gençlerbirliği taraftar grubu alkaralar maçtan önce bir açıklama yayınladı. açıklama şu şekilde:
pazar günü saat 20.00'de, ankara'nın eşi benzeri olmayan derbisinde, ezeli rakibimiz ankaragücü ile karşılaşacağız. ankaragücü'nün zor ve karışık bir dönemden geçtiğini biliyoruz. ne yazık ki bu maç, bu karışık günlerin gölgesinde oynanacak. bu stresli maç öncesi hem ankaragücü, hem de gençlerbirliği taraftarlarına dostluk çağrısı yapma ihtiyacı hissediyoruz.
alkaralar olarak şunu belirtmek isteriz ki; tüm takım seyircilerine kendi tribünlerimizde yerimiz var. ankaragüçlü arkadaşlarımız da, forma ve atkılarıyla bizim tribünlerimizde oturabilir, bizimle yan yana maç izleyebilirler. ancak aramızda oturacak misafir takım seyircilerinden, geçen senelerde örneklerine rastladığımız taşknlıklıklardan, sözlü ya da fiili sataşmalardan kaçınmalarını bekliyoruz ve rica ediyoruz. aynı şekilde taraftarlarımızı da tribünümüzde yer alacak dostlarımız ankaragüçlülere karşı hoşgörülü olmaya davet ediyoruz.
ezeli rakibimize büyük derbide başarılar dileriz. umuyoruz ki içinde bulundukları zor dönemi en kısa sürede, en az hasar ile atlatırlar.
maçtan önce alkaralar demişti ki: eyy ankaragüçlüler, evet geleceksiniz maraton tribününe biliyoruz, ama en azından evsahibine biraz saygı lütfen. sonuçta olan ise geldiler ve aynı saygısızlıkla ortamı gererek geri saatliye polis eşliğinde gitmek zorunda kaldılar. olan ise sadece bizlerin maç seyretme keyfine oldu.
neyse maça dönelim. maçta gördüğüm tek şey kolkola bir alt lige düşme adayı aynı şehrin iki takımıydı. göremediğim tek şey ise attığımız goldü. evet golü göremedim çünkü sevgili mehmet ali serbest vuruş sırasında "bakmazsan gol olur" dedi ve ben de ne yazık ki bununla dalga geçme maksatlı olarak serbest vuruşun yapıldığı bölgeye değil de ankaragücü tribünlerine baktığım için tek golümüzü seyredemedim. iş bununla kalsa yine iyi. ne yazık ki bu totemin etkili olduğuna inanan mali sonraki pozisyonlarda da ısrarla arkadan dürterek maçı seyretmeme engel olmak için her şeyi yaptı. neyse ki maçta başkaca bir şey yoktu da pek bir şey kaçırmadık.
maçtaki kavga gürültünün yanında türkiye'de ilklere imza atmaya devam etti ankara emniyeti. yıllardır süren uygulamaların tam tersine maçtan sonra deplasman taraftarı ilk çıkarıldı staddan. ve bizler ise onların "beraberliğe" sevinçlerini ve stadı terk etmelerini bekledik.
hugo sanchez aslında birçok şeyi anlatmış ( http://www.macanilari.com...id=201120120401&aid=81968) maçtan önce ligdeki sıralama ve futbol olarak daha iyi olan taraf bizdik. maçın ilk yarısı da aslında böyle geçti. son 3 hafta olduğu gibi yine ilk yarıda daha etkiliydik. aman aman bir şey yapmadık ama bir gol attık ve birkaç pozisyona girdik.
ikinci yarı ise, yine son 3 haftadır ikinci yarılarda olduğu gibi kendi yarı sahamızda kalıp tüm topları ileriye şutladık. allahtan ankaragücü forvet elemanları çok ama çok beceriksizlerdi. 86. dakikada ise bir karambolden çok kötü bir gol yedik. maç da böyle bitti. açıkcası vasat bir maçtı. karşımızda bu kadar kötü bir ankaragücü bulmuşken kazanmalıydık.
ama maçın en güzel anı, serbest vuruş öncesi gaza gelip 3-4 kere hugo sanchez'e "bakmazsan gol olur" diye bağırışım, bakmaması ve gol olduktan sonra kısa bir süre şaşkınlığın ardından boğazıma sarılması oldu. çok eğlendim çok :)
ayrıca maçı maratonda behzat ç.'nin yazarı emrah serbes ve hayalet de izledi...
ve ne yazık ki, yine iyi niyetimiz suistimal edildi...
tribünde izlediğim 2. gençlerbirliği maçıydı.ikinci gençlerbirliği maçı ve ilk gençlerbirliği-ankaragücü derbisi.itiraf etmeliyim ki, maç öncesinde maça gitmekle ilgili ciddi kaygılarım vardı.her ne kadar daha önce maça gitmemiş olsam da,ankaragücü taraftarının namına kulak aşinalığım vardı.yine de bir kaç arkadaşımından icazet almak için sordum.zaten gitmeye de can atıyordum.baktım herkes sorun yok diyor, oh ne ala o zaman gideyim dedim.. maç çok enteresan ve keyifli başladı..keyfi attığımız golde, enteresanlığı ise, gölü görmüş olmama rağmen kimin attığını görememiş olmamdaydı.çünkü gol olduktan sonra direk sevgili ural'ın mali'ye ne yapacağını merak ederek onlara döndük.zira mali "bakmazsan gol olur" dediği için ural da bakmadığı için, golü görememişti.. sonrasında; biraz gerilimli dakikalar, taraftarı sahadan koparan ve dikkat dağıtan bir kaç terbiyesizlik,maça pek de asılmayan iki takım (ki yine de ankaragücü daha iyiydi diye düşünüyorum,özellikle 2. yarı)son dakikalarda talihsizce yediğimiz bir gol ve biraz hüsran.. karabük maçında ( stadta ilk maçımdı) uğurlu geldiğimi düşünen arkadaşıma neredeyse "hak verecektim", 86. dakika hiç yaşanmamış olsaydı...
bu maçtan bir gün önce ntvspor'da canlı olarak yayınlanan "yensen de yenilsen de"ye katılmıştım. türkiyenin en iyi futbol istatistikçilerinden cem pekin ve mehmet yüce'den aldığım bilgilere göre programda şu bilgiyi paylaşmıştım;
gençlerbirliği-ankaragücü maçı türkiye'nin süre gelen en eski 3. derbisidir. ilki 1909 - fenerbahçe - galatasaray, ikincisi altay - karşıyaka ve üçüncüsü ise gençlerbirliği - ankaragücüdür...
bu değerleri korumalı ve futbolu sevmek için bir albeni haline getirmemiz gerekiyor...
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 29.09.2011 tarih ve 15 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
- gençlerbirliği spor kulübünün, 25.09.2011 tarihinde oynanan gençlerbirliği - mke ankaragücü spor toto süper lig müsabakasında, reklam panolarının talimatlara aykırı şekilde konumlandırılmasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 5.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
- mke ankaragücü spor kulübü hakkında, 25.09.2011 tarihinde oynanan gençlerbirliği - mke ankaragücü spor toto süper lig müsabakasında, saha olayları nedeniyle sevk yapılmış ise de isnat olunan ihlalin unsurları oluşmadığından ceza tayinine yer olmadığına, aynı müsabakada mke ankaragücü spor kulübünün, takım halinde sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle takdiren 8.750.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada mke ankaragücü spor kulübü idarecisi abdullah karaata'nın, müsabaka hakemine yönelik hakareti nedeniyle takdiren 60 gün hak mahrumiyeti ve 20.000.- tl para cezası ile cezalandırılmasına,
25 eylül 2011 pazar günü, saat 20:00’de, 19 mayıs stadı’nda, ankara’nın en büyük derbisi olan gençlerbirliği-ankaragücü maçlarından biri daha oynandı.
maçtan bir gün önce, ntvspor’da canlı olarak yayınlanan “yenilsen de yensen de”ye bir gençlerbirlikli olarak katıldım. programdan önce yaptığım araştırmalarda ise ankaragücü-gençlerbirliği rekabetiyle ilgili ilginç bir bilgiye ulaştım. ünlü futbol istatistikçilerinden cem pekin ve mehmet yüce’den de doğruladığım bilgiyi, programda söylemeye karar verdim.
türkiye’de oynana en eski derbi, 1904 yılında oynanan moda-kadıköy maçı imiş. süre gelen derbiler içinde en eskisi ise 1909’da oynanan galatasaray-fenerbahçe maçı iken, bunu altay-karşıya ve ankaragücü-gençlerbirliği derbileri takip etmekteymiş.
kısacası, ilk kez 1923 yılında karşı karşıya gelen iki ankara takımının 88 yıllık rekabeti, aynı zamanda türkiye’de süre gelen en eski 3. derbi olma özelliği taşıyor. tüm dünyada, futbolseverlerin ilgisini çekmek ya da taraftarların takımlarına, ilgili maçlar üzerinden daha çok sahip çıkmaları için kullanılan bu tarz bilgiler maalesef bizim ülkemizde her zaman istanbul hegomanyasının çelik çarklarında unufak oluyorlar…
türkiye’de futbol sadece 3 takım üzerine kurgulandığı ve oynandığı için, diğer takımlar hakkında hiçbir bilgiye ulaşamıyoruz. “büyükler”imizin, sadece günü kurtarmak için yaptığı, plansız-programsız, kısa vadeli çalışmaları yüzünden, ülke futbolunda ne bir istikrar ne de bir albeni yaratılamıyor.
25 eylül 2011, saat 20:00’da, ilk 3 maçta hiç puan kazanamayan ve ciddi bir yönetim kaosu yaşayan ankaragücü ile rakibine göre daha derli toplu görünen ama aslında bariz sıkıntıları olan gençlerbirliği, türk futbolunun en eski 3. derbisi için sahaya çıktılar. tribünlerdeki yaklaşık 12 bin seyircinin takip ettiği maçın kalitesi maalesef vasatı geçemedi. önce gençlerbirliği soner ile golü buldu, sonra ikinci yarıda çok gömülmesinden ötürü yediği baskının ardından bir karambol golüne engel olamadı ve maç 1-1 berabere bitti. maçtan sonra ankaragüçlü futbolcular ile taraftarlar 2011-12 sezonunda kazanılan ilk puanlarını doyasıya kutlarlarken, gençlerbirliği taraftarlarının aklı karamboldan yenilen ve 2 puanı çimlere gömen golde kalmıştı.
gençlerbirliklilerin iyi niyetini suiistimal edercesine, gençlerbirliği’ne ayrılan maraton tribününe giren ve sağ tarafta kümeleşip ankaragücü tezahüratlarında bulunan bir grup taraftarın yarattığı gerginlik dışında sakin bir ankara derbisi daha sona erdi.
süper lig’de kalmak için her iki takımın da daha çok çalışması gerektiğinin ortaya çıktığı bu köklü derbinin, türk futbolu içerisindeki değerinin uzun vadede anlaşılması, benim en büyük dileğim. çünkü bu tarz değerlere sahip çıktıkça, bir yandan istanbul hegomanyasının çelik çarklarından biraz daha uzaklaşacağız, hem de futbolu daha çok seveceğiz…
the ankaragucu fans left the stadium a lot happier than the gencler fans after gucu scored with about five minutes before regulation time just after having man sent off. it wasn't the best football in the world, but what do you expect from two teams that will be fighting hard this season from being relegated.
both genclerbirligi and ankaragucu fans ought to get used to watching the sort of football we saw last night. it was second division stuff and if i had to put money on two of the teams to be relegated at the end of the season, i'd put it on both the ankara teams.
genclerbirligi 1 - 1 ankaragucu
derby day! the day everyone has been waiting for. a chance to rib each other over a beer and swear at each other at the stadium. well, it would have been if any of the ankaragucu kankas had shown up. where were you all? just a couple of us gencler fans then - me, spine and flying dutchman.
pretty crap turnout at the stadium as well. we guessed maybe four to five thousand all up. ankaragucu had a semi-decent contingent in the away area whereas gencler had only a couple of thousand in maraton and no one at all in gecikondu. i'm thinking that it isn't only us here at "the round ball in ankara" who are depressed.
gencler came on in the traditional red and black strip while ankaragucu were wearing a uniform which spine described as "i guess they are trying to get sponsorship from ikea".
oh well, kick-off and erggh. rubbish from both sides. both gencler and gucu had chances but they were stuffed up. ankaragucu were playing fairly tough and i was surprised that ref didn't hand out a few cards in the first half, especially when zec was brought down just outside the box in the 22nd minute just before he got a shot in.
the ref gave the free kick though and soner managed to score thanks to a hefty deflection from a gucu defender.
the gencler fans celebrated of course but the match stayed boring. crap passing and whatnot and it was at this stage that we at least had something half-interesting to watch as various gucu fans in our section started swearing at us. there was a bit of push and shove, nothing much though. still, why on earth do ankaragucu fans sit in the gencler section and then get upset when we celebrate getting a goal?
the police took ages but eventually escorted them all out of our section. spine took advantage of the police being distracted and decided to light up a fag.
i read an interesting stat today that there were 411 police and 300 private security guards at the match, or about one security person for every six fans or so. overkill?
ankaragucu woke up a little after the goal and had a couple of chances but managed to send most of them out and so gencler went into half time 1-0. only one player had impressed me at this stage and that was gucu's tonia tisdall. all he needed was some gold around his neck and he'd have been a dead ringer for mr. t. (i'm referring to his haircut, not his size)
second half and we actually got some half-decent football from gencler. hursut was doing his tricky stuff and new boy ozgur ileri was playing well. there were at least two occassions when we should have scored but zec had one saved and soner failed to get his good chance on goal. about 20 minutes in and gencler should have been two or three up but none of the dominance was coverted.
ankaragucu at this stage started playing hard and the referee finally decided to use the cards in his pocket. some of them were a bit dodgy and i think he may have been compensating for his failure to dish them out in the first half.
gencler started time wasting and what a stupid move that turned out to be. just near the end ankaragucu got a free kick and at the same time one of their players (serdar) got a second yellow. the free kick was taken and gencler's keeper ozkan failed to control it. the ball sort of bobbled around in the box and the defenders failed to clear leaving rajnoch with an easy shot and goal.
and that was that.
"sweden are crap," spine said.
yet again the police decided to allow the away fans out first leaving us to cheer on the cleaners. not only is this not the way it is supposed to be done but from a security point of view it is a complete waste of time. by the time we got out the ankaragucu fans had taken the long walk around the block so that we were all together. nothing happened but what if both sets of fans were up for it. stupid.