geldiğini söyledi.
kulübün parasına da kadrodaki genç futbolculara da "gözleri gibi baktıklarını" dile getiren ilhan cavcav, "sanki biz para harcamayı bilmiyoruz" dedi.
finansal kriterlerin uygulanması konusunda herkesin daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan cavcav, sözlerini şöyle tamamladı: "elbette hiçbir kulübün kapısına kilit vurulmaz, istemeyiz de. neticede mali kriterler boşuna konmuyor. ben şunu anlamıyorum, bu kulüplerin dünya kadar borcu var ama transfer dönemi başladığında bir hocanın lafıyla 10 futbolcusunu gönderiyor, 10 futbolcu alıyor, sonra da elini devlete açıyor. sanki devletin, milletin parası onlar için birikmiş. biz o açıdan yıllardır mali kriterlerimizi uyguluyoruz."
lig tv'deki quiz programında irfan can kahveci "en unutamadığın maç" sorusuna; "konyaspor maçı olabilir. 5-1 yenmiştik galiba, 5-2 de olabilir. bir gol, bir de asist yapmıştım. güzel bir gol atmıştım", "en gururlandığı an" sorusuna da; "konyaspor maçında gol atmıştım. babama armağan etmiştim. tribündeydi. onun mutluluğunu görmek beni gururlandırmıştı. 'oğlum gol attı diye' seviniyordu" cevaplarını verdi.