13.15 deki müsabakadan sonra beşiktaş, polonya 3. sü ruch'la karşılaşıyor
millî ligin birinci devresi bugün ve yarın mithatpaşa stadında yapılacak üç tehir maçı ile kapanacaktır.
bugün saat 13.15'de başlayacak müsabaka fenerbahçe ile istanbulspor arasında olacaktır. hâlen kaybettiği puanların sayısı 24'ü bulan ve puan cetvelinde altıncı sırayı işgal eden fenerbahçe, herşeye rağmen baraja düşme tehlikesi ile karşı karşıya bulunan rakibinden daha şanslı durumdadır. lefterin kaptanlık edeceği sarı - lacivertli takım sahaya şu tertiple çıkacaktır: üner -atilla, özcan - şeref, osman, kadri - hilmi, lefter, yüksel, selim, hüseyin.
takımlar...o...g...b...m...a...y...p...kp
fenerbahçe...18...9...4...5...31...17...22...14 ist. spor...18...4...6...8...15...21...14...22
ispanyanın şöhretli takımlarından barcelona'nın nisan ayında şehrimzie geleceği bildirilmiştir.
bir organizatör barcelona'nın yunanistan ve israilden sonra istanbulu ziyaret edeceğini açıklamış ve «kontrat imzalanmıştır. barcelona'nın maçlarından birini galatasaray'a, diğerini fenerbahçeye teklif ettik.» demiştir.
f. bahçe, ist. sporu hüseyin'in golü ile yendi: 1-0
kalitesiz ve zevksiz geçen maçta sarı - lâcivertli takımda yaşlı oldukları için kadro dışı bırakılan kadri ve lefter göz doldurdu. f. bahçe devreyi 4. bitirdi
namık sevik
fenerbahçe - istanbulspor maçını uykulu gözlerle takip eden seyircilere hüseyin'in dördüncü dakikada attığı gol bir elma şekeri oldu.
taraftarlar, golün tadını unutmamak için maçın sonuna kadar yutkunacak, fakat her defasında ağıza tad yerine tükürükten başka birşey gelmiyecekti. zaten son haftalarda hangi maç böyle değil ki? taraftarların, futbolseverin tatmin olarak mithatpaşayı terkettiği kaç maç sıralayabiliriz? yok, yok, yok... ne saha, ne futbol, ne hakem, ne kollektif oyun, ne şu ne bu... bu yoklar o kadar çok sayıldı, yazıldı ki, hani bir âmâ «l» tribününe oturulsa ve kendisine sadece golü atanların isimleri fısıldansa görmeden maçı rahat rahat yazabilir. klasiklşen, daha doğrusu klişeleşen tabirler bunlar... esasen bizde spor edebiyatının fakir oluşu bu «yoklardan» doğar. reform deniliyor, fenerbahçe gençlere yer verecek deniyor... rönesansın yaptıüı reformun ruhuna uygun bir yeniliğini biz yirminci asırda yerine getiremiyoruz. bir de bakıyorsunuz eski artistler sahnede lefter'ler, kadri'ler ve diğerleri... işin garibi, sahneye alışık olan uzun senelerin tecrübesi ile rollerini benimseyen bu futbolcular gençlerden çok iyi oynuyorlar.
idari sahalardaki yenilikler de böyle... kulüplerin başına gelen şahıslara şöyle bir göz atalım. hemen hemen aynı isimlere rastlıyorsunuz. kısacası, sırası gelen turnikeye girip bir tur atıyor, yeniden piyasaya çıkıyor. futbolcusu da bu, idarecisi de bu... ve daha uzun müddet de büyük çapta bir değişikliği beklemek biraz hayal perestlik olacaktır.
işte dünkü fenerbahçe - istanbulspor maçı bu yokluklar içerisinde geçti. hüseyin'in 4. dakikada sağhaf yılmaz'ın bir geri pasını yakalayarak attığı gol fenerbahçeye iki puanı kazandırdı. reformist sarı - lâcivertli takım, bu golle puan cetvelinde zorla dördüncülük mevkiine gelip oturabildi.
ya hakemler?
ha... unutmadan hemen ilâve edelim: hüseyin golü attığı sırada yan hakem cemil yıldız ofsayt işareti vermişti. topun hasımdan geşdiğini görmemiş olmalıydı. bize kalırsa böyle bir görüşe sahip hakem soyadını yıldız değil «içi boş yıldız» almalıydı.
ilk devre fenerbahçenin inatla topu havaya kaldırışı, istanbulsporun ise, yerden kısa paslı oyununun mücadelesi oldu. bu arada lefter'in çok sert bir şutunu kaleci yılmaz bir kedi çevikliği ile kornere çıkardı.
ikinci yarıda yine mana ve maksattan uzak paslar, hareketler ve bir türlü kaleyi bulmayan şutlar, 47. dakikada kemal'in bariz bir ofsayt pozisyonda topu güngör'e aktarmış, güngör de aynı mesafeden şutunu atmıştı. hakem nadi ırmaklar evvelâ gole hükmederek santrayı göstermişti. fakat cemil yıldız ilk devre yaptığı hatayı telafi edecek ve orta hakemini ikaz ederek bu golü muteber adeetmiyecekti. boş yıldız hakeden hakeme tek yıldızı verişimiz, yerinde yaptığı bu ikaz sebebiyledir... tatsız, zevksiz ve heyecansız maçın bu hâdisenin dışında kaydedilecek hiçbir olayı ve hâdisesi olmamıştır.