luiz felipe scolari 2002 dünya kupasında brezilyanın başında dünya şampiyonu olurken ingiltereyi elemişti.euro 2004 de ise portekizin başında iken gene ingiltereyi bu sefer penaltılarla eledi.2006 dünya kupasında gene portekizin başında ingiltereyi penaltılarla eledi.işin komiği 3 maçta çeyrek final maçıydı ve 3 maçtada scolari ingiltereyi eleyen adam oldu.
penaltı özürlü ingilterenin euro 96 da çeyrek finalde ispanyayı penaltılarla elemesi şuana kadar penaltılara kalan maçlardaki tek galibiyetidir,
geriye kalan 5 maçta hep elenen taraf ingiltere olmuştu.bu maç bahsedilen maçlardan biridir.
euro96 da yarıfinalde almanyaya 6-5, euro 2004 de portekize gene 6-5, 1990 dünya kupasında almanyaya 4-3, 1998 dünya kupasında arjantine 4-3, 2006 dünya kupasında gene portekize 3-1 elenmişler.
2004 elemelernde beckhamda istanbuldaki son maçta penaltıyı dışarı atmıştı.bu sene şampiyonlar ligi finalinde iki ingiliz takımı vardı.artık bir tanesi penaltılarla kazansın canım).
eray özer'in piknikte dömivole kitabında yer alan "almanya... (benim için) pek tatlı vatan" yazısından;
bu yazı, bir dünya kupası finali izlediğine hala inanamayan 28 yaşındak genç bir spor yazarının almanya'da -kimileri için acı ama bu genç bünye için tatlı vatanda- geçen günlerin bir özeti...
sırada ingiltere-portekiz maçı var. mekan gelsenkirchen... kutu gibi sevimli bir stat burası. bir stadı güzel yapan şeyin sadece büyüklük olmadığını gösteriyor. yanlış anlaşılmasın, "büyük değil" demiyorum. tek kriter büyüklük dedğil... yoksa 52 bin kapasiteyle maşallahı var. maçta yanıma bir avustralyalı kadın gazeteci oturuyor. ağzı bozuk bir arkadaşımız. sürekli ingilizlere küfrediyor. avustralyalıların ingilizlerden nefret ettiğini bilmiyordum, orada öğrendim. aslında ingilizler avustralyalılara "aptal" diyormuş, tabi onlarda sinir yapıyor. e, ama ben de portekiz'e gıcığım. haksız mıyım? işte ronaldo... o maçtan sonra adada istenmeyen adam ilan edilmedi mi? bana ingiltere'yi bile tutturdun ya, alacağın olsun scolari. bir de galiba yanımdaki ablaya biraz hiddetlendim. bu kadar da küfür edilmez ki ama ya!
bu maçın ardından komik bir hikayem daha var. trenle frankfurt'a dönüyorum, trenin koridorunda önce çekik gözlü bir abi, arkada ben yürüyoruz arkalara doğru. bizi gören çekik gözlü kızlar çığlık atıyor. ama ne çığlık, arkama dönüp bakıyorum, bir şey mi oldu acaba diye... yok! meğer önümüzdeki abi güney kore'nin en ünlü futbolcu yorumcusu ve eski yıldızı imiş. sevgi ona... kızların hepsi arkamıza takılıyor. "bir imza" diye bağrışıyorlar (korece bilmiyorum tabi, elde kalem kağıtla "resim yap" demiyorlar herhalde). adamcağız girecek delik arıyor, çünkü kalabalık arttıkça artıyor. ben yine şoktayım. kore'de erman toroğlu-ibrahim tatlıses arası bir insan herhalde bu abi.
penaltılarla ingiltere eleniyor. maçtan hemen sonra 2008 avrupa şampiyonası'nda nasıl şampiyon olacaklarını konuşan iki ingiliz görüyorum. ikinci şok!
ingiltere: paul robinson, gary neville, rio ferdinand, john terry, ashley cole, david beckham (kaptan)(aaron lennon 52, jamie carragher 119), frank lampard, owen hargreaves, steven gerrard, joe cole (peter crouch 65), wayne rooney. teknik direktör: sven goran eriksson (isveç)
portekiz: ricardo pereira, miguel, ricardo carvalho, fernando meira, nuno valente, armando petit, maniche ribeiro, tiago (hugo viana 74), luis figo (kaptan)(helder postiga 86), cristiano ronaldo, pedro pauleta (simao sabrosa 64). teknik direktör: luiz felipe scolari (brezilya)
gol: yok
penaltı atışları; 0-1 simao 0-1 frank lampard kaçırdı 0-1 hugo viana 1-1 owen hargreaves 1-1 petit kaçırdı 1-1 steven gerrard kaçırdı 1-2 helder postiga 1-2 jamie carragher kaçırdı 1-3 cristiano ronaldo
ingiltere milli takımı eski teknik direktörü sven-goran eriksson, takımının dünya kupası'ndan elenmesinin sorumluğunu "biraz" geç de olsa üzerine aldı!
ingiltere'de bir radyo programına konuk olan eski ingiltere teknik direktörü sven-goran eriksson, dünya kupası'ndan penaltılarla elenişlerinin gerekçesini turnuva öncesinde kafileyte sadece penaltılar için yararlı olabilecek bir mentör katmamalarına bağladı.
şampiyona öncesindeki idmanlarda her gün penaltı çalışması yapmalarına rağmen euro 2004'teki gibi portekiz maçında atışlarda başarı sağlayamadıklarını hatırlatan tecrübeli çalıştırızı, penaltı kaçıran oyuncuların yerine, mentörü akıl edemeyen kendisinin şuçlanmasıu gerektiğini "biraz" geç de olsa dile getirdi.
görevden ayrılmasının en büyük sebebi olarak ingiltere futbol federasyonu'nun bir gazetede çıkan haberi (sahte şeyh kılığına giren bir gazeteci otel lobisinde yapılan görüşmede aston villa'yı satın alıp başına kendisini geçirmek istediğini açıklayınca eriksson bir hayli heyecanlanmış, beckham'ı getireceğini taahüt etmişti) fazla kaale almasını gösteren eriksson, bir hayli tartışılan tazminatı hakkında da ilginç açıklamalarda bulundu. milli takım teknik direktörlüğünden ayrıldıktan sonraki ilk altı ay maaşının tamamını, sonraki altı ay içinse yarısını alma konusunda anlaşan isveçli, "sözleşmem 2008'e kadar devam ediyordu ve istesem paramı son kuruşuna kadar da alırdım ama ben federasyonun kasasını düşündüm" ifadesini kullandı...
berliiin berliiin wir fahren nach berliiin... (berlin'e gidiyoruz...), okay karancan
11 gelsenkirchen
dünyadaki en iyi futbol arenası burası. güneş, almanya'yı kavururken tenteler çekilmiş evimizin salonunda ingiltere ile portekiz maç yapıyor. beckham ailesi tribünde kendilerinden emin. bbc prodüktörlerinden birisiyle izliyoruz maçı. ingiltere futbolu konusundaki bilgimize hayran kalıyor. bir chester taraftan. gökmen özdemir ile ona wrexham ile olan ezeli rekabetlerini bildiğimizi söyleyince afallıyor adam (fourfourtwo sağolsun). ingiltere-portekiz maçında da tarih tekerrür etti gözlerimizin önünde. yine atamadılar penaltıları koca koca adamlar. beckham oyundan çıktığında tılsımı bozulmuştu takımın. sonra rooney tarihi tazeledi. eh ricardo'nun hakkını verelim tabii ki. ingilizler'i tüm maçlarını izlemiş olarak uğurladım. gelsenkirchen'den. zaten onlar gitti. sokaklar boş, kupa öksüz kaldı..
fransa, brezilya'yı elerken roberto carlos ve caf'u ile ilgili daha önceki düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu düşündüm. bir fransız gazeteci, domenech ile ilgili soruma, "takımı zidane yapıyor, niye raymond'u sevelim ki" demez mi?
england: paul robinson (gk), gary neville, ashley cole, steven gerrard, rio ferdinand, john terry, david beckham (c) (dk. 52 aaron lennon (dk. 119 jamie carragher)), frank lampard, wayne rooney, joe cole (dk. 65 peter crouch), owen hargreaves
yedekler: david james (gk), scott carson (gk), michael owen, sol campbell, wayne bridge, jermaine jenas, michael carrick, stewart downing, theo walcott
teknik direktör: sven göran eriksson (swe)
portugal: ricardo (gk), fernando meira, luis figo (c) (dk. 86 helder postiga), petit, pauleta (dk. 63 simao), miguel, nuno valente, ricardo carvalho, cristiano ronaldo, maniche, tiago (dk. 74 hugo viana)
yedekler: quim (gk), paulo santos (gk), paulo ferreira, caneira, ricardo costa, costinha, boa morte, deco, nuno gomes
teknik direktör: luiz felipe scolari (bra)
sari kartlar: john terry (eng) 30', petit (por) 44', owen hargreaves (eng) 107', ricardo carvalho (por) 111'
kirmizi kartlar: wayne rooney (eng) 62'
ingiltere: frank lampard -kaleci kurtardi-, owen hargreaves, steven gerrard -kaleci kurtardi-, jamie carragher -kaleci kurtardi- portekiz: sımao, hugo vıana -direk-, petıt -kaçirdi-, helder postıga, crıstıano ronaldo