galatasarayın bu sezon yakalayabildiği üstüste gol atabilme serisi 12 maç olup bu maçtan sonra başlamıştır.bu seri şöyle:
b / galatasaray 0-0 göztepe ( 08.12.1963 ) b / karşıyaka 1-1 galatasaray ( 04.01.1964 ) serinin başlangıcı m / izmirspor 2-1 galatasaray ( 05.01.1964 ) g / galatasaray 1-0 ptt ( 11.01.1964 ) b / beyoğluspor 2-2 galatasaray ( 25.01.1964 ) g / istanbulspor 0-2 galatasaray ( 01.02.1964 ) g / feriköy 0-1 galatasaray ( 15.02.1964 ) g / kasımpaşa 0-5 galatasaray ( 16.02.1964 ) g / beykoz 0-1 galatasaray ( 29.02.1964 ) g / galatasaray 3-0 altay ( 07.03.1964 ) g / galatasaray 4-0 izmirspor ( 08.03.1964 ) m / beşiktaş 2-1 galatasaray ( 22.03.1964 ) b / ptt 2-2 galatasaray ( 04.04.1964 ) m / ankara demirspor 2-0 galatasaray ( 05.04.1964 ) serinin sonu
bugün roma'ya hareket edecek olan galatasaray, göztepe defansını aşamadı
sarı-kırmızılılar kapalı bir müdafaa yapan rakipleri karşısında fırsatları kullanamadı
necmi tanyolaç
üçüncü maç yolcusu galatasaray giderayak göztepe'ye takıldı. iki gün sonra roma'da çok ağır bir maça çıkacak olan bu takım sahadan mağlûp olarak dahi çıksa, hiçbirimizin bu mağlûbiyeti mesele yapmaya hakkımız olmayacaktı.
makinelerin dinlendirildiği bir devirde, biz insanlara işkence ediyoruz. anlaşılması garip olan mesele budur. niçin, galatasaray'ın maçları tehir edilmemiştir. bunun insafla, hakla, hukukla teşkilatçılıkla alâkası yoktur. galatasaray'ın son iki aylık maç grafiğine şöyle bir göz atınız. dehşetle irkileceğiniz muhakkaktır. taa peste'den beri maç yapıyorlar. dur demeden, dinlenmeden, fikstür hazırlamışlar. bir nefeslik boşluğu yok. sonra bu takım avrupa şampiyon kulüpler turnuasında türk futbolunu temsil ediyor, değil mi? hiç olmazsa, şu son iki maçımızı geriye atın diye ricada bulunurlar. kaşlar çatılır, talimatnameler açılır. ama, bir maçını tehir etmedikleri galatasaray'ın bu turnuadaki başarısından sonra gerine gerine övünecekler, yine bu talimatnameciler olacaktır. bir taraf yerde yatmış «cankurtaran yok mu?» diye feryat ediyor, öbür taraf koltupuna uzanmış «cankurtaran yok, talimatname var» diyor... haydi canım, efendim. teşkilatçılık bunun neresinde?
işte böyle bir yorgunluğun ağırlığı altında oynandı galatasaray ve kazanamadan çıktı sahadan. her şeye rağmen çok iyi kapandı ve sindirici markaj yapan göztepe defansı önünde bütün oyun devamınca yırtınmış, ama o tek golü atamamıştı. bir benan, bir bahri ve bir mustafa biraz «ne için oynadıklarını» bilseler, alırdı galatasaray bu maçı ehh. beş kişilik bir hücum hattının böyle bir gününde de hücum hattının böyle bir gününde de metin'in gayreti kâfi gelmeyecek tabii.
göztepe sertti, bozucuydu, sıkıcıydı ve fırsatçıydı. kendi yarı sahasına rakibini çekiyor, sonra fevzi'nin fırlayışlarıyla turgay'a kadar uzanıyordu. oyunu kendi yarı sahasında geçiren göztepe son dakikalarda halil'in çıkardığı vuruşla maçı kazanabilirdi de bereket turgay'a..