arjantin: sergio goycochea, oscar ruggeri, juan simon, jose serrizuela, jose basualdo, ricardo giusti, julio olarticoechea (51 pedro troglio), jorge burruchaga, gabriel calderon (89 gustavo dezotti), claudiol caniggia, diego maradona (kaptan) teknik direktör: carlos bilardo (arjantin)
ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
maradona... onunla arjantin kampında... benzetmek gibi olmasın ama cezaevi ziyareti gibi parmalıklar gerisinde konuşmuştuk. yüzden fazla medya mensubu beraber, kameralardan kafamı korumaya çalışarak... garip bir gençti... arada, kendi kendiyele de konuştuğu izlemini veriyordu. birden kızıyor, medya mensuplarına, özellikle bazu ülkelerin gazetecilerine, televizyoncularına bağırıyordu. her maçta karşı takımdaki tüm futbolcuların kendisine tekme attıklarından şikayet ediyordu. sonra bir gün, istanbul'a "renault spor şeref kürsüsü" toplantılarından birine konuk olarak getirilecekti maradona...
aaa, italya '90'da gördüğüm, kampta aramızda çit olmasa medya mensuplarına saldırıp dövecek maradona gitmiş, esprili, sakin, güler yüzlü, sevimli bir latin amerikalı gelmişti. toplantıdan sonra bir ara italya '90'dan söz edecek oldum. ilk kez futbol alanı dışında o kadar yakından görmüştüm çünkü... dostça dert yanmış, "herkes benimle uğraşıyor orda... ama burada gerçekten dost bir ortamda mutluyum" demişti.
oysa italya '90'daki bazı sözleri, yıllarca unutulmayacaktı.
arjantin-yugoslavya maçından sonra aynen şöyle demişti: "ömrümden on yıl gitti. o dakikayı hiç ama hiç unutamayacağım. bir anda yaşlandığımı hissettim. eğer elenseydik, çok vicdan azabı çekerdim."
haksız sayılmazdı büyük futbolcu... onun şöhretinde, onun klasında bir oyuncu, topu dikiyor penaltı noktasına... ve koşup vuruyor: "top kalecinin ellerinde!.." bu penaltıyı çeken de, maradona... ama durun, o ana gelinceye kadar geçenleri bir solukta özetleyelim. oyun başlıyor ve oyunun başlamasıyla beraber talih de arjantin'e gülüyor. henüz 31. dakikada rakipleri on kişi kalıyor. maradona topla akarken, tam ceza alanına gireceği sırada... oooo çok sert bir faul... isviçreli hakem koşuyor, cebinden kırmızı kartı çıkarıyor. zaten ilk san kartı görmüş sabanadzoviç... görmese de fark etmez. yaptığı bu hareket bile kırmızı karta yeter de artar bile... ne var ki on kişilik yugoslavya, daha fazla akın yapıyor onbir kişilik arjantin'e oranla... tabiî seyredilen futbol, iki takımın da ününe yaraşır güzellikte değil... ikinci yanda tempo daha da düşüyor, ikisinin de gol atacak hali yok sanki... arada önemli şeyler de olmuyor değil... örneğin, ruggeri'nin kafa vuruşuyla giden top üst direkten dönüyor. dövünüyor arjantinliler... burruchaga topu götürüyor, kaleye de sokuyor... amaaaaaa... hakem elini kaldırıyor, "gol değil" diye... arjantin futbolcusunun topu elle taşıdığım görmüş. uzun sözün kısası, tam iki saatlik maçta ilaç için bir tek gol bile yok. uzatmanın bitiminde hakem, penaltı atışlarına davet ediyor iki takımı da... ve penaltılar... şimdi seyreyleyin dramı mı desem, komediyi mi desem, neyse ne... kurada ilk penaltı arjantin'e düşüyor. topun başında serrizuela... vuruyor: gol... 1-0 arjantin önde... yugoslavların ilk penaltısı stojkoviç'ten... topa iyi vuran bir golcü ama bu kez kötü vuruyor: top üst direkten geri geliyor... durum hâlâ 1-0... burruchaga l-0'ı 2-0'a çıkarıyor, penaltıyı gole çevirerek... neyse pronisecki ilk yugoslav golünü tabelaya yazdırıyor: 2-1... ooooo, kim geliyor? kimler geliyor? herkes ayakta... herkes nefesini tutmuş... bakalım büyük maradona ya eh ünlü "bücür" hangi köşeden sokacak topu kaleye? ve maradona çekiyor penaltıyı... kaleci ivkoviç havalara uçuyor sevinçten... tribünldeki yugoslavlar çılgına dönüyor: dünya kupalarının yıldızı maradona'nın penaltısını kurtardı ivkoviç... beraberlik şansı doğdu yugoslavya için... sırada saviçeviç var. hadi saviçeviç... ve 2-2 oluyor durum. saviçeviç penaltıdan ikinci gollerini attı. eyvah! arjantin gidiyor. çünkü bir golü daha penaltı kaçırıyor: troglio da direğe nişanladı. şimd brnoviç topa vuruyor, hem de sert. fakatr kaleci goicoechea mükemmel kurtarıyor: 2-2 bozulmuyor... arjantin'in şimdiki penaltıcısı, dezotti... vurdu ve gol. tekrar arjantin önde: 3-2... hadzibegoviç geliyor topun başına... topu ağlarla kucaklaştırırsa, 3-3'le yeniden umutlanacak yugoslavlar... geliyor... vuruyor... birden sahadaki bütün arjantinli oyuncular havaya fırlıyor... sevinç çığlıkları... maradona, kalecileri goicoechea'ya koşuyor... sarılıyorlar... kucaklaşıyorlar... ağlayanlar var içlerinde... hepsi de kalecilerini kutluyor... zaferde en büyük pay onun çünkü... son penaltıyı kurtararak takımının yarı finale yükselmesini sağladı goicoechea... arjantin ipten dönüyor, on kişilik yugoslavya'yı ancak penaltılarda geçebiliyor.
argentina: sergio goycochea (gk), jose basualdo, gabriel calderon (dk. 87 gustavo dezotti), jorge burruchaga, claudio caniggia, diego maradona (c), ricardo giusti, julio olarticoechea (dk. 51 pedro troglio), jose serrizuela, oscar ruggeri, juan simon
yedekler: angel comizzo, nery pumpido, sergio batista, abel balbo, edgardo bauza, nestor fabbri, nestor lorenzo, pedro monzon, roberto sensini
teknik direktör: carlos bilardo (arg)
sarı kartlar: jose serrizuela (arg) 21', refik sabanadzovic (yug) 24', julio olarticoechea (arg) 42', pedro troglio (arg) 61', juan simon (arg) 110'
kırmızı kartlar: refik sabanadzovic (yug) 31'
penaltı atışları: yugoslavya: dragan stojkovic -direk-, robert prosinecki, dejan savicevic, dragoljub brnovic -kaleci kurtardı-, faruk hadzibegic -kaleci kurtardı- arjantin: jose serrizuela, jorge burruchaga, diego maradona -kaleci kurtardı- , pedro troglio -kaçırdı-, gustavo dezotti
futbolundaki başarı karşılığında yugoslavya’da 1.5 milyarlık bir villa ve mercedes otomobile sahip olan stojkoviç, teknik direktörüne karşı eylem başlatıp takımı örgütlediği için eleştirilere neden olmuştu.
verona (cumhuriyet) -yugoslavya - ispanya maçında sergilediği oyun ve attığı 2 güzel gol ile takımını bir üst tura taşıyan yugoslav stojkoviç, kendini maradona ile kıyaslayanlara kızdığını vurgularken "o kendine ben takımıma oynuyorum" dedi.
yugoslavya'nın kızılyıldız takımı ile 3 yıllık anlaşma karşılığında deniz kenarında 1.5 milyarlık bir villa, en son model bir mercedes alan stojkoviç, ülkesinde ‘pixie' deyimi ile çağırılıyor. 'pixie', yugoslavya'da bir çizgi romanındaki farenin adı. stojkoviç, kızılyıldız takımında oynarken zaman zaman teknik direktörü ile büyük sorunlar çıkaran bir futbolcu. kendisi ile söyleşi yapmak istediğimiz zaman sorularımızı yanıtlamaktan gurur duyacağını söyledi. kupanın yeni yıldızı ile yaptığımız röportaj şöyle oldu:
- size yugoslavya'nın maradonası diyorlar. kendinizi onunla kıyaslar mısınız?
- ünlü bir futbolcu ile kıyas lanmak güzel şey. ancak ben maradona'dan hoşlanmıyorum. arjantin takımının kaptanı maradona maç boyunca kararları kendi veriyor. kendine oynuyor. oysa ben takımdaki 16 futbolcuya da muhtacım. onlar olmadan başarılı olamam. neyse, yakında karşı karşıya geleceğiz. kimin takıma daha yararlı olduğu bu maçta ortaya çıkacak.
- iki yıl önce kızılyıldız'da isyan çıkarıp futbolcuları teknik direktöre karşı örgütlemiştiniz. lider olmak sizi memnun ediyor mu?
- o zaman yaptığımız hareketin anlamı başlaydı. öyle olması gerekiyordu. şimdi durum farklı. bu maç öncesinde de arkadaşlarla oturup saatlerce taktik uygulaması yaptık. osim'in de hakkını yemeyelim. o da bir şeyter yaptı. nasıl? herkesi hoşnut eden bir yanıt oldu değil mi?
- ispanya takımı teknik direktörü suarez, bu maçı şansınıza aldığınızı söyledi, siz ne düşünüyorsunuz?
- başkalarının fikirlerine saygı duyarım. ama bu yanlış bir değerlendirme. dünya kupası maçlarını oynuyoruz. elbette karşı takım bizi zorlayacak. fırsat bulduk, galip geldik. benim attığım goller kariyerimin ürünüdür diyeceğim. kupada varız. henüz elenmedik. herkes kadar şansa sahibiz. bundan sonra da gol atacağım bunu herkes duysun.
arjantin - yugoslavya, italya - s. irlanda önünde tur şansı arıyor
tatil bitti sıra çeyrek finalde
3 gün aradan sonra dünya kupasına çeyrek finalin ilk maçları ile başlanıyor. 17 maçtır yenilmeyen s. irlanda kupa favorisi italya “önünde bu başarısını sürdürmeye çalışacak. italya’da sakat olan donadoni oynuyor. zenga ise dünya kupalarında gol yememe rekorunu kırmaya çalışacak. maç 22.00’de tv l’den naklen yayımlanacak.
favori brezilya’yı eleyen arjantin yugoslavya önünde favori, ancak yugoslav saviceviç, marodona ve arkadaşlarını oldukça ürkütüyor. teknik direktör osim, son antrenmanda susi, prosinecki, saviçeviç, vuliç ve jujoviç gibi usta penaltıcıların son hazırlıklarını yaptırdı. tv 1'den yayımlanacak maçın başlama saati 18.00.
roma (cumhuriyet) - italya 90'da çeyrek final maçları bugün başlıyor. 8 takımın tur geçmek içinçetin sınav vereceği karşılaşmaların ilkinde, kupada bekleneni veremeyen ancak 2. turu geçen arjantin ile yugoslavya oynuyor. floransa'daki karşılaşma saat 18.00'de başlıyacak. öte yandan günün ikinci maçında kupanın favorisi italya kendi seyircisi önünde roma'da 17 maçtır yenilgi yüzü görmeyen s. irlanda ile tur mücadelesi yapacak. maç saat 21.55'ten itibaren tv'den naklen yayınlanacak.
arjantin mi, yugoslavya mı?
favori brezilya'yı eleyen arjantin, bu maça favori çıkmanın sıkıntısını yaşıyor. bu tip maçlar favoriler için büyük handikap. türkiye saatiyle 18.00'de oynanacak maçta sıcak altında arjantin saldıracak, gol atamazsa sinirlenecek ve yugoslavya'ya, rakibini kontraataklarla çözme olanağı doğacak. arjantin, dünyanın en usta kontratak adamlarından saviçeviç'ten çekiniyorç arjantin'de çift sarı kart cezalısı monzon'un yerine serrizuella forma giyecek. ruggeri, ciusti ve burruchaga'nın da sakatlıkları geçti. olarticoechea, stojkoviç ile adam adama oynayacak. topa sert vurduğunda ayağını müthiş ağrıdığını söyleyen sabanadzoviç tutacak. eleme grubunda yalnızca kendileri için oynayan ve savunmaya yardım etmeyen yugoslav yıldızlar bu maçta uluslararası transfer pazarını düşünüp ellerinden geleni yapacaklar. teknik direktör osim, son antrenmanda penaltıcıları seçerek çalıştırdı. susiç, prosinecki, saviçeviç, buliç ve jujoviç attıkları 40 penaltıdan sadece ikisini kaçırdılar.
floransa (cumhuriyet) - dünya kupası italya 90'ın ilk yarı finalisti dün belirlendi. normal süresi ve uzatma devresi golsüz sona eren karşılaşmadan, penaltı atışlarıyla 3-2 galip ayrılan geçen dünya kupası’nın sahibi arjantin, kupanın ilk yarı finalisti oldu.
yugoslavya maçın 98. dakikasını 10 kişiyle oynamasına rağmen zaman zaman daha etkili oldu. karşılaşmaya her iki ekip de orta sahada baskılı savunma yaparak başladı. bu dakikalarda arjantin maradona'nın paslarıyla, yugoslavya ise stejkoviç ve vujoviç'in kontrataklarıyla gole gitmeyi planlamıştı. ikinci yarıda arjantin gole yakın oynayan taraftı. 49. dakikada serruzala, 69. dakikada burruchaga 79 dakikada ise caniggia ile gole yaklaşan latin amerika takımı, son hareketi bir türlü yapamadı.
uzatma devrelerinin ilk 15 dakikasında gol peşinde koşan takımlar ikinci yarıda bir kaza golü yememek amacıyla topu daha çok orta sahada dolaştırdılar. maçın 119. dakikasında burruchaga’nın yugoslavya ağlarına gönderdiği topu, hakem pozisyon öncesinde 'hentbol' olduğu gerekçesiyle saymadı. penaltı atışlarında 3-2 üstünlük sağlayan arjantin kupanın ilk yarı finalisti olarak sahadan ayrıldı.
floransa- çeyrek finalin floransa'da oynanan maçında yugoslavya'ya gerçekten yazık olduç oyunun hemen başında 10 kişi kalmasına rağmen 37 derece sıcaklıkta 120 dakikayı arjantin'den çok daha iyi oynadılar.
topu daha olumlu kullanıp ikili mücadeleleri daha akıllıca yaptılar. yüzde yüz 2 gollük pozisyon yakaladılar ancak penaltıcılarının da kötü vuruşları ile yarı finalden oldular. prosenicki, hadzibegiç, kalecileri ivoçeviç ve stojkoviç çok iyi futbolcular. arjantin'e gelince her şeyi ile tam bir fiyasko. maradona’nın cismi ile olmasa bile, ismiyle yarı finali yakaladılar.
dünyanın 1 numaralı futbolcusu kabul edilen maradona dün sahada hiç yoktu. ancak yine de binlerce italyan arjantinlinin penaltı kaçırmasına rağmen kendisini dakikalarca alkışlayıp 'diego diego' siye tempo tuttukları görümeye değerdi doğrusu. dün floransa'da comuale stadında futbol ve penaltılar dışında her şey çok güzeldi. 90 dakika buyunca kendilerine katıldığımız seyircilerin oynanan oyunu ıslıkla protestosunu az bile bulduk. oyun uzamada biraz hareketlenir gibi olduysa da hemen hemen stattaki hiçkimseyi tatmin etmedi.
hele bu oyuncuların dünyada parmakla sayılabilecek azınlıktaki ekiplerin oyuncuları ise bu protestolar gerçekten çok az. yakinen izleme fırsatı bulduğum dünyanın en ünlü futbolcuları ile ferden kıyaslanabilecek türkiye'de var. eleştirmen ve teknik adam olarak buna şahit oldum.
kral tahtında kaldı. orta sahada bağdaş kurmuş gözlerini kapayarak ilahlardan yeni bir mucize bekleven maradona yine kurtuldu. acemice kaçırdığı penaltıdan sonra arjantin elenseydi belki de maradona'nın futbol kariyeri bitecekti. ama kral ikinci defa ipten dönmeyi başararak yarı finalde tekrar dünya sahnesine çıkma olanağını yakaladı. maradona, yugoslavya ile yaptıkları maçtan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlarken maçı kendince yorumladı:
"bir an her şeyi yitirdiğimi sandım. gözlerimi kapayarak tanrıya dua etmekten başka umudum kalmamıştı. penaltıyı atamamam pahalıya mal olabilirdi, ama korkulu rüya çabuk bitti.şimdi bütün dünyanın önğnde iddia ediyorum. dünya şampiyonluğunu bizden zor alırlar. ilahların beni koruduğunu söylüyorlar, doğru olabilir. ivkoviç, uefa kupası'nda da penaltımı kurtarmıştı ama yine de turu geçmiştik."
sahaya sakat sakat çıktığınım söylediği zaman maradona’yı artık kimse inanmıyor. maradona bu nedenle kendini savunmak gereğini duyuyor.
"inanın ilk maçtan sonra hep sakat sakat sahaya çıktım. ayakta duramıyorum. benim yerimde kim olsa bavulunu toplayıp memleketine dönmüştü. ama ben büyük inatla takımımı yalnız bırakmamaya çalıştım. beni ıslıklıyorlar. benden nefret ediyorlar. ben her şeyimi takımıma veren bir oyuncuyum. napoli'ye geldim. takımla büyük şampiyonluklar kazandık. daha ne yapabilirim ki."
şimdi kafalarda bir soru var, italya - arjantin maçında napoli kimi tutacak? maradona buna yanıt verirken oldukça samimi konuşuyor:
"364 gün küçümsedikleri bu şehirde şimdi italya'nın desteklenmesini istiyorlar. bu doğru değil. ben baştan beri napoli taraftarlarını karar vermeleri için serbest bıraktım. sonucu maç günü göreceğiz."
yorgun görünen maradona, sorulardan sıkılmış gibiydi. yine de yanıtlamaktan geri kalmıyordu:
"yarı finale kadar gelmenin bu denli zor olacağını tahmin etmiyordum. arjantin'e yalnız şansun yardım ettiğini söyleyemem. sahada varımızı yoğumuzu ortaya koyan bir takımız. kalbimizle oynuyoruz. artık bizi kimse tutamaz."