bu maçta 78. dakikada sakatlanan kalecimiz turgay şerenin yerine can bartu kaleye geçmiş 1 tanede gol yemiştir.can bartunun konu ile ilgili anısı şöyle;
........1958 yılında oynanan türkiye-romanya maçında yine efsane kalecimiz turgay şeren sakatlanınca kaleye geçtiniz ve bu 20 dakikalık tecrübenizde bir gol yediniz. önceden hiç kalecilik tecrübeniz olmuş muydu? o maçta neden özellikle kaleye siz geçtiniz? bu durumdan sonra gol atmak mı kolay geldi yoksa kurtarış yapmak mı?
-turgay şeren’in kaburgası kırıldı; benim de basketbol tecrübem olduğu için kaleye ben geçtim o zaman oyuncu değişikliği gibi bir durum yoktu. zaten golü romenler atmadı bana. bizim büyük ahmet’in ayağına çarptı top ve yön değiştirdi, böylece de top benim tersime yön değiştirdi ve enteresan bir gol oldu. yoksa ilk defa kaleye geçmiştim yani. bu durumdan sonra gol atmanın daha kolay olduğunu anladım.
ilk kez düzenlenecek olan avrupa uluslar şampiyonası için geçilen eleme turlarında çıktığımız ilk avrupa şampiyonası eleme maçıdır.birinci tur ilk maçında deplasmanda 3-0 yenildik.
hakem: gottfried dienst (isveç) stad: 23 ağustos stadı - bükreş
romanya:costica toma, cornel popa, alexandru karikas, dumitru macri, vasile alexandru, ıon nunweiller, nicolae oaida, gheorghe constantin, constantin dinulescu, haralambie eftimie, nicolae tataru.
türkiye: turgay şeren, ismail kurt, basri dirimlili, mustafa ertan, naci erdem, ahmet berman, hilmi kiremitçi, can bartu, metin oktay, kadri aytaç, lefter küçükandonyadis.
goller; 1-0 dk.62 nicolae oaida 2-0 dk.77 gheorghe constantin 3-0 dk.81 constantin dinulescu
romanya milli maçında kaburga kemiklerinden sakatlanan ve tedavi için londra'ya gitmiş bulunan milli takım kalecisi galatasaraylı turgay şeren dün yurda dönmüştür.
dünkü milli maçı takip eden ve arkadaşlarına muvaffakiyeler dileyen turgay, «londrada tam bir tedaviye tabi tutuldum ve iyi oldum. kısa zamanda takımdaki yerimi alacağımı ümid ediyiyorum.»
turgay, salı günü galatasaray'la antrenman yapacaktır.
birkaç gündenberi toplanmakta olan fifa avrupa milli takımlar kupa fikstürünü çekmiştir. 17 milletin iştirak edeceği, müsabakaların fikstürü kura usülü teşkil edilmiştir.
maçların fikstürü:
1- amcaristan - sovyetler birliği 2- polanya - ispanya 3- almanya - portekiz 4- yugoslavya - bulgaristan 5- türkiye - romanya 6- danimarka - (çekoslovakya - irlanda maçı galibi ile) 7- fransa - yunanistan 8- avusturya - norveç
romenleri yendiğimiz taktirde, sanimarka irlanda veya çekoslovakya ile oynayacağız.
1959 nisan - ekim tarihleri arasında cereyan edecek maçlar her milletin kendi topraklarında oynanmak üzere ikişer defa yapılacaktır.
kupanın kardöfinalleri 1959 kasım ayı ile 1960 mayıs arasında 1 ile 2 nci, 3 ile 4 üncü, 5 ile 6 ncı, 7 ile 8 inci maçların galipleri arasında cereyan edecektir.
federasyon başkanı orhan şeref apak, kafilede bulunan idareciler ve antrenör remondini, dün tekrar bir toplantı yapmışlar ve u.e.f.a. nın oyuncu değiştirmemekararına rağmen evvelce tesbit ettikleri takıma şans vermişlerdir. böylece, idareciler, belçika’da muvaffak olan kadroya yalnız rahatsızlığı geçen, takım kaptanı turgay’ın ithal etmiş olmaktadırlar. u.e.f.a. nı üç gün evvel pariste yaptığı toplantıda aldığı kararı, alelacele bir telgrafla bükreş’e bildirmesi karşısında federasyon başkanı apak «bu bizim için bir sürpriz oldu. mamafih telâfi edilemiyecek bir durum yok. takımımıza güveniyoruz.» demiştir. bununla beraber sert ve şarjlı futbol oynayan romenlere karşı, iki oyuncu ve bir kaleci değiştiremeyişimiz bizim için bir dezavantaj teşkil etmiştir.
romen takımında değişiklik var
şu anda romen basını ve spor otoriteleri, evvelki gün repoblique stadında, romen milli takımının petrolul takımı ile yaptığı hazırlık maçını iyi bulmadıklarını ifâde etmektedirler. matbuat ve otoriteler «daha vakit varken aksayzn noktaları telâfi etmeliyiz» demekte ve macar maçında hakem tarafından oyundan çıkartılan dimelesco’nun sağiçe kaydırılarak, dinamo takımı santforu ene’nin takıma alınmasını istemektedirler. ene için bilhassa «kızıl yıldız» gazetesi sitâyişkâr yazılar yazmakta ve «her milli maçta ene gol atar. bundan istifade etmeliyiz» demektedir. bununla beraber ufakta olsa, romen spor adamlarının macar’lara çıkardıkları takımı değiştirmeleri ihtimali zayıftır. zira takımı gençleştirme yolunu tutan federasyon bunu aynı zamanda bir prestij meselesi yapmıştır.
son antrenman da hafif geçti
milli takımımız dün maçı oynayacağımız 23 ağustos stadında, birbuçuk saat süren hafif bir antrenman yapmıştır. ismail’le basri, bu müddet içinde kendi aralarında paslaşmışlar; mustafa, naci, ahmet ise sahanın bir köşesinde müştereken çalışmışlardır. remondini forvet oyuncularına, kaleye şüt attırmış ve antrenmandan sonra gene bir müddet turgay ve özcanla meşgul olmuştur. remondini, çocuklardan memnun olduğunu, fizik kondüsyonlarının mükemmel hale geldiğini ifade etmiş ve «çocuklara itimadım tamdır.» demiştir. esasen futbolculara, bu mühim maçta herkesin itimadı tamdır.
mahalli saatle 14.45 de başlayacak olan maçın türkçe yayınlanması için teşebbüsler devam etmektedir.
u.e.f.a. tarafından tâyin isviçreli üç hakemin de bugün buraya gelmeleri beklenmektedir.
apak, bükreş radyosunda konuştu
maçta oyuncu değiştirmek mevzuunda romen spor adamları ile ihtilâfa düşen federasyon başkanı orhan şeref u.e.f.a. genel sekreteri delauney ile yaptığı telefon konuşmasından sonra bu husustaki teklifini geri almıştır. apak dün bükreş radyosunda da bir konuşma yapmış ve müsabakanın dostane bir hava içerisinde geçmesini temenni etmiştir.
mıllı takımımız, son antrenmanını dün milli maçı oynayacakları 23 ağustos stadında yapmıştır. birbuçuk saat süren çalışma, antrenör remondini’yi memnun etmiştir. pazar günü yapılacak büyük maçtan evvel yapılan bu son antrenman oldukça hafif geçmiştir. bekler ve haflar kendi aralarında paslaşmışlar, forvet oyuncuları ise kaleye şüt atmışlardır. remondini müteakiben kalecilerimizi hususi bir şekilde çalıştırmıştır.
seyirci ve saha avantajına sahip rakibimizden alacağımız bir beraberlik iyi netice sayılabilir
takımımızda ve romenlerde değişiklik yok. maçı ıstanbul ve ankara radyoları naklen verecek
u.e.f.a.sebes’i müşahit olarak bükreşe gönderdi
bu maç hakkında tahmin yürütebilmek için ilk önce tarafların varlarını, yoklarını terazinin kefelerine koymak istiyorum.
romanya milli takımı:
1. halk ve saha avantajı 2. macarlara karşı fevkalâde oynamalarına rağmen hakemin kurbanı olmaları ile gadre uğramış insanlarda beliren, eskite olmuş bir ruh haleti, 3. takımın gençleşmesinin gerektiğine inanmış, futbol otoritelerini mahcup etmeme isteği 4. iyi form ve fizik teknik, kondüsyon, 5.oturmuş bir oyun tarzının sahada inanarak tatbiki, 6. milli maç heyecanından fazla bir de zararlı olan gençleştirme işinin müsbet olduğuna dair efkârı umumiyeden iyi not alma imtihanının heyecanı. 7. kendi sahalarında olduklarından muhakkak galibiyet için oynıyacakları.
türk milli takımı:
1. halk ve saha dezavantajı, 2. belçika’da elden kaçmış bir galibiyetin tenbih ettiği moral, 3. takımı değiştirmiyen idarecileri mahçup etmeme hissi, 4. iyi form ve fizik kondüsyon, 5. henüz iyice oturmamış biroyun tarzında oynamaya gayret, 6. yabancı sahada en iyi netice olarak bir beraberlik için temkinli oynıyacakları.
bütün bu faktörleri incelersek, romenlerin bizden birkaç yerde üstün çıktıkları kolayca anlaşılır. fakat futbolcularımızda çok kere maçtan evvel üstün gibi görünen rakiplere karşı maç esnasında böyle olağanüstü bir bilenme ve şahlanış görülür ki, evvelden yapılmış bütün hesapları allâk bullak ediverir. ben şahsen bu maçta onlardan bunu bekliyorum. romenlerden kendi sahalarında bir beraberlik koparırlarsa bunun bizim için çok iyi bir netice olabileceğini söyliyebilirim. zira, nisan’da kendi mithatpaşamızda oynayacak revanş maçında böylece çok avantajlı duruma geçmiş olacağız.
romen takımında da, spor otoritelerinin ve basının sert tenkitlerine rağmen bir değişiklik yapılmamıştır. macar maçındaki kadroyu aynen muhafaza eden romen takımı şöyledir:
dünyanın bir numaralı spor otoritesi olarak tanınan ve uzun seneler macar milli takımının tek seçiciliğini yapan doktor «sebes» u.e.f.a. tarafından, türkiye - romanya milli maçına müşahit olarak gönderilmiştir. dün geç vakit buraya gelen sebes, maçın neticesi hakkında kendisine sorulan bir suali «vazifeliyim, konuşmam doğru olmaz.» cümlesizle cevaplandırmıştır. sebes’in müşahit tâyin edilmesi idareciler ve bilhassa 3-1 lik macar maçında oynayan futbolcularımız tarafından iyi karşılanmıştır.
milli takım dün öğleye kadar istirahat etmiş, öğleden sonra müzeyi ve hayvanat bahçesini gezmiştir. romen takımı da dün şehre gelerek c.t.r. otelinde kampa çekilmiştir.
milli takım sağhafı mustafa ertan sağ ayağındaki arızanın devam ettiğini dün antrenör remondiniye söylemiştir. remondini, mustafa ertana bir gün mühlet vermiş ve «oynayıp oynayamıyacağını maç sabahı gel bana bildir» demiştir. mustafaya büyük itimadı olduğunu ifade eden remondini, bu futbolcunun yokluğunun takımı zaafa uğratacağı kanaatinde olduğunu söylemiştir. maamafih alâkalılar mustafa’nın oynamaması ihtimalini zayıf bulduklarını belirtmişlerdir.
23 ağustos stadında saat 14.45 de başlayacak olan maçı, istanbul ve ankara radyoları naklen yayınlayacaktır. bu iş için basın yayın nezdinde yapılan teşebbüsler müsbet bir şekilde neticelenmiştir. müsabakayı beynelmilel hakem sulhi garan, bükreşten telefonla anlatacak, bunu ankara ve istanbul radyoları nakledecektir. ayrıca maç televizyonla da yayınlanacaktır. 110 bin kişilik stadın bütün biletleri satılmıştır.
bu makale futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak tarafından hususî surette milliyet gazetesi için yazılmıştır.
belçikalılarla berabere kaldıktan sonra takımımız pazar günü «avrupa kupası» için romenlerle karşılaşacaktır. biz bu maçta da belçikalılara tatbik ettiğimiz taktiği kullanacağız. biliyoruz ki, en iyi taktik en iyi tatbik edilendir. bizim çocuklar bu taktiği hollanda maçındanberi her güm biraz daha iyi tatbik etmeğe başlamışlardır. işte bu yüzdendir ki, romenlere karşı da aynı taktiği kullanmak ve takımımızı bu taktiği en iyi kullanabilen oyunculardan kurmak kararını almış bulunuyoruz.
bir çok kimseler tatbik etmekte olduğumuz bu sistemin «defansif» olduğunu iddia etmektedirler. biz de aksini iddia ediyoruz. sistemimiz bize tavsiye edilen «wm» sisteminden daha «ofansif» tir. «wm» sisteminde iki iç oyuncunun geriye yardım etmesine mukabil, bizim taktiğimizde bir iç oyuncuya geriye yardım vazifesi verilmiştir. bu oyuncu aynı zamanda hücum hattına da yardım edecektir. takımımız hücumdayken hemen muhacim hattındaki yerini alacaktır.
nitekim bu vazifeyi yüklenen soliçimiz kadri, belçika maçında zaman zaman hücum hattımıza da çalışmış, beklenmedik zamanda yer değiştirmesiyle belçika müdafaasını çok müşkül durumlara sokmuştur.
bu taktiğimizin faydalarından biri de, bize karşı «wm» sistemini kullanan rakiplerimizin muazzam cüsseye mâlik orta haflarının santrforumuz üzerideki müessiriyetini azaltmasıdır. filhakika soliçimizin geride oynamasiyle defansla for hattımızdan açılan boşluğu santrfor ve sağiçimizin biraz sola kaymasiyle doldurulması icabetmektedir ki, hücum hattımız bu şekliyle iki santrforla vazife görmektedir. bu şekil karşı müdafaayıbilhassa ortahafı müşkül duruma düşürmektedir. rakip santrhaf bu iki oyuncudan birini tutmak için cenahlara kaydığı takdirde ise, orta boş kalmaktadır. zaman zaman hücum hattına dahil olan soliçimiz veya deplâsman yapan diğer oyuncularımız bu boşluktan faydalanabilirler. santrhafın tuttuğu oyuncunun dışında kalan diğer oyuncumuzun da rakip takımın bir haf oyuncusuyla tutulması hâlinde ise, rakiplerimiz hücum hatlarını beslemekte zayıf kalmaktadırlar. görülüyor ki, bu sistem ve taktiğimiz, hem müdafaa, hem de hücum hattımızın gücünü arttırmaktadır.
bütün bu mülâhazalara rağmen, belçika maçındaki gibi oyun müddeti içinde zaman zaman ve icabettikçe taktik değiştirmekte devam edeceğimiz tabiidir.belçika takımından daha kuvvetli olduğunda şüphe bulunmayan romenlere karşı bütün ihtimalleri gözönünde tutarak müsabakamızı yapmağa çalışacağız.
romen futbolü hakkındaki en son bilgimiz, romen - macar milli temaslarından elde ettiğimiz malûmat ile milli takımlarının romanya şampiyonu ile yapmış oldukları antrenman maçının tâkibinden edinilen kanaattir. bu antrenmanı bizzat ben tâkip ettim. çok sert, deplâsmalı bir oyun tarzları var. oyuncularının ekserisinin, genç olmalarına rağmen, top kontrolleri çok mükemmel… göz doldurucu bir oyun oynuyorlar. belçikalıların aksine, süratli oyuncuları var. fevkalâde seri olan iki açıkları bizim için en tehlikeli elemanlardır. buna mukabil bizim oyuncularımız da formdadırlar, moralleri yüksektir, meziyetleri küçümsenemez. ıstanbul hava meydanında verdiğim beyanattaki kanaatimde hiçbir değişiklik olmamıştır. «maçı kazanabiliriz.»
bu yazı remondini tarafından hususî surette milliyet gazetesi için kaleme alınmıştır.
«seyahatim başında, allahın her iki maçta ve bilhassa bükreş’te bizimle olmasını temenni etmiştim. maç zordu. yabancı sahada beynelmilel kıymeti olan bir takımla oynuyoruz. taktiğimiz belçika’dakinin aynı olacaktır.
bir farkla ki, artık futbolcularımız bu taktiği, tatbikte daha tecrübelidirler. yalnız hemen söyleyelim ki, taktiğim bir çoklarınca yanlış anlaşılmaktadır. bu taktik aslâ bir müdafaa taktiği değildir. tedbirli bir futbol taktiğidir. brüksel’de futbolcular seyahatin başında olduklarından her şeye yabancılık hissettiler. bilhassa rütubet dolayısiyle ağır ve kaygan sahayı epeyce yadırgadılar. burada ise havalar iyi gidiyor. saha kupkurudur ve bu sahada üç antrenman yapmak fırsatını bulduk.
netice olarak şunu söyleyebilirim ki, çocuklarda kazanma azmi burada daha fazladır. bedenen ve ruhen de daha çok istirahat etmiş durumdadırlar. bükreş’te alacağımız bir beraberlik bizi ikinci tura yükseltecek ilk basamak olacaktır.
cumhuriyet bayramını romanya’da kutlamış olan türk futbolcularının bu maçı kazanıp bütün türk halkına güzel bir bayram hediyesi takdim etmelerini temenni ederim.
türk bayrağına yapılacak olan bu hizmette benim de ufak bir rolüm olursa çok bahtiyar olacağım.»
sert oynayan rakibimiz karşısında 4 asımız sakatlanıp turgay da kaleyi can’a bırakınca
romenlere farklı yenildik: 3-0
oyunun ilk yarısında takımımız iyi oynadı. mustafa, naci, ahmet ve metin göz doldurdu
38 ateş ile sahaya çıkan basri hasta bir şekilde yatıyor
oyunun birinci devresinde takımımız zaman zaman romenleri ümitsizliğe düşürecek derecede temkinli bir oyun çıkardı. bilhassa metin ve can tarafından yapılan ataklarımız romanya kalesi için çok tehlikeli oluyordu.
müdafaamızın gürbüz ve geçilmez haline renk verenlerin başında ahmet, mustafa ve naci geliyorlardı. kadri, daha çok müdafaada çalıştığı için forvetle geri hatlarımız arasındaki boşluğu istenildiği şekilde dolduramıyordu. bu suretle can’ın da çok zaman geriye yardım etmek mecburiyetinde kalmasiyle üç kişi kalan forvetimiz ortasında çok çalışan metin, bütün gayretlerine rağmen yalnız kalıyordu. can, ona yardıma geldiği zamanlarda dört kişi olan forvet hattımızda bile romen kalesine sarkıyorduk. birinci devre tamamiyle oyunun hakkı olan 0-0 lık netice ile nihayetlendi. ikinci devre mütevazin bir 15 dakika ile başladı. fakat bu devrenin 16 ncı dakikasından itibaren romenler büyük bir hâkimiyet kurdular ve nitekim 18 inci dakikada ilk gollerini attılar. santra vuruşunun akabinde bence maçın en mühim olayı cereyan etti:
25 metreden şahâne bir şut vuran metin’in vuruşunu ancak üst direk kurtardı. eğer bu gol olsaydı netice muhakkak bu kadar farklı olmıyacaktı. hattâ bu haber pek sevindirici olabilirdi.
romen tazyiki ikinci devrenin 25 inci dakikasına kadar sürdü. sonra bizimkiler toplanarak 5-6 dakika kadar süren hatırı sayılır bir baskı kurdular. fakat bunun akabinde 2 inci golü yedik. bu golün yapılışı sırasında turgay’ın sakatlanıp oyundan çıkmasına rağmen oyunun geri kısmını mütevâzin ve hattâ baskılı bitirdik. fakat can’ın koruduğu kaleye de üçüncü romen golü pek talihsiz bir şekilde takımımızın en iyi oyuncusu ahmet’in ayağına çarparak girdi. oyunu dakikalarla değerlendirirsek: birinci devrenin ikinci dakikasından 14 üncü dakikaya kadar mütevazin, 14 üncü dakikadan 21 inci dakikaya kadar romenler hakim, 21 inci dakikadan 31 inci dakikaya kadar türkler hakim, 32 nci dakikadan 45 inci dakikaya kadar mütevazin.
ikinci devrede 1-15 dakikada mütevazin, 15-25 romenler çok hakim, 25-31 türkler hakim, 31-45 mütevazin. romenler muhakkak ki takım oyunu itibariyle derli toplu, hücum yapmak itibariyle bizden epeyce iyi idiler. bizde ise hücumda tek tek parlayan oyuncularımızın gayretlerine dayanıyordu. hemen söylemek lâzım gelirse katiyen ezilmiş bir oyun oynamadık. ikinci gole kadar her zaman beraberlik ümidi vardı.
bir maç daha oynamaya hak kazanmak için nisanda romenlerle yapacağımız maçta 3-0 galip gelmek şart
«avrupa kupası» ndaki ilk maçımızı dün bükreş’te romanya milli takımıyla yaptık ve 3-0 mağlup olduk. oyunun ilk devresi golsüz berabere bitmişti.
üç isviçreli hakemin idaresinde ve güzel, güneşli bir havada oynanan maçtan evvel iki memleketin marşları çalındı. ancak burada romen milli marşının misafir türk takımının marşından önce çalınması, bir geleneğe riayetsizlik bakımından dikkati çekmişti.
saat 14.45 de başlayan maçın ilk hücumunu takımımız yaptı. bu akın avtla neticelendi. fakat ilk tehlikeyi kalemiz atlattı: 2 nci dakikada sağaçıklarının çektiği sıkı şut, turgay’ın kucağında. bir dakika sonra mukabil akında can’ın hafif şutunu romen kalecisi tutmakta müşkülât çekmedi. 5 inci dakikada müdafaadan uzatılan bir ileri pası metin kafayla düzeltip topu önüne düşürdü, vaziyete hâkim oldu. ve şutunu attı, lâkin tecrübeli kaleci toma bunu kurtarmayı başardı.
13. dakikada kadri’nin attığı frikiki lefter kaptı ve kaleye yolladı, avt. bunu romen solaçığının bir dakika sonra sağaçıktan gelen topa kafa vuramıyarak muhakkak bir fıratı kaçırması takip etti. 17. dakikada da bu defa sağiç konstantin’in yerden şutu tehlike yarattı. romenler bunun akabinde kalemizi bir daha tehdit ettiler, sağaçığın getirip yerden ortaladığı topa solaçık tataru yakın mesafeden vuramadı. bu anlar kalemizin sıkıştığı sıralardı.
25. dakikada romen soliçinin kafa şutunu turgay güzel kurtardı. mukabil akında lefter’in çalımla götürerek metin’e bıraktığı topu, santrforumuz tekrar lefterin önüne yuvarladı. lefterin âniden çektiği çok sert şutu kaleci toma ancak ayaklariyle kurtarabildi.
32. dakikada turgayın bir kurtarışını müteakip can - metin - lefter kombinezonundan doğan akınımız güçlükle önlendi. 34. dakikada oyunun ilk kornerini romenler kazandılar, fakat netice alamadılar.
42. dakikada naci’nin kafasından seken topu santrforları kovaladı, lâkin turgayla karşı karşıya kalmasına rağmen dışarı attı. devre can’ın mükemmel bir şutunu kaleci toma’nın aynı güzellikte kurtarmasiyle golsüz sona erdi.
ikinci devre
romenler hemen hücuma geçtiler. ilk akını kadri kesti. 3. dakikada oyunun ikinci korneri oldu, bunu biz kazandık. sağdan gelen ortaya metinin şimşek gibi şarjını hakem favlle cezalandırdı. 6. dakikada santrfor dinanescu sıkı bir şut çekti, avt. az sonra bir diğer şut kale direklerimizden döndü.
12. dakikada maçın üçüncü kornerini kazanan romenler tehlikeli oldular. kadri fedakâr bir uçuşla topu kafayla kurtarmağa muvaffak oldu. 16. dakikada gene hücumdayız. lefterin uzaktan gelen şutunu kaleci toma bloke edemedi, fakat kimse de yetişip kullanamadı.
maçın ilk golü
18. dakikada ortaya kaymış olan sağ açık oaida, ceza çizgisinin biraz içerisinden çok sert bir şutla topu kalemize soktu ve romenlerin ilk golünü kaydetti. stadı dolduran yüzbinin üstündeki seyirciler bu golle coştular, stadda büyük tezahürat başladı.
tam bu sırada metin 25 metreden şaheser bir şut çekti, kalecinin de seyrettiği top üst direğe çarparak dışarı çıktı. bu büyük bir talihsizlik anımızdı. metin 25. dakikada iki güzel şut daha çekti. bunlardan birini gene direk kurtardı, diğerini de kaleci toma.
ikinci ve üçüncü goller
31. dakikada sağiç konstantin 18 çizgisinin avt çizgisini kestiği noktadan uzatılmış olan bir topu yakaladı, karşısında turgay’dan başka hiç kimse yoktu. turgay çıkış yaptı, fakat romen sağiçi falsolu bir şutla topu turgayın üstünden aşırtarak kalemize soktu. bu golün yapılışı sırasında konstantin’le çarpışan turgay sakatlandı ve sahayı terk zorunda kaldı. yerine kaleye can geçti.
33. dakikada santrfor dinanescunun çok hızlı ortası solhafımız b. ahmedin ayağına çarparak can’ı kontrpiyede bıraktı ve üçüncü romen golü olarak kalemize girdi. takımımız bundan sonra açıldı ve üstüste akınlarla romen kalesine akmağa başladı.
41. dakikada romen sağhafı ile çarpışan kadri dizinden sakatlanarak oyunu terketti. bu suretle son dakikaları dokuz kişi oynamak zorunda kaldık. kötü idaresiyle müsbet not almayan isviçreli hakem de inkitaları hesap etmeyerek müsabakayı normal zamandan dört dakika önce bitirdi.
futbol federasyonu reisi orhan şeref apak, isviçreli hakem dienst’i kötü idaresinden dolayı bükreşte bulunan u.e.f.a. müşahidi güstav sebes’e şikâyet ve tecziyesine talep etmiştir.
sebes, müracaatımızı avrupa birliğine intikal ettireceğini söylemiştir.