hakan şükür: "puan cetvelinde fenerbahçe'nin üzerine çıkma şansı yakaladığımız bir maçtı. o dönem ikili averaj yerine genel averaj sistemi olduğu için fark atmak da önemliydi. ben attığım her golden sonra 'hadi daha fazla atmamız lazım' diyerek arkadaşlarımı ve taraftarları coşturmaya çalıştım. üç gol atmıştım o gün..."
koltuğa aslan pençesi: 6-1 karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren altay kalesine büyük baskı kuran galatasaray, kanatlarda arif ve ergün, ortadan da hagi'nin geliştirdiği ataklarla gol aradı. 34. dakikada serdar'ın kırmızı kart görmesinin ardından çözülmeye başlayan altay'a ilk darbeyi 35. dakikada hagi vurdu. ilerleyen dakikalarda şahane bir futbol sergileyen g.saray sahadan 6-1 galip ayrıldı.
fenerbahçe ve trabzonspor'la amansız bir şampiyonluk yarışı yapan galatasaray, sahasında karşılaştığı altay'ı gol yağmuruna tutup tekrar zirveye yükseldi: 6-1.
6. dakikada popescu boş pozisyonda kaleye yaklaşık 25 metre uzaklıktan sert vurdu. top yandana auta çıktı.
11. dakikada altay'ın g.saray yarı alanının ortasında kazandığı serbest vuruşu erhan kullandı. bu futbolcunun sert vuruşunda top üstten auta gitti.
16. dakikada hakan ünsal soldan teberen'in üzerinden aşırttığı topla sıfıra doğru yaklaştı. kale çizgisine paralel ortasında hakan şükür dokunamayınca g.saray mutlak golden oldu.
20. dakikada emre boş pozisyondaki suat'ı gördü. bu futbolcu ceza alanına girmeden sert vurdu. meşin yuvarlak üst direkten döndü.
26. dakikada popescu ceza alanı dışından aşırtma bir vuruşla topu kaleye gönderdi. meşin yuvarlak üst ağlarda kaldı.
g.saray'ın golü 35. dakikada geldi. sarı kırmızılı takım altay ceza alanının hemen önünde serbest vuruş kazandı. topun başına hagi ve popescu birlikte geldi. popescu topuk pasıyla topu hagi'ye bıraktı. bu futbolcunun vuruşunda top auta gitti. ancak hakem ali aydın, serdar'ın barajdan erken ayrıldığı gerekçesiyle bu futbolcuya ikinci sarı kartla kırmızı kart çıkardı. tekrarlanan vuruşta hagi yerden şutladı. meşin yuvarlak şanver'in sağından ağlara gitti: 1-0.
40. dakikada g.saray farkı ikiye çıkardı. soldan ergün'ün kale içinde kafayı vurdu ve topu filelere gönderdi: 2-0.
42. dakikada hakan ünsal soldan ortaladı. hagi ceza alanında yükseldi, kafayı vurdu. top yağ ağlarda kaldı. ilk yarı 2-0 sona erdi.
galatasaray ikinci yarıya golle başladı. 47. dakikada altay ceza alanı içindeki karambolde hakan şükür'den önce topu uzaklaştırmak isteyen kenan ters vuruşunda top sağ direk dibinden ağlara gitti: 3-0.
55. dakikada emre, hagi'den aldığı pasla ceza alanına girdi. şutunda top yandan az farkla auta çıktı.
56. dakikada filipescu orta sahadan aldığı topla sağdan tek başına ilerledi. ceza alanına yaklaşırken vurduğu sert şutta şanver topu son anda kornere çeldi.
62. dakikada kontratakta golü buldu. orta alandan gelen uzun topa mehmet, buhari'den önce müdahele etti. kısa düşen topu yakalayan necati aşırtma bir vuruşla farkı ikiye indirdi.
65. dakikada hakan şükür ceza alanında topla buluştu. bomboş pozisyonda kaleye vurmadı. altay savunması ve kaleci şanver pozisyona yetişip, kaleyi kapatmalarına rağmen sol ayağıyla topu ağlara plaseledi: 4-1.
84. dakikada g.saray beşinci gole ulaştı. ceza alanı içinde hagi'in pasıyla buluşan hakan şükür sert vurdu: 5-1.
89. dakikada maçın skoru belirlendi. hagi sağdan ceza alanındaki hakan şükür'e ortaladı. bu futbolcu ayaklarını açarak topu mehmet'e bıraktı. mehmet de bomboş pozisyonda topu ağlara gönderdi ve maçın skorunu belirledi: 6-1.
ali sami yen’de yönettiğim ilk maç g.saray ile altay arasındaydı. galiba 98-99 sezonuydu. popescu’nun barajı dağıttığı, benim tekrar ettirdiğim ve hagi’nin serbest vuruş kullandığı maçtı. g.saray ya 3 ya da 5-0 kazanmıştı. o maçın bende ayrı bir anısı var. zira maçtan sonra gazeteler “ali aydın, hakan şükür’ün formasını aldı.” diye yazmıştı. oysa ben o maçta hakan şükür’ün formasını almadım. almadım ama bugün keşke alsaydım diyorum. çünkü hakan şükür bir dünya yıldızıydı. alsaydım, şimdi evimde bir dünya yıldızının forması olurdu. ali sami yen’deki o maç benim hiç de hak etmediğim bir karalama kampanyasına dönüştü. hakemlik hayatım boyunca o maçta hakan’ın formasını aldığım konuşuldu. f.bahçe-g.saray maçına atanıyorsun, gazetelerde bir haber: hakan’ın formasını almıştı. almadım, ama bugün keşke alsaydım diyorum. hatta maç bitti, havaalanına gittim; altay kafilesi de oradaydı. bana “hakan’ın formasını almışsınız.” dediler. bagajımı x-ray cihazından uçağa göndermiştim. onlar öyle söyleyince, geri aldırdım ve onların gözünün önünde açtım. ‘hani forma nerede?’ diye sordum. o maçta yardımcı hakemliğimi yapan sürhat müniroğlu ve burhan mermer forma aldılar. onlar çok insani bir şey yaptılar. şu an yönetici kimliğim olsa, hakemlere ‘maçtan sonra forma isteyebilirsiniz’ derdim. bir hakan şükür’ün, bir alex’in, bir quaresma’nın, bir guti’nin formasını almak neden yanlış olsun ki?
onu ilk kez 1998 yılında gördüm. gs-fb şampiyonluk için başa baş çekişiyor, liderlik her hafta el değiştiriyordu. arada puan değil, gol farkı vardı. o gün galatasaray, altay’ı 6–1 yenince tekrar lider oldu. tüm taraftarlarda büyük bir sevinç vardı. arkadaşlarımla bursa’da maç sonu görüntülerini izlerken ali sami yen’in koridorlarında tekerlekli sandalyeli birisi ve yanında birkaç arkadaşı gözüme battı. ali şen aleyhinde bağırıyorlardı. istanbullu arkadaşım: “bu sezgin!” dedi. “çok iyi bir galatasaraylıdır.” diye devam etti. o zamandan sonra onu daha dikkatle takip etmeye başladım. benim sonraları tanıdığım bu büyüğüm ali sami yen’deki tüm maçlara gidiyordu. sadece futbol değil, galatasaray’ın basketbol, voleybol maçlarına da gidiyordu.
sezgin ağabeyi camiada tanımayan yok gibiydi. futbolcular gol sevinçlerini ona sarılarak kutluyorlardı. taraftarlar ona derin bir saygı duyuyordu. çevresinde sevilen birisiydi. mutlaka arabasını ittiren 3–5 arkadaşı çıkıyordu. galatasaray yönetimi bile ona değer veriyordu. kulüp çıkardığı bir filmde ona da söz vermişti. o ise içindeki galatasaray sevgisini şöyle açıklamıştı:
—galatasaray dördüncü golü atınca sevinçten bir zıplamışım, masanın üstüne çıkıp 5 metre ilerlemişim, nasıl ilerlediğime ben bile şaştım. galatasaray olmazsa ben de olmam!
sezgin ağabey geçen yıl evlendi. nikâh töreninde kendinin ve eşinin üzerinde takım elbise, gelinlik falan yoktu. sadece galatasaray formaları vardı.
her kulüpte sezgin ağabeylerimiz var. bazen doğuştan, bazen sonradan özürlü olmuşlar. ama hayata küsmeyip futbol sayesinde dört elle sarılmışlar. futbol sadece oyun mudur? futbol yaşamdır. sezgin ağabey hayata galatasaray sevgisi ile tutunmuştur. bizim sağlam ayaklarımız var ama sezgin ağabeye galatasaray sevgisinde bir türlü yaklaşamadık. o daima bizim ilerimizden gidiyor.
galatasaray’ın bir basketbol maçında genç bir taraftar sezgin’den meşale yakmak için çakmak ister. sezgin ağabey çakmağı verirken:
—yak ama sakın sahaya atma, der.
işte büyük bir taraftar, “özcimbomlu sezgin” ağabeyimiz.
sezgin ağabeyin fotoğrafını bulmak zor oldu. en sonunda http://www.galatasaraymedia.com/ adlı siteden buldum. sayın mehmet eskici tek bir şartla izin verdi. fotoğraf üzerinde oynanmamasını istedi. nezaketinden dolayı kendisine içten teşekkürlerimi sunuyorum.
yardımcı hakemler: r.sürhat müniroğlu, burhan mermer
4. hakem: hasan başdemir
gözlemci: salih türktunç
galatasaray a.ş.: mehmet bölükbaşı, iulian sebastian filipescu (dk. 87 fatih akyel), bülent korkmaz, gheorghe popescu, ergün penbe, arif erdem, emre belözoğlu (dk. 68 mehmet gönülaçar), suat kaya, hakan şükür, gheorghe hagi, hakan ünsal (dk. 68 osman coşkun)