siyah beyazlılar, kayseri deplasmanındaki yenilginin ardından dün de inönü stadı'nda hayal kırıklığı yarattı. beşiktaş, istanbulspor ile golsüz berabere kalıp, şampiyonluk yarışında yara aldı.
hafta içinde paris saint germain'i yenerek şampiyonlar ligi'nde büyük bir başarıya imza atan siyah beyazlılar, ligde hovardaca puan kaybediyor. istanbulspor karşısında bir çok net gol pozisyonuna giren siyah beyazlılar, fırsatları değerlendiremedi. serdar ve oktay'ın birer vuruşunda top direklerde patladı.
seyirci-hasılat: 26 bin 600 kişi, 11 milyar 485 milyon lira.
besiktaş ligde kayıplarla yara alıyor. kayseri deplasmanındaki beklenmedik yenilginin ardından dün de istanbulspor karşısında golü bulamayan siyah beyazlılar, beraberlikle şampiyonluk yolunda çok değerli iki puandan oldu: 0-0. hafta içinde p.st.germain'i yenerek büyük bir başarıya imza atan siyah beyazlılar, istanbulspor karşısında son vuruşlarda başarılı olamadı.
1. dakikada yankov sol kanattan istanbulspor yarı alanına girdi. sağ kanatta bulunan mehmet'e nefis bir pas çıkarttı. bu futbolcu kaleci ile karşı karşıya kalmasına rağmen attığı sert şut bulgar kaleciden geri döndü.
6. dakikada mehmet sağ kanattan amokachi'yi kaçırdı. bu futbolcunun çaprazdan attığı sert şut kale direğinin yanından auta çıktı.
28. dakikada sergen sol kanattan nefis çalımlarla indi. oğuz'un pasıyla önce topu göğsüyle düzeltti. recep ve rahim'i geçti. saffet'e al da at dercesine bir orta yaptı. bu oyuncunun kafa vuruşunu fevzi aynı güzellikte kornere çıkardı.32. dakikada tayfur'un pasıyla buluşan mehmet'in yaklaşık 35 metreden attığı sert şut üst direği sıyırarak auta çıktı.
38. dakikada oktay sol kanattan çalımlarla girdi. fuat ve timur'u peşinden sürükledi. nefis bir topuk pasıyla topu serdar'a aktardı. bu oyuncunun çaprazdan sert şutu yan direğe vurarak auta çıktı.
43. dakikada istanbulspor'un kontratağını alpay uzaklaştırdı. oktay topu kontrol altına alıp gökhan ile karşı karşıya kaldı. ancak bu futbolcunun markajına rağmen oktay'ın sert şutunda top yan direkten döndü. devre golsüz sona erdi.
49. dakikada serdar'ın sol kanattan başlattığı atakta ceza lanı çaprazında topla buluşan oktay'ın sert şutuna halilagiç ayak koydu. top kornere gitti.
55. dakikada letchkov'un sağdan ortasını oktay kontrol edemedi, bulgar kaleci rahat bir şekilde topu kontrol etti.
61. dakikada oğuz'un pasında sol kanattan koşan musiç kaleci fevzi ile karşı karşıya kaldı. bu oyuncu topu boş kale yerine fevzi'ye nişanladı.
65. dakikada kazanılar frikik atışını mehmet çok güzel kullandı. bulgar kaleci nefis bir refleksle tehlikeyi önledi. karşılaşma da golsüz sona erdi.
beceriksiz beşiktaş, sahanın her bölgesinde sahiplendiği topu ceza sahası içinde kullanmakta becerikli davranamadı. ilk 45 dakikanın tartışmasız egemeniydi beşiktaş... çabuk ve hızlı oynadığı oyunun her anında skoru etkileyecek pozisyonlarla buluştu. ilk dakikada şifo'nun kullanamadığı fırsat, ağır kanlı davranışın tipik bir örneğiydi. ilk yarının son dakikasında oktay'ın yararlanamadığı pozisyon da gollük bir şutun şanssızca direkte patlamasıydı.
beşiktaş'ın top oynama isteği ve kazanma hırsı eksiksizdi. tayfur sahanın geniş alanlarında etkinliğini hissettiriyor, şifo kaptığı topları olumlu paslarla hücuma sokuyordu.
böyle bir oyunu beşiktaş'ın kolay kazanması gerekirdi. oysa, beşiktaş'ta aksayan bir şeylerin varlığı her geçen dakika kendini hissettiriyor ve amokachi, oktay gibi futbolcuların oyundan düşmesine neden oluyordu. her iki kanat, saint germain maçından farklı bir görüntü ile oynuyor, serdar ve erkan bu kulvarlardan etkili hiçbir davranış içine giremiyordu.
ikinci yarıda toshack'ın, yankov ve amokachi'yi kenara alarak skoru değiştirme düşüncesine bir anlam veremediml. bilemiyorum, galli hoca letchkov'u oyuna sokarken ne gibi planlar yapıyordu. görebildiğim kadarıyla letchkov değil maçı, kendini kurtaracak hiç bir özellikliğini henüz sahaya yansıtamıyor. her şey bir yana, beşiktaş'ın dün gece kaybettiği puanlar, elverişli pozisyonlarda yaşanan beceriksizliğin kötü bir ürünüydü.
zirvede patinaj tuhaf bir futbol haftası yaşadık. ben şampiyon olacağım, diyen dört takımımız zirve içinde patinaj yaptı. ne öne geçen kaldı, ne arkada kalan. futbol tuhaf oyun. inandığına değil, kabul ettirdiğine bakacaksın. beşiktaş, hafta arasında sıkıştırdığı muhteşem bir paris maçından sonra kolay geçmeyeceği belli bir istanbulspor maçı yaşadı. haa, kötü mü oynadı? öyle bir şey demiyorum. kazanacak kadar oynayamadı. pozisyon da buldu, direklere giden iki topu da. istanbulspor, öyle göz ardı edilecek takım değil. futbolu her türlü oynayabilecek oyuncuları var. iyi düşüneni var, çabuk oynayanı var. yavaş oynarken de tehlikeli adamları var. ben dün akşamki oyuna ‘‘hayret’’ damgası vuramam. istanbulspor kimle oynuyor ise oynasın, sahadan puan çıkarabilecek bir takım.
maçın hakemine, hakem gözüyle bakmadığım için kritik taşımayacağım. kaldı ki, maçın skoruna etki edecek hiç bir büyük yanlışın içinde olmadı. ama bu kardeş malesef topu tanımıyor. yapılan faullerin sahtesi ile hakikisini ayıramıyor. elindeki düdüğü üflerken kafasında net hiçbir şey yok. ben oturduğum yerden bunları görüp rahatsız oluyorum. futbolu bilen bir hakem, yanlış düdük çalar. herkesin çalabileceği gibi. ama o çalan düdük, ortada kalmış oldu mu, o zaman fena. işte ben onun için hilmi ok'a eğer imkanı varsa bu maçın kasetini seyretmesini tavsiye ediyorum. neticede bu lig. daha kamyonla maç var. çok da su götürür.