beşiktaş kulübü, futbol takımının spor toto süper lig'de 5 aralık pazar günü fiyapı inönü stadı'nda bursaspor ile yapacağı maçı, rakip takım taraftarlarının da izleyebileceğini açıkladı.
kulübün internet sitesinde yapılan açıklamada, ''yeşil-beyazlı taraftarlara stat kapasitesinin yüzde 5'lik bölümü ayrılacak ve misafirlerimiz karşılaşmayı eski açık tribünden takip edebilecektir'' denildi.
ligde 83. defa karşılaşacak olan iki ekip oynadıkları 82 maçın 35 ini berabere kaparlarken, 32 defa beşiktaş, 15 defa da bursaspor sahadan galip ayrılmışlardır.
beşiktaş takımı attığı 105 gole karşılık 72 golü de kalesinde görmüştür.
karşılaştıkları 82 maçta en sık görülen skor 17 maçla 0-0 olmuştur. bunu 16 kez 1-0 lık skor izlemiştir.
beşiktaş kulübü yönetim kurulu'nun aldığı karar sonucunda bursaspor taraftarları yaklaşık 7.5 yıl aradan sonra inönü stadı'na gelecek.
yeşil-beyazlı taraftarlar en son 2003-2004 sezonunda, 16 ağustos 2003'teki maçta takımlarını inönü stadı'nda desteklemişti. 1-0 beşiktaş'ın üstünlüğüyle sona eren bu karşılaşmadan sonra bursaspor taraftarları inönü stadı'na gelememişti.
ricardo quaresma beşiktaş'ın konyaspor ile kendi evinde 2-2 berabere kaldığı maçın 42. dakikasında sakatlanarak oyundan çıkan yıldız futbolcunun, sol üst arka adalesinde yırtık tespit edildiği ve aralık ayının 2. haftasına kadar forma giyemeyeceği açıklandı.
nihat kahveci kulüp doktoru devrim urgun'un verdiği bilgiye göre, kasık adalesinde yırtık tespit edilen oyuncunun 2 ay sahalardan uzak kalması bekleniyor.
tomas sivok sezon başında sol diz ön çapraz bağları kopan ve bu sakatlığı nedeniyle ameliyat olan çek futbolcu, sezonun ilk yarısında forma giyemeyecek.
bursaspor
héctor damian steinert antremanda omuzu çıkan oyuncu, beşiktaş karşısında forma giyemeyecek.
ali tandoğan oyuncu, kafatasındaki problem nedeniyle bu hafta forma giyemeyecek.
eren albayrak bursaspor yönetimi, sözleşme uzatmadığı gerekçesiyle genç oyuncu eren albayrak'ı kadro dışı bıraktı.
muhammet demir bursaspor yönetimi, sözleşme uzatmadığı gerekçesiyle genç oyuncu muhammet demir`i kadro dışı bıraktı.
beşiktaş, saat 14.00'de başlayan bursaspor karşılaşmasıyla ligde tam 1133 gün sonra inönü stadı'nda gündüz maçına çıktı.
siyah-beyazlılar, evlerindeki son gündüz maçını 2007-08 sezonunda, 28 ekim 2007 tarihinde istanbul büyükşehir belediyespor ile oynamış ve karşılaşma golsüz berabere sonuçlanmıştı.
spor toto süper lig'de beşiktaş ile bursaspor arasında yapılacak maç için olağanüstü güvenlik önlemleri alındı.
fiyapı inönü stadı'nda saat 14.00'de başlayacak maçı yaklaşık 7.5 yıl sonra konuk bursaspor taraftarının da izleyecek olması nedeniyle karşılaşma öncesinde stat çevresinde polis sıkı önlemler aldı.
bursaspor taraftarlarının yer alacağı eski açık tribünün önünde geniş barikatlar oluşturan polis, bu bölgeye beşiktaşlı taraftarların girişine izin vermedi.
kendilerine 1600 kişilik yer ayrılan bursasporlu ilk taraftar grubunun tribüne girişi sırasında, stat dışında bekleyen çok sayıda beşiktaşlı taraftar, yeşil-beyazlı takım aleyhine küfürlü tezahürat yaptı. bursasporluların da aynı şekilde karşılık vermesi üzerine polis, biriken beşiktaşlı taraftarları uzaklaştırarak, olası gerginliği önlemeye çalıştı.
bursasporlu üç taraftar bıçaklandı
bursasspor taraftarlarının eski açık tribünün dış kısmına alınmasıyla birlikte beşiktaş yönünden gelen siyah-beyazlı taraftarların bir bölümü barikatları aşarak, yeşil-beyazlı taraftarların bulunduğu bölüme doğru hareketlendi.
iki takım taraftarları arasında kavga yaşanırken, güvenlik güçleri biber gazı sıkarak taraftarları uzaklaştırmaya çalıştı.
bu sırada iki bursaspor taraftarının bıçakla yaralandığı görülürken, güvenlik güçleri bazı taraftarları gözaltına aldı.
yaralanan taraftarlar bir süre sonra gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
öte yandan, tribünde bursasporlular içinde yer alan bir taraftar da bıçakla yaralandığı için saha içine alınıp sedyeye konuldu ve ambulansla hastaneye götürüldü.
diğer yandan, iki takım taraftarları tribünlere girdikten sonra da birbirlerine küfürlü tezahüratlar yaptı.
taraftarlar, tünelden üstleri arandıktan sonra eski açık tribünün ön kısmına alındılar. güvenlik çemberi içinde eski açık tribünün önüne getirilen taraftarlar, ikinci bir aramanın ardından tribüne girdiler.
bursaspor taraftarlarının gelişi sırasında yollar trafiğe kapatılırken, bazı sürücüler kornalar çalarak durumu protesto etti.
bu arada otobüsten inen bazı taraftarların üzerinde kesici aletler bulunurken, bu taraftarlar gözaltına alındı.
bu arada bazı beşiktaşlı taraftarların, yıllar sonra bir maç için inönü stadı yakınında sabahladıkları öğrenildi.
bursaspor taraftarının 7.5 yıllık hasreti bitti
beşiktaş ile bursaspor taraftarları arasındaki gerginlik nedeniyle iki takım taraftarlarının deplasmana gitmeme durumu bugünkü beşiktaş-bursaspor maçıyla sona erdi.
bursaspor taraftarları, yaklaşık 7.5 yıl aradan sonra inönü stadı'nda takımlarını izleyecek.
bursaspor'un küme düştüğü 2003-2004 sezonunda, yeşil-beyazlı taraftarlar, beşiktaş'ın, küme düşme hattındaki rakiplerine yenilmesine tepki gösterince iki takım taraftarları arasında gerginlik başlamıştı.
bursapor'un yeniden süper lig'e yükseldiği 2006-2007 sezonundan itibaren de il spor güvenlik kurullarının aldıkları kararlarla taraftarlar deplasmanlardaki maçlara gidemiyordu. dört sezon süren bu uygulama, beşiktaş kulübü'nün hafta başında aldığı kararla sona ererken, bursaspor taraftarlarının inönü stadı'nda maç izleyebileceği ve yüzde 5'lik kontenjan ayrıldığı duyurulmuştu.
beşiktaş kulübü yönetim kurulu'nun aldığı karar sonucunda bursaspor taraftarları yaklaşık 7.5 yıl aradan sonra fiyapı inönü stadı'na geldi.
yeşil-beyazlı taraftarlar en son 2003-2004 sezonunda, 16 ağustos 2003'teki maçta takımlarını inönü stadı'nda desteklemişti. 1-0 beşiktaş'ın üstünlüğüyle sona eren bu karşılaşmadan sonra bursaspor taraftarları inönü stadı'na gelememişti.
beşiktaş ile bursaspor arasında arasında oynanan maçta çok ilginç bir pozisyon yaşandı.
karşılaşmanın 40. dakikasında ernst, ceza alanı ön çizgisinden kaleye vurdu. üst direkten dönen top holosko'nun önüne düştü. holosko önüne düşen bu topu "eli" ile ağlara gönderdi. siyah-beyazlı taraftarlar ve yedek kulübesi gol diye sevindi ancak hakem fırat aydınus pozisyonu gördü ve golü vermedi.
aydınus, filip holosko'ya yaptığı hareketten dolayı, bursasporlu kaleci ivankov'a da kart işareti yaptığından dolayı sarı kart gösterdi.
karşılaşmanın 86. dakikasında sahaya elinde düz yeşil bayrak olan bir taraftar atladı. ilk olarak fırat aydınus'a bir şeyler söyleyerek yanından geçti. ibrahim üzülmez'in yanından geçerken beşiktaşlı oyuncu taraftarın elindeki yeşil bezi alıp çelme taktı ama düşüremedi. ibrahim'in bu hareketi üzerine sahaya giren kişi kaptana küfür etti. bir kaç saniye sonra güvenlik güçleri sahaya atlayan adamı yakalayarak dışarı çıkardı.
* maçın tempolu, mücadeleci ve kontrollü oynanması...
* holosko'nun elle golü attığı için ve ivankovun sarı kart dediği için sarı kart görmeleri...
* sarı kart sınırında olan hilbert'in 2 ya da 3 faulünden kart görmemesi...
* volkan şen'in ibrahim üzülmezi düşürdüğü için sarı kart görmesi ve kararı alkışladığı için 2. sarı karttan oyundan atılması...
* aurelio'nun orta alanda 2 dakikada 3 faul yapması ve 3. faulünden sonra sadece uyarı alması..
* holosko'nun golü...
* guti'nin bir pozisyonun ardından topu eline alıp sertçe yere vurması ve ertuğrul sağlamın 4. hakeme "topu yere vurdu neden sarı kart vermiyorsunuz?" diye soru sorması...
özet: 2 takım da mücadele etti. hakem kararlarında son derece tutarsızdı. bursa 10 kişi kalınca gücü kırıldı ve kontraya döndü. beşiktaş bir gol attı ve maçı aldı...
bu hafta cuma-cumartesi ve pazar günlerinde oynanan lig maçlarında toplam 17 gol atıldı. bu gollerin 13 tanesini yabancı, 4 tanesini de türk futbolcuları atmıştır.
cuma ve cumartesi günü oynanan 4 karşılaşmada 2’şer gol atıldı (g.saray maçı hariç). bu ikişer golün her birini türk diğerini de yabancı oyuncular atmıştır. g.saray maçında ise toplam 3 gol olmuş, 2 sini yabancı, 1 tanesini de türk futbolcusu atmıştır.
pazar günü oynanan 4 karşılaşmada ise toplam 8 gol atılmış ve bu atılan 8 golü de yabancı oyuncular atmıştır.
bu haftaki maçlar ve golcüler:
cuma trabzonspor 2-0 bucaspor: umut bulut, gustavo colman cumartesi ankaragücü 1-1 sivasspor: michael klukowski // erman kılıç manisaspor 2-0 gaziantepspor: emre güngör, kahe kasımpaşa 0-3 galatasaray: kewell, juan pablo pino, hakan balta pazar medical park antalyaspor 1-0 istanbul büyükşehir belediyespor: tum (kendi kalesine) fenerbahçe 2-1 kardemir karabükspor: lugano, alex de souza // emenike beşiktaş 1-0 bursaspor: holosko konyaspor 2-1 gençlerbirliği: grajciar, kere // ante kulusic
olaylar nedeni ile iki kulüp de disiplin kurulu’na sevk edildi. her iki takıma da seyircisiz oynama cezaları geliyor.
beşiktaş-bursaspor maçı öncesi yaşanan şiddet olayları nedeni ile beşiktaş’a 3 maç, bursaspor’a ise 2 maç seyircisiz oynama cezası geleceği öğrenildi. futbol federasyonu, karşılaşmanın temsilcileri avni özcan, şükrü kaplan ve ertuğ büyük’ün raporlarının “temiz” olmasına karşın, olayların televizyon ekranlarında geniş bir şekilde yayınlanması nedeni ile duruma el koydu. federasyon bu görüntüler sonrası iki kulübü disiplin kurulu’na gönderdi.
kulüpler sorumludur
disiplin talimatının 6. maddesi gereği her iki takım da ağır cezalar alacak. talimatta yer alan “ev sahibi kulüp, müsabakanın oynanacağı stadın ve çevresinin güvenliğinden sorumludur. kulüpler, müsabaka öncesinde, esnasında ve sonrasında meydana gelebilecek her türlü olaydan sorumlu olup müsabakanın organizasyonuna ve güvenliğine ilişkin tüm talimatlara uymakla yükümlüdür” hükmü gereği beşiktaş’a 3 maç seyircisiz oynama cezası gelebilecek.
aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan “kulüpler, futbolcularının, görevlilerinin, yöneticilerinin, üyelerinin, özel güvenlik görevlilerinin ve taraftarlarının ihlallerinden dolayı objektif olarak sorumludur” hükmü gereği de bursaspor da 2 maç seyircisiz oynama cezası alabilecek.
mahmut özgener futbol federasyonu başkanı yasa yetersiz
olayların önlenmemesinin nedeni şiddet yasası’nın yeterli olmaması. değişmesi gerektiği ortada. bu konuda federasyon olarak yoğun çalışmalarımız oldu. bizim olayları tek başına önlememiz mümkün değil.
yunus akgül (gençlik ve spor genel müdürü) bir şey değişmez
biz sporda şiddet yasası’nı uygulayamıyoruz. yeni yasa ihtiyaçtan kaynaklanarak yapılmadı. yasayı uygulayabilmek için cesur valiler, cesur emniyet müdürleri ve de cesur kaymakamlar gerekiyor.
ibrahim yazıcı bursaspor kulübü başkanı utanç verici
gerekli önlemlerin alınacağını ve hiçbir olaya izin verilmeyeceğini düşünmüştüm. yaşananları sadece ‘üzücü’ ya da ‘utanç verici’ olarak nitelemek, futbolu ve insan hayatını tehdit eden gelişmeler karşısında hafif kalır.
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 09.12.2010 tarih ve 41 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
- beşiktaş a.ş.'nin, 05.12.2010 tarihinde oynanan beşiktaş a.ş. - bursaspor spor toto süper lig futbol müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 2 resmi müsabakayı tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada beşiktaş a.ş.'nin, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle takdiren 30.000.- tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada beşiktaş a.ş.'nin, flaş röportajlar sırasında kullanılacak röportaj panolarında lig isim sponsorunun ismini de içeren lig kompozit logosu bulundurulmamasından dolayı talimatlara aykırı hareket nedeniyle takdiren 5.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
cezaların birleştirilmesi suretiyle beşiktaş a.ş.'nin, toplam 35.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
- bursaspor kulübünün, 05.12.2010 tarihinde oynanan beşiktaş a.ş. - bursaspor spor toto süper lig futbol müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 2 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada bursaspor kulübü sporcusu volkan şen'in, ihraç sonrası müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 2 resmi müsabakadan men cezası ile cezalandırılmasına, cezanın infazının çift sarı kart görmesi sebebiyle oynamaması gereken ilk müsabakayı takiben başlatılmasına,
aynı müsabakada bursaspor kulübü teknik sorumlusu ertuğrul sağlam'ın, statüye aykırı şekilde yeşil zeminde yer almasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren ihtar cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada bursaspor kulübü antrenörü mutlu topçu'nun, statüye aykırı şekilde yeşil zeminde yer almasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren ihtar cezası ile cezalandırılmasına,
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
bursaspor-beşiktaş: teksas ve çarşı'nın bilek güreşi
şampiyonluğun kazanılmasının ardından bursa kamuoyunda, yeni sezon için artık iki kulüp taraftarları arasındaki gerilimin bitmesi ve rakip taraftarların statlara alınması, yaygın olarak dile getirilir. bursaspor başkanı ibrahim yazıcı, 2010-2011 sezonu fikstürü çekilmeden önce, beşiktaş yönetiminin de kabul etmesi halinde, iki takım taraftarlarının rakip sahada yapılan maçlara gelmesini istediğini, beşiktaş yönetimi bu teklifi kabul ederse ilk maçın bursa'da oynanması durumunda, beşiktaş taraftarlarının stada alınacağını kamuoyuna açıklar. fikstür çekiminde ilk maçın istanbul'da oynanacağı belli olur. futbol kamuoyunda olduğu kadar iki kulüp yönetiminde de taraftarlar arasında, yaklaşık yedi sezondur devam eden gerilimin artık sona erdirilmesi, iki kulüp arasında oynanacak maçlara rakip takım seyircisinin alınması düşüncesi öne çıkar. beşiktaş yönetimi, 5 aralık 2010 tarihinde inönü stadında oynanacak maça, bursaspor taraftarlarının alınmasına sıcak baktığını açıklar. 11 güvenlik kurulu da bursaspor taraftarlarının maça gelmesini onaylar. iki kulüp yönetimi, federasyon, medya ve futbol kamuoyu iki takım arasında oynanan maçlara rakip takım taraftarının alınmasını dile getirse de denklemin sorunlu ayağını; teksas ve çarşı'nın birbirleriyle karşılaştığında nasıl bir tavır sergileyeceği oluşturmaktadır. maç öncesi iki taraftar grubu arasında yaşananlar ise kamuoyunda oluşan gerilimin azaldığı düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyar. stat önünde iki taraftar grubu arasında büyük kavgalar başlar. emniyetin yeterli tedbirleri almaması nedeniyle maç öncesinde, iki taraftar grubu arasında önce sözlü sataşma, sonra birbirlerine taş ve şişe atma olayları yaşanır. beşiktaşlı bazı taraftarların bursasporlu taraftarların olduğu bölüme saldırmaları ile iki taraftar grubu arasında çatışma çıkar. yaşanan olaylar sonrasında üç bursasporlu taraftar, değişik yerlerinden bıçaklanarak yaralanır. daha sonraki olaylarda başka taraftarlar da yaralanır. maç içerisinde ise iki taraftar grubu arasında birbirlerine yönelik son derece ağır, küfürlü tezahüratlar yapılır.
dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
altıncı bölüm: 2010 ve sonrası: futbol yeniden dizayn ediliyor
12 eylül 2010’daki anayasa referandumundan destek tazeleyerek çıkan adalet ve kalkınma partisi (akp), pek çok başka alanda olduğu gibi futbolda da hâkimiyeti tamamen eline alarak bu alanın politikalarına uygun bir şekilde yeniden dizaynına girişti. aslında 6222 saydı sporda şiddetin önlenmesine dair kanunla başlayan bu sürecin, tamamen akp'nin futbol kamuoyuna bir dayatması olduğunu söylemek doğru değil. zira recep tayyip erdoğan'ın “ustalık dönemi” olarak tanımladığı bu dönemin en önemli hedeflerinden biri, sermaye ve bürokrasinin -muhalifleri tasfiye etmek suretiyle- kesin desteğini alarak iktidarını hegemonyaya dönüştürmesiydi. futbol, daha önceki bölümlerde anlattığımız üzere 12 eylülden itibaren buna en müsait alanlardan birini oluşturuyordu. dolayısıyla akp nin futbol dünyasına ilişkin planlarının kulüp yöneticileri ve futbola sermaye pompalayan iş çevreleri tarafından muhalefetle karşdandığı söylenemez. aksine, 6222 sayılı kanunun çıkış süreci birkaç taraftar grubunun itirazları dışında hükümete büyük bir destek devşirildiği bir dönem olmuş, o taraftarların sesi de futbola para aktaran holdinglere bağlı spor medyası tarafından büyük bir dezenformasyon kampanyasıyla susturulmuştu.
kamuoyunda “sporda şiddet yasası” olarak bilinen “sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanunun taslak olarak meclis gündemine gelişi, anayasa referandumunun hemen iki ay sonrasına denk geldi. aslında daha 2009 yılından böyle bir yasanın hazırlanıyor olduğu konuşuluyor, ancak gerekli alt yapının olmadığı gerekçesiyle tasarı parlamentoya gelmiyordu. referandum sonrası dönemde ilk kez, olaylı beşiktaş-bursaspor maçının ardından 6 aralık 2010 tarihinde, dönemin gençlik spor genel müdürü yunus akgül, anadolu ajansına yaptığı açıklamada yasa tasarısından bahsederken, daha sonra pek çok kez yapılacağı üzere ingiltere’ye atıf yapıyor ve “4 sene önce biz bu kanunu çıkarırken ingiltere'yi örnek almıştık. biliyorsunuz şiddetin en fazla yaşandığı yer bir zamanlar ingiltere’ydi. ve bizim yasayı çıkarmak için hazırlık yaptığımız o dönemde ingiltere’de 5 defa yasanın değiştiğini gördük. biz de burada ikinci defa yasayı değiştiriyoruz. 3. defa da, 4. defa da değişir; yasalar değişir” diyordu. akgül aynı açıklamada zaten spor sahalarındaki şiddet olaylarına karşı bir yasa bulunduğunu, ancak bunun uygulanamadığını da söylüyordu.
sporu polisiye tedbirlerle kontrol etme isteği, hükümet oluşunun ilk günlerinden itibaren akp’nin gündeminde hep yer almıştı. 28 nisan 2004 tarihinde akgül’ün bahsettiği “spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun” çıkarılmış, aslında bu yasayla “şiddetin önlenmesi’nden ne anlaşıldığı da açık edilmişti. yasanın daha birinci maddesinden spordaki gerilimin tek nedeni olarak “şiddetli rekabet” gösteriliyor, devletin demir yumruğu yasanın ikinci bölümü boyunca art arda sıralanan önlem, yasak ve yaptırımlarla tahlili baştan yanlış yapılmış soruna çözüm arıyordu. yasarım 8. ve 9. maddeleri taraftarları kapsarken, herhangi bir şekilde temsiliyet hakkı verilmeyerek “güdülecek koyun” konumunda incelenen taraftarların çobanlığı kulüplere veriliyordu. 33 maddelik yasa boyunca spor ortamını normalleştirecek toplumsal tedbirlerle ilgili tek bir satır bile bulunmuyordu. bunun sonucu olarak yasa akgül un deyimiyle "uygulanamadı", yani şiddet olaylarının çözümü ya da azalması
yönünde hiçbir etki yapmadı.o meşhur maç...
yeni “sporda şiddet yasası” planlarım tekrar gündeme taşıyan olay, 5 aralık 2010 tarihinde oynanan beşiktaş-bursaspor maçı olmuştu. iki takım taraftarının arası bursasporun küme düştüğü 2003-2004 sezonundan beri bozuktu. bursalılar, beşiktaş’ı o sezon küme düşme hattındaki diğer takımlara karşı kasten kaybetmekle suçluyor, bu nedenle iki takımın maçları gergin geçiyordu. beşiktaş inönü stadyumu nda o gün oynanacak maç öncesi, kalabalık kontrolü konusunda polis inanılmaz acizlikler gösterince, dolmabahçe savaş alanına döndü. iki takım taraftarlarının birbirlerinden ayrı olarak stada girişini sağlayamayan polis, beşiktaş taraftarının barikatı yıkması üzerine köşeye sıkışan bursaspor taraftarlarının bulunduğu yere biber gazı sıkarak, olayları faciaya dönüştürdü. normalde ağır yaralanmalarla sonuçlanan bu olay istanbul valisinin, emniyet müdürünün, hatta içişleri bakanının koltuğuna mal olabilirdi. onun yerine yasa çıktı!
beşiktaş-bursaspor maçında maçtan günler önce başlatılacak bir eylem planıyla kulüpler ve spor yöneticileri tarafından önlenebilecek bu olaylar, o gün polis etkin bir kalabalık kontrolü gösterebilseydi de yaşanmayacaktı. bu olaydaki açık güvenlik zaafı hiçbir soruşturmaya konu dahi olmadı. onun yerine hükümet yeni yasa tasarısıyla gündemi dolduruyor, medyada çıkan çoğu imzasız haberlerle yasanın ne kadar gerekli olduğu anlatılıyordu. örneğin milliyet, 6 aralık tarihli sayısında “olaylar, yaklaşık 1.5 yıldır sürüncemede kalan sporda şiddet yasası nda gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılarak yürürlüğe girmesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi” diyor, yasa olsaydı olaylara karışan taraftarların özel yetkili mahkemelere çıkarılarak ağır cezalar alacağından dem vuruyordu.1 olaydaki polis ihmallerinin nasıl bir soruşturmaya tabi olması gerektiği ise milliyet’in ilgi alanına girmiyordu. kaldı ki, yaşanan olaylar zaten yeni bir yasayı gerekli kılmıyordu, stadyum dışında karışılan herhangi bir şiddet olayı zaten türk ceza kanununa tabiydi. basında yer alan ve yasanın çıkacağı 28 aralık tarihine kadar artarak çıkacak “haberlerde bu detaylara lüzum görülmemişti. türkiye basını, hillsborough’da the suna biçilen rolü huşu içerisinde oynuyordu. medyanın bu coşkusunun nedeni yasa tasarısındaki bir maddeyle daha rahat anlaşılacaktı.
elektronik bilet: hem fişleme, hem ticaret
6222 sayılı yeni yasanın, 5149 sayılı eski yasaya göre en önemli farklarından biri maçlara girişlerin elektronik bilet adı verilen bir karta bağlanmasıydı. yasanın konuyu düzenleyen 5. madde 4. fıkrası şöyle diyordu:
“spor müsabakalarının yapıldığı alanlara girişi sağlayacak biletler, elektronik sistem üzerinden oluşturulur. bilet satın almak isteyen kişilerle ilgili olarak, üzerinde adı, soyadı, türkiye cumhuriyeti kimlik numarası ve fotoğrafı olan bir elektronik kart oluşturulur. kişinin yabancı olması hâlinde kart üzerinde türkiye cumhuriyeti kimlik numarası yerine uyruğu olduğu devletin adı ile türkiye’ye giriş yaptığı pasaportun seri numarası kaydedilir. bilet satışları kişilere özgü elektronik kart üzerinden yapılabilir. spor müsabakalarına, kişi ancak adına düzenlenen elektronik kart ile izleyici olarak girebilir. spor müsabakalarına, kişi ancak adına düzenlenen elektronik kart ile izleyici olarak girebilir. spor müsabakasına izleyici olarak girecek kişilerin kontrolünü ev sahibi kulüp yapmakla yükümlüdür. bu yükümlülük ev sahibi olmayan müsabakalarda, müsabakaya katılan her iki kulüp; millî müsabakalarda ise, ilgili federasyon tarafından yerine getirilir.”
madde incelendiğinde, uygulamanın 1984 yılında margaret thatcher’ın getirmeye çalıştığı ancak kişi haklarının ihlali nedeniyle yükselen itirazlar nedeniyle yapamadığı, sonrasında ise heysel faciasını kullanarak geçirdiği futbol taraftarlığı kimlik sisteminin birebir kopyası olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. zaten adalet komisyonu raporu da yasayı meclise getirirken “diğer ülkelerdeki düzenlemelerin incelendiği” vurgusunu yaparak ingiltere’ye göz kırpıyordu.
bu fıkra işin fişleme boyutunu oluştururken, holding medyasını heyecanlandıran kısım ise aynı maddenin 11. fıkrasının c bendinde yatıyordu:
“elektronik kart bilgilerinin kulüpler adına reklam ve pazarlamasında ilgili federasyonlar yetkilidir; merkezi pazarlama ve bilet satışından elde edilecek gelirler kulüplere ait olup federasyon ya da yetki verdiği üçüncü kişiler nezdinde oluşacak bu gelirler kamu kurum ve kuruluşlara ilişkin alacaklar hariç olmak üzere haczedilemez, devir ve temlik edilemez. federasyonlar bu fıkra kapsamında belirtilen yetkilerini kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devredebilir."
11. fıkranın a bendi, elektronik biletle toplanan kişisel bilgileri maliye bakanlığı ve içişleri bakanlığı'nın kullanımına sunarken, yukarıdaki bent ise bunu bir sektöre dönüştürüyor, holdinglerin iştahını kabartıyordu. spor medyasının bağlı bulunduğu büyük holdinglerin, yiyecek-içecekten telekomünikasyona, otomotivden bahise kadar onlarca sektörde at koşturduğu düşünüldüğünde e-bilet uygulamasıyla toplanacak bilgiler bu şirketler için hazine niteliğindeydi. bu yasa ne olursa olsun çıkmalıydı!
yasa çıktıktan sonra 22 aralık 2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanan kanunun uygulanmasına dair yönetmeliğin 21. maddesinin c ve ç bentleri medyanın bu kendinden geçmiş ısrarının boşa olmadığının kanıtıydı:
"c) kulüpler, kişisel bilgilerin kullanılmasına ilişkin olarak seyircilerden elektronik ortamda veya yazılı muvafakatlerini alırlar. muvafakatin içeriğinde kişisel bilgiler ile bağlı bulunulan federasyon ve kulüplere ilişkin bilgilerin bulunmasının yanı sıra, bu bilgilerin kanunda belirtilen görev ve yetkilerini yerine getirmesi amacıyla, federasyonun sponsorları ve anlaşma yaptığı kurumların reklam ve diğer hizmetleri için kullanılabileceği ve saklanabileceği hususları yer alır.
ç) elektronik kart bilgilerinin kulüpler adına reklam ve pazarlamasında ilgili federasyonlar yetkilidir. merkezi pazarlama ve bilet satışından elde edilecek gelirler kulüplere aittir. federasyon ya da yetki verdiği üçüncü kişiler nezdinde oluşacak bu gelirler kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin alacaklar hariç olmak üzere haczedilemez, devir ve temlik edilemez. federasyonlar bu fıkra kapsamında belirtilen yetkilerini kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devredebilir
6222 sayılı yasa ve ardından çıkan yönetmelikle taraftarların kişisel bilgileri hem maliye ve içişleri bakanlığının eline veriliyor, hem de federasyonlara bu bilgileri istediğine satması için sınırsız yetki tanıyordu. hem devletin, hem sermayenin rüyaları gerçek oluyordu.
anayasa'ya aykırı, ama olsun!..
diğer taraftan, bu açık ticari çıkar yaratan düzenlemelerin “sporda şiddetin düzenlenmesi’yle ne ilgisi olduğu meçhuldü. yasa, kendi amaç ve kapsamının dışında dolaşıyor, bu arada hem avrupa insan hakları sözleşmesini, hem de anayasayı ihlal ediyordu. 12 eylül 2010 referandumunun tek neticesi akp ye sınırsız ve kontrolsüz bir iktidar vermek değildi; anayasada bazı değişiklikler de yapılmıştı. o değişikliklerden biri 20. maddedeydi. avrupa insan hakları sözleşmesinin 8. maddesine dayanan bu değişiklikle şöyle deniyordu:
"herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir."
elinizdeki bu kitabın yazıldığı günlerde devreye girmesi düşünülen e-bilet uygulaması, anayasanın 20. maddesindeki ifadenin uygulama biçimini belirleyecek kişisel verilerin korunması yasa tasarısı'nın yasalaşmasını bekliyordu. taraftar grupları, kişisel haklarını tehdit eden bu uygulamaya karşı zaman zaman seslerini yükseltiyor, ancak örgütsüzlük ve iş birliğini engelleyen kulüp milliyetçiği 6222 sayılı yasanın çıkışında olduğu gibi yine etkili bir muhalefetin önünü tıkayacak gibi.
6222 sayılı yasanm çıkışında devlet kurumlarının, tff ve kulüpler birliği’yle yaptığı yoğun iş birliği, sermayenin liberalliğiyle, devletin otoriterliğinin futbolda nasıl birleştiğinin ve elit kulüplerin bunun ne şekilde parçası olduğunun çok net bir kanıtıydı. taraftarlar ise tıpkı yasanın kendisinde olduğu gibi yasanın hazırlanma sürecinde de edilgen bir role mahkûm edildi. futbol seyircisine söz hakkı vermeyen, onu kulüp yönetimleri tarafından güdülecek koyunlar ya da potansiyel suçlular olarak gören bakış açısı, aynı zamanda bu insanların sırtından para kazanmanın yollarını da ulusal ve uluslararası hukuku ihlal ederek yasaya koydurmanın yolunu bulmuştu. yasanın çıkış sürecinde alınan bu tavır, taraftarın kendi haklarım korumak için örgütlenmesi için iyi bir fırsattı. ancak kulüplerarası rekabet ve örgütlülük geleneğinin olmaması bu fırsatın gerektiği gibi kullanılamamasına neden oldu. yasanın sonrasında ise türkiye'deki futbol paradigmasını değiştirecek “şike operasyonu” gelecek ve her şey kökünden değişecekti.
beşiktaş a.ş.: cenk gönen, roberto jan hilbert, jose maria gutierrez hernandez (dk. 90 michael fink), necip uysal (dk. 46 rodrigo barbosa tabata), ibrahim üzülmez, ibrahim toraman, ersan adem gülüm, filip holosko, fabian ernst, ali kucik (dk. 76 ismail köybaşı), mehmet aurelio
yedekler: hakan arıkan, tomas zapotocny, kemal akbaba, erhan güven
teknik direktör: bernd schuster
bursaspor: dimitar ivanov ivankov, gökçek vederson, turgay bahadır, mustafa keçeli, karl gustav johan swenson, ibrahim öztürk [sakatlandı] (dk. 30 serdar aziz), ömer erdoğan, ozan ipek (dk. 72 sercan yıldırım), volkan şen, ivan ergic (dk. 84 leonel jorge nunez), pablo martin batalla
yedekler: yavuz özkan, federico insua, hüseyin çimşir, milan stepanov
teknik direktör: ertuğrul sağlam
goller: (1-0) dk. 65 filip holosko (ayakla)
sarı kartlar: dk. 40 filip holosko, dk. 83 ersan adem gülüm (beşiktaş a.ş.) dk. 40 dimitar ivanov ivankov, dk. 85 mustafa keçeli (bursaspor)
kırmızı kartlar: dk. 45 [çift sarıdan] volkan şen (bursaspor)