hakemler: faruk talû (***), nafiz dorken (***), cemil yıldız (***)
g. saray: turgay (***) - candemir (***), ahmet berman (***) - kadri (***), talât (***), mustafa (***) - ibrahim (***), k. erol (***), benan (**), metin (****), uğur (***)
ist. spor karşısında başarılı bir oyun çıkaran sarı - kırmızılıların gollerini sahanın yıldızı metin attı
necmi tanyolaç
oyunun 19. dakikasıydı. metin sağ taraftın ibrahim'in ortasına uzandı ve eski günlerinden kalma bir kafa şutuyla ilk şansını denedi.
topu, görünüşe göre tek karşılayacak yer istanbulspor fileleriydi. hatta çevik kaleci yılmaz dahi, pozisyonun kendisi için ümitsiz olduğunu kabullenmiş, öylece yerinde kalmıştı. fakat filelere yönelen top garip bir yükselişle, gitti üst direğe vurdu ve döndü.
şu ana kadar, her tarafı sımsıkı kapatılmış istanbulspor defansı ve yarı sahası içinde, galatasaray'ın gösterebildiği tek zorlama buydu. ve zurich maçına üç gün kala sarı - kırmızılı takım «galatasaray çarşambaya da böyle oynarsa, elenir» denilecek derecede tutuk ve cansız gözüküyordu...
metin'in ilk pozisyondaki hareketini galatasaray için bir ümit işareti saymak yerinde olacaktı. haftalardır gol atmak şöyle dursun, eski metin'den hiçbir şey vermeyen metin'e kan gelmişti. didiniyor, giriyor, pas yapıyor, paslara yetişiyor ve «eninde, sonunda başaracak» havasını veriyordu. nitekim 22. dakikada mustafa'nın uğur'a, uğur'un da kale önünde çevirdiği topa pek rahat olmayan bir noktadan abandığı an «metin'in saati gelmişti.» top, süratle yan direğe çarpmış ve oradan da filelere vurmuştu. galatasaray bu golle oyun üstünlüğünü ele geçirmiş olmasına rağmen, ilk yarıyı başka sayı yapmadan 1-0 önde kapayacak ve üstelik devreyi iki büyük tehlikeyi atlatmış bir takım olarak kapayacaktı.
istanbulspor'u ise ikinci yarının başında çok değişik ve başlangıçtaki kilitlenmiş halinden farklı buluyorduk. henüz 5i. dakikada ahmet'in ortasından ayağına düşen fırsatı, topu ayağında beklettiği için boş kale önünde değerlendiremeyen halûk ve en sonunda atılan şutu kale ağzında durduran kadri, bu maçın şu sıradaki kader adamları oluvermişlerdi.
sonra, galatasaray tekrar parlayacak ve tam 80. dakikada metin, yine ibrahim'in ortaladığı topu bu defa kafayla yerine oturtacaktı. golden evvel 8 pastan çektiği vole şutu, yılmaz'ın görülmemiş bir fırlayışıyla durdurulan metin, oyun biterken son bir defa şansını denedi geriden uzatılan topa, daldı ve önündekilerden sıyrılarak, yılmaz'ın boşalttığı kaleye ters taraftan doldurdu. top, alçala alçala üçüncü defa kaleye girerken mithatpaşa seyircisi mithatpaşa'da böyle bir gole rastlamadığını söylüyordu...
galatasaray, zürich maçına üç gün kala istanbulspor'u 3-0 yendi. netice, açık konuşmak lazım «takımın işi değildi» ama farkı ikiye çıkarttıktan sonra sür'atlendirdikleri oyuna baktıkça, galatasaray ve golcü metin'in endişe bulutlarına kafa tuttuklarına inanmıştık...