ayntraht isminde bir alman takımının şehrimize gelerek galatasaray ve fenerbahçe ile maç yapacağı hakkında bir rivayet vardı. bu alman takımının çok zayıf, hatta geçenlerde şehrimize gelen bulgar leviski takımından bile aşağı bir kıymette olduğu anlaşılmış ve esasen futbol heyeti de bu takımla müsabakaya müsaade etmediğinden bu takımın celbinden sarfı nazar edilmiştir.
ayntroht isimli alman futbol takımı 20 kişilik bir kafile halinde dün şehrimize gelmiştir. bu takım son müsabakasını bulgaristan’da islâvya ve leviski takımlarile yapmıştır. bundan evvel de belgrat’ta beogredski takımile oynamış, 5-2 mağlûp olmuştur.
alman takımı cuma günü galatasaray, pazar günü de fenerbahçe ile iki müsabaka yapacaktır.
bugün galatasaray,alman'ların eintracht takımı ile maç yapıyor. bu müsabaka, yavuz’un alman mürettebatından mürekkep bir takımla 1914 - 15 senelerinde yapılan hususî bir maç müstesna olmak üzere, türkiye’de bir alman futbol takımile yapılan ilk ciddî ve mühim maçtır.
geçen sene, galatasaray, merkezî avrupa seyahatine çıktığı zaman almanya’da böyten şehrinde bir maç yapmıştı. istasyonun kapısından dışarı çıktığımız vakit, bütün şehir halkını istikbalimize gelmiş gördük. münakalât inkitaa uğramış, tramvaylar, otomobiller durmuştu. binlerce halk, şehrin büyük caddesinde dizilmiş, bizi bekliyordu. kalabalık o kadar fazla idi ki on dakikalık bir mesafeyi iki taraf dolduran halk kütlesi arasından birer birer geçerek katettik. alkışlar, hurralar, hohlar, kıyamet kopuyordu. alman reisicumhuru mareşal hindenbourg böyten'e gitse, ancak bu kadar alkışlanırdı.
otelimize girdikten sonra kalabalık, uzun müddet kapının önünden ayrılmadı. futbolcularımız, bir kaç defa kapının önüne çıkarak halka görünmeğe mecbur oldular. münferit ve müctemi nereye gitsek, kadın erkek büyük bir kalabalık peşimizden geliyordu. her birimizin etrafını beş altı alman sporcusu sarıyor, bunlar hiç yanımızdan ayrılmıyordu.
maç günü, sahada ayni hararetli tezahüratla karşılandık. yarısı çocuk olmak üzere stadyomu dolduran on bin alman, her hangi bir ecnebi maçında taksim stadyomundaki halk kadar ve belki daha ziyade bizi alkışladılar. sanki karşımızda oynıyan takım ecnebi, biz alman takımı idik. her iyi hareketimiz, fevkalâde alkışlanıyor, alman kalesi önüne inen muhacimlerimizi halk «şus, şus!» diye bağırarak şut atmağa teşvik ediyorlardı. her kaçırdığımız gol, alman seyirciler arasında teessüflerle karşılanıyorlardı. nihayet, bir gol yaptık, kaleci kargaşalıkta bunu kalenin ta içinden arkası dönük bir vaziyette geriye attı. hakem vaziyeti göremediği için gol vermedi. o anda, stadyomda kıyamet koptu. bilhassa hepsi bir arada oturan beş bin alman çocuğu «gol, gol!» diye belki beş dakika bağırıştılar.
2 - 4 yenilmiş olmamıza rağmen, maçtan sonra, iyi oynıyan oyuncularımızı omuzlarında gezdirdiler. o gün, bize ziyafetler verdiler ve ayni samimî merasimle teşyi ettiler. böyten şehri halkı ne misafirperver, ne sportmen insanlardı! ne yazık ki böyten’den bir takım getirip te bize gösterdikleri misafirperverliği kendilerine iade edemiyoruz. fakat böyten’den getiremiyorsak işte leipzig’den bir alman takımı geldi. almanya’da gördüğümüz misafirperverliği biz de, alman oyuncularına göstermeliyiz. halkımızın bugün ve pazar günü alman futbolcularını şiddetle alkışlıyacağına ve onlara karşı samimî bir sportmenlik göstereceğine şüphe etmiyoruz.
bu maçları tertip eden galatasaray - fener kulüplerinin de, alman futbolcularını izazda kusur etmiyecekleri tabiidir. alman dostlarımıza, istanbul'luların da misafirperverlikte böyten’lilerden geri olmadıklarını isbat etmek bir sporculuk ve türk’lük vazifesidir.
istanbul şampiyonu maatteessüf zayıftır, takviyeye muhtaçtır
bugün istanbul şampiyonu galatasaray yeni bir imtihan geçiriyor: almanya’nın iyi takımlarından ve leipzig şehrinin eintracht takımile karşılaşacaktır. umumî harp içinde yavuz’un alman mürettebatile galatasaray’ın yaptığı ve 2 - 0 kazandığı bir maç müstesna olmak üzere istanbul'da senelerdenberi hiç bir alman takımı maç yapmamıştır. galatasaray’ın avrupa seyahatlerinde alman’larla bir çok defa temas etmiş olmasına rağmen, istanbul’da halkımız bir alman takımını ilk defa bugün görecektir.
gelen takım nasıldır? takımın hakikî kıymetini bugün sahada göreceğiz. fakat son zamanlarda yaptığı maçların neticeleri şunlardır: paris’te, fransız’ların meşhur red star takımını mağlûp etmiş olan alman takımı belgrat şampiyonu beogradski takımile yaptığı maçı 5-2 kaybetmiştir. fakat beogradski bu maçı buradaki gibi eksik değil tam takımile oynamış ve alman’lar daha ziyade talihsiz bir oyun yüzünden mağlûp olmuştur. eintracht, sofya’da bulgar’ların slâvya ve levski takımlarile yaptığı maçları 3-2 ve 1-0 kazanmıştır. söylediklerine göre bu maçlarda bulgar hakemlerin tarafgirliği alman'ların daha iyi neticeler almasına mâni olmuştur.
alman futbolu çok seri, şedit ve canlıdır, daima iyi antrene edilmiş olan alman oyuncuların nefesleri mükemmeldir. kale önüne gelince bütün gayretlerini sarf ediyorlar. yegâne kusurları teknik itibarile pek yüksek olmamalarındadır. son zamanlarda ise zorun tekniği bozduğu çok görülmüştür. (misal fransa - ingiltere maçı) eintracht takımının, alman futbolunun bu meziyet ve kusurlarına ne dereceye kadar malik olduğunu bugün göstereceğiz.
galatasaray’a gelince, çetin bir mücadeleden sonra bu sene istanbul şampiyonluğunu kazanan, yunan’lıların aris ve olimpiyakos takımlarını, sırp’ların beogradski’sini mağlûp eden sarı kırmızı, bugün maalesef eksik bir haldedir. yalnız galatasaray’ın değil türkiye’nin en iyi müdafaa oyuncularından olan bürhan ile mithat sakattırlar. kemal faruki rahatsızdır. binaenaleyh bunların üçünün oynamıyacağı muhakkak gibidir. kemal faruki’nin yerine galatasaray’ın genç muhacimlerinden birini koymak kabil olsa bile müdafaada bürhan ile mithat’in yerini doldurmak kabil değildir. galatasaray’ın ikinci takımdaki müdafileri binnisbe ağır oyunculardır. halbuki söylendiğine göre alman muhacimleri seri ve cıva gibidir. bu vaziyette galatasaray müdafaasını hariçten takviye etmek elzemdir; hiç olmazsa bir oyuncu ile... bu takviye bugün hayli güç bir iştir. çünkü memleket futbolunun hariçle temasını teşvik edecek yerde bir sürü hususî sebeplerle buna engeller çıkaran istanbul futbol heyeti, bu cuma günü şilt maçları için altı takımı birden oynatmaktadır. anadolu - istanbulspor, süleymaniye - fenerbahçe ve vefa - beşiktaş maçları vardır. galatasaray’a beykoz’dan başka bir müdafi verecek takım yoktur. bu da ancak nebi olabilir. bir de son zamanlarda fener’e geçmiş olan pera kulübü müdafilerinden vastaris ef. vardır. esasen fener de pazar günü ya vastaris, yahut ta beşiktaş’tan hüsnü b. ile takviye edilerek çıkacaktır. şu halde bugün galatasaray’ın vastaris ile takviye edilerek çıkması çok makul olur. aksi takdirde, galatasaray sırf tesadüfe ve talihe bel bağlıyarak müdafaası zayıf bir takımla sahaya çıkacaktır, ki bu vaziyette neticenin ne olacağı kestirilemez. gerçi, galatasaray’ın sırf kendi kuvvetile sahaya çıkmak gibi şayanı takdir bir prensipi vardır. fakat üç birinci sınıf oyuncusunun oynıyamıyacağı bir günde, bu prensipte ısrar etmek mağlûbiyete razı olmak demektir. gerçi sporda galibiyet kadar mağlûbiyet te vardır. fakat bu mağlûbiyetler, halkta yeni yeni uyanan spor hevesini söndürdüğü için küçük bir takviye ile vaziyeti düzeltmek imkânı varken prensip yüzünden mağlûp olmak doğru değildir. binaenaleyh galatasaray'lılara, kaç defadır, fener’in pek iyi yaptığı gibi, takviye edilerek çıkmalarını tavsiye ederiz. istanbul şampiyonu, yalnız kendi bayrağını değil, istanbul, hatta bütün türkiye futbolunu temsil ettiğini unutmamalıdır.
g. s. zayıf bir kadro ile çıkmış, maçın son kısmı karanlıkta oynanmıştır
ayntraht isimli alman takımı dün galatasaray takımile karşılaştı ve 2 - 1 mağlûp oldu. ilk defa olarak şehrimize gelen alman takımının yapacağı müsabakayı görmek üzere dün stadyoma gelenler, alelâde lik maçlarındaki kalabalığı tecavüz etmiyordu.
istanbul futbol heyetinin dün bu müsabakadan evvel oynattığı bir sürü maçlar saat 6,15 te bitmiş, alman takımile müsabakaya ancak güneş çekildikten sonra başlanabilmişti. bu yüzden müsabakanın ikinci devresinin son nısfı hemen hemen karanlıklar içinde cereyan etmiş, müsabaka saat sekizde hitam bulmuştur.
galatasaray, dün de yazdığımız üzere çok zayıf bir kadro ile sahaya çıkmış, ayni zamanda bazı oyuncuları fena bir oyun oynamıştır.
sahaya türk ve alman bayrakları çekilmişti. maçı takip etmek üzere alman sefareti erkânı da stadyuma gelmişlerdi.
galatasaray takımı şöyle tertip edilmişti:
avni vahi mehmet nazif suphi nihat muammer rebii kemal faruki necdet ercüment mehmet
en iyi müdafaa oyuncularımız olan bürhan ve mithat beyler sakat olduklarından maça iştirak edememişlerdi. kemal faruki b. de hasta hasta takıma girmiştir.
galatasaray, iki müdafaa oyuncusunun sakat olmasına rağmen, müdafaanın hariçten bir oyuncu ile takviyesini kabul etmemiş, fakat takımın müdafaasında ayağı kırıldığındanberi ciddi bir maç yapmamış olan mehmet nazif’i oynatmak hatasına düşmüş, mehmet nazif’in aksadığı görüldüğü halde değiştirilmiyerek ikinci devrede bile bir müddet oynatılmıştır. ikinci devrenin başında müdafaada muvaffak olamıyan mehmet nazif ile takımın içinde en fena oynıyan muammeri değiştirecek yerde herkes kadar oynıyan ercümend’in değiştirilmesi galatasaray takımında nafiz bir görüşün eksik olduğunu göstermiştir.
birinci devrenin sonuna doğru sol muavin mevkiinde muvaffak olamıyan muammer ile sağ muavin suphi yerlerini değiştirmişlerdir.
alman takımı yeşil beyaz bir forma ile sahaya gelmiş, mutat olan merasimden sonra oyuna başlanmıştır.
ilk devre
ilk akın alman'lar tarafından yapılmıştır. top bizim kaleye kadar gittikten sonra avuta kaçmış, sonra mukabil bir akın ile alman kalesine kadar inmiştir. mehmed’in burada çektiği kuvvetli bir şüt direkleri sıyırarak dışarı gitmiştir.
oyun iki tarafın da müessir olmıyan mütekabil akıntılarile devama başladıktan sonra zevksiz bir şekil almıştır. bir aralık alman’lar, galatasaray'ı sıkıştırır gibi olmuşlarsa da bir netice alamamışlardır. alman kalecisi de bir frikik cezasını kurtarmış, gene mukabil hücumlar başlamıştır. devrenin 25 inci dakikalarında galatasaray beş dakika kadar sıkışık bir vaziyete düşmüş, avni bir iki güzel kurtarış yapmış ve otuzuncu dakikada üç metrodan atılan bir şütü fevkalâde bir muvaffakiyetle kurtarmıştır. 40 ıncı dakikada bizim müdafaanın pek bariz bir hatası alman’lara yegâne gollerini yapmak fırsatını bahşetmiştir. ilk devre bu suretle bir sıfır bitmiştir.
ikinci devre
ikinci devrede galatasaray takımında bazı tebeddülât yapılmıştır. kemal faruki sağ içe, celâl sol içe alınmıştı. beş on dakika sonra da asım, mehmet nazif’in yerine hüseyin de hiç bir işe yaramıyan muammer’in yerine geçtiler.
mamafih bu tebeddül de iyi bir netice vermedi. evvelâ, dün, bütün diğer arkadaşları kadar oynıyan ercümend’in çıkarılması bir hata idi. onun yerine takıma konulan küçük celâl şefik’in sol iç oynatılması ise ikinci bir hata idi. galatasaray, bazı defalar tesadüf ettiğimiz en fena oyunlalarından birini oynamakta devam ediyor, nihat manasız bir asabiyetle ne yaptığını bilmeyordu. bu suretle istanbul şampiyonu rahat rahat mağlûp edebileceği bir takımın karşısında, mağlûp vaziyette oynuyordu. devrenin bidayetinde bize arka arkaya iki korner oldu, bunları göç belâ kurtardık. oyun gene iki taraflı akınlara inhisar etmişti. 22 inci dakikada mehmet güzel bir korner çekti, necdet mükemmel bir şutla ilk goli attı. üç dakika sonra da muhakkak bir gol kaçırdık .
bu gol, galatasaray'lılara bir az can verdi. daha iyi çalışmağa başladılar. 40 ıncı dakika da celâl muhakkak bir gol yapmak üzere iken çelme ile yere düşürüldü. hâkem pek haklı olarak bir penaltı verdi. galatasaray galibiyet golünü necdet’in ayağıla attı.
müsabaka bu suretle 2 - 1 galatasaray takımının galibiyeti ile hitam bulmuştur. galatasaray, dün, tam kadrosile çıkabilmiş ve hiç olmazsa vasat derecede bir oyun oynamış olsa idi alman takımının uğrıyacağı mağlûbiyet daha büyük olurdu. galatasaray’ın on beş yirmi dakikalık biraz canlı oyunu bu takımı mağlûp etmeğe kâfi gelmiştir. alman'lar, tahmin ettiğimiz gibi seri, gayretli, canlı fakat az teknik bir oyun oynamışlardır.
alman takımı pazar günü fenerbahçe ile karşılaşacaktır.
alman futbolcular maçtan evvel taksim'deki cumhuriyet abidesine büyük merasimle ve alkışlar arasında bir çelenk koymuşlar ve samimi nutuklar irat etmişlerdir.
galatasaray kulübünün reisi ahmet bey, işlerinin çokluğundan dolayı kulüp riyasetinden istifa etmiş ve reisin istifası üzerine de heyeti idare düşmüştür.
galtasaray kulübü, yeni idare heyetini intihap etmek üzere 26 haziran cuma günü fevkalâde bir kongre aktedecektir.
galatasaray’a da, fener’e de mağlûp olan alman’ların ayintraht takımile yapılan maçların hesabı görülmüştür.
1196 lira g. saray maçı hasılatı 787 » fener maçı hasılatı --------- 1983 » yekûn
1983 lira hasılata mukabil şu kadar masraf olmuştur:
1680 lira alman takımına ücret 396 » vergi ve rüsum 221 » ziyafet ve saire -------- 2297 » yekûn
bazı ufak tefek masrafları da ilâve edince klüplerin ve stadyom idaresinin zararı 374 liraya baliğ olmuştur. her maçın yunan maçları gibi bir iki bin lira hasılat bırakmadığı anlaşılıyor.