not: o yıllarda takımlar haftasonları cumartesi ve pazar günü olmak üzere 2şer maç yaparlardı ya da birkaç hafta "bay" geçerlerdi. bu yüzden bu maç 7. hafta maçı olmasına rağmen aslında ankara demirspor'un ligdeki 9. ve deplasmandaki 2. maçıdır.
futbol cem'i oyundur. bir oyuncunun gayreti, 90 dakika sarfedeceği enerji, takımını sahadan galip çıkarmak için kafi gelmez. bu, bir kaide olmuştur. istisna, malum kaideyi bozmaz...
bu sebeple herhangi bir müsabakada bir futbolcunun insan üstü bir varlık göstererek takımını galibiyete götürmesi bir misal olarak gösterilemez. ancak buraya kadar itiraz edikmeyen bir başka husus var, o da cem'i bir oyun olan futbolde bir futbolcunun işlemiş olduğu hatalarla takımını yıkması. işte dün vefa santrforu özer iki devrede elde ettiği yüzde yüz gollük dört fırsatı cömertçe harcayarak bu katagoriye giriyordu. o, takımını grup şampiyonluğundan uzaklaştırmak elbette istemezdi. ama biraz daha dikkatli, biraz daha muktesit hareket etmesi icab ederdi doğrusu... vefa grup liderliğine yakışan bir oyun çıkarmıştı. ilk ve ikinci devrede gücum insiyatifi onlardaydı. ataklar daima yeşil-beyazlı takımdan geliyordu. hele topu yere indirişleri ve kısa kısa paslarla oynayışları. bu vefa için alışılmamış bir oyun tarzıydı. doğruyu söylemek icabederse uzun paslı ve havadan futbol oynayan bu takım, son denemesinde daha fazla muvaffak olmuş, daha fazla göz doldurmuştu.
maçın hakemi, sahanın sertliği beraberliğe tesir eden faktörler olmadı. yukarıda da işaret ettiğimiz gibi beraberliğin tek kahramanı santrfor özerdi. gerçi kendisinden her maçta çok şey beklenen hilmi de iyi gününde değildi. gerçi sami için de aynı şeyleri tekrarlamak icabediyordu. ama o yaşlanmayan ismet ve corc öyle mi?... hayır bütün oyunun yükünü üzerlerinde taşıdılar. müdafaada rahmi, eşref ve bilhassa hamdi takımlarının kazanması için her şeyi yaptılar. sözün kısası dün final havası içerisinde oynayan vefanın tek kusuru gol atamamış olmasıydı.
demirspora gelince, bir gün evvel galatasaray gibi bir favoriyi deviren misafir takım yorgun görünüyordu. fakat ezildiği de iddia edilemez. eğer sahadan galibiyetle ayrılmış olsaydı o da kırmızı grupta en az vefa ve galatasaray kadar söz sahibi olacaktı...
maçtan notlar
maç süratli bir tempo ile başladı. ilk dakikalar takımların birbirlerini denemesiyle geçti. 24 üncü dakikada demirspor kalesi ciddi bir tehlike atlatıyordu. corc'un sağa kayarak yaptığı ortayı sami iyi takip edememiş ve kaleye 6 metre mesafeden topu dışarı atmıştı. 3 dakika sonra yine corc'un savurduğu sert şüt bu sefer de talihsizlik eseri direkten dönüyordu. devrenin son dakikalarında osman yerini emektar ismail'e terketti.
ikinci devrede
ikinci devrede vefanın rüzgarla oynayan rakibi karşısında müdafaaya çekileceği tahmin ediliyordu. fakat tahmin edilenler olmadı. ve yeşil-beyazlılar devre boyunca hücum teşebbüsünü kaybetmediler. 68 inci dakikada hilminin aut çizgisine kayarak yaptığı ortayı iyi takip eden corc'ın şütü vefa'nın şansız olduğunu bir kere daha ilan edercesine direkten döndü. ondan sonraki ataklar ise özer tarafından birer birer neticesiz bırakıldı. ve maç böylece vefanın hakimiyeti altında, fakat beraberlikle neticelendi: 0-0...