* ay-yıldızlı'ların mücadelesiydi bu... göğüslerinde ay-yıldız taşıyan lig ve kupa şampiyonları gerçekten canlı, heyecanlı bir mücadele örneği gösterdiler. bu bakımdan da dün geceki maç, bundan önceki çok galatasaray - fenerbahçe karşılaşmalarının sinirli havasından uzak, temiz, hızlı bir tempoda geçti. doğrusu mevsim başında böyleşine sür'atli oynamaları sahada koşuşan bütün futbolcular hesabına iyi nottu.
* «nikahta keramet vardır» sözü, bir kere daha gerçekliğini ortaya koydu. nikâh dairesinden stadyoma gelen bahri, bu kerameti galatasaray'ı galip duruma geçiren golü atmakla gösterdi. ve galiba, kendisine en güzel düğün hediyesini de gene kendisi sunmuş oldu.
* fenerbahçe’nin yeni solbeki şükrü'nün, kale önündeki atışta ayağını topla birlikte toprağa vurması ve rakibine gol pozisyonunu hazırlaması, genç sporcu için talihsizlik sayılırdı. ama faydası da olmadı değil. sarı - lâcivertlilerin yeni transferi, mithatpaşa sahasının azizliklerini pek erken tanımış oldu.
* «son dakika golleri», artık futbolumüz için sürpriz olmaktan çıkıyor. bu gollerin en büyük hizmeti de, bir çok futbolcuya «futbol maçının 90 dakikadan bir saniye bile eksik olmadığı»nı iyice öğretiyor.
* şeref'in son dakikalarda attığı beraberlik golü, «gemisini kurtaran kaptandır» diyenlerin hiç de haksız olmadığını bir kere daha anlattı.
* fenerbahçe'nin başarısı, geç de olsa, beraberliği sağlamasıydı. galatasaray'ın başarısı ise, rakibinin peşin favoriliğini farkedip ona göre müdafaaya önem veren bir taktik kurmasıydı.
* ne yalanb söylemeli... spor yazarları, iki tarafın da maçı kazanamayışına biraz memnun oldular. böylece tertipledikleri turnua, daha fazla heyecan kazanıyordu...