29 ekimde finali oynayacak rakipler belli oldu , f. bahçe'nin önünde beşiktaş gene tutunamadı 3-0
sarı - lâcivertlilerin gollerini ibrahim 2 ve cemil attılar
pertev tunaseli
notlar: 39.538 biletli seyircinin 660.103 lira ödeyerek seyrettiği 50. yıl futbol turnuvası istanbul
grubu final maçında fenerbahçe 2 korner, 11 faul atışı, beşiktaş 4 korner, 20 faul atışı kullandılar. fenerbahçeli taraftarlar «haydi bastır...» temposuna kendilerini alıştırmış göründüler. futbola çok müsait bir saha ve havada oynanan maçta hakemler de alkış topladılar...
saha oyun başlar başlamaz beşiktaş’ın üç hafta içinde üçüncü defa oynadığı fenerbahçe önünde, ilk iki karşılaşmada aldığı farklı yenilgilerden sonra çok adamlı defansta son derece çabuk oynayan rakibini açıklardan kaçırmadan orta sahaya sıkıştırmak istediği anlaşılmıştı. ancak bir yerine iki, bu defa da iki yerine üç stoperle işe başlayan siyah beyazlı defansın, orta sahadan adam artırarak geri çekilmesi sonunda ilerde yalnız başına kalan üç beşiktaşlının ne yapabilecekleri, her akında en az bir kişi azalan fenerbahçeyi ne derece sıkıştırabileceği de merak konusuydu... sonunda bu sorunun cevabını beşiktaşın oyunu kendiliğinden verdi ve siyah beyazlılar fenerbahçeyi hiç zorlayamadılar. sarı lâqcivertlilerin de göztepe önündeki açıklardan son derece çabuk gelişen akınlarla sonuca giden futboldan uzak oldukları görülüyordu. buna rağmen açık bir gerçek vardı ki fenerbahçe fizik olarak beşiktaştan çok üstündü, teketek mücadelelerde olsun, toplu savaşlarda olsun sarı lâcivertliler daima gelip gelmeyi başardılar. ilk dakikalarda ersoy ve mustafa'nın şut denemelerinde kaleci aydın şanslıydı fakat bu şans şahane bir golün yapıldığı 27. dakikaya kadar devam etti. bu dakikada cemil sagiç oluğundan topla rüzgâr gibi kaçmıştı. ahmet ve vedat peşine düştükleri anda cemil az da olsa tekmeden korkarak topu sağaçıktan gelen ibrahim'in önüne bıraktı. ilk bakışta ibrahim için ne şut ne de gol pozisyonu vardı. fakat fenerbahçenin genç orta saha adamı beşiktaş defansının sol tarafına hızla daldı ceza sahasına girer girmez müthiş bir şutla solüst köşeden ağlara yolladı topu. «haydi bastır..» sesleri arasında fenerbahçe daha rahat oynamaya başlamıştı. 39. dakikada cemil sahalarımıza ender görülen bir gol çıkardı. mustafa soliçten topla iniyordu. cemil o anda yirmi beş metrede ve solaçıktaydı... birden hareketlendi ve mustafanın önünde koşmaya bağladı. mustafa topu cemil'e santrmetre hesabı yolladığı zaman cemil için yapılması en güç hareket beşiktaş kalesine dönmekti. cemil zoru kolaylıkla yaptı döndü ve birden aydınla karşılaştı. vurduğu top geri döndü, işte gol zamanını o anda kazandı cemil... ustalıkla solüst köşeye nişanladı. bu fanerbehçenin ikinci sayışıydı. ikinci yarıda ilerde yalnız baslarına kalan beşiktaş forvetlerinin çok dikkatli oynayan ve çok az açık veren sarı lacivertli defansla yaptıkları ümitsiz mücadele halinde geçti hiçbir topun peşini bırakmayan fenerbahçeli orta saha adamları sahanın her yerinde görünürken, necmi'nin direğe vuran bir topunun dışında maçın iki farkla biteceği sanılıyordu. fakat daha cemil ve ibrahim defteri kapatmamışlardı. cemil'in soldan kaçırdığı top yirmi beş metrede ve sağ iç yerinde boş bekleyen ibrahimin önüne kadar geldi. kaleci aydın'ın hiç de şut beklemediği anda âni bir sağ ile bu defa sağ üst köşeyi gören ibrahim takımına üçüncü golü kazandırıyordu. bu golden sonra şeref tribününde oturanlardan biri şapkasını giyerek ayağa kalktı ve yanındakilere «boşuna beklemeyin sadece bu kadar.» diyerek fenerbahçenin üçüncü beşiktaş maçını da üç golle kazandığını anlatmak istedi. haklıydı doğrusu.