gençlerbirliği : bojan isailovic, koray avcı, ilhan eker, jacques momha, michael john jedinak "mile jedinak", cem can, soner aydoğdu, bilal çubukçu (dk. 60 carlos eduardo de souza floresta "kahe"), james troisi, burhan eşer (dk. 74 bruce jose djite), mustafa pektemek (dk. 69 mehmet nas)
teknik direktör : samet aybaba
denizlispor : özden öngün, çağlar birinci, burak akyıldız, güray vural (dk. 66 musa sinan yılmazer), emin aladağ (dk. 82 zafer çevik), şener aşkaroğlu, fatih yiğen, douglas daniel braga, darryl roberts (dk. 65 caner celep), ıbrahima bangoura, emil rosenov angelov
teknik direktör : mesut bakkal
sarı kartlar : dk. 38 jacques momha (gençlerbirliği), dk. 4 emil rosenov angelov, dk. 25 burak akyıldız, dk. 49 douglas daniel braga (denizlispor)
kırmızı kartlar : dk. 90+ ilhan eker (gençlerbirliği) -maçtan sonra hakeme itirazdan gördüğü 2. sarı kart nedeniyle-
orta şeker bir maçtı. denizlispor baskılı oynmaya çalıştı. sonuçta mesut bakkal'ın takımları hep böyle baskılı ve fizik gücü üst düzeydir. ama mesut bakkal sisteminin her zaman sorunu olan pozisyona girememe sendromu denizlispor'da da mevcut...
bizimkiler elinden geleni yapmaya çalıştılar. oyun kurup yerden oynamaa çalıştılar ama denizlispor çok iyi kapandı. bir tane direkten dönen top ve bir tane de kale önünden geçen ama kimsenin dokunamadığı pozisyonumuz var bunun dışında kısır bir maçtı...
denizlispor genel olarak çok sert oynadı. mesela angelov bir kere ilhana 3 kere jedinak'a hava topunda dirsek attı. sadece 1 sarı kart gördü. çağlar defalarca faul yaptı kart görmedi vs vs... bunlar tamam tipik ve olağan şeyler ama bunlar maçın sürekli soğmasına neden oluyor. hakemde işte tam bu anda devreye girip maçı hızlandırmak için elinden geleni yapması gerekiyor. ama hakemler sadece faul çalıp oyunu durdurdukça hem maç soğuyor hem de kart görmediği için rakip oyuncu bunu kar sayıp bir kere daha faul yapabiliyor...
maçın başında kale arkası tribününün mesut bakkal yazılı tshirterle mesut bakkal çağırmaları ve 1500 karanfil atmaları çok güzeldi. (yanlış anlaşılmasın atılan karanfilleri saymadım. yanımdaki ural forumda okumuş oradan biliyorum:p)
maç sonunda ilhan'ın itirazdan 2. sarı kartın verilmesi -eğer küfür etmediyse dicem ama küfür etse direk kırmızı yerdi- çok iyi bir karar değildi. yazık oldu...
denizlispor teknik direktörü mesut bakkal, karşılaşma öncesi gençlerbirliği taraftarının kendisini tribünlere çağırarak, çiçekler atmasından çok duygulandığını bildirerek, "perşembe günü doğum günümdü. gençlerbirliği taraftarı bugün kutladı. bu kadarını beklemiyordum doğrusu. seyircinin beni çiçeklerle karşılamasına çok sevindim, bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.
mesut bakkal, ilk teknik direktörlük görevine gençlerbirliği'nde başladığını hatırlatarak, "bunun için gençlerbirliği'nin ve taraftarının bende yeri her zaman farklıdır. onları asla unutmam mümkün değil" diyerek sözlerini tamamladı.
maçtan sonra arkadaşlarla ilhanın kırmızı kart görmesi ile ilgili konuştuk. gençlerbirliği'ni uzun zamandır takip eden biri olarak, takımın çok önemli maçlarda bile "çirkeflik" yapmadığını. zaman geçirmek için pislik yapmadığını. sürekli yere yatmadığını, sürekli hakeme koşmadığını vs vs... bu özelliğinde aslında hakemler tarafından iyi değerlendirilmesi gerektiğini savunduk. sonuçta bir maçta eğer bir takım sürekli rakibini oynatmamak için zaman geçirmeye yönelik müdahaleler yapıyorsa hakemin oyunu oynatabilmek için elinden geleni yapması gerektiğini düşündük...
maçtan sonra ilhan'ın açıklamaları da bu yönde olmuş;
gençlerbirliği'nde karşılaşma sonrasında 2. sarı karttan kırmızı kart gören ilhan eker, "biz, karşılaşma boyunca sürekli futbol oynamaya çalıştık.rakibimizse sürekli oyunu bozmaya çalıştı.karşılaşmanın son bölümlerinde bir pozisyonda hakem bizim avantajımızı aldı, onlara verdi.bunun sebebini sorunca sarı kart gördüm.daha sonra hakeme "futbol oynamaya çalışanı mı,yoksa oynatmak istemeyeni mi kollayacaksınız ?" diye sordum. fırat aydınus,bana, "ilhan fazla konuşma,kırmızı kartı göstereceğim" şeklinde cevap verdi. karşılaşma sonrasında sadece kendisiyle konuşmak istedim.küfür falan da etmedim. bana 2. sarı kartı gösterdi.nedir yani?gençlerbirliği'nin bir futbolcusu olan ilhan eker, karşılaşmanın hakemiyle hiç mi bir şey konuşamayacak?" ifadelerini kullandı.
iki gram şeker için koca keçi boynuzunu kemirmek böyle bir şey sanırım. 90 dakika boyunca iki güzel hareketten öte bir şey göremedik. öyle olunca da tribünler kendi halinde takıldı durdu.
maçın hareketi maç öncesi mesut bakkal'a verilen ve atılan çiçeklerdi. başka da bir şey kalmadı aklımda. bir de rakibin zenci oyuncusuna ısrarla yamyam tezauratları.
a drizzily day in ankara, an early kick-off and not the most fashionable of opposition had me thinking that i may well be the only kanka to show up for today's match. i was happily surprised then when i walked into the chopin to find darts man emin there with a mate of his.
not too long later in rolled metin from the british embassy and a bloke (ajay?) who is fixing the century-old plumbing of the same embassy. then came in the aussie ambassador with his son patrick and a couple of patrick's mates. next up was our yankee friends rebecca (who has her own blog - here) and brendan and last but not least alpine kanka wolfgang and dan the man. all up, not a bad turnout.
genclerbirligi 0 - 0 denizlispor
well, let's just say the first half was pretty dire. playing without a striker, both aussie bruce and kahe were on the bench, pretty much summed up our intentions. our guys had clearly been told to get a point out of this match and, er, they played as if they were told to lose the match.
compared to recent weeks this was absolute rubbish. our passes weren't sticking and control of the ball was pretty dire. then we come to the linesman. a denizli player made a tackle which any rugby player would be proud of. just three feet away was the linesman who saw absolutely nothing wrong. talk about absolutely pathetic. we were getting kicked all over the place and the referee and linesmen were letting denizli get away with it. it was a disgrace and it was the first time for quite a few years that i heard gencler fans actually swearing at the officials (if you know gencler fans then you know that we never swear).
denizli had a great chance on a counterattack when one of their players got free. it was one-on-one with the keeper and the player clearly decided he wasn't going to try and score but instead get a penalty. he fell down in the right spot but thankfully the referee made his one and only decent decision of the match.
no real chances in the first half, although troisi did get a good solid shot on goal, and quite frankly i was wishing i was back home surfing the interwebs, or playing with my son, or at the dentist.
second-half and gencler came alive, sort of. we started to play into the box, but at almost no time did we look really dangerous.
it seemed that we kept on playing down the right when we should have been going down the left. the only chances we did have came from the left, the best being a cross into mehmet nas who headed the ball just over. we had one ball come off the post (who had that shot i'm not sure) but in general it was pretty tame stuff.
with kahe and aussie bruce brought on we piled on the pressure. bruce was clearly out of form and kahe also really couldn't get anywhere. troisi was making moves, as was jedinak (who was clearly targetted for some ome rough treatment from the denizli players) but the goal never came.
with a couple of minutes to go we were attacking and a denizli player fell down in the box, the ball went into touch and then the referee blew his whistle for the player to be treated. once the player was fine the referee then gave the ball to denizli instead of to us for a throw-in. the gencler players and the crowd were all complaining but the game continued and then came the final whistle.
match over and obviously pissed off at what was some terrible refereeing ilhan went up to the referee to explain to him that he was a dickhead. out came a yellow, ilhan's second for the match, and therefore out for the next match. bloody ridiculous.
gençlerbirliği: bojan isailovic, mustafa koray avcı, mustafa pektemek (dk. 68 mehmet nas), bilal çubukçu (dk. 60 carlos eduardo de souza floresta), james troisi, soner aydoğdu, ilhan eker, cem can, jacques momha, burhan eşer (dk. 74 bruce djite), mıchael john jedınak
yedekler: recep öztürk, daniel addo, hakan aslantaş, kemal akbaba
teknik direktör: samet aybaba
denizlispor: özden öngün, burak akyıldız, darryl bevon roberts (dk. 65 caner celep), ibrahima bangoura, güray vural (dk. 66 musa sinan yılmazer), emin aladağ (dk. 82 zafer çevik), şener aşkaroğlu, fatih yiğen, çağlar birinci, emil rosenov angelov, douglas daniel braga
yedekler: cenk gönen, carlos alberto dos santos gomes, engin memişler, irineu calixto couto
teknik direktör: mesut bakkal
sarı kartlar: dk. 38 jacques momha (gençlerbirliği) dk. 4 emil rosenov angelov, dk. 25 burak akyıldız, dk. 49 douglas daniel braga, dk. 72 şener aşkaroğlu (denizlispor)
kırmızı kartlar: dk. ms [çift sarıdan] ilhan eker (gençlerbirliği)