ıki takım ligde ilk kez 17.haftada karşılaşacaklar.
galatasaray ve gençlerbirliği arasında ligde en fazla maç yapılan hafta:7 kez ile 7 .haftada olmuş
iki takım arasında daha önce aralık ayında oynanan tüm lig maçları(sonuçlar galatasaray takımına göredir) : g / 1965-66 / 26.12.1965 / galatasaray 1-0 gençlerbirliği m / 1967-68 / 09.12.1967 / galatasaray 0-1 gençlerbirliği g / 1984-85 / 23.12.1984 / galatasaray 2-1 gençlerbirliği b / 1999-00 / 03.12.1999 / gençlerbirliği 1-1 galatasaray g / 2004-05 / 04.12.2004 / gençlerbirliği 1-3 galatasaray g / 2008-09 / 12.12.2008 / gençlerbirliği 1-3 galatasaray
galatasaray ve gençlerbirliği arasında ligde en fazla maç yapılan ay:14 kez ile nisan ayında olmuş
galatasaray takımının daha önce maçın oynanacağı 19 aralık tarihinde oynadığı tüm lig maçları; b / 19.12.1965 / 1965-66 / hacettepe 2-2 galatasaray b / 19.12.1976 / 1976-77 / mersin idmanyurdu 0-0 galatasaray b / 19.12.1981 / 1981-82 / galatasaray 2-2 zonguldakspor
gençlerbirliği takımının daha önce maçın oynanacağı 19 aralık tarihinde oynadığı tüm lig maçları; m / 19.12.1987 / 1987-88 / gençlerbirliği 0-3 altay g / 19.12.1993 / 1993-94 / gençlerbirliği 3-1 gaziantepspor g / 19.12.1999 / 1999-00 / gençlerbirliği 1-0 bursaspor
berna (aka lucarelli), atalay (aka drogba) ve aslan (aka arda turan) sabah 7:00 da çıktık yola ankara'dan... berna ile ben hem maç, hem kuzen ziyareti hem haftasonu için geldik istanbula. yarın erdem (aka zeynel soyuer) ile buluşup düşeceğiz deplasman tribününe. aslan ise eski açığa...
az önce istiklale geldik. hemen biletix gişesine bilet almaya ama dakika bir gol bir... deplasman bileti satışa çıkmamış haberini aldık yıkıldık. hemen arkadaşları aradık basın sözcüsü altan abiye ulaştık "yarın sabah satışa çıkacak" cevabını aldık biraz rahatladık ama yarın nereden nasıl alcağızı düşünmeye başladık...
hadi hayırlısı... biletleri alsak maç saatini beklemeye başlasak artık... :)
hakemler : kuddusi müftüoğlu, ismail şencan, serdar akçer
galatasaray : leo franco, uğur uçar (dk. 79 tobias linderoth), servet çetin, hakan balta, caner erkin, mehmet topal (dk. 79 barış özbek), mustafa sarp, kader keita, elano, arda turan (dk. 90+3 ayhan akman), harry kewell
teknik direktör : frank rijkaard
gençlerbirliği : serdar kulbilge, orhan şam, mahmut boz, aykut demir, cem can, burhan eşer (dk. 82 bruce jose djite), kerem şeras, labinot harbuzi, hurşit meriç (dk. 46 bilal çubukçu), sandro da silva mendonca (dk. 82 patiyo tambwe), carlos eduardo de souza floresta "kahe"
ali sami yen stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 443 km.
maç günü saat 12 gibi uyanıp ilk iş olarak biletix'in internet sitesinden rakip takım bileti çıkmış mı diye kontrol ettim ama netten satış yoktu.
erdem (aka zeynel soyuer) ise 12:30'da haydarpaşaya indi ve ada kitapevi'nden güzel haber için telefon etti. maç biletleri satışa çıkmıştı. 15 civarlarında berna (aka lucarelli) ile erdem'i bulduk ve istiklal'e geçtik. oradan da orcan'ı (aka tony yeboah) bulduk ve nevizade'de oturduk biraz laklak ettik...
saat 18:45 gibi taksiyle istiklal'den yola çıktık ama deli trafik nedeniyle saat 19:25 gibi yarı yolda inip koşturarak stadın yolunu tuttuk. galatsaraylıların arasından geçerken üzerimizdeki atkıları görüp şaşıranlar olduysa da, ateş istediğimiz bir galatasaraylıdan ateşi aldıktan sonra başarılar dilememiz ve onun da aynı temenlileri sunması güzeldi :) eski açığın girişine giderken önümüzü kesen bir çekirdekçinin "haydi gençler" demesi de kahkahalara yol açtı :)
ardından deplasman tribününü bulmak için uğraşmaya başladık ve moralim çok bozuldu. çünkü deplasman tribününe hiçbir yönlendirmenin olmaması, girişin acayip derecede kuytu olması, bilet satılan ufak gişedeki görevli dışında kimsenin olmaması, karanlık ve yerlerin çamurlu olması ve inanılmaz dik ve uzun bir asma merdivene tırmanarak deplasman girişine ulaşmamız beni oldukça şaşırttı! bu statta bir sürü avrupa takımının deplasmana geldiğini düşününce garipsedim ve bu durum hiç hoşuma gitmedi doğrusu.
statta yerimizi aldık... ve maçın başlamasını beklemeye koyulduk. skorbordun görmediğimiz bir yerde olmasına gıcık olduk. üstümüzün kapalı olmasına sevindik. gerçi bir gün önceki deli yağmurdan eser yoktu ve hava da gayet güzeldi...
ilk yarıda galatasaray bastırdı. biz ufak tefek şeyler yaptıysak da genelde savunmadaydık. bu arada eski açığın sustuğu zamanlardan birinde orcan "haydi gençler" diye başlattığı tezahüratı 23 kişi destek verdik ve ıslıklar gelmeye başladı :) hemen akabinde ankara'dan "sesinizi duyduk" telefonları geldi. ardından her sessizlikte tezahürat yapıp eğlenmeye başladık...
devre arasında defansın göbeğinde aykut'la birlikte yer alan ve güzel bir oyun ortaya koyan mahmut boz'un tribündeki babası ve kardeşi ile tanıştık muhabbet ettik.
ikinci yarı gençlerbirliği önümüzdeki kaleye saldıracaktı. ikinci devre başlamadan önce orcan'a hemen maçın başında harbuzi ceza alanı çizgisi üstünde topla buluşacak ve sert şutu 90'a gidecek söylemim 46. dakika da 90'ı bulma dışında gerçekleştiğinde gaza geldik. ardından kazanılan korner ve ofsayt diye bekleyen galatasaraylıların en arkasında topla buluşan kahe'nin (muhtemelen nasıl olsa ofsayt diye) inanılmaz lakayt bir şekilde topa vuruşu ve topu avuta göndermesinin ardınan hakeme döndük. pozisyon ofsayt değildi ve kahe'nin boşvermişliği yüzünden küplere bindik. daha 1 dakika geçmeden yine bir pozisyon yakladık onda da korner oldu ve yine en arkada kahe kaleci ile karşı karşıya kaldı ve yine lakayt bir vuruşla topu avuta gönderdi. biz bir kere daha dönüp hakeme baktık. yine ofsayt yoktu ve sinirden kafayı yemeye başladık!
ankara'dan gelen telefonlarda 2 pozisyonun da offsaytla hiçbir ilgisi olmadığını öğrendik moralimiz iyice bozuldu. hemen akabinde yine bir korner ve orhan'ın kafasının direkte patlaması iyice hareketlendirdi bizi. artık gol gelmeliydi!
derken bir anlık daldınlık üstüne 77'de harry kewel'dan yediğimiz gol yıktı bizi. sağdan yerden ortaladılar ve kewel sadece dokundu... hakkını vermek gerek, o dakikadan sonra yapmaya çalıştığımız ataklardaki ıslıklar bayağı etkiliydi. ardından zaten bir türlü olmadı ve maçı 1-0 kaybettik. böylece bizim gibi anadolu takımları için gelenek yine bozulmadı ve girdiğimiz 3 net pozisyonu harcadık, onlar ilk pozisyonlarında gollerini attı ve kazandı.
polisin izin vermesi için atkıları formaları saklayıp galatasaraylılarla aynı anda dışarı çıktık ardından metroya yöneldik. vıp girişinin önünden geçerken, orcan birden koşmaya başladı. biz ne yaptığını pek anlayamadık ama ardından yanımıza geldi ve kameraya doğru koştuğunu ve montunu açıp “gençlerbirliği” diye bağırdığını söyledi. “delisin oğlum” dedik güldük. metrodayken orcan’ın bir arkadaşı aradı ve o kameranın ntv'nin canlı yayın kamerası olduğunu ve tv'ye çıktığını söyledi!!!
ayrıca metroda orta yaşlı bir gs'linin "galatasaraylıyım ama gençleri de severim" deyip arkadaşlarımızdan birine yer vermesi güzel bir jestti. istiklal'e gittik biraz takıldık ve evlere dağıldık.
sabah kalktığımda aklımda yine kahe'nin gözlerimiz önünde 2 kere arka arkaya lakayit vuruşları vardı....
dip not: ali sami yen'den önce gördüğüm 12 stad sırasıyla şunlar: ankara 19 mayıs, cebeci inönü, mudanya ilçe, beşiktaş inönü, sakarya atatürk, yenikent asaş, bursa atatürk, san siro / giuseppe meazza, santigao bernabeu "maç yoktu. stat turu ile gezdim", konya atatürk, eskişehir atatürk, 5 ocak.
maç izlediğim 12. stad bu maçla birlikte ali sami yen stadı oldu... sırasıyla maç izlediğim 10 stad şöyle; ankara 19 mayıs, cebeci inönü, beşiktaş inönü, sakarya atatürk, yenikent asaş, bursa atatürk, san siro / giuseppe meazza, santiago bernabeu, konya atatürk, eskişehir atatürk ve ali sami yen.
dün haber türk gazetesinde "10-15 gençler taraftarı vardı" gibi bir yazı vardı da biz toplam 23 kişiydik böyle laflar etmeleri hoş değil :))
farketmişsinizdir ki gençlerbirliği taraftarları olarak bu "azsınız" muhabbetini biz bir "eğlenme" nedeni olarak kullanıyoruz. mesela "deplasmana geldik ali sami yene" dediğimizde bir çok kişi "gençlerin taraftarı var mı" gibi garip tepkiler veriyorlar biz de "biz varız ya" ya da "on - n,on beş kişi varız" diye kafa buluyoruz felan...
ama sonuç olarak biz kendi cebimizden verdiğimiz bilet ve yol parası ile takımımızı her deplasmanda elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. az ama öz lafı da herhalde en çok bize uyuyor çünkü deplasmanda bile atkılarımız berelerimiz formalarımızla rakip takım taraftarları arasından geçebiliyoruz ya da durup muhabbet edebiliyoruz. onlara başarı dileyebiliyoruz vs.
sonuçta futbolun dostluk olduğunu göstermek için bundan güzel bir sebep var mı?
geçen yıl konya deplasmanında maç sonunda konyalıların bizlerle gelip atkı forma değiştirmeleri muhabbet etmemiz felan gibi her deplasmanda güzel şeyler olabiliyor. sonuçta bizim taraftar olarak hiç bir taraftar ile kavgamız dövüşümüz yok zaten böyle bir şeye gerek de yok...
ilk deplasman yenilgim olarak tarihe geçen bir maç tribün kadrosu zaten yazılmış, tekrarlamaya gerek yok. maçla ilgili de yazacak çok şey yok.
kahe'ye bana "youla olsa atardı" dedirttiği için teşekkürlerimi (!) sunarım. neyse ki sözleşmesi sezon sonunda bitiyor.
az kişi olsak da binlerce gs seyircisine "haydi gençler" tezahüratımızı dinletmeyi başardık. eh, doğru planlama olunca 5 kişi de yetiyor demek ki stad inletmeye.
maçtan sonra da yayındaki ntv kamerasını yakalamayı başarıp "anaa maça gençler taraftarı gelmiş" ve "ulan bu adamlar yenilmedi mi, hala keyifleri yerinde" dedirttik.
maçtan sonra da berna hanım için güzelinden bir tezahürat patlattım:
5 6 kişiyiz bulunmaz eşimiz gençlerbirliği bizim tek sevgilimiz
var mı bir yanlış? nitelik arkadaşım nitelik.
gittik, yenildik. futbolun 90 dakika ile sınırlı olmadığını da tekrar gördük. sahada kaybettik. eğlencede kazandık. maçtan önce ve sonra da iyi demlendik. neyse, bir dahaki sefere sahada da kazanırız.
gençlerbirliği'nin başarılı file bekçisi serdar kulbilge'nin maç sonu açıklamaları.
"ali sami yen'in ışıkları çok etkiliyor, bu yüzden dolayı sürüyorum gözlerimin altına boyayı. galatasaray'a saygımız var. biz de gençlerbirliği olarak çok iyi gidiyoruz. genç ekibiz, iyi mücadele ediyoruz. bugün pozisyonlarımız vardı, onları değerlendirseydik kazanabilirdik. ali sami yen'in ışlıkları kalecileri gerçekten etkiliyor, top bir anda kayboluyor. boyayı sürdüğüm için biraz etkiliyor ama tam azaltmıyor"
gençlerbirliği'nin golcü futbolcusu kahe'nin maç sonu açıklamaları..
"ilk yarıda iyi oyun sergileyemedik. devre arası bizim için iyi oldu, kendimizi toparladık. hocamız bir takım şeyler söyledi. ikinci yarı daha iyi oyun sergiledik. pozisyonları değerlendiremedik. sonuçta kaybettik, başaramadık. iki pozsiyon ofsayt değildi. hakan'ın bir pozisyonu vardı bana yetişemedi. servet de öyle. golleri atamadım böyle pozisyonlara alışık değilim. devre arası var iyi çalışacağız ve iyi başlayacağız"
sezon başında gelen ve takımı beklenilenden daha üst seviyeye taşıyan gençlerbirliği teknik direktörü thomas doll, 2009-2010 sezonunun ilk yarısını değerlendirdi.
sezonun ilk yarısını iyi bir konum ve sıralamada bitirdiklerini belirten doll, ''sezon başında takımı aldığımızda ilk yarıyı bu sıralamada bitirebileceğimizi düşünmemiştik. futbolcularımızın arzu ve istekleri takımı bu yerlere getirdi. bazı karşılaşmalarda kötü futbol sergilemiş olsak da futbolcularımı istek ve arzularından dolayı kutluyorum. sonuç itibariyle sezonu iyi bir yerde kapatıyoruz'' dedi.
"gol pozisyonlarında daha etkili olmalıyız"
sezon bitmeden önce yapılacak takviyeler konusunda açıklama yapmak istemediğini ifade eden alman teknik adam, ''takım içerisindeki arkadaşlara güveniyoruz. buralara onlarla birlikte geldik. ama uzun vadeli düşünürsek yaza doğru tabiki takviye yapmamız gerekiyor. bir takım bünyesinde her an değişiklik olabilir. eksik bölgelere değinirsek eğer, genç bir takımız ve iyi futbol oynarken birden çöküntüye girebiliyoruz ve bunu koruyamıyoruz. bunu son yaptığımız maçlara bakarsak görebiliriz yani skor olarak öndeyken çuvalın ağzını iple kapatıp maçı önde bitirebiliriz. normal şartlarda tencerenin kapağını orada kapatmanız gerekiyor. maçı lehinize çevirmeniz gerekiyor. gol yollarında yakaladığı pozisyonları daha iyi değerlendiren bir takım hürriyetinde olmamız gerekiyor. pozisyonlara girdiğimiz halde çoğu yerlerde değerlendiremiyoruz. bunların üzerine çalışmamız gerekiyor. ayrıca bizim yaptığımız maçlarda verdiğimiz mücadelelere bakıldığında atletik yapı bakımından güçlü olduğumuzu söyleyebiliriz. fakat bundan sonra ayağımız yere basarak bunu sezon sonuna kadar devam ettirmemiz gerekiyor. ikinci yarı aynı şekilde devam etmemiz gerekiyor'' şeklinde konuştu.
"şike olayları alt tabakaların uğraştığı işlerdir"
takımının gittikçe kazanamaya alışması ve iyi futbol sergilemesinin kendisini sevindirdiğini dile getiren thomas doll, ''takımın coskusu, kazanma mantalitesi ve hırsı beni mutlu ediyor. antalya maçı hariç kötü bir müsabaka sergilediğimizi düşünmüyorum. çok iyi mücadelelerde bulunduğumuzu ve birçok yerde kazandığımızı söyleyebilirim. kendi takımımızı seyrederken haz duymanın haricinde barcelona ve real madrid'i izlerken de haz duymak önemli. üzücü olarak bakabileceğim tek şey son zamanlarda konuşulan bahis skandalları. futbolun karanlık bir tünelden geçmesini sağlayan bir skandal. bu skandallar üst düzeyde oynanan maçlarla ilgili de değil. bunlar alt liglerde alt tabakaların uğraştığı işler. futbola zarar verdiği için üzücü algılanabilir'' diye konuştu.
hani derler,,ya sidik zoruyla diye.işte bu söz bu mac icin cuk oturmuş.eski acık trübinde macı izlemiştim ve o kadar zor bir mactıki anlatılar gibi degil.
zar zor bir gol atmıştık ve macın bir an önce bitmesini istiyorduk. ilk önce türübünün üst sıralarındaydım daha sonra taaa en alta tel örgülerinin oraya inmiştim stresten. hakemin bitiş düdügünü calmasını beklerken genclerbirligi takımı tekrar karşı taraftaki galatasaray kalesine yükleniyordu ve korner kazanmıştı ve biz stresten ölecektik macın bitiş düdügüyle beraber cok sevinmiştim.
50 yaşlarında bir abi vardı hemen yantarafımdaydı ve hakem düdügü caldıgında yumrugunu havaya kaldırmıştı ve işte bukadarrrrr diye bagırıyordu sanki bir kupa finali kazanmışcasına sevinmiştik.
it was off to the beer bus saturday night where i found a small group of ankaragucu kankas - sir eski, connect, philly, kaleci - as well as gencler supporter flying dutchman, who were all recovering from ankaragucu's devastating loss.
hopes weren't that high but the beer was cold and the pub started to fill up with gencler fans such as spine and a whole heap of alkaralar people for a game of two very distinctive halves.
galatasaray 1 - 0 genclerbirligi
first half.... crap. we could easily have been down 3-0 with our defence in tatters. galatasarary actually had two goals disallowed. one for handball and the other for offside. the least said about the half the better. the only good thing was that it ended 0 - 0.
second half... much better. this should have gone at least 2-0 but for some crappy shooting from kahe and a bit of bad luck.
kahe twice found himself unmarked with the goal in front of him but both times sent the ball wide. orhan later had a great header which hit the post. the game was all gencler when galatasaray made their break in the 77th minute with keita sending in a short cross to kewell who merely had to tap it in, much to the annoyance of gencler coach thomas doll who seemed to be dressed up like darth vader, or possibly a michelin man.
that was that. a bit depressive but we played nicely in the second half. now for the winter break and a month of weekends in which we curl up and freeze. happy christmas everyone.
gençlerbirliği takımı, galatasaray maçına 3 oyuncusundan yoksun olarak çıktı. kırmızı-siyahlı ekipte kart cezalıları ilhan ve radeljic'in yanı sıra, sakatlığı bulunan mustafa pektemek, galatasaray maçında takımdaki yerlerini alamadı.
karşılaşmanın ilk yarısını bitiren hakem kuddusi müftüoğlu, galatasaraylı oyuncuların itirazlarıyla karşılaştı. skorbortta süre olarak 44.57 dakika görülürken ilk yarı bitirilirken, kuddusi müftüoğlu itiraz eden oyunculara kendi saatini gösterdi.
galatasaray taraftarları, geçtiğimiz yıl bir trafik kazasında yaşamını yitiren ultraslan taraftar grubu genel koordinatörü alpaslan dikmen'in doğum gününü kutladı. doğum tarihi 20 aralık 1971 olan alpaslan dikmen için, tribünlerden doğum gününü kutlayan pankartlar açıldı.
turkcell süper lig'de 2009-10 sezonunun ilk yarısını gençlerbirliği maçıyla tamamlamaya hazırlanan galatasaray'da teknik direktör frank rijkaard, gençlerbirliği karşısında yeniden as kadrosuna döndü.
uefa avrupa ligi'nde grup liderliğini garantilemiş olması nedeniyle sturm graz maçında yedek ve genç isimlere şans veren hollandalı çalıştırıcı, gençlerbirliği maçında, antalyaspor deplasmanında galibiyeti getiren kadroyu önemli ölçüde korudu.
rijkaard, antalyaspor maçındaki ilk 11'den yalnızca barış'ı yedeğe çekerken, onun yerine ise gençlerbirliği karşısında mustafa'ya yer verdi.
-nonda yetişmedi- galatasaray'da sakatlığı bulunan shabani nonda, gençlerbirliği maçına yetiştirilemedi.
sakatlıklar nedeniyle özellikle forvet hattında sıkıntı yaşayan sarı-kırmızılı takımda tek forvet durumunda kalan nonda, sakatlığının düzelmemesi nedeniyle gençlerbirliği karşısında forma giyemedi.
sarı-kırmızılı takımda sabri, baros ve gökhan da sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyen diğer oyuncular oldu.
-kewell'a mesaj- galatasaraylı taraftarlar, sezon sonu sözleşmesi sona erecek olan ve takımda kalıp kalmayacağı merak konusu haline gelen avustralyalı futbolcu harry kewell'a tribünden mesaj gönderdi.
kewell'ı takımlarında gelecek sezonda da görmek istediklerini ifade eden sarı-kırmızılı taraftarlar, başarılı futbolcu için, ''stay with us kewell'' (bizimle kal kewell) pankartı açtı.
diğer yandan kewell, forvet oyuncularının yokluğunda teknik direktör rijkaard tarafından yine forvet hattında görevlendirildi.
galatasaray a.ş.: leonardo neoren franco, uğur uçar [sakatlandı] (dk. 77 tobias jan hakan linderoth), elano blumer, arda turan (dk. 89 ayhan akman), abdul kader keita, mehmet topal (dk. 77 barış özbek), mustafa sarp, harry kewell, hakan kadir balta, servet çetin, caner erkin
yedekler: aykut erçetin, aydın yılmaz, emre aşık, alparslan erdem
teknik direktör: franklın edmundo rıjkaard
gençlerbirliği: serdar kulbilge, orhan şam, mahmut boz, aykut demir, labinot harbuzi, hurşut meriç (dk. 46 bilal çubukçu), cem can, carlos eduardo de souza floresta, sandro da silva mendonça (dk. 80 patiyo tambwe), kerem şeras, burhan eşer (dk. 80 bruce djite)
yedekler: ulaş güler, murat kalkan, mariel everton cosmo da silva, sebahattin usta