hakemler : yunus yıldırım, adil sinem, volkan narinç
gençlerbirliği : bojan isailovic, hakan aslantaş, mustafa koray avcı, ilhan eker, jacques momha, burhan eşer, cem can, michael john jedinak "mile jedinak", soner aydoğdu (dk. 90 kemal akbaba), mustafa pektemek (dk. 80 carlos eduardo de souza floresta "kahe"), bruce jose djite (dk. 80 bilal çubukçu)
teknik direktör : samet aybaba
fenerbahçe : volkan demirel, gökhan gönül, önder turacı, diego alfredo morena lugano, roberto carlos da silva rocha, deivid de souza (dk. 53 gökhan emreciksin), deniz barış (dk. 57 colin kazım "kazım kazım"), emre belözoğlu, uğur boral (dk. 53 wederson luis da silva medeiros "gökçek vederson"), alexsandro de souza "alex", semih şentürk
teknik direktör : luis aragones
goller : dk. 14 michael john jedinak "mile jedinak" [a: burhan eşer] (gençlerbirliği)
sarı kartlar : dk. 42 diego alfredo morena lugano, dk. 65 roberto carlos da silva rocha, dk. 75 colin kazım "kazım kazım" (fenerbahçe)
fenerbahçe 1997-98 sezonunun 16. haftasında şükrü saracoğlu stadı'nda şekerspor'u 7-0 yenmişti. sarı kanarya bu flaş galibiyetin ardından ligde o sezon bir sonraki hafta ankara'da gençlerbirliği'ne 3-0 kaybetmiş ve taraftarını şok mağlubiyetle üzmüştü.
fenerbahçe geçen hafta hacettepe engelini kadıköy'de 7-0'lık farklı skorla geçtikten sonra dün ankara'da gençlerbirliği karşısındaydı. sarı-lacivertliler, kırmızı-siyahlı başkent ekibine 1-0 yenilerek bir anlamda 11 sezon sonra tarihi tekerrür ettirdi.
fenerbahçe gençlerbirliğine 1-0 yenilince bu sezonki 6.mağlubiyetini 21.haftada almış oldu.ligin 21.haftaları gözönüne alındığında fenerbahçenin 21.hafta da 6.mağlubiyetini aldığı sezonlardaki 21.haftada ki puan durumu ve sezon sonundaki derecesi aşağıdadır; (aslında hafta yerine maç demekte fayda var çünkü arada erteleme maçları olduğu gibi 1964-65 sezonundan önce hafta kavramı yoktu,takımlar cumartesi pazar hafta da iki maç yaparlardı.ilk 21 maç demek daha doğru olacaktır)
sezon-o-g-b-m-a-y-sezon sonu (1979-80)-21-9-6-6-21-19(sezon sonu fenerbahçe ligi 2 . olarak bitirdi) (1980-81)-21-8-7-6-24-17(sezon sonu fenerbahçe ligi 10 . olarak bitirdi) (1965-66)-21-8-7-6-23-19(sezon sonu fenerbahçe ligi 4 . olarak bitirdi)
lig tv maçın adamı olarak mustafa pektemek'i seçti...
maçın bitiş düdüğünün ardından iki kolunda saat olan hakem yunus yıldırım saatlerinden birini kontrol ederken fenerbahçeli gökhan emreciksin hakemin arkasından dolanarak yanına gelip diğer kolundaki saati hafif yukarı kaldırarak bakar. maraton'da erman toroğlu bu görüntüye yorum yapar: "fener sabaha kadar oynasa gol atamaz daha neye bakıyor ki?"
gençlerbirliği'nin 16 lig maçı ardından fenerbahçe'yi mağlup ettiği maç. gençler en son 2000-2001 sezonu 3. haftasında yine ankara'da fenerbahçe'yi 3-1 mağlup etmişti.
ayrıca gençler bu galibiyet ile ankara'da fenerbahçe ile galibiyet sayılarını eşitledi. ankara'da hem gençler hem de fenerin 10 ar galibiyeti bulunuyor. 16 maç ise berabere tamamlandı...
gençlerin en son lig galibiyetini aldığı maç ile bu maç arasında 4 kere türkiye kupasında karşılaştı ve bu maçların 2'sini -biri final olmak üzere- kazandı, 2sini kaybetti...
dile kolay son 18 maçtır üç istanbul takımından 3 puan alamıyorduk. cumartesi de aslında yine çok umutlu olmadan tuttuk stadın yolunu. içeri girdiğimde maçın başlamasına yarım saatten fazla vardı ve bizim maraton tribünü dolmuştu.
maçın başlarında gol bulmamız bir yandan bizi sevindirirken akıldan geçmiş maçlar da çıkmıyordu. mesela dakika seksen yediye kadar önde götürüp 2-1 verdiğimiz maç. hep beraber bir gol daha istiyorduk. sorun fark yapmak değil de sadece kırk yılda bir rahat maç izlemekti ama olmadı. takım son dakikaya kadar ikinciyi atamadı fakat neyse ki yemedi de. sonra gelsin sevinç gösterileri. bir baba hindiler. yan gözle fener tribününe bakarak "ohh ohh" duygusu eşliğinde gülümsemeler falan.
maç sonunda fener'i yenme etkinliklerinin sabaha kadar sürdüğünü ve sabah da kafam bi milyonken işyerindeki alarmın çalması sonucu yalpalaya yalpalaya işyerine gitmek zorunda kaldığımı eklemeden geçmeyeyim. neyse kediymiş :)
maçtan önce fenerbahçe'ye karşı hem son 5 sezondur kazanamamanın etkisi hem takımın son yıllardaki kötü gidişatı, hem sürekli dillendirilen "suni çimde kazanmıyoruz" zırvası, hem de son haftaların formda ismi troisi ile dinamomuz mehmet nas'ın oynayamayacak olması içimde büyük bir tereddüt oluşturuyordu. maçtan önce son zamanlarda hiçbir maçta heyecanlanmadığımdan çok heyecanlandım. maçın başlamasına 30 dakika kala içeri girdik ve maratonun büyük bir bölümünün dolduğunu gördük. kalabalık bir grup olduğumuzdna en arkada ayakta yerimizi aldık...
sanırım en son 05-06 sezonu türkiye kupası grup maçında ankara'da beşiktaşı 3-0 yendiğimiz maçtan bugüne kadar yerden oynayan, pres yapan ve oyunu kontrolünde tutan bir gençlerbirliği izlememiştim. fenerdeki futbolcuları düşününce "her an gol atabilirirler" düşüncesi hep aklımızdaydı ama takımımız inanılmaz güzel bir oyun ortaya koydu...
koray'ı gençlerde ilk kez bu kadar istekli ve azimli izledik. jedinac inanılmaz oynadı. top kesti, top açtı, güzel orta yaptı, oyunu yavaşlattı... hakan aslantaş her zamanki gibi varını yoğunu ortaya koydu savaştı... soner aydoğdu 6. lig maçına çıktı ve yaptığı hareketler, topu kontrolü, topu açışı, oyunu okuyuşu'nu görünce kimse ona 18 yaşında diyemez herhalde :) isailovic'e cok is dusmedi ama cok cok iyidi. hic oyunu yavaslatmayi dusunmedi gayet iyidi...
maçın son anlarında gökhan gönülün taç kullanırken sahaya giren ikinci topu dönüp gençler kulübesine doğru tekmelemesi ise gecenin en "kötü" anıydı. demek ki gökhan daha dün o kulübede olduğunu unutanların arasında yerini aldı!
maçtan sonra kahe'nin dansı, hakan aslantaş'ın tribünlere 3lü çektirmesi, bir baba hindi, gezme eğlenme derken sabah 4 gibi evemize girdik :)
son zamanlarda en çok eğlendiğimiz maç oldu. nicelerine...
tvden verilecek diye buz gibi havada 7de oynanan karşılaşma. gençlerimizin güzel oyunu ve galibiyetiyle içimiz ısınmıştı ama istanbul'dan deplasmana gelen fenerli kuzenim donarak can verecekti yanımda. kaçırdığımız o kadar gol varken "kötü" sayılabilecek bir golle aldığımız galibiyet coşkumuzu biraz sınırladı ama bu sabahın ilk ışıklarına kadar galibiyeti kutlamamıza engel olmadı. federasyon akıllı olsun kışın ankara'da gece maçı yaptırmasın. digitürk'ün de yapacağı işi... bütün maçları 90dk verilmesini isteriz.
what a day, what a night. us gencler fans don't often get to hoop and hollar, to jump up and down and to scream in delight. but tonight was the night. what absolute pure joy, this was a match i will savour. we took down fenerbahce 1-0. i repeat, we took down fenerbahce, the team of carlos, of alex, of delgano and we made them look like amateurs. 1-0 was the score and it could have been a hole lot more.
british ales
off to the red lion club for the british ale festival and what a joy to try out something that isn't efes lager. the club was filling up nicely for the festival but some of us had more important things written down in our agendas... well except for emin and spine who decided that they preferred to stay in the nice warm club drinking english ales rather then venture out into the snow to watch genclerbirligi.
if i can remember rightly i had myself an abbot, a london pride and then a bombadier before heading off to the chopin to find the rest of the crew. it was a plain old efes at the chopin where i met up with the australian ambassador peter doyle, his son patrick, wheels man ceyhun, dan the man, a us spy who has been checking out izmir recently and good old marash kanka hakan.
off to the stadium, where there was no snow at all, and on to the match i will remember for a long long time.
peep peep
flying dutchman kanka had managed to get himself away from the british ales and joined us in the stadium, as did ertank kanka.
it was a decent crowd for such a cold night. the fener fans were out in force as well, including many sitting in our section which meant that carlo, ertank and myself had to stand for the whole match. oh well. we started off a little bit jittery but all was looking cool. jedinak sent a free kick into the wall at about eight minutes but we were attacking. we were looking okay. then on about the 15th minute we had a free kick a good ten feet outside the penalty area. aussie jedinak stood up and wacked it hard, the ball came off the maestro himself, carlos, and fener goalkeeper volkan didn't have a chance.
gencler 1-0
i'm not going to write much else about the match. all i will say is that while the goal was lucky we played brilliantly from then on. all of our passes were hitting the intended person. we were tackling like hell, every player out there had their heart totally in the match.
for you aussie readers, troisi was sidelined tonight thanks to having accumulated four yellow cards in the season. aussies bruce djite and mile jedinak both started tonight and both were bloody good. bruce was replaced with about 10 minutes to go but the general feeling amongst the gencler fans that he has cemented his place in the first 11 ahead of kahe.
we missed plenty of chances, aussie bruce should have scored, as should have burhan and mustafa pektemek, but by god this was a performance to be proud of. we whipped them well and good.
i'm not sure how many readers will realise how big this win is for us, and why i am forgiving gencler for not putting the match beyond doubt much earlier.
this was fenerbahce, the team that has the money to buy all of our players twenty times over. this is a team which is considered to be the most popular in turkey. thousands upon thousands of ankara people support this team. these football fans should be supporting a local team, but instead opt for the flash rich boys... pathetic.
not only that, this is prime minister recep tayyip erdogan's team.
when the referee blew his final whistle we jumped up and down and hugged strangers. we had stuffed fenerbahce and silenced their supporters. been a long time since i have wanted to write that last sentence.
as the now silent istanbul cocuklar left the stadium the gencler players came over to us and started up a gencler chant. it was clear this victory meant everything to them. it meant everything to us.
then it was back to the red lion club, more british ales and dancing. what a fucking brilliant night.
edit: just saw battle damaged kankas news that apparently fener are complaining about the artificial pitch. thing is, flying dutchman and myself predicted the same thing at about half time, the complaining that is.
edit ii: i should add that fenerbahce were absolute rubbish tonight. they couldn't get their passes sorted, they weren't tackling with vigour and they weren't running. they looked like a very demotivated team. i expect aragones is to blame.
gençlerbirliği: bojan isailovic, mustafa koray avcı, mustafa pektemek (dk. 61 carlos eduardo de souza floresta), cem can, burhan eşer, soner aydoğdu (dk. 89 kemal akbaba), ilhan eker, bruce djite (dk. 61 bilal çubukçu), jacques momha, hakan aslantaş, mıchael john jedınak
yedekler: recep öztürk, uğur kapısız, daniel addo, eren aydın
teknik direktör: samet aybaba
fenerbahçe: volkan demirel, diego alfredo lugano moreno, roberto carlos da silva rocha, emre belözoğlu, alexsandro de souza, önder turacı, semih şentürk, deniz barış (dk. 56 kazım kazım), uğur boral (dk. 50 gökçek vederson), gökhan gönül, deivid de souza (dk. 50 gökhan emreciksin)
yedekler: volkan babacan, can arat, claudio andres del transito maldonado rivera, ilhan parlak
teknik direktör: luis aragones suarez
goller: (1-0) dk. 14 mıchael john jedınak (ayakla)
sarı kartlar: dk. 41 diego alfredo lugano moreno, dk. 61 roberto carlos da silva rocha, dk. 75 kazım kazım (fenerbahçe)
bu maçı eskişehir'de dumlupınar öğrenci yurdu kantininde izledim. soğuk bir eskişehir akşamında kantine gençlerbirliği polarımla inmiş maç için hazırlanan sandalyelerden orta kısımlardan birine oturmuştum.
yaklaşık 200 fenerbahçeli öğrenci arasında maçı izlemeye başladık. malum frikik pozisyonu oldu. topun başında jedinak var, topu bir öyle koyuyor bir böyle koyuyor, gidiyor, geliyor derken frikik aşaması baya bir uzadı. benim gerginlikten bacaklar yerinde durmuyor, yanımda kahverengi deri ceketli bir öğrenci var benim formayı da görüce biraz gaza geldi ince ince ortaya laf atarken birden yüksek sesle;
"ulan vur şu topa artık kaç golün var ordan? sanki atabileceksin" diye bağırdı. jedinak sonunda vurdu topa, seken top içeri girdi, o anın gazıyla sessiz sakin maç izleme düşüncesinde olan ben yerimden "gol bee" diye bir zıplamışım ama kantinde çıt çıkmıyor. saniyelik kafam yerine geldi içimden dayak yemeyiz inşallah diye geçirirken arkadan beşiktaş galatasaray veya diğer takımları tutup bu maçı izleyen gruptan bir alkış ve bravo sesleri geldi. sonra sakince maç izlemeye devam ettik. o kadar fenerli arasından büyük gururla yürüdüm baya güzel hissettirmişti.
bu anıyı bugün golü atan futbolcu mile jedinak'ın emeklilik haberi üzerine yazdım. jedinak deyince aklımda bizde oynadığı futbol çok olumlu kalmadı ama bu anı yüzünden bu golü ve antalya'ya kiralık verdiğimiz sene bize attığı 2 golü unutamıyorum. bana kattığın bu güzel anı ve emeğin için teşekkürler jedinak.