fenerbahçeli ercan aktuna ile fenerbahçe dergisinin ocak 2006 sayısında yapılan röportajdan alıntıdır;
1965'de bir dünya kupası eleme maçı vardı. istanbulspor'da oynadığım dönemdi. bizim oynadığımız dönem saha zemini şimdiki gibi değildi tabi. bir milli maç için portekiz'e gitmiştik. onların sahası çimdi tabi. sonra onlar rövanş için geldiler. yeniköy'de otelde kamptayız. kampa takviye olarak italya'dan can bartu, avusturya'dan özcan erkoç geldi. portekiz idman için oynanacak sahayı bir gördü. tabii toprak saha portekiz milli takım yetkilileri "biz bu sahada oynamayız dönüyoruz ve fıfa'ya bildireceğiz" dediler. bizi bir telaş aldı. maç için yeniköy'den ankara'ya taşındık.maçı da eusebio nun frikik golü ile 1-0 kaybettik. şimdi bakıyorum da 2008-2009 uefa finalinin türkiye'de ve fenerbahçe şükrü saracoğlu stadyumu'nda oynanacak olması ne kadar haklı gurur bizim için…
halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
portekiz'le ikinci maçımızın öncesi epey olaylı geçmişti. portekizliler istanbul'a gelip de batak halindeki sahamızı görünce, "burada oynamayız. milyonluk ayaklan çamura gömemeyiz" dediler. portekiz futbol federasyonu yetkilileri, "çim olsun, nerde olursa olsun, oynarız" diye diretiyorlardı. uzun tartışmalardan sonra mithatpaşa'daki milli maç ankara'ya 19 mayıs stadfna alındı. bu arada portekiz rövanşı için avusturya'dan kaleci özcan arkoç, italya'dan da can bartu getirilmişti.
kaptanlığı metin oktay yapıyordu. maçın hakemi de suriyeli raşid'di.
takımımız inanılmayacak kadar güzel futbol oynadı o gün.. eusebio ve arkadaşlarını seyretmeye gelenler, can bartu ve arkadaşlarını seyretti ne var ki, tüm maç boyunca güçlü rakibimizden üstün oynamamıza karşın, son vuruşlarda zayıf kaldığımızdan gole gidemedik. portekizliler ise, lizbon'dakiyle kıyaslanamayacak kadar başarısız göründükleri halde, bir frikikle "mutlu son"a ulaştılar. 60'ıncı dakikada bir serbest atış kazandılar. bizimkiler baraj yaptı. eusebio geldi ve vurdu. vurmadı da mıhladı âdeta.. böylece frikike, böyle gole şapka çıkarılırdı. kalecimiz özcan o ana kadar şahane kurtarışlar yapmıştı ama büyük eusebio'nun büyük frikikinde onun da yapacak şeyi yoktu.
lizbon'daki maçla bizim açımızdan fark, orada oynayamamış, yenilmiştik. ankara'da ise oynamıştık oynamasına. ve yine yenilmiştik..
bu maçın unutulmayacak adamı suriyeli hakem raşid'di. mithatpaşa'nın batak sahası için "nesi var? nizamidir. oynanabilir" diyen hakem raşid, ankara'daki maçta öyle hatalar yapmıştı ki... hata demek bile hata olurdu bunlarda.. her biri ayrı bir cahillik gösterisiydi.. avantaj kuralından habersiz suriyeli hakem, hele taçtan ofsayt çalmaya kalkınca, bütün stadı hem kızdırmış, hem güldürmüştü. bu maçtan sonra, portekizli meslekdaş, eski dost aurelio marcio yazısında "türk milli takımı'na yazık oldu. bu kadar güzel oynadıkları maçta yenilmesi, haksızlıktı. ama maç bir yana, uluslararası alanlarda bu suriyeli hakem kadar kötü ve bilgisiz bir hakeme rastlamadım" demişti...
portekiz: jose pereira (***) - festa (***), hilario (***) - mendes (***), germano (****), jose carlos (***) - jose augusto (**), eusebio (****), torres (*), coluna (****), simoes (***)
italyan antrenör, portekiz maçı için austria kalecisinden faydalanmak gerektiğini söyledi
millî takım meneceri sandro puppo, «milli kadromuz kısırdır. portekiz maçı için ûmidlerden önemle faydalanacağız» demiştir.
milli takımı kalkındırmak için uzun vâdeli ve ciddi çalışmanın şart olduğunda ısrar eden italyan hoca, önümüzdeki milli maçların ikinci plâna itilmeyeceğini söylemiştir.
18 nisandaki portekiz maçı için puppo’nun, milliyet’in sorularına verdiği cevaplan aşağıda bulacaksınız:
soru: çoğunluğun beğendiği, basının üzerinde durduğu, millî maçlarda oynatılmayan kült adamlarım portekiz kadrosuna çağıracak mısınız?
cevap: bu imkânlardan faydalanma yoluna gidilecektir. tabii ki onların form, kondisyon ve bilhassa oyun karakteri, seçim üzerinde büyük tesir yapacaktır.
şoru: evvelce, sizi, şahsiyeti ve futbol bilgisi yönünden şüpheye düşüren genç ve tecrübesiz elemanlara yine şans verecek misiniz?
cevap: bu, seçtiğim kadroda görülecektir. gayet tabii ki form durumları ve takıma fayda dereceleri gözönüne alınacaktır. kritik ve polemik üzerine oyuncu seçmeyeceğiz.
soru: millî kadronun hangi taraflarını beğeniyorsunuz?
cevap: ciddiyetini.
soru: hangi taraflarını beğenmiyorsunuz?
cevap: iyi gitmeyen taraf yoktur. ancak, türk futbolünün geçirdiği kriz, gözönünde tutulmalıdır.
soru: can bartu için ne düşünüyorsunuz? oyun stili ve formu, bu defa kendi sahamızda yapacağımız bir milli maç için, çağırılmasını gerektirmez mi?
cevap: buna cevap vermeyi uygun bulmuyorum. neye bana özcan'dan bahsetmiyorsunuz? fertler ve isimler üzerinde durmuyorum. eğer, program veya hazırlık maçları hakkında konuşmamı istiyorsanız, hazırım.
soru: özcan’dan faydalanılcak mı?
cevap: dışarıda oynayan futbolcular bizim için bir problem teşkil etmektedir. hazırlık alanında psikolojik, teknik ve organizasyon yönünden mahzurları vardır.
soru: ordu takımının yıldız elemanlarından portekiz maçı için dâvet etmeyi düşündükleriniz var mı?
cevap: bütün futbolcular ve klâs oyuncular da, tabii fayda ve takım ekonomisi yönünden ele alınacaktır.
soru: dışarıda bulanan futbolcular için federasyon herhangi bir teşebbüste bulundu mu?
cevap: hayır.
soru: önümüzdeki portekiz, romanya ve bulgaristan maçlarından ümitli misiniz?
cevap: tek bir çare var milli takımı kalkındırmak için, o da uzun vâdeli, sıkı, ciddi çalışmaktır.
sporseverler içinde "aaah" diyenlere rastlıyoruz, "ah, şu millî maç mithatpaşa'da olsa da, göstersek portekiz'... bak bakalım, eusebio'lar, torres'ler topa vurabiliyor mu?"
evet, kurakta tümsekleri, yağışta batakları ile "futbol" e imkân vermeyen, o kel sahadan medet umanlarımıza var.
şu gelenleri yenebilmek için, illa çamura mı yatmamız lâzım?
levski'nin çek antrenörü millî takımımızı beğenmedi
vytlacil acı konuştu: dünya kupasında hiç şansınız yok!..
ünlü hoca "dünyanın hiç bir yerinde futbolcunun karanlıkta seçildiğine şâhit olmadım" dedi
bulgar levski takımının çek antrenörü vytlacil «türk milli takımının dünya kupasında hiç bir şansı yok» demiştir.
«ikinci portekiz maçında yenemezsiniz» diyen vytlacil, milli futbol takımının levski karşısında aldığı 2-1'lik neticenin hiç de iyi olmadığım söylemiştir.
vytlacil, milli takım seçicilerini de tenkid etmiş, «o berbat sahada, hem de gece, millî takım hakkında nasıl bir kanaate varılır? ben şahsen, böyle berbat bir sahada dünyanın en iyi futbolcuları maç yapsa, şu iyi oynadı. bu güzeldi diyemem» şeklinde konuşmuş «acaba ışıklar da söndürülse nasıl olur» diye de espri yapmıştır.
futbolcularının heyecanlı, atak olduklarını ve daha ziyade şahsi hareket ettiklerini belirten çek hoca, futbolumuzun karakteristik vasıfları olduğunu ne ingiliz ve ne de italyan futboluna benzemediğini açıklamış ve sözlerine şunları ilâve etmiştir:
«hakiki türk futbolunu beşiktaş - feriköy maçının ( http://www.macanilari.com...iktas-196419652105--.html) ikinci devresinde seyrettim teknik bir futboldu bu bulgar milli takımı ile karşılaştığınız zaman biz de çok farklar göreceksiniz.»
dip not: 11 mart 1965'te milli takım adayları levski sofya ile bir hazırlık maçı yapmış ve 2-1 kazanmışlar.
futbol federasyonu teknik üyesi saim kaur «menecer sandro puppo’nun a millî takım kadrosunda bâzı değişiklikler yapacağını sanıyorum» demiştir.
kaur, üç şehirde oynanacak lig maçlarının müşahitler tarafından seyredileceğini ve pazartesi günü de isimlerin açıklanacağını bildirmiştir.
asker futbolcular için genel kurmay'dan bugün müsaade çıkmasını beklediğini ifâde eden kaur, milli kadronun salı günü kampa alınacağım ve çarşamba günü de ankara ümitleri ile karşılaşacağını izahatına eklemiştir.
ilgililer, kısıntının adam başına 46 santim hesap edilmesinden doğduğunu söylediler
18 nisan’daki türkiye-portekiz milli maçının ali sami yen’de yapılması için girişilen teşebbüsler müsbet netice vermiştir.
devlet bakanı şekip inal, ankara'da görüştüğü müteahhitle bu konuda anlaştığını, pürüzlerin ortadan kalktığım açıklamış ve «türkiye - portekiz maçı ali sami yen stadında oynanacaktır» demiştir.
istanbul bölge müdürlüğü, beden terbiyesi teşkilâtı adına, müteahhit tarafından imzalandığı bildiren projeleri tasdik için belediye imar müdürlüğüne göndermiştir.
bölge müdürü turan barlas, «bir aksilik çıkmazsa, maçın biletlerini salı günü baskıya vereceğiz» demiştir.
yapılan tahminlere göre, türkiye - portekiz milli maçı için ancak 36.000 bilet satışa çıkarılacaktır. bunun müfettişlerin raporuna göre bir mecburiyet halini aldığı ve her seyirci için stadda 46 santim yer ayrılması gerektiğini ifade edilmektedir.
portekiz millî takımı 15 nisan perşembe günü yeşilköy hava alanına inecektir. misafir takım cuma ve cumartesi günleri saat 16.00 da ali sami yen stadyomunda antrenman yapacaktır.
müsabakayı suriye federasyonuna mensup üç hakem dachan, tello, havaslı idare edeceklerdir.
futbol federasyonu özcan’ın portekiz macında oynamasına izin almak amacı ile avusturya federasyonuna çok sert bir mektup yazmış. rashi minkari'nin kaleme aldığı bu yazıda münasebetlerimizin kesilmek ihtimali olduğu belirtilmiştir.
bugün yeniköyde kampa girecek olan aday kadro öğlededn sonra da bir antrenman yapacak.
özcan'ın takımı austria ile lig lideri rapid’in yapacakları maç şiddetli yağmur sebebiyle bugüne tehir edilmiştir.
austria kalesini koruyacaktır. dün telefonla konuştuğumuz mili! kaleci, uçak bulamaması sebebiyle ancak salı akşamı türkiye'ye gelebileceğini söylemiştir.
milli takım yarın kampa giriyor
18 nisan'da portekiz'le karşılaşacak milli futbol takımımız yarın yeniköy'de kampa girecektir.
19 kişilik kadro hergün antrenör cihat arman tarafından çalışmaya tâbi tutulacaktır.
portekiz maçı için kalecimize izin verilmesi ilgi uyandırdı
özcan’ın portekiz maçı için çağrılması ve austria kulübünün de bu husuta izin vermesi, viyana basınında geniş yer almıştır. bu arada austria antrenörü wudi müller, takımının iki kalecisi hakkında gazetecilere verdiği demeçte, özcan'ı övmüş ve türk kalecisinin üstün formda olduğunu belirtmiştir.
wudi müller, bu demecinde aynen şöyle demiştir: «bir süredir fraydl ile özcan arasında tercih yapmakta tereddüt ediyordum. çünkü ikisi de klâs kaleci. bu bakımdan hangisi o gün daha formda olursa, maça onu koyma yolunu tutuyordum. bu bakımdan özcan, fraydl’dan daha devamlı ve daha üstun form gösterdi. ve şu anda da bana göre, özcan fraydl'dan çok formdadır. eüer zorlu bir maçımıza rastlasaydı, özcan‘ın türkiye'ye gitmesine aslâ muvafakat etmezdim. çünkü şu anda iki kaleci arasında tercih yaptığımda, hep özcan'ı daha formda görüyorum.»
«can ve benim oynamam, maçı muhakkak kazanmamız manâsına alınmamalıdır...»
kıymetli sporseverler,
çok sevdiğim sizlere çok sevdiğim milliyet vasıtasiyle hitap ettiğim için memnunum. bu, belki de viyana'dan gelişimden önce son mektubum olacak ve sonrasında sizlerin aranızda bulunacağım.
bilseniz, şu anda küçük bir çocuğun bayramlık elbise giydiği heyecan ve sevinç içindeyim. ay - yıldızlı formayı bir kere daha giyebilmenin heyecanını ve şerefini, insan onu giydikten sonra daha iyi anlıyor.
hele portekiz gibi bir ünlü rakip, kudretli yıldızlar önünde oynayacağımdan, heyecanım, biraz da vazifemin zorluğundan ve büyüklüğünden doğuyor. tam nânâsiyle dev bir rakip karşımızdaki... ama bu dev rakipten çok, beni, kendi seyircimin, türk seyircisinin önünde maça çıkmak ürkütüyor. bir süredir uzak kaldığım sahalarımızda tekrar görünmem, cidden sevineceğim bir olay. fakat güç, çok güç bir vazife ile... işte bu bakımdan mahcup olmamak. bana bağlanan güveni sarsmamak, en büyük arzum.
yalnız bir noktaya önemle dikkatinizi çekmek isterim: bir can, bir özcan belki kendi çaplarında birşeyler yapmış lardır. ama bizim takımı takviye edişimiz, maçı mutlaka kazanacağız mânâsına alınmamalıdır. şu anda belki de birçok sporseverin böyle düşündüğünden endişe ediyorum. nihayet biz de insanız. hatâsız insan olmayacağına göre, bizim hatâ yapmayacağımızı da kimse garanti edemez. üstelik benim futbolün en nankör mevkiinde oynadığımı da bilhassa hatırlamanızı isterim.
fakat her şeye rağmen inançlı geliyorum. arkadaşlarıma güveniyorum. birleri sahada yalnız bırakmayacak vefakâr seyircimizden büyük kuvvet alacağımıza inanıyorum. kaç zamandır yabancı bir ülkede yabana arkadaşlar yanında garip garip kalesini koruyan özcan, kendi öz toprağında öz arkadaşları ile birlikte ve öz milletini temsil ederken hiç de yalnız olmayacak.
biran önce vatanımla kucaklaşmayı bekliyor, hepinize kalbten selâmlarımı gönderiyorum.
portekiz'liler «şistanbul'da çim sahada mı, yoksa o eski tarlada mı oynayacağız» diye sorfular
aurelio marcio lizbon'dan bildiriyor
portekiz milli takım tek seçicisi manuel da luz alfonso, istanbul’a ümitli gideceklerini açıklamış, germano ve raul’la kuvvetlenen takımına güvendiğini belirtmiştir.
lizbon civarındaki bir otelde kampa alınmış olan portekiz milli kadrosu, dün sıkı bir antrenman yapmıştır.
portekiz futbolcularının en çok merak ettikleri konu, maçın hangi stadda oynanacağıdır. bu arada bir futbolcu, kampı ziyaret eden portekizli bir gazeteciye «sizin haberiniz vardır. istanbulda maçı çim sahada mı, yoksa a eski tarlada mı oynayacağız?» diye sormuştur.
18 nisan revanşına çıkacak portekiz onbiri henüz belli olmamıştır. bununla beraber, lizbon'da 5-1 kazanan takımda büyük değişiklik olmayacağı sanılmaktadır. en önemli değişiklik, o maçta aksayan ve şimdi kadroya alınmayan arcanjo'nun yerine santrhafta tecrübeli germano'nun oynaması olacaktır.
antrenör otto gloria pazar günkü tertiplerini açıkladı
misafirler bugün saat 15.30'da çalışacak
portekiz'liler geldi
maçın mithatpaşa'da oynanacağını öğrenen misafirler, "eyvah, şimdi hapı yuttuk" dediler
pazar günü dünya kupası deme turu revanş maçı için milli takımımızla karşılaşacak portekiz, dün akşam 20.20 de şehrimize gelmiştir.
misafirler uçaktan iner inmez, maçın mithatpaşa’da yapılacağım öğrenince. «eyvah! bu hiç hesapta yoktu. şimdi, hapı yuttuk. rövanştan korkuyoruz.» demişlerdir.
portekiz takımı antrenörü otto gloria maçın zorlu geçeceğini ifâde etmiş ve «müsabakanın, kötü sahada oynanacağı haberi, bizde soğuk bir duş tesiri yarattı. gene de maçı 2-1 kazanacağımızı sanıyorum» demiştir.
hayranları tarafından bir anda etrafı çevrilen eusebio ile takım kaptanı augusto kötü sahada oynamalarının bir dezavantaj olduğunu belirtmişler, «buna rağmen kendimizi göstereceğiz» demişlerdir. siyahi inci sözleri ne şunları eklemiştir: «sakatım. fakat gene de bir gol atacağım» antrenör otto gloria, pazar günkü tertiplerinin şöyle olduğunu söylemiştir: jose perrira - festa, hilario - mendes, germano, jose carlos - augusto, eusebio, torres, coluna, simoea.
misafirler bugün 15.30'da mithatpaşa'da bir antrenman yapacaklardır.
futbol federasyonu bir deklarasyon neşrederek türkiye - portekiz maçının kesin olarak mithatpaşa stadında oynanacağını açıklamıştır. deklârasyonda ilgililer tarafından maçın ali sami yen stadında oynanması için yapılan bütün teşebbüslerin netice vermediği belirtilmekte ve maç biletlerinin yarın saat 13 den itibaren mithatpaşa stadı gişelerinde satışa çıkartılacağı ilân edilmektedir.
numaralı tribün biletleri 40, açık tribün ise 15 liradır. bu maçta kapalı tribün de numaralı hale getirilmiştir.
öte yandan mithatpaşa stadı nın milli maç için hazırlanması gerekçesi ile yarın yapılacak olan sarıyer - kasımpaşa ve bursaspor - beyoğluspor arasındaki ikinci milli lig maçları şeref stadına alınmıştır.
şükrü'den sonra ismail de sakat. târık çıktı, bek özcan kadroya alındı. antrenör cihat arman «işimiz artık allaha kaldı» dedi
pazar günü portekize karşı çıkacak onbir’in kuruluşunda büyük güçlükler başgöstermiştir.
uzun bir süredir sakatlığı sebebiyle hazırlık maçlarında yer alamayan şükrü'den sonra, ismail'in de sakatlanması sebebiyle düşünülen tertipte önemli değişiklikler gerektiğini bildiren yöneticilerin ifâdesine göre milli takımımızın maça şu tertiple çıkması muhtemeldir; «özcan -özcan, numan - mustafa, naci, şeref - yılmaz, ayhan, metin, can, yaşar.»
tedavisine devam edilen şükrünün milli maçta oynama ihtimalinin çok zayıf olduğunu açıklayan yetkililer fenerbahçe'nin antalya'da yaptığı karşılaşmada adele lifi kopan ismail kurt'un bugün son bir denemeye çıkarılacağını söylemişlerdir. baş antrenör cihat arman da ismail hakkındaki kararın bugün verileceğine, takınım ilânının gecikebileceğini belirtmiş ve «bir yığın müşkül ve üzüntü ile maça hazırlamyoruz. saha meselesi de üzerine geldi. işimiz allaha kaldı» demiştir.
milli takım yöneticileri fenerbahçeli bek özcan'ı kadroya almışlardır. kampa bir gün geç gelen galatasaraylı tank da kadrodan çıkartılmıştır.
özcan ne diyor?
milli maç için istanbul’a gelen kaleci özcan arkoç, «portekiz korkulacak rakip değil» demiştir.
pazar günü yapılacak müsabakadan ümitli olduğunu gizlemeyen arkoç şöyle devam etmiştir, «temeli benfica’ya dayalı rakibimizin futbol gücünü hiç bir zaman küçümsemek istemem. ancak, bu kadar gözümüzde büyütmek hatâ olur.»
austria'nın pazar günü viyana'da ezeli rakibi rapid’i 3-1 yendiği müsabakada kalesini büyük bir başarıyla koruyan ve avusturya basını tarafından büyük maçın en iyi oyuncusu seçilen arkoç 2 mayıs'ta bükreş’te romanya ile yapılacak dünya kupası maçında yer alamayacağını, kulübünün izin vermediğini ilâve etmiştir.
evet, «utanç günü» geldi çattı: portekizliler, mithatpaşa sahasını bugün görecek...
ve sonra, pazar günü de onları bu çamur yığınına itecek, daha sonra ise «bu eusebiolarda da iş yokmuş, nasıl duman attırdık?» diye dünyaya övüneceğiz. tıpkı puşkaş'lar, hidegkuti'ler, kopa'lara dediğimiz gibi...
bir yanda sorumluluktan kaçan yetkili kişiler, öte yanda tek maçın oynanamıyacağı sahaya 9 günde 15 maç koyan başka yetkililer!.. vilâyet'siz, belediye'siz, emniyetsiz bir şehir... bir stadda maç oynatmaktan aciz yöneticileri... iskambilde kâğıt çalarak oyun kazanan kumarbaz haline düşürüyorsunuz koca milleti...
"milliyet" lizbon kampında avrupanın en büyüjk futbolcusu eusebio ile özel olarak konuştu
"anneme göre dünyanın en büyük adamı benim!"
metin'in iyi futbolcu olduğunu söyleyen eusebio, brezilya'lı ünlü sağaçık garrincha'ya hayran
mustafa kapancıoğlu lizbon'dan yazıyor
türk sporseverleri merakla eusebio’yu beklerken, biz de lizbondaki portekiz kampında eusebio ile birlikte türkiye’ye gideceği günü bekliyorduk. şirin mozambik’ti şöhret, hiç bir sorumu cevapsız bırakmıyor, görüşmemizin uzamasını sağlıyordu. işte futbol dünyasının kudretli yıldızı eusebio, şöyle konuşuyordu:
- babam öldü. annem mozambik'te. biri lizbon’da olmak üzere, 8 erkek kardeşim var. lizbon'daki kardeşim gilberto, yahut arkadaşlarının onu çağırdıktan adla «juju», 16 yaşında ve benfica genç takımında oynuyor. antrenörü, ilerisi için ümit verdiğini söylüyor kardeşimin. onunla birlikte, benfica'nın bekâr oyuncularına tahsis ettiği spor sitesinde kalıyoruz.
- son ordu maçında, önceki maçlardaki kadar hareketli değildiniz. niçin?
- biraz sakattım.
- şimdi?
- iyiyim artık...
- benfica’dan memnun olmadığını söyleyenler var.
- hayır.. çok memnunum. bana iyi muamele ediyorlar. fakat...
- fakat?
- fakat, profesyonelim...
- yâni?
- nerede daha fazla öderlerse, orada oynayabilirim tabii.
- tercih ettiğiniz kulüp var mı?
- hayır... avrupa'nın iyi tanınan takımlarından biri olur herhalde...
- benfica'dan çıkmak istiyorsunuz yâni?
- kontratım bitince, belki... ama benfica’nın da bu transfer için beni alacak kulüpten çok fazla para isteyeceğini unutmamak lâzım. geniş bir aileye bakıyorum. bunun için de çok paraya ihtiyacım var.
- futbolden çok kazanıyor musunuz?
- zannetmem
- şöhretten hoşlanıyor musunuz?
- hem evet, hem hayır. evet, çünkü popüler olmaktan herkes hoşlanır. hayır, çünkü benfica'da çok ağır sorumluluk taşıyorum. benden çok şey istiyorlar.
- afrika'dan bu yana, hareketlerinizde, tutumunuzda değişiklik oldu mu?
- aslâ... küçükken nasıl bir eusebio isem, şimdi da aynı eusebio'yum. bugünkü arkadaşlarım, eski arkadaşlarımdan başkası değil.
- annenizle sık mektuplaşıyor musunuz?
- haftada iki defa...
- anneniz ne düşünüyor hakkınızda?
- oooo, ona göre, dünyanın en büyük adamı benim...
- en beğendiğiniz futbolcu?
- brezilyalı sağaçık garrincha...
- ya bizim metin oktay hakkındaki fikriniz?
- iyi futbolcu. fakat lizbon’da pek gösteremedi kendisini... sakatmış. istanbul'da çok tehlikeli olacağı muhakkak.
- o halde istanbul maçı hakkındaki görüşünüz?
- zor oyun olacak... kazanacağımızı tahmin ediyorum. fakat stadın değiştiğini öğrendik. oynayacağımız daha pek kötü, bilirim... yâni işimiz, daha zorlaşıyor.
ayrılarken «türk sporseverlerine selâm» dedi, sonra durup, «o selâmı belki de sizden önce ben kendim götürürüm» diye seslendi.
başbakan: "a. sami yen'de çatlaklar olduğu tesbit edildi"
ankara, özdemir kalpakçıoğlu bildiriyor
başbakan suat hayri ürgüplü dün «türkiye-portekiz milli maçının ali sami yen stadında oynanması için emir veremem, bu sorumluluğu yüklenemem» demiştir.
başbakan, ali sami yen stadında çatlaklıklar olduğunu belirtmiş ve şunları söylemiştir:
«ali sami yen stadı hakkında üç profesörden kurulu bir heyet rapor vermiştir. bu raporda stad'ta çatlaklıklar olduğu belirtilmektedir. ayrıca istanbul emniyet müdürü ali sami yen stadında maç yapılmasının mahzuru olduğunu, yine bir rapor ile ilgili makamlara göndermiştir. vali niyazi akı da ali sami yen stadında maç yapılmasını mahsurlu görmektedir. bütün bunlardan sonra devlet bakanı şekip inal da maçın ali sami yen stadında oynattırılmasından vazgeçmiştir.
mevcut raporlara göre mes'ul bir şahız olarak maçın ali sami yen stadında yapılması için emir veremem.»