gençlerbirliği, eskişehirde rakibi ile üst üste 4. kez 0-0 berabere kaldı. bu maçlardan 2 tanesinde tribündeydim. bu maça da gidecektim ama son dakikada gidemedim. gitseydim kendime bağlardım muhtemelen :)
az önce trt'de maçın özetini izledim. özet çok kısa idi. çoğu pozisyonların tekrarı bile yoktu. ayrıca azo'nun nasıl kırmızı kart gördüğünü bile göstermediler. anlamıyorum valla nasıl bir yayıncılık anlayışıdır bu...
gördüğüm kadarıyla 2-3 tane kontraataktan güzel pozisyon yakalamışız ama özellikle ikinci yarıda inanılmaz pozisyonlar vermişiz. özellikle sağ kanatımızdan yerden yapılan 2 ortaya hiçbir eseslinin dokunamaması büyük şans.
kısacası defanstaki hatalarımız devam ediyor. kanat beklerimiz çok güçsüz ve bir de ileri geri yapınca sürekli hata veriyoruz...
herhalde tek sevinilecek şey lige 2de2 ile başlayan eskişehirden 1 puanla dönmek. sonuç olarak takımın zamana ihtiyacı var. devre arasında da kesinlikle ve özellikle defans oyuncusuna...
4. dakikadaki eskişehirspor atağında mehmet yıldız, topu ceza sahası önündeki tello'ya gönderdi. tello'nun sert şutunda kaleci özkan, meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti. 17. dakikada, gençlerbirliği atağında yasin topu zec'e ulaştırdı. bu futbolcunun ceza sahasına girer girmez yaptığı ortada, meşin yuvarlağa hiçbir futbolcu dokunamayınca top auta çıktı. 26. dakika tello, topu ceza sahası önündeki mehmet yıldız'a verdi. bu oyuncu da meşin yuvarlağı burhan'a iletti. burhan'ın gençlerbirliği defans oyuncularına kaptırdığı topu mehmet yıldız tekrar kontrolü altına aldı. mehmet'in pasında meşin yuvarlakla buluşan alper'in ceza sahası dışından attığı şutta top, kalenin üzerinden auta çıktı. 29. dakika veysel, topu sol kanattaki dede'ye iletti. bu futbolcu çalımlarla gençlerbirliği ceza sahası içine girdi. dede'nin attığı şutta kaleci özgür, topu kontrol etti. 31. dakikada tello, topu sol kanattan bindiren dede ile buluşturdu. dede'nin ceza sahası içine yaptığı ortada eskişehirsporlu futbolcular dokunamayınca, top taca çıktı. 34. dakika eskişehirspor, alper'in gençlerbirliği futbolcuları tarafından düşürülmesi sonucu serbest atış kazandı. diego'nun yaklaşık 35 metreden doğrudan kaleye gönderdiği topu, kaleci özgür iki hamlede kontrol etti. 45+1. dakikada dede, sol kanattan ceza sahası içine sert bir orta yaptı. gençlerbirliği savunma oyuncusu mehmet akgün, tehlikeyi uzaklaştırdı. karşılaşmanın ilk yarısı 0-0'lık skorla tamamlandı. 58. dakikada tello, aşırtma pasla topu ceza sahası içindeki kamara'yla buluşturdu. kaleci özgür'le karşı karşıya kalan kamara'nın kontrol etmek istediği meşin yuvarlak, kalenin sağından auta çıktı. 70. dakikada tello'nun sağ taraftan kullandığı korner atışından gelen topa, ceza sahası içindeki veysel iyi yükseldi. bu futbolcunun kafa vuruşunda meşin yuvarlak, kalenin solundan auta gitti. 71. dakikada alper, sol kanattan kaptığı topla gençlerbirliği ceza sahasına kadar girdi. alper'in şutundan gelen topu, kaleci özkan kontrol etti. 73. dakika alper'in gençlerbirliği ceza sahası içine gönderdiği ara pasta topla buluşan dede'nin yaptığı ortada meşin yuvarlağa sert vuran kamara'nın gol girişimini kaleci özkan önledi. 74. dakika diego, topa sert vurdu. kaleci özgür'den dönen meşin yuvarlağı batuhan tamamladı. bir kez daha kaleci özkan'dan dönen topu gençlerbirliği defansı uzaklaştırdı. 84. dakika erkan ile batuhan paslaştı. topla tekrar buluşan erkan'ın sert şutunda kaleci özkan, topu bloke etti. karşılaşma, golsüz tamamlandı.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, maçla ilgili twitter'dan şunları söyledi:
"dün maça kadar, maçtan sonra kulağımız hep ankara'dan, başkanımızdan gelecek iyi haberlerdeydi. bir an önce tribündeki yerini alır inşallah.
maçla ilgili: ilk yarı iki takım da dengeli ve temkinli oynadı. oyun dar alanda gerçekleşti. bizim için doğrusu da buydu. eskişehirspor'un forvetleriyle olan pas trafiğini bu şekilde kesebilirdik. basit oynamamız, taktiğe bağlı kalmamız gerekiyordu. özellikle ikinci yarının başında eskişehirin muhteşem taraftar desteğiyle üzerimize geleceğini biliyorduk. futbolcularımıza sakin ve sabırlı oynamaları gerektiğini söyledik. maç içinde doğru pasları verebilsek aradğımız pozisyonları bulabilirdik. ilk yarı orta sahada oynayan üç oyuncumuzun sarı kart görmesi bizi etkiledi. burada topu ayağımızda daha çok tutmalıydık. kanat oyuncularımız daha doğru pas tercihleri yapabilirdi. ama olmadı. kadro açısından eksikliklerimiz düşünüldüğünde sonuç iyi. eskişehrin yedek kulebesi zengin. oyuna sonradan girenler çıkanlardan farklı özelliklere sahip. iyi başladılar. seyircileri iyi. bütün bunlar düşünmek lazım. lig ilerledikçe dün aldığımız 1 puanın önemi anlaşılır. eskişehir zor deplasman.
bizim açımızdan dün oyuna sonradan giren oyuncularımızın iyi şeyler yapmak için çok istekli olmaları önemli. oktay hastalığına emre maç eksiğine rağmen çabaladı. mehmet sedef de son derece istekliydi. ama dün türkiye özgür'ü kazandı bence. çok iyiydi. emre aygün'ün belçika'daki kampta son maçta sakatlandığını. 6 hafta takımdan ayrı kaldığını ve 3 haftadır takımla çalıştığını hatırlamalıyız. sonuçta dünya'nın her yerinde deplasmanda 1 puan kötü sonuç olarak görülmez. eskişehirspor'a başarılar. sahadaki yardımlaşmamız arttığı sürece biz de daha başarılı olacağız. "
her deplasmanın güzel bir hikayesi oluyor. bunun da öyle.
sabah arabayı eşimin iş yerine bıraktım. kızılayda da işim var diye. öğleden sonra arabanın yanına gittiğimde otoparkta arabanın önünde tam dört araba daha park etmişti ve benim işhanından dört araba sahibini de bulmam gerekiyordu çıkmam için. nevrim dönmüş ve deplasmandan neredeyse vazgeçmiş biçimde otoparktan çıktığımda bir baktım erdem ve bir arkadaşı karşıdan gelmekte (ve ben yanılmıyorsam daha önce de tanışmış olduğum bu arkadaşın adını hatırlamıyorum ). erdem'e arabayı gösterdiğimde erdem aradaki ufak boşluktan belki kaçıp diğer kapıdan durumu kurtarabileceğimi, erdem'im arkadaşı da madem araba var alkaralar pankartını benim götürebileceğimi söyledi. ben pankartı arabaya koyup erdem'in taktiğiyle orada kurtulunca önümüzdeki bir çok sorun halloluverdi. tabi bu duruma evren'in eskişehirdeki yorumunu da unutmamak gerek ki o da "üçünüz ancak bir adam etmişsiniz" idi. burada ortak akılda en geride olmak üzdüyse de ne edelim.
yola çıkmak yine de o kadar kolay olmadı. eşimi gidip bulunduğu yerden almak sonrasında yola çıktığımızda saat epeyce geçmişti. faakt azmederek ve 90 km'yi pek de geçmeyerek eskişehir'e 19:10 sularında vardık. sonra stadı bul, otopark bul, bilet al derken ancak neredeyse maç başlarken pankart ile birlikte stada girebildik.
her ne kadar diğer arkadaşlara polis özel muamele etmiş görünse de biz polisle ilgili hiç bir sıkıntı yaşamayıp üzerine bir de pankartı rahat rahat içeri sokunca ankara'daki uygulamalara epeyce saydırdım. fakat eskişehir'de stadı bulana kadar eskişehir'li şöförlere saydırmalarımla bunlar birbirini götürdü denilebilir.
maçla beraber yağmur da başladı. taraftarlık kültüründe kendini yüceltmenin bir yolu her ne kadar yağmur demeden çamur demeden deplasmana gitmekse de benim için durum biraz daha ters işliyor. bende yağmur, çamur, kar hep denk geliyor. dünkü maçta aklıma neler gelmedi ki. en çok da 2003 yılındaki fener maçı. aralıksız beş saat ıslanmamız.
daha önce denildiği gibi eskişehir deplasman tribünü gerçekten kötü bir noktada. dahası tribünün yapısı da kötü. çöktü çökecek gibi duruyor. ama yine de önceki anlatımlardan epeyce daha kötü bir tribün beklediğimden yine de kendimi çok kötü hissetmedim. beni bu duruma hazırlayan geçmiş deplasman anılarını anlatan arkadaşlara da bir teşekkür edeyim.
maç boyunca ıslanarak ve poşetler içerisinde izlemeye çalıştığımız maçtan aklımda sadece özgür'ün iyi oyunu, kalemize girmeyen top, polis köpeklerinin güzelliği kaldı. onun haricinde gerek tribünün konumu gerekse de yağmur nedeni ile pek de maç izlediğimi söyleyemeyeceğim.
sabah ise erkenden kalkarak (erken dediğim de sekiz bu arada) yola çıktık. yol sanki sadece bizim için oradaydı ve neredeyse sadece biz eskişehirden ankara'ya dönüyorduk. velhasıl güzel bir yolculukla da geri döndük. geri dönüşün en eğlenceli tarafı mola yerinde eşimin darlaması ile (çay nerede, çay söylemedin mi, çayı biz mi alacağız, çay, çay, çay .....) kernek turizm'in kaptanından çay istemem oldu ki, bunu da mazur gösterebilecek çok sayıda nedenim var aslında. her şeyden önce standart bir giyim tarzı, ve uykusuzluk.
öğle saatlerinde ankara'ya geldik. işlerimize dağıldık. bir sonraki deplasmanı beklemeye başladık.buna 16 desek 17. deplasmanımızı.
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 27.09.2011 tarih ve 14 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
- eskişehirspor kulübünün, 22.09.2011 tarihinde oynanan eskişehirspor - gençlerbirliği spor toto süper lig müsabakasında, tribün koltuklarının numaralandırılmamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren ihtar cezası ile cezalandırılmasına,
eskişehir... ne denilebilir ki, yaşamımın dönüm noktası, ağrısı, sancısı, tüm güzellikleriyle benim kentim..
nasıl anlatsam, nerden başlasam acaba ?
defalarca es-es tezahüratları dinlediğim kentle aynı renge büründüm, yıllarca arkasındaki pazardan alışveriş yaptığım stada ankara’dan konuk oldum, vay arkadaş!.
ural’la yola çıktığımızda mesainin yorgunluğu ve gerginliği hala üstümdeydi, ta ki eskişehir... km tabelasını görene kadar, neye sevineceğimi şaşırmıştım;
yıllarca bizi ayıran ve hep tek başımıza aştığımız o yollarda bu kez birlikte gidiyor olmaya mı, ilk deplasmanımın heyecanına mı, alkaralar’la 19 mayıs dışında bir stadda çekirdek çitleyecek olmayı mı, canımın içi dostları mı,inan’ımı göreceğime mi ? olcay’ı eskişehir’de kurulan bir arkadaşlıktan bağımsız alkaralar ile yanyana göreceğime mi...
bu kadar keyif bünyeye dar gelir dedim içimden, derken vardık eskişehre, ural’ın stadı bulamayacağımız korkusu ve yağan sağnak yağmura rağmen vardık -alkaralar pankartını dört gözle bekleyen erdem’in bizi karşılamasıyla-.
deplasman tribünü emaneten bizi maç boyu taşıdı, üstümüzde başımızda çöp poşetleriyle izledik maçı, sırılsıklam olduk, dahası bülent benimle çekirdeğini paylaştı.(kendisini mercimek köftesi ile tehdit etmemin de payı vardır mutlaka )
şimdiye kadar dua ettiğim tek maçtı sanırım, dedim ki eskişehir benim yüzümü düşürmez burdan giderken, beni bilir, tanır,sever az mı birbirimizin kahrını çektik, gençler’e gol atmak mı yok artık :)
dualarım kabul oldu, gol yemedik, ihanete uğradığımı düşünürdüm vallahi :) hala o top nasıl bizim kaleye girmedi anlamış değilim..
dostlarımıza geçip sohbet muhabbet eşliğinde yemeğimizi yedik, inan’ın boyunun uzadığını konuştuk, sabah haşhaşlı arama faslımızdan sonra düştük yola, yıllarca bana bitmez tükenmez gelen yol 5 dakika sürdü, inanılır gibi değil ama 5 dakikaydı evet...
soranlara diyeceğim şudur ki, her deplasmana gidin elden geldiğince ama eskişehir deplasmanını kaçırmayın, malum yol 5 dakika...
damn tff put the one away match i always try to get to on a wednesday night. with kick-off at 8pm the last fast train from eskisehir to ankara would have left before the match finished. so instead i had to watch it on the telly. problem was i got caught up in a conversation about hazing in the army and police force and so i hardly saw the match at all. probably a good thing as it ended up ...
eskisehir 0 - 0 genclerbirligi
not a lot to say really. gencler seemed to play fairly well in the first half but yasin blew our best chance when all he needed to do was send a pass to hursut who was in an excellent position. second half and eskisehir turned it on but were denied a number of good chances.
an away point is a good result. all eyes now turn to the 19 mayis on sunday for the derby.