fuat çapa: artılarımız beşiktaş’tan daha fazla gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, beşiktaş’ın yıldız futbolculardan kurulu bir ekip olduğunu bildiklerini belirterek, "beşiktaş’ın da artıları var bizim de, ancak ben gençlerbirliği’nin artılarının daha fazla olduğunu düşünüyorum" dedi.
çapa, gazetecilere yaptığı açıklamada, spor toto süper lig’in 10’uncu haftasında ankara’da misafir edecekleri beşiktaş’ın futbolcu kadrosunun kaliteli isimlerden oluştuğunu kaydederek, "uefa avrupa ligi’nde perşembe günü oynadıkları için ’yorgun gelecekler’ gibi bir düşünce doğru değil. bunu düşünerek maça hazırlanmak bizi yanlışa götürür. her takım bu tempoya alıştı. biz de 8 günde 3’üncü maçımızı oynuyoruz. biz, sahada neler yapacağız, nasıl galip geliriz bunun hesabını yapıyoruz. genç ve mücadeleci bir ekibiz. rakip beşiktaş, evet artıları var, ancak ben gençlerbirliği’nin artılarının daha fazla olduğunu düşünüyorum. pazar günü oynayacağımız karşılaşmada bunu değerlendirmeye çalışacağız" diye konuştu.
ligin 9’uncu haftasında deplasmanda oynadıkları ve 2-1 kaybettikleri mersin idmanyurdu maçının sonucunu "talihsizlik" olarak değerlendiren fuat çapa, şöyle devam etti: "oyun olarak kötü değildik, ama sonuca gidemedik. kadro yapımız nedeniyle bu tür sıkıntılar olabileceğini daha önce söylemiştim. tecrübe eksikliğimiz var. bunu, maçlarda iyi motive olarak gidermeye çalışıyoruz. artık bu saatten sonra mersin idmanyurdu maçını unutmamız lazım. beşiktaş maçına konsantre olmalıyız. bu karşılaşmaya odaklandık. karşılaşmadan galibiyetle ayrılarak, çifte bayram yapmak istiyoruz."
"mersin idmanyurdu karşısında alacağımız galibiyet ya da beraberlik, sonraki süreçte bizi daha da rahatlatacaktı, ama olmadı" değerlendirmesini yapan çapa, "nasıl bazı maçlarda sürpriz yenilgiler aldıysak, önümüzdeki maçlarda da sürpriz sonuçlara imza atabiliriz. önümüzdeki 4-5 haftalık süreçte şu ana kadar yaşadığımız puan kayıplarını telafi edeceğimize inanıyorum. geçtiğimiz sezon bu takım 17 puanla devreye girmişti. bizim daha oynayacağımız 8 maç var. şu an 11 puandayız. 5’inci sıradaki takımla aramızda yalnızca 5 puan var. lig sıralamasında önümüzdeki haftalarda çok şey değişir. karamsar olmadan önümüzdeki maçlara motive oluyoruz. pazar günü beşiktaş karşısında da iyi motive olup, çok mücadele edip, iyi sonuç alacağımıza eminim" ifadelerini kullandı.
kurban bayramının ilk günü saat 19'da, beşiktaş ile 77. (5g, 27b, 44m, 48ga, 121gy) ve ankara'daki 39. (4g, 14b, 20m, 28ga, 55gy) lig maçımıza çıkacağız.
son üç hafta içinde, lig tarihi boyunca deplasmanda bize sürekli ters gelen iki takımla (gaziantepspor ve mersin idmanyurdu) oynadıktan sonra, bu hafta lig tarihi boyunca hem içeride hem dışarıda bize en ters gelen takım olan beşiktaş'ı ankara'da ağırlayacağız.
beşiktaş'a karşı oynadığımız 38 lig maçında sadece 4 galibiyetimiz var. son 10 yılda oynadığımız (ikisi istanbul'da olmak üzere) 3 türkiye kupası maçını da kazandığımızı (biri penaltılarla) da hatırlamak gerek.
ankara'da oynadığımız beşiktaş maçları deyince hemen aklıma, 2003-04 sezonu 12. haftasında oynadığımız ve 2-1 kaybettiğimiz maç geliyor. bu maçta çok enteresan bir olay yaşanmıştı. 14. dakikada kaptanımız ümit bozkurt sakatlanmış ve kaleci damir'e topu taca atmasını söyleyip, sekerek saha dışına doğru hareketlenmeye başlamıştı. damir'in taca göndermeye çalıştığı top, orta saha çizgisi ile taç çizgisinin kesiştiği alana çok yakın bir yere düşmüştü. sezon başında gençlerbirliği'nden beşiktaş'a giden okan koç'un bir anda topu kapıp atağa başlaması ile hem tribündeki bizler, hem de defans oyuncuları şaşırmışlardı. okan koç, sol kanadımızdan top sürmeye devam ederken, defans oyuncularımız birbirine bakıyor, ilhan mansız'da sekmeye devam eden ümit bozkurt'un yanından ceza alanına doğru süzülüyordu. okan koç ortayı açtı ve ilhan mansız sadece dokundu. koç, lucescu'nun ellerini öpmeye koşarken, bizler ve sahadaki futbolcular birbirlerine bakıyorlardı.
ümit bozkurt'un zaman geçmesin diye seke seke oyundan bir an önce çıkmaya çabalaması. damir'in yakın değil de uzak bir yerden topu taca atma düşüncesi. okan'ın (maçtan sonra “ümit'in sakatlandığını görmedim” demesine rağmen) önünde seken ümit'i görmemesi. ilhan mansız'ın seken gençlerlinin yanından geçip, bir de gol atması...
bu gol, rakipten çok fazla "fair-play" beklediğimiz ama bu oyunun türkiye'de, hele ki "büyük"lerden biri ile oynarken, asla "fair" olmadığını hatırlatan kötü bir örnek olarak zihinlerimize kazındı...
tanıl bora'nın hatırladığı bir gençler-beşiktaş maç anısı ise şöyle:
1999/2000 sezonunun ilk haftası, o haftasonu oynanacak. ailecek izmir seferihisar-sığacık'ta tatildeyiz. ağustos sıcağı. genellikle sezonun ilk haftaları tatil sebebiyle kaçırılır ya. bu da bir tür futbol töresi. yine öyle olacak. ama canım bu maça gitmeyi çok istiyor, içim kıpır kıpır. üstelik pek de parlak bir sezon beklentisi içinde değil, transfer sezonu kesat geçmiş, kulüpte tam bir "bu sene de vaziyeti idare edelim" havası var. ufak ufak yokluyorum, eşim ve eş dost, o kadar saat yol gidilir mi, tatil bölünür mü diye çıkışıyorlar, ama ısrar etikçe bileniyorum ve kararım kesinleşiyor, gideceğim. maç cumartesi günü yanlış hatırlamıyorsam. cuma akşam izmir'e geçiyorum, gece otobüse atlayıp cumartesi sabah ankara'ya iniyorum. evde biraz dinleniyorum, bir iki arkadaş ziyareti, vakit yaklaşıyor ve erkenden stada gidiyorum. kale arkasındayız. kale arkasının yaklaşık üçte ikisi gençler taraftarı. ağustos iklimi, hava geç kararıyor, en az ilk devre pilondan yanmadan idare edebilir. ama malum, maça doğru pilonlar azar azar yakılıyor. maç başlıyor. çok iyi giriyoruz. ilk çeyrek saatin içinde olmalı, sağdan hakan demir (altay'dan gelmişti, genç ve ümit milliydi, birkaç iyi maçı dışında ne yazık ki hayal kırıklığı oldu) çok iyi harmanlayarak getiriyor, çizgiye iniyor, herkes paralel ortaya göre hazırlanırken arkaya doğru kısa çıkartıyor yerden, orada ceza alanının kaleden (ve kale arkasından) bakıldığında sol tarafında, ceza yayının da 5 metre kadar solunda ümit karan var, gelişine uzak direğe plaseliyor, çok sert olmayan ama tam köşeye (kaleden ve kale arkasından bakıldığında sağ alt köşeye) giden bir top, kaleci uzanıyor, yetişemiyor, gol!
gerisi, eveleme. beşiktaş bozuluyor, hamle etmeye çabalıyor ama pek bir şey beceremiyor, biz de ikinci atma girişiminde bulunmuyoruz pek, vakti başarıyla öldürüyoruz ve kazanıyoruz. doğrusu pek ummadığım, harika bir sürpriz galibiyet. ama 13-14 saatlik yolu geldiğim için de kendimi hak etmiş saydım bu galibiyeti!
gece otobüse atlayıp aynen geri döndüm. sığacık'a tatil sitesine vardığımda formamı giydim. kahvaltı edilen restorana doğru inen yolun yüksek bir mevkiinde kollarımı kaldırıp fark edilene kadar öyle durdum. aşağıdan muzaffer bir komutan gibi tezahüratla karşılandım.
çocukluğumdan hatırladığım bir şeydir radyodan maç dinlemek.. dinlemek dediysem, benim yaptığım birşey değildi elbette. babaların, abilerin yaptığı bişeydi. bayramın birinci gününde, babaevinde, beşiktaşlı bir baba ile gençlerbirlikli bir kız radyodan maç dinledi.. baba, 0-2'lik durumun nasıl 4-2 olduğunu anlamaya çalışmakta, kız çocuğunun heyecandan kalbi deli gibi çarpmakta, anne bu gürültülere, özellikle de kızın bu hallerine bir anlam verememekte.. abla yere düşen çekirdek kabuklarını söylene söylene toplamakta... bayramın ilk akşamı, tam bir bayram havasında geçmekte..
levent özcelik radyodan cok güzel anlattı macı radyoyu actıgımda mac 2-2 daha sonra macı kaydetmeye başladım ne olur ne olmaz dedim bu macta gencler birligi öne gecerse en azından bir geri dönüş hikayesinin olması bakımından elimizde bir belge olur diye düşündüm öylede oldu radyo spikerinin goolleri anlatışının bir belgesi olsun dedim ve iyide yapmışım levent özcelik 3 ve 4 golü şu şekilde anlatıyordu.
3 gol--ceza sahası sag köşesine yakın bir noktadan rakip yarı alandan gelen topu beşiktaşlı egemen kontrolü altına aldı hemen arkasında genclerbirligi oyuncusu herme tum vardı egemen topu kalecisine dogru gönderdi kaleci cenk bu topu beklemiyor olacakki top tıngır mıngır filelere gitti 78 dakikada egemenin kendi kalesine attıgı golle bu unutulmaz macta genclerbirligi 3-2 öne gecti.
4 gol- erdal topu tuttu döndü vurdu ve genclerbirligini 4-2 öne gecirdi. giittikce gardı düşen beşiktaşa son vuruşu erdal yaptı.
bu dramatik macta gülen taraf genclerbirligi oldu sevgili dinleyiciler....hakemin macın bitiş düdügünü caldıgı anda.
not levent özcelik mac bittikten sonra macın genel durumu hakkında yorum yaparken.gencler taraftarının gencler buraya tezahuratı net bir şekilde duyuluyordu ve de hurşut.. hurşut sesleri
maçtan dakikalar 4. dakikada simao'nun sol taraftan yaptığı ortada arka direkte bomboş durumda topla buluşan ersnt, kafayla yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 1-0. 13. dakikada yasin'in ceza alanı dışından yaptığı vuruşta, kaleci cenk'in çeldiği topu savunma uzaklaştırdı. 24. dakikada hilbert'in ceza alanına doldurduğu topa egemen yaptığı kafa vuruşuyla yükseklik kazandırdı. aurelio havadan gelen topa rövaşata yapmak istedi ancak başarılı olamadı. meşin yuvarlağı son olarak önünde bulan mustafa, farkı 2'ye çıkaran golü kaydetti: 2-0. 31. dakikada azofeifa'nın kullandığı serbest vuruşta, top kaleci cenk'te kaldı. 44. dakikada hilbert'in sağ taraftan yaptığı ortada ceza alanı içinde topla buluşan simao'nun vuruşunda kaleci ramazan gole izin vermedi. 45. dakikada mehmet'in sol taraftan ortasında ceza alanı içinde iyi yükselen oktay'ın kafayla yaptığı vuruşta, kaleci cenk meşin yuvarlağı tokatlayarak uzaklaştırdı. karşılaşmanın ilk yarısı, beşiktaş'ın 2-0 üstünlüğüyle sona erdi. 53. dakikada veli'nin ara pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan mustafa'nın vuruşunda, top yandan auta gitti. 54. dakikada azofeifa'nın şutunda savunmadan seken top, tum'un önünde kaldı. bu futbolcunun vuruşunda, meşin yuvarlak filelere gitti: 2-1. 56. dakikada yasin'in sol taraftan yaptığı ortada arka direkte topla buluşan hurşut'un kafayla yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 2-2. 63. dakikada veli'nin ceza alanı dışından yaptığı vuruşta, kaleci ramazan meşin yuvarlağı tokatladı. 78. dakikada cem'in attığı uzun topta kendi ceza alanı dışında meşin yuvarlakla buluşan egemen'in geri pasında, kaleci cenk kalesini terk edince, top ağlarla buluştu: 3-2. 89. dakikada yasin'in sol taraftan ortasında ceza alanı içinde topla buluşan tum'un vuruşunda, meşin yuvarlak az farkla auta gitti. 90. dakikada hurşut'un sağ taraftan ortasında topla buluşan erdal'ın düzgün vuruşunda, meşin yuvarlak filelere gitti: 4-2. karşılaşma, gençlerbirliği'nin 4-2 üstünlüğüyle sona erdi.
çapa'nın açıklamalarından ajansspor tarafından derlenenler şu şekilde: "2-0'dan sonra böyle bir sonucu beklemiyorduk. çok fazla pozisyon vermeden 2 gol yedik. ilk yarı da kötü oynamıyorduk iyi oynuyorduk. 1-2'yi yakalamamız lazımdı. golü erken bulmamız iyi oldu. 2-2 olduktan sonra galip gelmeyi bekliyorduk. beşiktaş perşembe günü oynadığı maç vardı. son bölümlerde yorulacaklardı. bizim de özgüvenimiz artacaktı. genç bir takımız. çok fazla transfer yapamadık. zaman zaman sürpriz sonuçlar alsak da gençlerbirliği eski kimliğine kavuşuyor. türk futboluna futbolcular kazandırmaya çalışıyoruz."
basın toplantısı
fuat çapa, basın toplantısında ise karşılaşmaya iyi başladıklarını ancak pozisyon hatası nedeniyle erken gol yediklerini, bunun da takımın genç olmasına bağlanması gerektiğini ifade etti.
karşılaşmanın devre arasında futbolcularla yaptığı konuşmada, 2. yarının hemen başında gol bulmaları gerektiğini söylediklerini belirten çapa, ''2-2 yaparsak galip geleceğimizi biliyorduk. çünkü genç bir takıma sahibiz ve beşiktaş, uefa avrupa ligi'nde perşembe günü maç yaptı. ayrıca 70. dakikadan sonra düşüş yaşadığını biliyorduk. gençlerbirliği taraftarına bu galibiyeti hediye ediyoruz'' diye konuştu.
gençlerbirliği'nin eski kimliğine tekrar büründüğünü kaydeden çapa, şöyle devam etti: ''soner, ümit milli takıma tekrar çağrıldı. hurşut, soner, yasin her gün biraz daha üstüne koyarak ilerliyor. bize sezon başında genç futbolcuları kazanmamızı söylediler. biz de bunun için çalışıyoruz. sonuca göre hedefler değişmezse türk futbolu kazanır. biz teknik direktörler de uzun vadeli planlar yapabiliriz.''
gençlerbirliği futbolcularından erdal da, 2. yarıda olağanüstü bir mücadele sergilediklerini belirterek, ''alnımızın akıyla bu maçı kazandık'' dedi. maçı çevirebildikleri için çok mutlu olduklarını kaydeden erdal, bütün arkadaşlarını tebrik ettiğini söyledi.
yasin de ilk yarıda basit goller yediklerini ifade ederek, 2. yarıda birçok gol pozisyonuna girdiklerini ve bunları değerlendirdiklerini söyledi.
sezon başında gençlerbirliği'nden beşiktaş'a geçen mustafa pektemek, eski takımına karşı ilk maçını oynadı. maçta 2. beşiktaş golünü atan pektemek, golün ardından sevinmedi.. sadece koştu takım arkadaşları yanına geldi sarıldılar...
emrah serbes'in kaleme aldığı ve geçen yıl önce dizi sonra da bir film haline getirilen "gençlerbirlikli" behzat ç.'nin baş karakteri behzat'ı canlandıran "ve gençlerbirlikli olan" erdal beşikçioğlu'da tribünde maçı izleyenler arasındaydı...
lig tarihi boyunca en zor yendiği beşiktaş'ı (bu maçla birlikte 6 maç oldu) 2-0 yenik durumdan 4-2 yenen gençlerbirliği, bu galibiyet için tam 10 yıl 6 ay bekledi...
gençlerin ligdeki en son beşiktaş galibiyeti mayıs 2001'de idi...
gençlerbirliği: ramazan köse, mehmet seyfettin sedef, debatik curri (dk. 79 ante kulusic), aykut demir, cem can, randall azofeifa corrales (dk. 73 erdal kılıçaslan), yasin öztekin, oktay delibalta (dk. 61 özgür ileri), soner aydoğdu, hurşut meriç, herve germain tum
yedekler: ferhat kaplan, emre aygün, joachim lubangwana mununga, ermin zec
teknik direktör: fuat çapa
beşiktaş a.ş.: cenk gönen, ismail köybaşı, tomas sivok, ricardo andrade quresma bernardo, veli kavlak (dk. 80 mehmet akyüz), mustafa pektemek (dk. 56 hugo miguel pereira de almeida), roberto jan hilbert, mehmet aurelio (dk. 61 necip uysal), simao pedro da fonseca sabrosa, fabian ernst, egemen korkmaz
yedekler: umut kaya, filip holosko, sidnei rechel da silva junior, tanju kayhan
teknik direktör: carlos augusto soares da costa faria carvalhal
gençlerbirliği bu sezon ligde ilginç bir grafik çiziyor... bu galibiyetle birlikte puanını 14'e çıkartan ve ligde 10. sıraya yerleşen kırmızı-siyahlılar, bu puanların 13'ünü evindeki maçlardan aldılar. evdeki ve deplasmandaki 5. maçlar sonucunda gençlerbirliği 13 puanla evde lider iken deplasmanda topladığı 1 puanla sonuncu durumda bulunuyor...
10. hafta sonucunda evde oynanan maçlardaki puan durumu;
maçta yasinin ortasına nefis bir kafa vuruşu ile gençlerbirliği'nin 2. golünü atan hurşut meriç, aynı zamanda gençlerbirliği'nin lig tarihi boyunca beşiktaşa attığı 50. golün de sahibi oldu...
beşiktaş, 19 mayıs stadı'nda oynanan mücadelenin 4. dakikasında alman futbolcu ernst'in, simao'nun ortasını kafa vuruşuyla gole çevirmesiyle öne geçti. siyah-beyazlı takım, dakika 24'te mustafa pektemek'in kaydettiği golle farkı ikiye taşıdı. ilk yarı 2-0 siyah-beyazlıların üstünlüğüyle tamamlanırken, gençlerbirliği ikinci yarıya hızlı başladı. başkent ekibi, 54. dakikada herve tum ve 56. dakikada hurşut'un ayağından bulduğu gollerle müsabakaya eşitliği getirdi. beşiktaş, 78. dakikada egemen'in kendi kalesine attığı golle 3-2 geriye düşerken, karşılaşmanın skorunu belirleyen gol ise son dakikada erdal'dan geldi.
bu sonuçla beşiktaş, 17 puanda kalırken, gençlerbirliği 14 puana yükseldi.
gençlerbirliği-beşiktaş maçının ardından
gençlerbirliği teknik direktörü çapa: "maçı kazanacağımıza inanmıştık"
beşiktaş antrenörü carvalhal: "oyuncularım süpermen değil, hepsi insan"
spor toto süper lig'in 10. haftasında gençlerbirliği'ne konuk olan beşiktaş sahadan 4-2'lik mağlubiyetle ayrıldı.
siyah-beyazlı takımın antrenörü carlos carvalhal, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, maçı kazanmak için enerjilerini yetmediğini dile getirerek, "oyuncularımı yine de tebrik ediyorum. üç günde birçok iyi maç oynadılar. bu tarz sıkıntıların olması normal. ilk yarı çok iyi oynadık. devre arasına 2-0 üstün girdik. maç kaybedilince farklı düşünebilirsiniz ama bugün enerjimiz yetmedi. hiçbiri süpermen değil, hepsi insan. bu maç için değil, bu süreçteki maç trafiği için oyuncularımı tebrik ediyorum" diye konuştu.
portekizli teknik adam, 'kendi vatandaşlarınıza söz geçiremiyorsunuz diye eleştiriliyorsunuz. her oyuncu dinlendiriliyor, portekizli futbolcular neden dinlendirilmiyor' şeklindeki soruyu, "ben beşiktaş'ın teknik direktörüyüm, portekizlilerin değil. kişisel konuşmak istemiyorum. biz bir takımız, ben de takımın teknik direktörüyüm. bahsettiğiniz futbolcular ofansa dönük olduğu için oyunda kalmalarını doğru bulduk" sözleriyle cevapladı.
beşiktaş'ın alman futbolcusu hilbert ise basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "iyi başladık, goller de bulduk. ikinci yarıda enerjimiz kalmadı ve goller yedik. üzgünüz, önümüze bakmalıyız ve galatasaray maçını kazanarak bu yenilgiyi unutmalıyız."
siyah-beyazlı takımın genç oyuncusu veli, rakip takımı galibiyetlerinden dolayı tebrik ederek, "2. yarıda yorgunluk kendini gösterdi. gençlerbirliği iyi bir takım ve bunu gösterdiler. galip geldiler. onları tebrik ediyorum" dedi.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, böyle bir galibiyeti beklemediğine dikkat çekerek, "beklemediğimiz anda galibiyet, beklemediğimiz anda mağlubiyetler oluyor. ilk yarıda da kötü oynamadık. ama çok boş alan bıraktık. devre arasında iyi oynayıp golü bulmamız gerektiğini söyledim oyuncularıma. 2-2'den sonra daha genç olmamız ve oyuncuların özgüveninin artması galibiyette etkili oldu. maçı kazanacağımıza inanmıştık. taraftarlara çok teşekkürler. bu galibiyeti onlara hediye ediyoruz. gençlerbirliği yeniden eski kimliğine bürünüyor. birçok oyuncumuz üzerine koyarak performansı artıyor" şeklinde konuştu.
başkent ekibinin oyuncuları erdal ve yasin ise basın toplantısında yaptıkları açıklamada, maçın ikinci yarısında üst düzey bir oyun sergilediklerini ve hak ettikleri bir galibiyet aldıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdiler.
24. dakikada 2 farklı yenik duruma düşen ve maçı 4-2 kazanan (2 farklı mağlubiyetten 2 farklı galibiyete) gençlerbirliği lig tarihinin en iyi geri dönüşüne imza atmış oldu. kırmızı-siyahlılar en son 2004-05'de ankara'da malatyaspor'a karşı 15. dakikada 2 farklı yenik duruma düşüp maçı 5-3 kazanmışlardı...
mustafa pektemek'in gol attıktan sonra sevinmemesi üzerine tanıl abi ile konuşup daha önce "gençlerden gidip gençlere gol atınca sevinmeyen futbolcu var mıydı?" diye sordum. "kona'dan sonra olmadı" dedi...
gencler.org için yaptığımız bir röportajda tanıştığım ve birkaç kere konuştuğum mustafa pektemek'in çok düzgün bir insan olduğunu biliyordum. beşiktaş'a transferinden sonra da kendisini yakın olarak takip etmeye çalışıyorum. dünkü maçta yaptığı hareketten sonra birçok gençlerlinin kalbindeki yerini sağlamlaştırmış oldu...
daha önce de defalarca giydiğim elimdeki 2 "pektemek" formasını daha bir gururla giyeceğim...
gençlerbirliği istatistiklerini araştırmaya başladığım 2003'den beri beşiktaş maçlarını daha "özel" bir gözle takip ediyorum. zira, kupada beşiktaş'ı yensek de, ligde en zor yendiğimiz takım beşiktaş (76'da 5 idi). yanlışım yoksa, gençlerbirliği tarihinin ilk ve tek farklı renk (kırmızı-siyah-beyaz dışında) forması olan ve 2005-06 sezonunda deplasmanda kaybettiğimiz fenerbahçe ve ankara'da kaybettiğimiz rize maçında giydiğimiz turuncu formayı ( http://formalarim.blogspo...05-06-sertan-eser-11.html) üzerime giyerken içimden "ilk kez giydiğim bu forma ile beşiktaşla oynadığımız lig maçları karnesini sıfırlayacağız" diye geçirip tebessüm ediyordum.
ama açıkçası statta yerimi almadan önce, hem "büyük" takımlarla yaptığımız maçlarda "yaşananlardan" ötürü, hem de üstteki kötü istatistikten dolayı pek bir beklentim yoktu. maçtan önce zeynep'in "bugün 6. galibiyeti alacağız" sözüne ise sadece tebessüm etmiştim...
bayram için izmir'den gelen ve kapalıda yerini alan beşiktaşlı arkadaşım severle maç başlamadan önce telefonlaşıp "tam karşındaki merdivenlerdeyim. üzerimde turuncu forma var" demem ve onun da "kapalıya bak şapkamı sallıyorum"lu birbirimizi gösterme çabaları güzeldi...
maçın hemen başında yenilen evlere şenlik gol... ardından sağlı sollu gol atmaya çalışan ve sürekli paslaşan gençler... akabinde yenilen basit gol... ardından sağlı sollu gol atmaya çalışan ve sürekli paslaşan gençler... ilk yarının özeti buydu sanırım...
devre arasında sever'in "temiz maç oluyor" demesi ve benim "abi biz hep böyleyiz işte. oynamaya çalışıp kolay gol yiyoruz. ama son pozisyon gol olsa ve 2-1 olsa idi ikinci yarı daha güzel oalbilirdi" dedikten sonra "abi şimdi 50'de 1-2, 70 de 2-2, 90+3 3-2 olsun bizim olsun" sözlerime gülüşmelerimiz ve telefonu kapatmamız...
ikinci yarının başında tum'un golü ile ayağa fırlayıp alkışlayışım ama hala sakinliğim... yasi’nin ortası ve hurşut'un golü ile sakinliğimin yerini çıldırışın bulması... 2-2'de orta ve yan hakemin çok ucuz "taktir"leri... bu arada takımdaki tüm oyuncuların inanılmaz bir direnç yakalaması... kalecimiz ramazan'ın degajının doğrudan egemen'e gelmesi ve tum'un yaptığı baskı ile egemen’in arkasına bakmadan topu kalecisine doğru atması ama cenk'in ilerde olduğundan golü yemesi ile çıldırmaya devam etmemiz... bir süre “egemen egemen” tezahüratımızın ardından “o kadar bağırdık adam en azından bir döner bakar” muhabbetimiz… erdal oyuna girerken "abi adam kötü oynuyor neden alıyor oyuna ya" diyişim ve erdal'ın attığı nefis golle beni darmaduman etmesi...
maç sonrasında eskiyeni'ye giderken aramızda geçen bol "mutluluklu" ve “şaşkınlıklı” muhabbetler. eskiyeni'de uyanıp uyanıp maçı hatırlayan çocuk gibi "kırmızı-siyah" çekmeler... maçtan önce tunç ve babasına "turuncu formayı uğur için giydim" dememe karşılık, eskiyeni’de tunç'un babasının "fenerbahçe ve galatasaray maçlarında da bu formayı giymelisin" sözlerine "gülümseyip kesinlikle giyeceğim" demem... eskiyenideki birkaç beşiktaşlı ile muhabbetlerimiz… kırmızı-siyah forma ve atkılarla içeride canlı çalan big bang'in solisti emre'nin gençleri ve anadolu takımlarını kutlaması... bize şarkı armağan etmesi... şarkı sözlerini ve dans figürlerini sürekli "4"le bezemelerimiz... çok çok eğlenmemiz…
nefis ötesi geçen bir gecenin sabahında uyanış... ve oturup kısalta kısalta anı yazmaya çalışmam…
ki bunları yazarken, 1 yıldır ön camında beşiktaş bayrağı asılı olan, çok da muhabbetim olmayan ama evlerinden gelen seslerden dolayı "koyu" beşiktaşlı olduğunu bildiğim yan komşumun, sabah çalışma odamın camına astığım gençler flamasını görüp, bulunduğum odaya doğru bakarken kafamı çevirince gözgöze gelmemiz ve onun yana kaykılması...
bir saldırı gibi olmadı umarım... sadece gençlerli olduğumu belirtmek için astım flamayı. uzun zamandır aklımdaydı ama bugüne kısmetmiş :)