doğu almanya ile batı almanya'nın tarihteki ilk ve tek karşılaşması. finallerin batı almanya'da yapılıyor olması da maça ayrı bir anlam katıyordu. maçı, rakibine göre çok daha zayıf olan doğu almanya 78. dakikada juergen sparwasser'in attığı golle 1-0 kazandı. bu büyük bir sürpriz ve almanya'nın doğu yakası için müthiş bir sevinçti. kimileri bu yenilginin hollanda ile erken eşleşmek istemeyen batı almanya'nın taktiksel bir oyunu olduğunu söylese de, tarih eşleşmeleri ya da taktikleri değil, maçın skorunu yazıyordu; zafer, doğu almanya'nın olmuştu.
1974 dünya kupasında harika bir dünya kupası ve muhteşem bir f. almanya takımı vardır. herkes merakla hollanda, f. almanya,brezilya gibi takımları seyretmenin heyecanı içindedir.ama önce grupları geçmek gerekir. şampiyonluk adayı da olsanız önce ilk turu geçmek durumdasınızdır. bu işin ciddiyetine en fazla sahip takımlardan biri olarak çıkar sahaya f. almanya. rakip doğu almanya’dır. soğuk savaşın zorlu yıllarının gerginleştirdiği ortamda, zorla bölünmüş bir ülkenin iki yakası yeşil sahada karşı karşıyadır. favoriyi ise tartışan yoktur. tabii ki beckenbauerli,müllerli f. almanya’dır. ama işte maç oynanmadan kazanılmaz. daha sonra kupayı kaldıracak olan f. almanya bir türlü golü bulamaz ve 77. dakikada jurgen sparwasser tarih yazacak golü atar. herkes şaşkınlık geçiriyor olabilir ama almanya’nın doğu yakası yıkılıyordur. uzun yıllar o golle yaşar, o golle heyecanlanır doğu almanlar.hâlâ bugün “sparwasser o golü attığında neredeydin?”diye birbirlerine takılırlar.
batı almanya ile doğu almanyanın adeta savaştığı maç. trt2'de izlediğim "bir oyundan da öte" belgeselinde maçtan önce batı almanların, "tamam doğu almanya jimlastikte felan iyi olabilir ama bu oyun bizim oyunumuz ve doğu almanları çok rahat yeneceğiz" dediklerini ama batı almanya'nın evsahipliği yaptığı maçtan yenilgi ile ayrılıp rüyalarından uyandıkları anlatılıyor.
tanıl bora'nın "karhanede romantizm: futbol yazıları" adlı kitabında bulunan "milli takım - mecburi destek, mecburi aşk mı?" başlıklı yazısından;
demokratik almanya cumhuriyeti'nin kısa ömrünün belki de en şanlı anıydı: 1974 dünya kupası'nda sparwasser'in "düşman-kardeş" batı almanya'ya attığı galibiyet golü. ve doğu almanya'da yıllarca "ortaklık duygusunun" en sağlam kerteriz noktası oldu, şu sual: "sparwasser gol attığında neredeydin, ne yapıyordun?"
halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
1974 dünya kupası'nda ilk ilginç maç, iki almanya'yı çarpıştıran karşılaşmaydı. genç futbolcu sparwasser'in tarihe geçen golüyle, doğu'dakiler, batıdakileri yenmişlerdi. demokratik almanya'nın federal almanya'ya 1-0'lık galibiyeti, şampiyonanın ilk sansasyonunu yaratmıştı. ikincisi ise, türk hakemi doğan babacan'ın kırmızı kartını çıkarması oldu.
tarih: 22 haziran 1974 cumartesi, volkspark stadyumu / hamburg seyirci: 60.350 kisi hakemler: ramon ivannoe barreto ruiz (uruguay), armando marquez (brezilya), luis pestarino (arjantin)
d.almanya: jürgen croy, gerd kische, bernd bransch (kaptan), konrad weise, siegmar wätzlich, harald irmscher (66 erich hamann), lothar kurbjuweit, hans jürgen kreische, reinhard lauck, jürgen sparwasser, martin hoffmann teknik direktör: georg buschner (almanya)
b.almanya: sepp maier, berti vogts, katsche schwarzenbeck (69 horst dieter höttges), franz beckenbauer (kaptan), paul breitner, bernd cullmann, jürgen grabowski, uli hoeness, gerd müller, wolfgang overath (69 günter theodor netzer), heinz flohe teknik direktör: helmut schön (almanya)
ilk basımı 1996 olan simon kuper'in "futbol asla sadece futbol değildir" kitabından;
futbolun politikayla hiçbir ilgisi olmadığını düşünen varsa, mutlaka klopfleisch'la konuşmalıdır. iri yarı, sarışın, ay yüzlü bu adam, yanlış takımları tuttuğu için demokratik alman cumhuriyeti nden atılmıştı. onunla berlin'den ayrılmak üzere olduğum günlerde tanıştım. 1991 yılıydı. o da doğu berlin'i iki yıl önce terk etmişti ve demokratik almanya adına artık haritalarda bile rastlanmıyordu, ama o yine de komünizm hakkında konuşmaktan kendini alamıyordu. "artık geceleri uyuyamıyorum, karım da uyuyamıyor, çünkü o ülkeyi yöneten caniler hâlâ serbest."
iki almanya arasında yapılan tek maçı, demokratik almanya'nın kazanmış olması, tarihin son derece önemsiz bir ironisi olsa gerek. iki takım 1974 dünya kupası'nda karşılaşmışlar ve doğu, batı'yı 1-0 yenmişti. (golü atan jürgen sparwasser, daha sonra batı'ya iltica etmişti.) bu maçtan söz ettiğim zaman klopfleisch uzaklara baktı. "hiçbir şey anlamıyorum", dedi. "o gün bizim evde bir matem havası vardı. gerçi şansla alınmış bir yenilgiydi ama doğu berlin'de büyük kutlamalar yapılıyordu. bence en kötü olay tribünde oturan 300 tane partili politikacınn, futboldan hiç anlamadıkları için, ellerindeki doğu almanya amblemli küçük bayrakları sallayarak hep yanlış zamanlarda alkışlamaya başlamasıydı". klopfleisch o maçı televizyondan izlemek zorunda kalmıştı. sadece sovyet bloğu içinde seyahat edebiliyordu ve etti de.
ilk basımı 2002 olan christian eichkler'in "futbolun beceriksizleri ansiklopedisi" kitabından;
schön, helmut, sepp herberger'in yanı sıra, alman milli takımının gelmiş geçmiş en başarılı antrenörlerinden biriydi -ama yine de bir antrenör olarak almanya on birinin tattırdığı politik anlamda en berbat yenilgiyi yaşamak zorunda kalmıştı. jürgen sparwasser, 22 haziran 1974 le, saat 21.03'te, batılı alman kardeşlerinin ve de dresden doğumlu schön'ün tam kalbine bir hançer saplamış ve attığı golle ddr'yi (eski demokratik alman cumhuriyeti), iki alman ulusunun karşılaştığı yegane milli maçta, 1-0'la öne geçmişti. sportif açıdan bakıldığında, alman futbol federasyonu için bu yenilgi uğur getirmişti denilebilir; zira grup birincisi olan ddr ikinci turda -şanssızlıkla- dünya şampiyonasının favorilerinden brezilya, arjantin ve hollanda ile eşleşirken, helmut schön, isveç, yugoslavya ve polonya'yla eşleşerek başarılı oldu ve galibiyetle sonuçlanacak olan finale yükseldi.
soğuk savaş'ın zirvede olduğu yıllar. batı almanya ile doğu almanya'nın arasındaki maç tam bu günlere denk geliyor. batı tarafı şampiyonluk adayı. doğu tarafı ise ilk iki maçta gösterdiği performansı sergileyip turu geçmek istiyor. bu maçın anlamı o kadar büyük ki... karşılaşma hamburg'da. beklendiği gibi batı maça atak başlıyor. ama bir türlü aşılamıyor berlin duvarı. golle eşanlamlı hale gelen gerd müller bile başaramıyor topu içeri dürtmeyi. ikinci yarıda gelişiyor doğu kontratağı. hamann, jürgen spanvasser'i sağdan kaçırıyor. magdeburglu futbolcu, berti vogts'u geçtikten sonra sepp maier'i avlıyor. sonrası baü için işkence gibi. maç sonrasında teknik direktör helmut sehön'e eleştiriler geliyor. "takımı beckenbauer yapıyor" yorumları yapılıyor. ama çok az kişi işin doğrusunu görebiliyor. eğer grubu batı almanya birinci sırada bitirseydi ikinci turda hollanda'nın grubunda yer alacaktı. hollanda ile oynanan final maçı için bkz. 4 numara.
#41 spanvasser'in golü batı almanya'yı şaşkına çevirdi doğu almanya vs batı almanya, 1974
1974'deki turnuvanın açılış maçının tamamını komünist rakipleri şili'yi yuhalayarak geçiren alman taraftarlar -ki o maçtaki tek gollerini daha önce marksist olduğunu açıklayan paul breitner atmıştı- bu maçtan beş gün sonra oynanacak 90 dakikayı iple çekmekteydi. savaş sonrası dönemde siyasi açıdan birbirine en kin duyan iki ekip, batı almanya ile doğu almanya maç yapacaktı.
maçı izlemek üzere hamburg'a gelen 3.000 doğu alman "misafir", maçın sonlarına doğru jürgen spanvasser'in kaleci sepp maier'i avladığı golle büyük bir şaşkınlık yaşamıştı, bu golden sonra ev sahibi takımın taraftarları doğudaki kuzenlerinin aksine takımlarına öfke kusmaya başlamış, sinirden burnundan duman çıkartan teknik direktör helmut schön de "resmen itibarımız zedelendi" ifadesini kullanmıştı. spanvasser ülkesine döndüğünde bir kahraman gibi karşılanmayı umut ederken, batı almanya takımlarını tutan öfkeli taraftarlardan ölüm tehditleri almıştı.
doğu alman milli takımı "özel maçlarda dünya şampiyonu" olarak tanınırdı. bu stasi'nin etkisinin bile belli bir sınırı olduğunu gösteriyor. doğu almanya hiçbir avrupa şampiyonasına katılmayı başaramadı, dünya kupalarınaysa sadece bir kere katılabildi.
1952'deki ilk maçlarında polonya'ya 3-0 yenilmelerinden sonra bir galibiyet görene kadar üç yıl beklemeleri gerekecekti. 1966'da en iyi oyuncuların, milli takıma oyuncu yetiştiren belli kulüplere gitmesi emredildi. otoriteler peş peşe gelecek kupaları bekliyorlardı. bu çok uzun bir bekleyişti.
1974'te doğu almanya, tarihindeki tek dünya kupastna katıldı ve son grup maçında teati almanya ile karşı karşıya geldiler. batı almanlar, jurgen sparvvasser bir karmaşanın içerisinde topla hareketlenip bitime dakikalar kala doğu almanlar'ın galibiyet golünü attığında dağılmış gibilerdi ama ikinci tur gruplarına kalmayı bildiler. sparwasser ise doğu almanya futbolu hakkındaki kararını, 1988'de batı'ya iltica ederek vermiş oldu.
doğu almanya, batı'ya karşı elde ettiği "bütün maçları kazanma" sicilini, onlarla bir daha oynamayı reddederek korudu. takımın en başarılı turnuvasıysa 1976'da altın madalya kazandıkları montreal olimpiyatları oldu. tabii amatör olduğu iddia edilen futbolcuların iyi maaşlı profesyoneller olduklarını unutmamak lazım. 1990 dünya kupası'na katılmaya da çok yaklaşmışlardı ama ülkenin çatırdamakta oluşu, batılı menajerlerin kamp çevresinde dolanıp durmaları, onların avusturya'ya 3-0 kaybettikleri son grup maçından daha çok ilgilerini çekmişe benziyordu.
doğu alman milli takımı formasını giyen bir grup oyuncu, içlerinde doğu almanya'nın son golünü atma şerefine nail olmuş matthias sammer de vardı, daha sonra yeni birleşmiş almanya adına da oynayacaklardı. dostluk maçlarının efendileri için gösteri vakti sona ermişti.
doğu almanya batı almanya’yı yendiğinde, yer yerinden oynamıştı!
başlıktaki soru, 1974 dünya kupası’nda, doğu almanya’nın batı almanya’ya karşı üstünlük golünü kaydeden jürgen sparwasser’e ithaf olunmuştu. ithaf edenler, doğulu almanlar’dı. batıdaki kuzenlerine, futbol tarihlerinin en büyük hezimetlerinden birini yaşatan doğulular, o maçtan sonra, çok ama çok gururluydu!
esquıre
. her kupa, kendi hikâyesini yazar. ancak, 1974 dünya kupası, hem finalinde hem de elemelerinde yaşananlarla, en dikkat çekicilerinden biriydi. disiplinli almanya ve “otomatik portakal” hollanda arasındaki fi nal maçını, yaşı 40’ın üstündekilerle, belgesel meraklısı gençler oldukça iyi hatırlar. çoğu kişi “nasıl kaybetti o hollanda!” sitemiyle anarken, bazıları da “kaiser’le, müller’in almanya’sı kaybetmezdi.” yorumları yapar, aynı maç için. kupanın arada; hatta araf’ta kalmış maçı söz konusu olduğundaysa, nedense zihinler hatırlamakta zorlanır. futbol tutkunlarının bir kısmı maçı tamamen unutmuş bir kısmı da “evet, öyle bir maç da oynanmıştı.” demiştir. ancak 22 haziran 1974, iki almanya’nın da (yanlış okumadınız; iki almanya!) futbol tarihinin en önemli günü olarak anılabilir. futbol denince, mutlaka başka önemli maçlar da söz konusudur; ama hiçbir maç, bu birbirine düşman iki alman millî takımınınki kadar unutulmaz değildir.
. meseleyi, fazla uzatmayalım; 22 haziran 1974’ün önemi, batı ve doğu almanya millî takımlarının tarihteki ilk ve tek maçlarını oynamasından ileri gelir. aslında daha önce, iki takımı karşı karşıya getirme çabaları, batı almanya tarafından gösterilmişti; fakat doğu alman yönetimi, maç teklifl erine her defasında sırt çevirmişti. almanya, 2. dünya savaşı’nın ardından, siyasi ve fi ili anlamda ikiye bölünmüş bile olsa; iki toplum arasında, birbirleriyle görüşmelerine engel teşkil eden duvara rağmen, keskin bir ayrılıktan söz etmek, pek mümkün değildi. yani doğu almanya’da yaşayan uwe’ler, hans’lar ya da wolfgang’lar ve franz’lar; bayern münih, hertha berlin, borussia dortmund’un galibiyetlerine önem veriyor ve hatta sınıra yakın stadyumlardaki sesleri duyabilmek için, iki saatlerini, yakalanma korkusuna rağmen ellerinde radyoyla duvar dibinde geçiriyordu.
. iki almanya arasındaki uzlaşmaz tutum, doğu’nun başbakanı willi stoph ile batı’nın başbakanı sosyal demokrat willy brandt arasında başlayan görüşmelerle biraz yumuşamaya başlamıştı. bu görüşmelere en büyük darbeyi, brandt’ın özel danışmanı olan ama aynı zamanda demokratik almanya ajanı olduğu anlaşılan günther guillaumme’un yakalanması vurdu. brandt, bu skandal üzerine, kupa başlamadan birkaç hafta önce görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
. bir diğer engelse; doğu alman gizli polis teşkilatı stasi’nin başında bulunan ve şili’de salvador allande’yi deviren pinochet darbesi sırasında, insanların birliği örgütüne üye yüzlerce sosyalisti bizzat kendi yönettiği bir operasyonla kurtararak doğu almanya’ya getiren markus wolf ’un, bu maçlara çok sıcak bakmamasıydı. ama kader ağlarını örmeye başladığında, ne stasi ne de hükümet dinliyor; zira 1974 dünya kupası gelip çattığında, çekilen kuralar, inanılmaz derecede sürprizliydi. iki almanya aynı grupta yer alıyordu ve en az bir kere karşılaşmak zorundaydılar.
. kupa başladığında, batı almanya, avusturya ve şili’yi yendi. doğu takımı ise, avusturya maçını 2-0’la geçerken; şili’yle berabere kaldı. grubun son maçı için gözler, liderlik mücadelesi verecek iki takımdaydı. doğu’dan maçı tribünde seyretme talepleri gelince; stasi, iltica konusunda uyardığı 3.000 kişilik bir grubu, maçtan bir gün önce berlin’deki brandenburg kapısından geçirdi ve hamburg’a giden otobüslere bindirdi.
. doğu takımının iskeletini, 1972 münih olimpiyatları’nda bronz madalya kazanan ve kupanın başlangıcından yaklaşık bir ay önce rotterdam’da ac milan’ı 2-0 yenerek kupa galipleri kupası’nı kazanan fc magdeburg’un oluşturduğu göz önüne alınınca, “top yuvarlaktır” mottosu daha da anlamlı hâle geliyordu.
. 22 haziran 1974’te, hamburg volkspark stadı’nda saat 19.30’u gösterdiğinde, tam 60 bin 350 biletli seyirci, uruguaylı hakem barreto’nun yöneteceği maç için tribünlerdeki yerini aldı. tarihî maçın kadroları, bir futbol resitali için gereken her ismi barındırır nitelikteydi.
. teknik direktör georg buschner yönetimindeki doğu almanya: jürgen croy, gerd kische, bernd bransch (kaptan), konrad weise, siegmar wätzlich, harald ırmscher (66.dk, erich hamann), lothar kurbjuweit, hans jürgen kreische, reinhard lauck, jürgen sparwasser, martin hoffmann 11’iyle sahada yer alırken; helmut schön’ün taktik verdiği batı almanya: sepp maier, berti vogts, kats- che schwarzenbeck (69.dk, horst dieter höttges), franz beckenbauer (kaptan), paul breitner, bernd cullmann, jürgen grabowski, uli hoeness, gerd müller, wolfgang overath (69.dk, günter theo- dor netzer), heinz flohe 11’iyle volkspark’ın zeminine ayak bastı.
. tribünlerdeki hava, genel olarak, “doğu almanya; jimnastik, atletizm ya da güreşte iyi olabilir ama futbol bizim oyunumuz ve doğuluları çok rahat yeneriz” şeklindeydi. ancak, sahada bulunan batı takımının yıldızlarından maocu paul breitner ile tribünde oturan baader-meinhoff (kızıl ordu fraksiyonu.) davalarını izleyen öğrencilerin, doğudaki akrabalarına duydukları samimi duygular da inkâr edilemezdi.
. batılı solcu öğrencilerin nefret ettiği bild gazetesinin, rakiplerini aşağılamaya yönelik attığı “almanya, ddr (demokratik almanya cumhuriyeti)’ye karşı” ve “10 honecker (doğu almanya devlet başkanı) 1 beckenbauer’e karşı” manşetleri de, galibiyet beklentisini üst seviyeye çıkarmıştı.
. maç öncesi, batı alman spikerin, “batıdakiler renkli, doğudakiler ise siyah-beyaz ekranın başında yerlerini aldı.” diyerek aşağılamasına; doğu alman televizyonu, yayımın sesini kesip, batı almanya marşı yerine sovyet millî marşı’nı çalarak karşılık verdi. kapitalistlerle komünistlerin maçı başladığında, nefesler tutulmuş; gözler, arenada kapışan gladyatörlere benzeyen futbolculara kilitlenmişti. ancak, stres katsayısı yüksek maçtan, ağız tadıyla izlenecek bir kapışma çıkmıyordu. doğu’nun etkisiz birkaç atağıyla birlikte, batı’nın özelikle; müller, overath ve hoeness’le sık sık rakip kaleyi yoklaması da bir sonuç vermedi.
. ilk yarı, 0-0 sona erdi. ikinci yarının ilk 15 dakikası da benzer bir şekilde geçince, doğu’nun hocası buschner, 66. dakikada, ırmscher’in yerine, tilkice bir planla, fc vorwärts frankfurt/oder’in orta sahasında oynayan ve ulusal halk ordusu’nda yüzbaşılık yapan eric hamann’ı aldı. helmut schön ise, bu atağa; schwarzenbeck yerine höttges’i, overath’ın yerine de netzer’i alarak karşılık verdi. batı’nın atakları sıklaştıkça, kaleci croy ve kreische, kural dışı müdahaleleri yüzünden sarı kart gördü. 75. dakika geçildiğinde, taraftarlarda ve futbolcularda, maçın berabere biteceğine dair bir duygu uyanmaya başlamıştı.
. jürgen sparwasser’in, bu düşünceyi paylaşmadığını belirtmek lazım. 78. dakikaya girilirken sonlanan bir batı atağında, doğu’nun kalecisi croy, sağ tarafta hareketlenen eric hamann’ı gördü. eliyle hamann’a attığı topu alan yüzbaşı eric, rakip yarı sahanın ortasına geldiğinde, gözleriyle tek bir adamı arıyordu. evet; jürgen sparwasser bunu sezmiş ve ceza sahasına doğru hareketlenmişti. hamann’ın sağdan 18’in içine attığı muhteşem pası kafasıyla önüne düşüren, seken topu göğüs darbesiyle üç defans oyuncusunun arasından çıkaran sparwasser, sağındaki berti vogts’a harika bir çalım atarak rakibini geçti. saat 21.03’ü gösterirken, sparwasser sağ ayağının önündeki topu çok düzgün bir vuruşla, yerde kayan vogts ve hötgess’in çaresiz bakışları ve efsanevi kaleci sepp maier’in umutsuz hamlesine nazire yaparcasına kaleye yolladı. tribünlerdeki 57 bin batı almanya taraftarı susmuş, sadece 3.000 doğulunun “tor!” naraları ve batı tarafındaki bazı solcu öğrencilerin cılız alkışları duyuluyordu. protokolde yer alan ve maç boyunca takımlarını desteklediklerini göstermek için abuk subuk yerlerde alkışlayan komünist doğu alman yöneticiler bile, ilk defa doğru zamanda seviniyordu. sparwasser’in golü, belki de dünya kupası tarihinin en politik golü olmuştu. maç bittiğinde, doğu cephesinde bir sarhoşluk yaşanıyor; futbolcular, ellerinde doğu almanya bayrağıyla tur atıyordu. maç sonrası iki takım arasındaki tek ilişki, sparwasser’le batılı maocu breitner arasındaki forma değişiminden ibaretti.
. breitner; 1990 yılında, o formayı, duvarı aşmaya çalışırken hayatını kaybedenlerin ailelerine bağış- lanmak üzere satışa çıkardı. formayı alan ancak ismini ve ödediği meblağı açıklamayan kişi de, formayı bir müzeye bağışladı. aslında bu mağlubiyet, batı almanya’ya yaradı ve fi nalde hollanda’yı devirerek kupayı kazanmalarına yol açtı. bazılarına göre batı almanya, 2. turda hollanda’nın olduğu gruba düşmemek için yenilmiş ve grup liderliğini düşman kardeşine bırakmıştı.
. doğu almanya, 2. turda, brezilya’ya 1-0 ve hollanda’ya 2-0 ye- nildi. üçüncü maçta ise, houseman ve streich’in karşılıklı golleriyle arjantin’le 1-1 berabere kalarak kupaya veda etti. takım doğu berlin’e döndüğünde, deyim yerindeyse, krallar gibi karşılandı. jürgen sparwasser’in adı, bir sokağa verildi. batı’da ise, kısa bir utanç rüzgârı esti.
. huysuz bild; bu sefer, “takımı beckenbauer yapıyor.” yorumları eşliğinde, kupayı kazanacak dresden doğumlu helmut schön’ü suçlayarak, “böyle olmaz, herr schön!” manşetiyle yine yanlış ata oynuyordu. doğu’da ise millî takım, inanılmaz bir antikapitalist propaganda canavarına dönüşmüştü. bu galibiyet sonrası doğu alman futbolu; ulusal düzeyde, 1976 montreal olimpiyatları’nda, yine georg buschner yönetiminde altın madalya kazandı. ancak, bun- dan sonra ülke, ne ulusal ne de kulüpler düzeyinde bir atak yapıp arzu edilen başarıyı yakalayamadı. millî takım, bir daha dünya ya da avrupa kupası’na katılamadı. efsane fc magdeburg ve dynamo dresden bile, bugün alt liglerde sürünüyor. biraz hafızaları zorlayınca, 1990 dünya kupası elemeleri’nde türkiye’nin doğu almanya’yı; kirsten, doll, sammer, ernst, thom gibi üst düzey topçulara rağmen içeride 3-1, dışarıda ise 2-0 yendiği; hatta kaleci engin ipekoğlu’nun müthiş oynadığı ve penaltı kurtardığı için “magdeburg panteri” la- kabını aldığı maçları hatırlamak mümkün.
. maçta atılan gol, batılı kuzenlerini kızdırmak isteyen doğulular tarafından, “sparwasser golü attığında neredeydin?” sorusuyla ölümsüzleştirildi. hatta spor yazarı tanıl bora, bu soruyu, “kârhanede romantizm: futbol yazıları” adlı kitabında şöyle anlattı: “demokratik almanya cumhuriyeti’nin kısa ömrünün belki de en şanlı anıydı, 1974 dünya kupası’nda sparwasser’in ‘düşman kardeş’ batı almanya’ya attığı galibiyet golü. ve doğu almanya’da, yıllarca ‘ortaklık duygusunun’ en sağlam kerteriz noktası oldu, şu sual: ‘sparwasser gol attı- ğında neredeydin?’ doğulu şair horst mayer ise, maçtan sonra yazdığı şiirle, aynı soru cümlesinin ölümsüzleşmesi yolundaki en önemli dokümanlardan birini yayımladı: ‘kimdim, nasıldım, neredeydim? sparwasser ölçüyü aldığında, schön takımını infaz ettiğinde, bir adidas mermisiyle...’”
. maçın kahramanı olan golcü jürgen sparwasser, 14 yıl sonra, bir anda kitlelerin tepki gösterdiği bir isme; hatta haine dönüştü. doğu’da beklediği rahat günlere kavuşamayan sparwasser, 1988 yılında, veteranlar turnuvası için gittiği hessen’den geri dönmedi ve batı almanya’ya iltica etti. kader yine oyununu oynadığında; yani bir yıl sonra, berlin’deki utanç duvarının yıkılmasıyla, iki ülkenin birleşmesinin sembolü oldu. sparwasser, batı’ya iltica ettikten sonra yap- tığı açıklamada, “insanlar, o golün beni zengin ettiğini; ev, otomobil ve nakit para sahibi olduğumu sanıyor. hâlbuki bunların, hiçbiri doğru değil.” diyerek, zor geçen günlerini anlattı. önce kahraman, sonra hain olan sparwasser, iltica sonrası eintracht frankfurt’ta yardımcı antrenörlük; sv darmstadt 98’te ise, iki yıl teknik direk- törlük yaptı. 62 yaşındaki sparwasser, şimdilerde profesyonel fut- bolcular derneği’nde çalışıyor. 1974 yılındaki golün diğer kahramanlarından kaleci jürgen croy, doğduğu şehir olan zwickau’nun futbol takımını çalıştırdı. 86 kez millî takım forması giren croy, şehrin; eğitim, kültür ve spor komisyonunda görev yaptı. 64 yaşındaki croy, bugün, turizm ve kültür odası genel müdürlüğü görevini sürdürüyor. sparwasser’e harika pası veren erich hamann ise, o maçla birlikte, millî takımda sadece üç kez forma giyebildi. hamann, futbol sonrası bir süre, eski takımı fc vorwarts’ı ve vietnam 21 yaş altı millî takımı’nı çalıştırdı. 66 yaşındaki hamann, 2009 yılından beri angermünder fc takımında yöneticilik yapıyor.
. doğu ve batı almanya, bir daha hiç karşılaşmadı. batı sık sık rövanş istese de, doğu, hiç bir teklifi kabul etmedi. 1989 yılında du- var yıkıldığındaysa, tek maçlık bu rekabet, tarihin tozlu rafl arındaki arşivlere kaydedildi. peki, o maçtan bugüne; resimler, kupürler ve videolar dışında ne kaldı derseniz? verilecek tek cevap; jürgen sparwasser’in maçta giydiği, bonn’daki alman tarihi müzesi’nde sergilenen, 14 numaralı, önünde “ddr” yazan ve küçük bir doğu almanya arması bulunan mavi-beyaz forma olur...
yardımcı hakemler: armando marques (bra), luis pestarino (arg)
german dr: juergen croy (gk), lothar kurbjuweit, bernd bransch (c), konrad weise, hans-juergen kreische, siegmar waetzlich, reinhard lauck, juergen sparwasser, harald irmscher (dk. 68 erich hamann), gerd kische, martin hoffmann
yedekler: joachim fritsche, ruediger schnuphase, juergen pommerenke, wolfram loewe, peter ducke, joachim streich, eberhard vogel, wolfgang seguin, wolfgang blochwitz, werner friese
teknik direktör: georg buschner (ger)
germany fr: sepp maier (gk), berti vogts, paul breitner, hans georg schwarzenbeck (dk. 68 horst-dieter hoettges), franz beckenbauer (c), bernd cullmann, juergen grabowski, wolfgang overath (dk. 69 guenter netzer), gerd mueller, uli hoeness, heinz flohe
yedekler: herbert wimmer, jupp heynckes, rainer bonhof, bernd hoelzenbein, dieter herzog, jupp kappellmann, helmut kremers, norbert nigbur, wolfgang kleff