altay kulübü de varol'a 50 bin liralık cazip bir teklif yaptı
izmir, hususî
sezon ortasında beşiktaş adına lisansı çıkan altaylı doğan, temmuz ayında takrar eski kulübüne iade edilecektir. beşiktaş ve altay kulüpleri arasında yapılan görüşmelerden sonra doğan'a karşı beşiktaş gönen'i altay'dan alacaktır.
izmir'e yerleşen doğan eski kulübüne dönmekten memnun olduğunu söyleyerek: « - beşiktaş'ın bana ihtiyacı olmadığını iki gün önce beşiktaşlı idarecilerden öğrendim. bazı şartlarla bonservis vereceklerini ifade ettiler. durumu altay'lı idarecilere anlattım. altay sözcüsü hayri yorgancıoğlu ile beşiktaşlı idareciler transferim hususunda anlaşmaya vardılar» demiştir.
takas haberini gönen da müsbet karşılamış ve şöyle konuşmuştur: «- beşiktaş'tan temmuz ayında teklif aldım. ancak altay ile mukavelem olduğu için izmir'deki idareciler muvafakat etmediklerinden transferim gerçekleşmedi. eğer iki kulüp anlaşırsa beşiktaş'ta oynamayı kabul ederim.»
varol da beşiktaş'tan ayrılıyor
kaleci varol önümüzdeki transfer ayında beşiktaş kulübünden ayrılmak kararında olduğunu, kontratı bitmediği halde idare heyetinin talebini anlayışla karşılayarak kendisine müsaade edeceğinden ümidli bulunduğunu söylemiştir.
elindeki sakatlığı sebebiyle uzun zaman milli lig maçlarında oynatılmayan millî futbolcu «altay kulübünden iki sene karşılığında 50.000 liralık bir teklif aldım. beşiktaş kulübüne muhakkak ki bağlı bir sporcuyum. ancak istikbalim bakımından bir transfer yapmak mecburiyetinde olduğumu idareci büyüklerim dahi kabul etmişlerdir. altay'ın teklidi üzerinde ciddiyetle duruyorum» demiştir.
varol'un kulübünden izin aldığı takdirde vefa kulübünün de kendisine talip olacağı söylenmektedir.
siyah-beyazlılar bugün hacettepe ile oynuyor. bu maçtan önce kasımpaşa, g. birliği ile karşılaşacak
şampiyonluk yolunda ilerleyen beşiktaş milli ligde 360 dakikası kalmıştır. siyah - beyazlılar bu mücâdelenin ilk 80 dakikasını bugün hacettepe karşısında değerlendirmeye çalışacaklardır. mevsim başındanberi her maça aynı ehemmiyeti vererek hazırlanan siyah-beyazlılar, şampiyonluğu tehlikeye düşürmemek için son dört müsabakaya daha ciddî bir şekilde çalışmaktadırlar.
antrenör kutik'in «bugün yârın yapacağımız maçlarda alacağımız 3 puan bizi şampiyonluğa bir nebze daha yaklaştıracaktır.» şeklindeki beyanatını yalnız tevazu örneği olarak kabul etmek hatâlı olacaktır.
tecrübeli hoca bu şekilde konuşması ile futbolculara şampiyonluk kompleksinin vakitsiz yerleşmesini önlemeğe çalışmaktadır.
son dakikada bir değişiklik olmadığı takdirde her iki takımın da sahaya şu kadrolariyle çıkmaları beklenmektedir:
hacettepe: cevat - abdullah, aydın - k. necdet, hüseyin, tayyar -k. oktay, orhan, hayri, halil, timuçin.
henüz sonunculuk tehlikesini atlatmamış bulunan ve bu sebeble maç üzerinde iddia sahibi bulunan hacettepe karşısında şampiyon namzeti beşiktaş yine de favori görülmektedir.
hacettepe karşısında rahat bir tempo ile oynayan siyah-beyazlıların gollerininazmi, arif ve ahmet attı
kahraman bapçum
siyah - beyazlılar bir zafer daha kazanıyordu.
yarım saat zorlu bir rakiple dişe diş mücadele etmişlerdi. nihayet nazmi sağaçık yerine kayarak ileri fırlamış, aut çizgisine kadar sokulmuş ve orada ceza sahasına girerken iki kişinin birden yükselmesi ile hem muvazenesini, hem topu kaybetmişti. faul...
ceza çizgisinin aut çizgisini kestiği noktaya bir metre mesafede. geriden tuncay koşuyor, «alayım kaptan...». nazmi eliyle işaret etti: «geç yerine...» kaptan topu dikti. tabii şimdi topun dibine vuracak ve kale önüne şandelliyecek... fakat nazmi yerden kalenin kendi tarafındaki direğinin dibine sert bir şüt gönderiverdi. cevat, ne yer tutabilmiş, ne de topu takip edebilmişti. son müdahalesi ancak topu içeri atıyor.
bu siyah-beyazın yeni bir zaferinin kapısı oluyordu. devre böyle bitecek, ikinci devrenin 22 nci dakikasında tuncay'dan ileri bir pas alan arif, hacettepenin müdafaa barikarına cepheden dalacak ve kaleciyi de üstüne çektikten sonra topu kaleye yuvarlayacaktı. 11 dakika sonra sağ açıktan arifin ortaladığı bir topu aydın geride kimse yok sanarak bırakınca ahmet kaleci ile karşı karşıya kalıp üçüncü defa topu ağlara takacaktı: 3-0.
iyi ama...
şampiyonluk artık bir ümit değildi. şampiyponluk -biraz cesarele- tahakkuk etmiş bir vakıa sayılabilirdi... ve beşiktaş rakibinden kat kat üstündü, bu üstünlüğün 3-0 gibi mükemmel bir neticeye de götürebilmişti.
fakaaaat...
izmir'de -dünkünden daha az kritik olmayan- bu maçta, sahadan açık bir mağlûbiyetle, hem de senenin ilk mağlûbiyeti ile ayrılan efendi, olgun, sakin nümune sporcular dün yoktu... haşa! elbette ki bütün beşiktaş takımı için aynı şey söylenemezdi. fakat iki misal vardı ki:
evvela şenol, kendisini kaçırdığı için beline sarılarak neticeye gitmesine mani olan rakip santrhafı kendi kendine tecziye etmeğe kalkacak kadar sinirliydi. uzun bir topu şenol fırlayarak yakalamış, hüseyin'in yanından sıyrılarak kaçıvermişti. hüseyin şenol'un beline sarıldı. ayıptı bu. ama bu harekettin cezası sadece ayıplanmak ve aleyhine bir frikik atışına hükmedilmekti şenol avantajı kaybetti vc hakem düdüğünü çaldı. iyi bir sporcy kendisine bu sportmenliğe uymayan fakat tehlikeli olmaktan uzak faulü yapan rakibini hakeme ve seyirciye havale ederdi. halbuki şenol hüseyini hem yumruklamak hem de hırpalamak suretiyle kendi başına tecziyeye kalktı... hakem bu hâdiseye sadece seyirci kalıyordu.
sonra arif, bir akın esnasında ceza sahası dışında bir hacettepeli ile çarpıştı. harekette faul yoktu. tribün burada bir faul olduğunu iddia edebilirdi, fakat hakem -ve hakikat- orada bir fayl görmemişti. top uzaklaştı, beşiktaş yarı sahasına intikal etti. arif henüz yerden kalkarken kendisi gibi yerde yatan rakibini bir değil iki ayağı ile birden tekmeliyor ve hâsiseyi hakem görünce sanki sığınmak ister gibi yerden fırlayıp tribüne doğru gidiyordu. hakem toğı tâ karşıdan getirtti ve oradan beşiktaş aleyhine faul attırdı. halbuki burada enaz bir ihtar ve topun olduğu yerden bir hakem atışı bekliyorduk.
haklı zafer
beşiktaş üstündü. evet müdafaadaki gizlenmez gediklere, her zaman sahaya hakim olan iki yan hafin ancak «vazifekerini yapacak» beceriklilikte olmalarına rağmen beşiktaş çok üstündü. vakıa hacettepe de bir çok gol pozisyonlarına giriyor ve şampiyon namzetleri karşısında galatasaraya nazaran daha tehlikeli olabiliyordu... fakar mor-beyazlılar sadece inatlı bir mücadeleye, bozucu ve rakibi hırpalayıcı bir stile güveniyorlardı. hacettepe sert futbol oynuyordu. ama iyi futbol oynamıyordu. zira futbolcuları biraz tayyarın biraz da sami'nin dikkat ve kabiliyetinden ibaret kalmasa... yoksa sertlikleri futbolun kabul edemeyeceği bir kasdi tekmelemeye kadar gidiyor değildi...
lider karşısında muvaffak olmaları da herşeyden evvel müdafaada iyi markaj yapmalarına bağlı idi. belki bu sert ve mücadeleci davranış biraz bu «marke etmek ve bozmak» çerçevesinden doğuyordu. bunda da elhak muvaffak oldular. ve bu mevzuda en iyileri de santrhaf hüseyin'di...
ya hakemler?
iki metre önünde taca çıkan topu çıkmadı zanneden, her autu korner her korneri aut sayan ve parlakeyı aldatmak için bütün gayretini kullanan, ofsaytlarda oyunu seyredip, ofsayt olmayan hallerde akınları durduran yan hakemi dün çok mu heyecanlıydı acaba? umumiyetle maçı hiç de fena idare etmediği halde arif ve şenol'un hareketlerini icabettiği gibi tecziye edememesi de abdi parlakay için ister istemez şunu düşündürüyordu: bunca senelik tecrübeden sonra tribün korkusu da nereden çıktı?
hem bir şey daha var: tam kale ağzında topu bırakıp nazmi'nin üzerine yatan hacettepeli müdafiin cezalandırılmaması neydi? ödeşmek mi?
1. beşiktaş...35...27...7...1...65...13...61...9 2. f. bahçe...31...23...4...4...74...31...50...12 3. g. saray...33...20...9...4...63...21...49...17 4. d. spor...33...15...11...7...45...35...41...25 5. ist. spor...35...13...14...8...37...30...40...30 6. iz. spor...30...12...11...7...49...35...35...25 7. k. güm...32...13...8...11...41...36...34...31 8. feriköy...34...15...4...15...38...37...34...34 9. g. birliği...33...12...9...12...45...38...33...33 10. vefa...34...10...11...13...33...56...31...37 11. ş. hilâl...32...10...10...12...33...36...30...34 12. k. paşa...35...8...14...13...28...45...30...40 13. altay...34...10...7...17...41...60...27...41 14. göztepe...34...7...13...15...30...39...26...42 15. beykoz...31...8...9...14...31...47...25...37 16. k. yaka...30...9...7...14...29...41...25...35 17. a. gücü...29...7...8...14...28...45...22...36 18. adalet...31...7...7...17...22...40...21...41 19. a. ordu...34...6...8...20...37...51...20...48 20. h. tepe...33...7...6...20...36...60...20...46
beşiktaş: necmi mutlu, bahattin baydar, münir altay, sabahattin kuruoğlu, kaya köstepen, tuncay demirtaş, arif özataç, nazmi bilge, şenol birol, birol pekel, ahmet özacar
teknik direktör: andrea kutik (macaristan)
hacettepe: cevat muratal, ismet arıkan, abdullah beriş, orhan kolukısa, aydın milli, necdet şentürk, tayyar cavcav, hüseyin top, hayri şener, oktay arıca, sami onur
teknik direktör: sahir gürkan
goller: (1-0) nazmi bilge dk. 29 (2-0) arif özataç dk. 67 (3-0) ahmet özacar dk. 78