gençlerbirliği ile ankaragücü arasında yapılacak başkent derbisi öncesi gençlerbirliği'nin karakızıl taraftar grubu, takımlarının sahaya a2 takımıyla çıkmasını istedi.
taraftar grubu tarafından yapılan yazılı açıklamada, aynı şehrin kardeş takımlarının derbide karşı karşıya geleceği belirtilerek, “takımımızın a2 takımla sahaya çıkmasını, sahada eşit şartlarda mücadele verilmesini istiyoruz” denildi.
gençlerbirliği taraftarları olarak hemşehrilerinin içinde bulunduğu durumun farkında oldukları ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "bu maç bizim için üç puandan çok daha büyük anlamlar taşıyor. ankaragücü'nü bu hale getirenler elbette hesabını vermeli. taraftara bu çileyi yaşatanlar, futbolcuları zor koşullarda yarı yolda bırakanlar ankara halkına hesap vermelidir. ankara taraftarları şartlar ne olursa olsun, beraber güler, beraber ağlar. sevinçte de üzüntüde de akan iki damla gözyaşının birisi sarı-lacivert, diğeri kara kızıl olur."
gençlerbirliği ve ankaragücü taraftarlarının yıllarca yan yana maç izledikleri hatırlatılan açıklamada, “türkiye kupası'nda final oynarken ankaragücülü dostlarımızla yan yana, gönül gönüleydik. yönetimlere rağmen saha içindeki tatlı rekabetimizi, taraftarlar arasındaki dostluğumuzu koruduk. renkler farklı olsa da aynı şehrin havasını beraber soluduk, solumaya da devam ediyoruz. bu mücadeleyi büyük bir saygıyla takip ediyoruz” denildi.
gençlerbirliği taraftarları olarak bu hafta sonu oynanacak maçta takımlarının sahaya a2 takımıyla çıkmasını isteyen taraftar grubu, açıklamasını şöyle tamamladı: "gençlerbirliği sahaya a2 takımıyla çıksın, hak eden kazansın. ankara'da yaşayan herkesin görevini yerine getirmesi, yaşadığı şehrin takımlarına iyi günde, kötü günde sahip çıkması gerekiyor. gençlerbirliği karakızıl taraftar grubu olarak takımımızın a2 takımla sahaya çıkmasını, sahada eşit şartlarda mücadele verilmesini istiyoruz. kimse unutmasın ki ankaragücü ve gençlerbirliği'nin sahibi ankaralılardır. hak eden, mücadele eden kazansın."
türkiye'nin süre gelen en eski 3. derbisi "ankaragücü'nün durumu" gölgesinde oynanacak... mehmet ali çetinkaya 19/01/2012
özellikle ilk devrenin sonlarına doğru, oynamaya çalıştığı takım oyununun meyvesini toplamaya başlayan ve sezon başında koyduğu hedef çıtasını yükselten gençlerbirliği, ikinci devrede oynadığı ilk iki maçta sadece bir puan çıkartarak herkesi şaşırtmıştı. fakat üst sıralardaki en büyük rakiplerinden eskişehirspor'u ankara’da yenerek hem moral kazandı hem de ilerisi için umut verdi.
play-off hesapları yapan kırmızı-siyahlılar hafta sonu ezeli rakipleri ankaragücü'ne konuk olacaklar. normal koşullarda her zaman ilgi çekici ve sürpriz sonuçlara açık olan türkiye'nin süre gelen en eski 3. derbisi (daha ayrıntılı bilgi için: http://www.mehmetalicetin...-eski-3-derbisi%E2%80%A6/) bu sefer eskiye oranla daha farklı bir atmosferde oynanacak.
ankaragücü lig tarihinin en kötü sezonlarından birini (ve belki de en kötüsünü) yaşıyor. ilk yarıda oynadıkları 17 maçta sadece 7 puan kazanan sarı-lacivertliler çok kötü günler geçiriyorlar. lig istatistiklerine göre şimdiden "düştü" gözüyle bakılan ekip aslında iki sezondur sürekli kaynayan bir kazan gibi.
açık konuşmak gerekirse dışarıdan bakan bir futbolsever olarak ankaragücü'nün nasıl bu hale geldiği konusunda net bir fikir sahibi değilim. çünkü bu konuda çok fazla taraf var. her biri her gün farklı bir suçlama ile diğerini (ya da diğerlerini) suçluyor. kısacası ortada çok büyük bir bilgi karmaşası var. kimin ne dediği, kimin ne yaptığı belli değil...
sanırım bilinen en büyük gerçek, ankaragücü'nün çok büyük bir borç batağında olduğu. bu yüzden aylardır para almadan oynayan futbolcular, kötü gidişatın da etkisiyle sözleşmelerini birer birer fesih edip gidiyorlar. uzun bir süre önce sonunculuğa demir atan ve borçları nedeniyle transfer yapması yasaklanan ekibin tek kurtuluşu “1. lig” tecrübesi olmayan, genç futbolcuların omuzlarına yüklenmiş durumda...
bahsi geçen genç oyuncularla sahaya çıktığı için iddaa tarafından "liste dışı" edilen ankaragücü'nün ikinci devrenin ilk maçında mersin'i deplasmanda 2-1 yenmesi herkesi şaşırtmıştı. ardından ankara'da şampiyonluk mücadelesi veren beşiktaş'tan alınan bir puan ile moraller iyice düzelmişti ama geçen hafta sivas'ta oynanan ve 3-0 kaybedilen maç tekrar moralleri bozdu...
kısacası hafta sonu yapılacak olan ankara'nın en büyük derbisi “ankaragücü'nün durumu” gölgesinde oynanacak.
gelinen noktada gençlerbirlikli taraftarlar da bu maç konusunda garip duygular yaşıyorlar. hafta başında kara-kızıl'ın yaptığı ve basına da yansıyan "gençlerbirliği ankaragücü maçına a2 takımı ile çıksın" önerisine bazı taraftarlar onay verirken diğer tarafta yer alan taraftarlar bir yandan maçın gençlerbirliği için de çok önemli olduğunu söylerken diğer yandan da maç için "ankaragücü alırsa kurtulur" gibi bir havanın yaratılmasına ve bu havanın kırmızı-siyahlıları baskı altına almasına kızıyorlar.
ankaragücü'nün yerine kendi takımımı koyup düşündüğümde ben de ankaragücü'nün düştüğü duruma çok üzülüyorum. hele 102 yıllık bir kulübün sahipsiz kalmasına, bu düşüşte başrol oynayanların yıllardır kulübü siyasi ve kişisel çıkarlarına alet etmesine çok sinirleniyorum.
bu maç gençlerbirliği'nin play-off hedefi için, ankaragücü'nün ise ligde kalma hedefi için büyük önem taşıyor. gençlerbirliği'nin daha güçsüz bir ekiple rakibinin karşısına çıkması önerisi ise ilk bakışta "futbol romantizmi için" güzel bir düşünce gibi görünse de aslında bana göre birçok açıdan “sağlıksız” görünüyor.
en başta "güçleri dengelemek için" a2 takımıyla maça çıkmamız etik açıdan düşmeme mücadelesi veren diğer takımlara karşı da "onların güçlerine göre" bir takımla saha çıkmamızı gerektiriyor ki bu son derece göreceli ve mantıksız bir durum.
bir diğer sağlıksız durum da maç sonucunun ankaragücü’nü tüm dertlerinden kurtaracakmış gibi bir havanın yaratılmasından kaynaklanıyor. şunun altını özellikle çizmek gerekiyor ki, bu maçta alınacak bir galibiyet ankaragücü’ne “sadece” moral verecektir. ama bu moralle geri kalan 13 maçın da alınıp ligde kalınması gibi bir durumda bile sarı-lacivertliler “tüm” dertlerinden kurtulamayacaklar. çünkü sahada oynanan futbol ve alınan başarılar ne yazık ki yönetim zaaflarını temizlemeye yetmiyor. yetmeyecek. kulüp yazılıp çizilene göre onlarca milyon dolar borç batağına düşmüş durumda. sağlıklı bir geliri olmayan bir anadolu takımının bu şartlar altında ayakta kalması son derece zor görünüyor.
ankaragücü-gençlerbirliği derbisinin en büyük özelliklerinden birinin güçsüz ve iddiasız görünen takımın galip gelmesi ya da çelme takması olduğunu hepimiz biliyoruz. biraz eski sayfalara bakarsanız her iki takımın da son derece kötü durumlarda rakibini defalarca alt ettiğini görebilirsiniz. ilk yarıda oynanan ve benim gibi birçok gençlerbirliklinin fark beklediği maçın 1-1 bitmesi de bunun en iyi göstergelerinden biri.
uzun sözün kısası; yüzyıllık kulüpleri bile siyasi ya da kişisel çıkarları için “yok eden” yöneticiler cezalandırılmadıkça, bu bataklığı yaratanlar türk futbolundan uzaklaştırılmadıkça ve bu işin en tepesinde yer alan türk futbol federasyonu kulüplerin transfer işlerini “adam gibi” kontrol altına almayıp içi boşaltıldıktan sonra “kulübü cezalandırmak dışında” hiçbir şey yapmadıkça biz bu senaryoyu daha çok defa izleriz.
maça dönersek; normal koşullarda gençlerbirliği’nin favori olduğu bir karşılaşmaya çıkıyoruz. ama sonuç ne olur bunu tahmin etmek çok güç. ankara derbisinde birkaç kere dilim yandı bir daha yansın istemiyorum. iyi olan, mücadele eden ve en önemlisi hak eden kazansın...
dip not: lig tarihi boyunca ankaragücü’nün evinde oynanan 36 maçta tam bir eşitlik söz konusu. her iki takımın 12’şer galibiyeti ve 12’de beraberliği var. iki takımı ayıran tek konu atılan goller. ankaragücü bu maçlarda 53 gol atmış ve 49 gol yemiş. kısacası; maç öncesi ankaragücü “evinde” oynadığı maçlarda averajla önde bulunuyor.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa ve ankaragücü teknik direktörü hakan kutlu, 'son ankara derbisi olmasın' adlı programda bir araya geldi. bizi kırmayıp gelen iki hoca çok güzel açıklamalarda bulundular...
hafta sonunda oynanacak ankara derbisi öncesi gençlerbirliği ve ankaragücü teknik direktörleri 'son ankara derbisi olmasın' mesajı altında buluştu. özellikle ankaragücü'nün içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekmek amacıyla düzenlenen programda iki teknik adam görüşlerini basın mensuplarıyla paylaştı. klasspor adlı internet sitesi ve zargana restoran tarafından organize edilen programa, gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, yardımcısı edward j.sturing, ankaragücü teknik direktörü hakan kutlu, yardımcısı hakan keleş katıldı.
programda öncelikle söz alan gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, hakan kutlu'nun içinde bulunduğu durumun zorluğuna dikkat çekerek, "ben de aynı zorlukları belçika'da yaşadım. şuan nasıl zorluklar içerisinde olduğunu çok iyi biliyorum. ben o dönem biraz daha şanslıydım. en azından bir yönetim vardı. hakan hoca'nın sağında solunda elini vereceği kimse kalmamış. büyük camialar er veya geç, bir şekilde bulundukları yere geri gelirler. bu süreci iyi takip etmek gerekiyor. hakan hoca şuan çok iyi işler yapıyor. ankaragücü a2 takımıyla oynayabilir. ama sahaya çıkınca sorunlar unutulur. hele derbi maçlarda bu daha farklı olur. mersin'e karşı beşiktaş'a karşı nasıl motive oldularsa yine öyle mücadele edecekler. maç oynanmadan skor belli olmaz." dedi.
ankaragücü teknik direktörü hakan kutlu ise gençlerbirliği'nin başarısının devamını temenni ederek, "ankara takımını bu başarısı bizi sevindiriyor. inşallah böyle devam ederler. iki tana farklı pozisyonda ki takımın karşılaşması olacak. biz çeşitli sıkıntılarla boğuşuyoruz. gençlerbirliği çok başarılı bir sezon geçiriyor. ankara derbisi ankara için çok önemli. yıllardır süren rekabetin yanında bir o kadar dostluk var. bu maça çok iyi hazırlanıyoruz. umarımı taraftarlarımıza galibiyet armağan ederiz. derbi maçlardan ne çıkacağı belli olmaz. iyi futbol ve galibiyet arzuluyoruz." şeklinde konuştu.
çapa, 1-0 galip geldikleri maçın ardından yaptığı açıklamada, ankaragücü'nün çok iyi savunma yapan ve mesafeleri kısa tutan bir kurguyla oynadığını belirterek, ''zeminin ağır olması yüzünden oyunu sahaya yansıtamadık. 1-0'dan sonra iyi pozisyonlar da yakaladık. ikinci golü bulsak skor farklı olabilirdi, ancak kalecimizin 87. dakikada yaptığı kurtarışla puanı aldık. mutluyuz'' dedi.
ankaragücü'nün içinde bulunduğu durumun herkesi çok üzdüğünü ifade eden çapa, ''umarım bu maç, son derbi olmaz. ankaragücü çok güçlü bir camiaya sahip ve bunu bu maçta gösterdiler. en kısa zamanda toparlanmalarını ve eski güçlerine dönmelerini temenni ediyorum, çünkü biz de ankaralı futbolseverler olarak ankaragücü'nü izlemeye devam etmek istiyoruz'' diye konuştu.
gençlerbirliği'nin devre arasında beşiktaş'tan transfer ettiği onur bayramoğlu, soner'in yerine 89. dakikada oyuna girerek gençlerbirliği formasını ilk kez giymiş oldu...
hakemler: mustafa ilker coşkun, baki tuncay akkın, ali saygın ögel
ankaragücü: bora körk, mehmet çoğum, aydın toscalı, mert erdoğan (dk. 46 serol demirhan), muhammed türkmen, bilal gülden, veli torun (dk. 78 orhan evci), ishak doğan, gökhan erdoğan, aybars garhan (dk. 65 ergin keleş), ümit kurt
yedekler: bayram olgun, mehmet taşcı, serkan şirin, gürkan alver
teknik direktör: hakan kutlu
gençlerbirliği: ramazan köse, debatik curri, ergün teber, mehmet sedef, yasin öztekin (dk. 81 ermin zec), oktay delibalta (dk. 46 mehmet akgün), hurşut meriç, soner aydoğdu (dk. 89 onur bayramoğlu), özgür ileri, cem can, herve tum
yedekler: özkan karabulut, burak özsaraç, joachim mununga, ersen martin
maçtan dakikalar 18. dakikada ishak'ın sol taraftan ortasında gençlerbirliği savunması, aybars'tan önce davranarak tehlikeyi uzaklaştırdı. 20. dakikada sol taraftan ceza alanına giren yasin'in pasında topla buluşan hurşut, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu: (1-0). karşılaşmanın ilk yarısını gençlerbirliği 1-0 önde tamamladı. 48. dakikada hurşut'un sağ taraftan, yerden ortaladığı topla buluşan yasin, meşin yuvarlağı penaltı noktasına çıkardı. mehmet akgün topa vurmakta geç kalınca, mke ankaragücü savunması tehlikeyi uzaklaştırdı. 57. dakikada bilal'in pasında sol çaprazdan ceza alanına giren serol'un düzgün vuruşunda, kaleci ramazan tehlikeyi yumruklarıyla önledi. 62. dakikada mehmet akgün'in ceza alanı dışından yaptığı vuruşta, top direğin üstünden auta gitti. 66. dakikada mehmet'in sağ taraftan yaptığı ortada arka direkte topla buluşan serol'un gelişine yaptığı vuruşta, meşin uyvarlak direğin yanından az farkla auta çıktı. 73. dakikada soner'in sağ çaprazdan yaptığı vuruşta, top üstten auta gitti. 77. dakikada üst üste çalımlarla rakip ceza sahasına giren yasin'in vuruşunda, kaleci bora meşin yuvarlağı ayaklarıyla önledi. 90+2. dakikada sağ taraftan kullanılan serbest vuruşta arka direkte topla buluşan serol'un vuruşunda, kaleci ramazan gole izin vermedi. karşılaşma, gençlerbirliği'nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
ankaragücü teknik direktörü hakan kutlu, 1-0 kaybettikleri başkent derbisinin ardından, transfer yasağının kalkması durumunda ankaragücü'nün bu ligde kalmak için oynayabileceğini belirtti.
kutlu, 1-0 kaybettikleri gençlerbirliği maçının ardından düzenlenen basın toplantısında, maçın ilk 5 dakikasında gençlerbirliği'nin etkili olduğunu, daha sonra ise oyunda dengeyi sağladıklarını söyleyerek, "gençlerbirliği kontra atakta golü buldu. golün ardından da dengeyi kurmayı başardık. beraberlik golünü bulabilseydik, galibiyeti kaçıran taraf olurduk" dedi.
ankaragücü teknik direktörü hakan kutlu, takıma henüz 3 gün önce yeni oyuncuların katıldığına işaret ederek, daha önce 2. ve 3. ligde oynayan kuralık futbolcuların takıma döndüğünü dile getirdi. bugünkü maçta bu oyunculara görev verdiklerini ifade eden kutlu, şunları kaydetti: "bu arkadaşlarımız bu lige alışacaklar, ama ankaragücü'nün buna zamanı yok. ankaragücü transfer yasağının kalkması durumunda bu ligde kalmak için oynayabilir, ancak yasak kalkmayacaksa gelecek sezon bank asya 1. lig'de şampiyon
olacak bir ekip yaratmayı hedeflemeliyiz."
sarı-lacivertli futbolcu orhan evci de maça çok iyi hazırlanmalarına ve iyi mücadele etmelerine rağmen bir türlü golü bulmadıklarını söyledi. evci, çok üzgün olduklarını ve taraftarlardan özür dilediklerini dile getirdi.
savunma oyuncusu ishak doğan da yaptığı açıklamada, oyunun ikinci yarısında olduğu gibi ilk yarısına baskılı başlayamadıklarını söyledi. gençlerbirliği'nin çok hızlı forvetlerinin olması nedeniyle iyi kontra ataklarla gol pozisyonuna girdiklerini dile getiren doğan, "kazanmamız gereken bir maçı kaybettik, bu çok üzücü" dedi.
gençlerbirliği cephesi
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa ise oynadıkları ankaragücü maçının zor olacağını bildiklerini belirtti. başarılı teknik adam, ankaragücü'nün çok iyi savunma yapan ve mesafeleri kısa tutan bir kurguyla oynadığını söyleyerek, "zeminin ağır olması yüzünden oyunu sahaya yansıtamadık. 1-0'dan sonra iyi pozisyonlar da yakaladık. ikinci golü bulsak skor farklı olabilirdi, ancak kalecimizin 87. dakikada yaptığı kurtarışla puanı aldık. mutluyuz" dedi.
fuat çapa, ankaragücü'nün içinde bulunduğu durumun herkesi çok üzdüğüne dikkat çekerek, şöyle konuştu: "umarım bu maç, son derbi olmaz. ankaragücü çok güçlü bir camiaya sahip ve bunu bu maçta gösterdiler. en kısa zamanda toparlanmalarını ve eski güçlerine dönmelerini temenni ediyorum, çünkü biz de ankaralı futbolseverler olarak ankaragücü'nü izlemeye devam etmek istiyoruz."
gençlerbirliği'nin başarılı savunma oyuncusu mehmet sedef, kendileri ve ankaragücü takımı açısından zor bir maç olduğunu anlatarak, rakip takım karşısında baskı kuramadıklarını söyledi. kazandıkları için mutlu olduklarına dikkat çeken sedef, bursa maçını da kazanıp seriye devam etmek istediklerini dile getirdi.
savunma oyuncusu ergün teber de yaptığı konuşmada, "rakibimizin konumu itibariyle bizim için çok zor geçecek bir maçtı. çünkü rakibimiz çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor" diye konuştu. teber, ankaragücü'nün zorlu bir mücadele verdiğini ve onları onurlu mücadelelerinden dolayı tebrik ettiğini belirtti.
sahada vasat br futbol sergilenirken tribünlerde ankaragücü taraftarlarının açtıkları pankartlar ve takımlarına destekleri maçın önüne geçti. zor günler geçiren sarı-lacivertli ekibin taraftarları maçın özellikle ikinci yarısında, sivasspor karşılaşmasında ıslak forma ile sahaya çıkan oyuncularına destek vermek için üzerlerindeki kıyafetleri çıkararak ve atletlerini sahaya attılar.
yasin hazırladı hurşut tamamladı
gençlerbirliği'nin tek golü 20. dakikada başarılı bir atak organizasyonu sonucunda hurşut meriç'in ayağından geldi. sol kanattan atağı geliştiren yasin öztekin şık bir çalımla ankaragücü savunmasını oyundan düşürüp peşine taktı. topla beraber ceza alanına giren yasin'in ceza alanı içine doğru yerden çıkardığı pasla topu önünde bulan hurşut bekletmeden vurdu ve topu ağlara gönderdi. maçın golden sonraki bölümlerinde ve ikinci yarısında ciddi denebilecek bir atak gerçekleşmed ve skor 1-0 konuk ekip gençlerbirliği lehine sonuçlandı.
pes etme imalat-i harbiye: son ankaragücü deplasmanı olmasın
öncesiyle, oyunuyla ve sonrasıyla 102 yıllık ankaragücü'nün düştüğü/düşürüldüğü durumun gölgesinde yaşanan “bambaşka” bir ankara derbisiydi. maçtan önce stadın çevresinde gördüğün ankaragüçlülerin çoğu mutsuz görünüyordu. ankaragücü’nün yerine gençlerbirliği'ni koyup biraz empati kurmaya çalıştım.
sahip olduğunu bildiğin ama sahipsizliği en derinden hissettiğin pis bir duygu hali vardı. sonuçta bunlar benim gücümün yetmediği büyük işlerdi. kulüp 100 milyon avro (1 milyon yaşına kadar yaşasam bile kazanamayacağım para!!!) borca batırılmıştı ama bunu yapanın kim olduğuna dair hiçbir işaret yoktu ortada. ne hesap soran vardı ne de hesap veren. sanki borç havadan gelmiş kulübe yapışmıştı. ben ne yaparsam yapayım birileri gelip sevdiğimi alıp götürüyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. elimden bir şey gelmiyordu. gerçekten ne yapacağımı bilemediğim karışık ve pis duygular...
bu olumsuzluğa rağmen, bir yandan da stadın çevresinde bolca gördüğüm bir sahne çok hoşuma gitti doğrusu. yanlarına aldıkları ankaragücü beresi, atkısı takan çocukları ile maça gelen orta yaşlı daha hali-vakti yerinde babalar. bir şekilde iş başa düşmüş ve çocuklarını alıp takıma sahip çıkmaya gelmiş gibiydiler. kötü günde bir birliktelik de vardı yani ortada. ve güzel bir şeydi bu...
son 9 yıldır en iyi sezonunu geçiren gençlerbirlikliler ise daha coşkuluydular haliyle. ama hepsi stada gelirken ankaragücü'nün durumunu düşünmüş ve düşünüyor gibiydiler. zaten maç öncesinde açılan "pes etme! imalat-ı harbiye" pankartı ve "ezeli rakibinin" dertlerini sahiplenen, düşmanlarını karşısına alan tezahüratlar ile hep ankaragücü'nün yanında yer aldılar. ankaragücü'nü tribüne çağırdılar. golden sonra fazla sevinmediler. maç içinde ve sonrasında da tezahüratlarına devam ettiler.
çünkü biliyorlardı ki bu "bataklık" kurutulmadıkça, kulüpler adam gibi idare edilmedikçe, federasyon tarafından denetlenmedikçe, birileri sürekli cebini doldururken hesap sorulmadıkça bugün ankaragücü'nün başına gelenler yarın gençlerbirliği'nin başına da gelebilirdi. tarih sayfalarına bakınca 1969-70'de gelmişti de. o takım sahipsiz kalmıştı ve tam 12 yıl birinci ligden uzakta, sahipsiz yaşamaya çalışmıştı...
gençlerbirlikli futbolcular da maç içinde ve sonunda ankaragücü'ne büyük bir saygı gösterdiler. golden sonra abartılı sevinmediler. daha çok top çevirdiler. maçtan sonra tribüne gelmeyip doğrudan soyunma odasına gittiler.
maç bitti. 1-0 kazandık. 4. sıraya yerleştik. play-off için umutlandık ama... ama kimse daha önce ankaragücü'nü yendiğimiz maçlardaki tadı almadı, sevinmedi. çünkü "rakip" gerçekten çok güçsüzdü. çoğunun aklında "son ankaragücü deplasmanı olmasın" düşüncesi vardı...
gençlerbirliği kulübü, alman bild am sonntag gazetesinde teknik direktör fuat çapa ile ilgili olarak yayımlanan haberle ilgili olarak resmi internet sitesinden açıklama yaptı.
türk medyasının habere gösterdiği ilginin, kendileri tarafından şaşkınlık ve tebessümle takip edildiğinin belirtildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''almanya basınında yaptığı asparagas haberlerle imajı ve itibarı sabit bild am sonntag gazetesinde, teknik direktörümüz fuat çapa'nın maç kadrolarını ''bir falcı''nın desteğiyle kurduğu şeklinde yer alan habere, basınımızın gösterdiği ilgiyi şaşkınlık ve tebessümle takip ediyoruz. böyle bir haberi türk medyasının dikkate almayacağını tahmin eden kişilerin, sahip oldukları bağlantılarla böyle bir dedikoduya ciddiyet katmak için yabancı basını seçtikleri anlaşılmaktadır. magazin boyutundaki bu haberin futbola dair eğlenceli konu bulmakta sıkıntı çeken basınımıza bir fırsat verdiğini görüyor ve bunu anlayışla karşılıyoruz. ancak şu ana kadar bilimsel yaklaşımıyla herkesin takdirini kazanan teknik ekibimize yönelik bu asılsız dedikodu, ne başarımıza gölge düşürebilir, ne de teknik direktörümüze duyduğumuz güveni sarsabilir.''
bir çok gençlerli arkadaşın bence aşırı bir duyarlılıkla takip ettiği bir maç oldu bu maç.
evet ankaragücü zor durumdaydı, neredeyse tamamen gençlerden oluşan bir kadro ile sahaya çıkıyorlardı, beş kuruş paraları kalmamıştı falan ama tüm bunların da suçlusu bence camianın tam da kendisiydi. bugüne kadar başarı için hey şey mübah diyenler, gökçek geldiği zaman daha önce her ortamda sövdükleri adamdan nemalananlar, karşı çıkanları zorla susturanlar hele, en büyük sorumlusu idi yaşananların.
tek suçsuz vardı olaylarda o da sahadakiler. zaten onlar da her gittikleri yerde gereken hürmeti görüyorlar.
neyse, böyle bir ortamda yenilelim diyen arkadaşların bile olduğunu bilerek maça gitmek hiç içimden gelmiyordu ki (bu arada deplasmandaki ankaragücü maçlarını ayrı severim. en azından biz bizeyizdir ve kendi tribünümüzde rakiple uğraşmak durumunda kalmayız) başka sebeplerden de maça gidişim iptal oldu. evde izledim maçı. ve yine her şey tam tahmin edildiği gibi gelişti. maçı kazanmamızı sağlayan golün sahibi hurşut golden sonra aralıksız ıslıklandı, küfür yedi, kartopu yağmuruna tutuldu. tribündeki arkadaşlardan aldığım bilgiye göre de kurulduğunda kendilerini alternatif bir oluşum olarak gösteren ama doğalında aslında diğer hiç bir ankaragücü taraftar grubundan farkı olmayan ankaragücü taraftar oluşumlarından birisi tarafından da tribünümüz gerekli küfrü yedi ve maç bitti.maçın son on dakikasında hep bir ağızdan cemal aydın ve gökçek'e edilen küfürler de bir o kadar samimiyetsizdi. önümüzdeki günlerde bunlardan birisi başa yeniden gelse büyük başkan el sallaya dönecek küfürler ne kadar samimi olabilir ki.
bu derbi tarihe son derbi olarak mı geçer bilemiyorum ama geçse o kadar üzülür müyüm çok da emin değilim.
son ankara derbisine doğru ilker yılmaz hayatım futbol, sayı:17 / 24 ocak 2012
son yılların en kötü günlerini geçiren ankaragücü, ankara derbisinde gençlerbirliği’ni konuk etti. ‘son ankara derbisi olmasın’ denildi ama görünen köy de klavuz istemiyor. en iyi ihtimalle birkaç sene…
bir yanda varoşlar, diğer yanda okumuş çocuklar… gerek istanbul, gerek ülkenin diğer derbilerinde taraftar bazında sosyal statü olarak artık kalın çizgiler yok. ankara’da var ama… istanbul’un çokça gölgesinde kalmış ankara futbolu ve futbol kültürü yalnızlaşma yoluna hızla gidiyor. hafta içinde ‘son ankara derbisi olmasın’ sloganı ile buluşan iki kulübün teknik adamları birlik beraberlik mesajları veriyordu ama görünen o ki bir süre birbirlerinden ayrı kalacaklar.
hikayeyi anlatmak, duymak artık sıktı. ankaragücü taraftarına rant peşinde koşan ‘çapulcular’ gözüyle bakar bir kısım sevimsiz insan ama haticeye değil, neticeye baktığımızda kimlerin rant peşinde olduğu çok açık.
sezon başında ülke ‘şike soruşturması’yla çalkalanırken sarı-lacivertlileri bekleyen tehlike pek görülmedi. fatih tekke, marek sapara, robert vittek, metin akan ve stanislav sestak’ı transfer bitiminin son günlerinde kaybettiler. gol atacak adamları yoktu ve stoperden golcü yaratmaya çalıştılar. bizin sıcak koltuklarımızdan gördüğümüz kadarıyla ziya doğan çok çalıştı, çabaladı. baktı düzelmiyor, düzeltemiyor mecbur şapkasını aldı, yola koyuldu. başkan değişti, hoca değişti, transfer dönemi geldi çattı. oyuncu durur mu, onlar da değişti… uğur uçar, theo weeks, serdar özkan, jan rajnoch, ediz bahtiyaroğlu, kağan söylemezgiller, özgür çek, hürriyet güçer ve güven varol halkadan kopup gittiler. ya da kendilerini kurtardılar… elde geleceğe umutla bakılan bir turgut doğan şahin kalmıştı ki bir yanından galatasaray, diğer yanından bursaspor, öte yanından da gaziantepspor çekiştirip durdu, o da formasını astı başka formayı öpmeye koyuldu.
atletler sahaya
mersin idman yurdu maçında alınan sürpriz galibiyet ve beşiktaş’a verilen mücadelenin ederi 4 puandı. sivasspor maçında saç kurutma makinesiyle kurutulan formaların hatırı fayda etmedi, karlı deplasmandan mağlubiyetle dönüldü. zaman gençlerbirliği maçıydı.
eskiden ankaragücü-gençlerbirliği rekabeti ateşli olurdu, sonucu merakla beklenirdi. pazar günkü maçı merak etmedik mi? elbette ettik ama daha çok ankaragücü’nü, taraftarının vereceği mesajı, tezahüratları merak ettik. ilk 11’inde 7 a2 takımı menşeili genciyle sarı-lacivertliler, olağanca ‘gücü’yle mücadele etti. hatta maçın birçok bölümünde de üstün olan taraftı. ah bir de o son dakikadaki pozisyon gol olsaydı. neticede gençlerbirliği attığı tek golle karşılaşmayı kazandı (gol çok güzeldi hakkını verelim).
biz esas meselemize gelelim; gençlerbirliği ezeli rakip. malumunuz okumuş çocuklar. isteseler de zaten pek seslerini çıkartamıyorlar ama açtıkları pankart ankara ayazını ısıttı: “pes etme imalat-ı harbiye.” kısaca bahsetmek gerekirse imalat-ı harbiye; yani makine kimya endüstrisi, 1921’de savaş nedeniyle ankara’ya taşınır. ankaragücü’nün de gelişimine katkıda bulunur, işçiler de takımın futbolcusu olur. yani elde işçilerin takımı ankaragücü vardır.
ankara ayazını ısıtan bir diğer güzelliği de sarı-laciverte gönül vermiş olan taraftarlar yapar. daha önce aralarında para toplayıp kulübün gençlerine destek çıkan, bununla yetinmeyip bir sonraki hafta da erzak yardımında bulunan ‘gecekondu’, takımlarının sivas deplasmanında ikinci yarıya ıslak forma ile soyunma odasından çıkmasını unutmadı, onlar da üzerlerindeki atletleri çıkararak sahaya attılar. malumunuz durumun hazırlayıcısı belediye başkanının da kulaklarını çınlatmayı ihmal etmediler. hem ‘ankara sultanisi*’ne hem de ‘gecekondu’ya kocaman alkış.
dananın kuyruğu dikilir mi?
maçtan sonra hakan kutlu çok net bir mesaj vermiş; “transfer yasağı kalkmayacaksa önümüzdeki sezon bank asya 1. lig’de şampiyon olacak ekip yaratılmayı hedeflemeliyiz.”
acı ama gerçek… “hükümet düşer, ankaragücü düşmez” tabusu yıkılıyor. ben transfer yapılsa da artık ligde kalacaklarını sanmıyorum. daha da kötüsü mevcut durumun onarılmasına dair yapılan çalışmalar da pek tatmin edici değil. bank asya 1. lig’e düşmek dananın kuyruğunun koptuğunu gösterir. oradan bir üst lige çıkmak da her babayiğidin harcı değildir. hele hele ankaragücü gibi sorunlarını dünya kadar borcu olan, birlik olamamış, elindeki oyuncuları kaybetmiş ekipleri yutar bitirir. bakınız kocaelispor…
*: yazının akışını bozmak yerine ankara sultanisi’ne burada yer vermekte fayda var. yıllar sonra atatürk lisesi adını alacak olan okulda bir rivayete göre takıma alınmayan öğrenciler gençlerbirliği’ni kurar. kısa vadede anlaşılması adına bu okulu galatasaray lisesi’nin bir muadili olarak gösterebiliriz.
could that have been the last ankara derby? quite possibly so as ankaragucu need some sort of miracle to stay in the top flight next season. it was cold, the field was in places waterlogged and the football on show wasn't that great. in any case though it will be a great shame if we don't see another derby match and hopefully ankaragucu will still be around next season.
ankaragucu 0 - 1 genclerbirligi
sunday afternoon in the beer bus and various kankas were looking the worse for wear after spending saturday afternoon at the british beer festival at the red lion. still nothing an efes couldn't cure. gencler kankas spine, oguz, emre, robin, the flying dutchman and your reporter for the day discussed everything from the first 120 years of akp rule to how ankaragucu need a middle eastern saviour.
one thing we couldn't discuss was how the ankaragucu fans felt because none of them showed up. normally the home side has to do the report but looks like i got saddled with it instead.
at the stadium we were surprised to see queues. yes queues to get tickets for the gencler end. gencler don't have a big support base but it was good to see so many come out on such a cold day.
we missed the first five minutes or so and i doubt we missed much. as i said the place was cold and the pitch waterlogged in places, not the best conditions for good football. as ankaragucu were forced to play their youth team it wasn't much of a surprise that genclerbirligi controlled most of the play.
the only goal of the match came in the 19th minute when yasin on the left did extremely well to get around his man and then with players streaming into the box he passed to hursut who struck it well from just outside the box.
of course we cheered, but then we just politely clapped. none of the gencler fans want to see ankaragucu go down but at the same time we need the three points to keep up our fight for a place in europe next season.
genclerbirligi continued to control the ball for the rest of the first half but with azofeifa still injured we are really looking poor in the midfield. once again there were a million horizontal passes and no real penetration. i'm not sure that we forced the ankaragucu keeper to make more than a couple of saves for the whole match.
i had no idea at the time but one ankaragucu kanka was at the match, namely cider kanka john and as he posted on the blog, the ankaragucu fans were having fun throwing snowballs onto the pitch. it started pretty much as an attack on hursut for having scored the goal but later on everyone was fair game. it seemed petty at first but later just seemed like fun, after all, snowballs are much better than chairs.
also weird was the "we share your pain" display by the ankaragucu fans as thousands of them took off their shirts and threw their atlets/singlets/vests on to the pitch. i might take part in a similar display myself some day, but certainly in january.
second half and gencler flaffed around, sent some balls over the top and generally played like they wanted to get off the field as soon as possible. sensing this the young ankaragucu players started having a go and they were very unlucky not to equalise late late in the second-half. if it wasn't for ramazan in goal, the match would have finished one-a-piece.
match over and very subdued applause from us. during the match the ankaragucu stands started up various "hukumet istifa" and "gokcek istifa" chants, which the gencler fans of course joined in and so it was slightly annoying that at the end a very small group of ankaragucu fans sitting to the left us started shouting "you are all sons of disreputable women". we merely applauded them, which only got them more pissed off. ultimately the police went in and pushed them out of the stadium, after which much larger groups of ankaragucu fans shouted their appreciation for our support and we started singing ankaragucu chants.
all very weird.
thanks to karabuk beating trabzon on saturday, gencler now go into fourth spot on the ladder. wow, you could have got very good odds for betting on that at the beginning of the season. let's see if we can keep it up.