öncesinde denizlispoun çalkalandığı mücadele.. oyuncular paralarını alamadıkları gerekçesiyle 3 gündür idmana çıkmamakta ve başkan ali ipek bugün 27 mart itibariyle istifa etti..
ne olursa olsun, sırtındaki formanın azıcık kıymetini bilen oyuncularımızla çıakrsak sahaya, deplasmandan 3 puanla dönmenin düşmemek için gerekli olduğu maçtır..
eşim ve ben nerdeyse sezon başından beri arkadaşlarla denizli deplasmanına gitmek hakkında konuşup durduk. denizliye özellikle gitmeyi çok istedik ama hiç beklenmedik bir anda taşınma işleri dek geldi ve maça gidemiyoruz :(
kısacası; taşınmaya mola verdiğim bir ana dek getirip radyodan dinleyeceğimiz ve inşallah güzel haberler alacağımız maç.
denizlispor ile gençlerbirliği'nin 34. kez karşı karşıya gelecekleri maç.
süper lig'in 28. haftasında yarın deplasmanda denizlispor ile karşılaşak olan ekibimiz, türkiye 1. liginde 17. defa yer alan denizlispor ile lig tarihindeki 34. maçına çıkacak. bugüne kadar 2 takım arasında yapılan 33 maçta, gençlerbirliği'nin 11, denizlispor'un ise 12 galibiyeti bulunuyor. 10 maçta ise taraflar sahadan beraberlikle ayrıldılar. gençlerbirliği bu maçlarda 53 gol atarken kalesinde 59 gol gördü.
denizli'de denizlispor üstün
bugüne kadar denizli'de yapılan 16 maçta denizlispor'un 8-4'lük bir üstünlüğü bulunuyor. 4 maç ise beraberlikle sonuçlandı. bu maçlarda gençlerbirliği, 20 gol atarken, kalesinde 29 gol gördü.
farklı galibiyetler
gençlerbirliği, denizlispor'a karşı en farklı galibiyetini, 2001-2002 sezonunda ankara'da 4-2'lik skorla elde ederken, denizlispor, gençlerbirliği'ne karşı en farklı galibiyetini, 2001-2002 sezonunda denizli'de 4-1'lik skorla elde etti.
en gollü maçlar
gençlerbirliği ile denizlispor arasındaki en golü maçlar; gençlerbirliği'nin 2001-2002 sezonunda ankara'daki 4-2'lik galibiyeti, denizlispor'un 1984-1985 ve 2000-2001 sezonlarında denizli'deki 4-2'lik galibiyetleri ve 1996-1997 sezonunda denizli'de, 2005-2006 sezonunda ankara'daki 3-3'lük beraberlikler.
son maçlar
ligin ilk yarısında ankara'da oynanan maçı denizlispor, 2-1 kazanmıştı.
ev taşıdığımızdan bir türlü maçı dinleyemedim. sadece 26. dakikada 0-0 ve maç sonucunun 3-2 olduğunu öğrendim ve sadece üzüldüm! çünkü gençlerbirliği taraftarı ligin bitmesine 6 hafta kala "düşcek miyiz acaba"yı düşünmeyi haketmiyor! gençlerbirliği taraftarı böyle "yönetilmeyi" haketmiyor!
sürekli "tek" artı kasa bizde, en iyi tesisler bizde diye övünenen yönetimin ilk yarıyı 16. tamamlayan takımına bonservisi elinde olan el saka hariç hiçbir "kurtarıcı" futbolcu transfer etmeyişi saçmalığını haketmiyor.
geçen yıl ligin ilk yarısını 4. tamamlayan takımı devre arasında "bir" kişi para kazansın diye bozan ve sezonun bitimine 3 hafta kala son dakika golü ile kümede kalmayı garantileyen takımında yaptığı hatalardan ders almayan yönetimin yaptıklarını haketmiyor!
kim ne derse desin, kökleri bu ligin kuruluşuna kadar uzanan gençlerbirliği bunu haketmiyor!!! yazık sadece çok yazık!
sabah altıda denizliye gitmek üzere evden çıkarken pek de umutlu değildim sonuç konusunda. ama ne olursa olsun deplasman yolculuklarında sonuç çok da önemli değildir. amaç biraz da arkadaşlarla beraber hoş vakit geçirmek, takıma yanlarında birilerinin olduğunu hissettirebilmektir.
fakat ilk golü atınca gerçekten umutlandık. ne bilelim denizliyi bu golün daha beter kenetleyeyeceğini. hırslandıracağını.
bu seneki her deplasman yolculuğu gibi futbol harici birçok deneyimle döndük geriye. umutlarımızn çoğunu da denizliye bırakarak. onuncu deplasmanımız olarak tarihe bir not düşerek.
ortalama bir ikinci lig takımı görüntüsü veren gençlerbirliğimize şu anki lig fazla geliyor. düşelim ve sarsılıp yeniden kendimize gelelim. dibe vurmak iyidir zıplayıp yeniden yükselişe geçebilmek için fırsattır.
alkaralar taraftar sitesi'nin maçın ardından "kendinize gelin" başlıklığıyla, kötü yönetim yüzünden artık sabrı kalmayan taraftarların tercümanı oldukları maç.
açıklama şöyle;
devre arasından beri uyarıyoruz. "tehlikenin farkında mısınız?" dedik, anlamadınız; aslansınız, kaplansınız dedik, dinlemediniz. formanın değerini hatırlattık, farketmediniz. artık bıçak kemiğe dayandı. artık rica etmiyoruz. net söylüyoruz: "kendinize gelin!"
bu yazı, kulübün küme düşme tehlikesi yaşaması nedeniyle değil, gençlerbirliği kimliğinin zedelenmesine yönelik tepkimizden dolayı yayınlanmaktadır. sorunumuz mağlubiyet ya da küme düşmek değil, bazı karaktersizliklerin ve onursuzlukların kulübün geleceğini tehdit etmesidir.
---
“kulüp yönetmek kolay iş mi? bütün parayı harcayıp şampiyon olamazsak ne olacak?” söyleminin arkasına sığınıp gençlerbirliği’nin kişiliksiz, ürkek bir takım olmasına neden olan başkan ilhan cavcav, ve kulluk’tan öte fonksiyonu olmayan yönetim kurulu üyeleri,
istikrarlı ve sistemli kulüp yönetimi sonunda neredeyse hiç taraftarı olmayan gençlerbirliği asaş/oftaş’ın neler yapabileceğini gördünüz. önünüzde böyle bir başarı hikâyesi varken siz ısrarla orada yapılanların tersini yaptınız. gençlerbirliği’ni bir istikrarsızlık kurumu haline soktunuz. üstelik oftaş gökten inme değil, sizin eseriniz olan bir örnekti. kişisel hırsınıza yenildiniz ve bugün yoktan var ettiğiniz kulübü hızla aldığınız yere götürüyorsunuz.
takımın birlik ve beraberliğinin sağlanması, yönetim-teknik kadro-futbolcular arasındaki iletişimin kurulması konularında sorumlu olan ama bütün bunlar bir yana kendi iletişim problemlerini çözmekte zorluk çeken kulüp menajeri cem onuk;
özellikle son birkaç yılda size olan güvenimizi tamamen yitirdik. iyi niyetinizden de şüphe ediyoruz. farklı hesapların, planların içinde olduğunuzdan endişe ediyor ve bu konuda sizi uyarıyoruz: gerçek sahibi olduğumuz gençlerbirliği’nin onurunu ayaklar altına alacak herhangi bir icraata girişmeden önce, hemen bugün beştepe’yi terk edin!
koşullar her ne olursa olsun, sahada bu takımın tek hâkimi olmak zorunda olan, ve işinin bir parçası olarak, kritik maçlarda sahayla iletişimin en etkili yolunu bulmak durumunda olan teknik direktör mesut bakkal,
haftalardır futbolcuların sahada hayalet gibi dolaşmalarına bir çözüm üretemiyorsanız, futbolcuların maç ortasında birbirine girmesi karşısında aciz kalıyorsanız, durumunuzu gözden geçirmenizin, kendinizi sorgulamanın zamanı gelmiştir. eğer içinde bulunduğunuz durum sert tedbirler almayı gerektiriyor ise sonuna kadar yanınızdayız. oyuncuların gençlerbirliği’ne oyuncak gibi davranmasını, gençlerbirliği kimliğinin ayaklar altına alınmasını önlemek ilk önce sizin sorumluluğunuzdur.
bu kulüpte hiçbir maddi sıkıntı yaşamamasına, türkiye’nin en iyi koşullara sahip takımlarından birinde oynamasına rağmen taşıdığı formaya karşı bir sorumluluk hissetmeyen, biraz olsun yüreğini ortaya koymayan, buna rağmen bugüne kadar aleyhinde hiçbir söz söylemediğimiz, her zaman sahip çıktığımız futbolcu arkadaşlar,
anlaşılan rahat sizlere batıyor. bugüne kadar yeteneklerinizden şüphe etmedik. problemi sizden önce sizi organize etmesi gerekenlerde aradık. diğer taraftan kulüp, türkiye’de bir futbolcunun sahip olabileceği en rahat koşulları size sağlamış durumda. bu koşullar altında dahi sırtınızdaki formanın getirdiği sorumluluğu taşıyamıyorsunuz. sizi denizli’ye yollamadan önce sormuştuk: “o sırtındakini patates çuvalı mı sandın, genç?” diye. anlıyoruz ki bu sorunun cevabı “evet”miş. o formanın sizin için hiçbir değeri yokmuş. bu durumda;
- eğer gençlerbirliği forması giymenin gereğini yerine getirmeyecekseniz, - kişisel sorunlarınızı gençlerbirliği’nin önüne koyma ahlaksızlığından sıyrılamayacaksanız, - en kısa zamanda kendinizi toplamayacaksanız, siz de sezon sonunu beklemeyin, önümüzdeki maçta maraton tribünün önüne gelin, formalarınızı bırakın ve yolunuza gidin. sizi alkışlarla uğurlayalım…
kulüpte neler oluyor, nasıl ince hesaplar yapılıyor, huzursuzluklar nereden kaynaklanıyor, kimin kiminle sorunu var bunlarla ilgilenmiyoruz! biz gençlerbirliği’nin günden güne kimliğini kaybetmesinden, takımdaki birlik ve beraberlik ruhunun yerini kişisel hesaplara bırakmasından ve en nihayet bazı karakter bozukluklarının sahaya da yansımasından rahatsızız!
yönetim kadromuz, teknik kadromuz ve futbolcularımız! derdiniz nedir bilmiyoruz ama aklınızı başınıza alınız! görev yaptığınız takımın gençlerbirliği olduğunu unutmayınız! eğer bu sözleri hak etmediğinizi düşünüyorsanız, siz de en az bizler kadar bu takımı sahipleniyorsanız bunun gereğini yerine getiriniz!
anlaşıldı, küme düşmek sizin için sorun değil. aslında bu bizim için de sorun değil. eğer kötü bir sezon geçirmişsek, gücümüz buna yetiyorsa cezasını çekmeye hazırız. ancak biz, küme düşerken bile başımızı dik tutmaya kararlıyız. bu süreçte, sadece, süper ligde bir gençlerbirliği olsun diye onursuz, haysiyetsiz ve etik dışı herhangi bir harekete girişmeyi aklınızdan dahi geçirmeyiniz!
küme düşme durumunda gençlerbirliği-oftaş’la yapılacak bir hülleyle kulübü tekrar süper lige alma düşüncesine sığınanlar! bizler, gençlerbirliği’nin şerefli mazisiyle gurur duyan alkaralar olarak böyle mide bulandırıcı, ahlak dışı, haysiyetsiz bir çözümün kesinlikle karşısında duracağız. bunu hemen bugün aklınızdan silin!
*****
bu onursuz gidişatta sorumluluk sahibi olduğuna inandığımız ilhan cavcav’ı , yönetim kurulu üyelerini ve menajer cem onuk’u, gerek kendilerinin gerekse takımın içinde bulunduğu durumu ciddi şekilde düşünmeye, gerekli önlemleri derhal almaya, ama bu konuda çaba sarf etme niyetinde değillerse gençlerbirliği camiasını daha fazla meşgul etmeyip, sezon sonu olmadan gerekeni yapmaya davet ediyoruz.
takımın teknik sorumlularına ve futbolculara gençlerbirliği kimliğine yakışan davranışlar sergilemek ve görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek zorunda olduklarını, başka bir seçenekleri olmadığını hatırlatıyoruz.
denizlispor: souleymanou hamidou, carlos alberto dos santos gomes (dk. 81 güray vural), tomas abraham, yusuf şimşek (dk. 88 fatih egedik), julio cesar mendes moreira, serhat gülpınar, selahattin kınalı, hasan yiğit, zafer demir, fatih yiğen, musa kuş (dk. 58 christian akande kotchoni)
yedekler: süleyman küçük, caner celep, burak akyıldız, engin memişler
teknik direktör: güvenç kurtar
gençlerbirliği: nicolas miroslav peric villarreal, lamine traore, mehmet nas, okan öztürk (dk. 60 carlos eduardo de souza floresta), mehmet çakır (dk. 75 ergün teber), burhan eşer (dk. 60 kerem şeras), abdel zaher ahmed mohamed hassan elsaka, promise isaac, hakan aslantaş, engin baytar, erhan güven