bakkal'ın "istanbul" takımlarına karşı karnesi kırık ilk kez 31 ağustos 2006 tarihinde gençlerbirliğimizin başına geçen mesut bakkal, 2005-2006 sezonunda 31 ve 2006-2007 sezonunda 40 olmak üzere toplam 71 maçta gençlerbirliği'nin başında görev aldı. (belirtmek gerekir ki 71 rakamı mesut bakkal'ı gençlerbirliği tarihi boyunca en uzun süre -aralıksız- çalıştıran 5. teknik direktör olmasını sağladı.) 23 mayıs 2007'de gençlerbirliği'nden ayrılan ve 2007-2008 sezonunda gaziantepspor'ın başına geçen bakkal, aynı sezonun 21. haftasında tekrar gençlerbirliği'nin başına döndü. bakkal, 2007-2008 sezonunda 19 ve 2008-2009 sezonunda 9 maç olmak üzere toplam 26 resmi maçtır yeniden gençlerbirliği başında görev alıyor.
gençlerbirliği'ndeki ilk döneminde 71 resmi maça çıkan bakkal, bu maçlarda 31 galibiyet, 13 beraberlik ve 27 mağlubiyet aldı. 3 puanlık sisteme göre hesaplanan "başarı oranı" %49.77. 1. lig tarihi boyunca gençlerbirliği'ni 1. lig'te çalıştıran teknik adamların en başarılısının metin türel olduğu ve 17 maçta yakaladığı başarı oranının %58.82 olduğu düşünülürse mesut bakkal'ın ilk döneminde çok da başarısız olduğu söylenemez. (bir ek olarak gençlerbirliği başında en başarılı 2. teknik adam 86 resmi maçta yakaladığı % 58.53 başarı oranıyla ersun yanal.)
ikinci döneminde bugüne kadar 26 resmi maçta gençlerbirliği başında yer alan bakkal, bu maçlarda 9 galibiyet, 6 beraberlik ve 11 mağlubiyet aldı. başarı oranı da %42.31.
"istanbul" takımlarına kurulduğu tarihten beri kök söktüren ve "ilk 4. büyük" olarak adlandırılan gençlerbirliği, mesut bakkal döneminde fenerbahçe, beşiktaş ve galatasaray'a karşı çok kötü bir performans çiziyor. geçen sezon başında bulunduğu gaziantepspor'da da "istanbul" takımlarına karşı 3 maçta 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet alan bakkal, gençlerbirliği başında çıktığı 14 lig maçında sadece 1 galibiyet elde edebildi. bunun dışındaki tüm maçlar ne yazık ki kaybedildi. şunu da belirtmek gerekir ki, bugüne kadar türkiye kupası'nda 5 kere "istanbul" takımlarına karşı mücadele veren bakkal bu maçlarda daha başarılıydı. bu maçlarda gençlerbirliği 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı.
2006-2007 sezonunda beşiktaş, galatasaray ve fenerbahçe'ye karşı ligde oynanan 6 maçı da kaybeden gençlerbirliği, 37. kez yer aldığı 1. lig'de "istanbul" takımlarına karşı 0 çektiği tek sezonu yaşamış oldu.
gencler.org olarak bu pazar oynayacağımız beşiktaş maçının hem mesut bakkal hem de gençlerbirliği açısından "istanbul" takımlarına karşı tekrar dirileceğimiz bir maç olmasını diliyoruz...
maçı tribünlerde izleyeceğim. ama üsteki "bilgi"de de belirtildiği gibi mesut bakkal'ın "şansından" mı desem, gereksiz yere istanbul takımlarına karşı "gereksiz korkusundan" mı desem bilmiyorum ama istanbul takımlarına karşı ne yazık ki mesut bakkal'la başarılı olamıyoruz. en son oynadığımız fenerbahçe lig maçındaki rezaletten (son yılların en kötü fenerine karşı korkarak ve geri çekilerek oynamamız, nerdeyse 0 şut çekmemiz ve bir de 3-0 yenik ayrılmamız!) sonra bu maç için açıkcası hiçbir heyecanım yok! umarım yanılırım, umarım -eski gençler gibi- güzel oynar ve -eski gençler gibi- kazanırız...
normalde deplasman takımları lig maçının oynanacağı günden bir gün önce maç yapacağı şehre gider ama beşiktaş bu maçın oynanacağı tarihten 3 gün önce ankara'ya geldi. bunun sebebi olarak beşiktaş'ın türkiye'nin ilk suni çim stadı olan (süper ligde) ankara 19 mayıs stadının zeminine alışmak olduğu söylendi.
beşiktaş, gençlerbirliği ile yaptığı son 14 lig maçında da yenilgi yüzü görmezken, bu süre içindeki 9 maçı kazandı, 5'inde de berabere kaldı. gençlerbirliği ile ligde yaptığı son 6 maçı da kazanan siyah-beyazlılar, başkent temsilcisi önünde ligdeki son yenilgisini 2000-2001 sezonunda aldı.
-son 16 maç-
iki takım arasında lig tarihinde yapılan son 16 maçta alınan sonuçlar şöyle:
hakemler : mustafa kamil abitoğlu, serkan gençerler, aleks taşçıoğlu
gençlerbirliği : nicolas miroslav peric, erkan özbey, mustafa koray avcı, lamine traore, ergün teber, burhan eşer, mehmet nas (dk. 73 kerem şeras), hakan aslantaş (dk. 58 james troisi), engin baytar, mustafa pektemek (dk. 71 bruce jose djite), carlos eduardo de souza floresta "kahe"
teknik direktör : mesut bakkal
beşiktaş : rüştü reçber, serdar kurtuluş, ibrahim toraman, tomas zapotocny, ibrahim üzülmez, filip holosko (dk. 62 bobo), edouard cisse (dk. 77 uğur inceman), matias delgado, tomas sivok, rodrigo tello (dk. 62 ali tandoğan), mert nobre
teknik direktör : mustafa denizli
goller : dk. 3 rodrigo tello, dk. 11 tomas sivok, dk. 13 mert nobre (beşiktaş), dk. 62 [penaltıdan] carlos eduardo de souza floresta "kahe" (gençlerbirliği)
sarı kartlar : dk. 17 ibrahim üzülmez, dk. 37 nobre, dk. 48 sivok, dk. 90+1 ali tandoğan, 90+3 uğur (beşiktaş), dk. 44 engin baytar (gençlerbirliği)
kırmızı kartlar : dk. 90+1 ergün teber (gençlerbirliği)
gol anları...
3. dakikada holosko'nun ara pasında topla buluşan tello, kaleci periç ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda meşin yuvarlağı kalecinin üzerinden ağlarla buluşturarak, takımını 1-0 öne geçirdi.
11. dakikada delgado'nun kullandığı köşe atışında sivok altıpas içinde iyi yükseldi ve kafayla topu ağlara göndererek, skoru 2-0 yaptı.
13. dakikada sağ çaprazdan tello'nun ortasına penaltı noktası üzerinde iyi yükselen nobre kafayla topu filelelere buluşturdu: 0-3.
62. dakikada ibrahim toraman'ın, mustafa'yı düşürmesi sonrasında kullanılan penaltı atışını gole çeviren kahe skoru 3-1'e getirdi.
gençlerbirliği taraftarları kurulduğu günden bugüne hep centilmen, küfretmeyen, kavga-dövüşle işi olmayan kısacası bugünler için "nadir" ve tam anlamıyla "nesli tükenmiş" futbol seyircilerdendir. diğer -çoğu- takım taraftarları için bu özellik bir zayıflıktır çünkü rakip takım taraftarı kır-vur-parçala derken ve uygularken gençlerbirliği taraftarının maç içinde küfür bile etmemesini "zayıflık" olarak görürler. bu yüzden arada makarya yaparlar, dalga geçerler.
oysa gençlerbirliği taraftarları futbolun sadece oyun olduğunu ve saha içinde oynanması gerektiğini bilirler. hani "bitti onlar artık" diye iç çekilerek anlatılan amatör futbol zamanlarındaki taraftarların birbirlerine olan "saygılarını" yaşatmaya devam ettikleri için "zayıflık" ne kelime, "bu" özellikleri ile "gurur" duyarlar!.. hatta gençlerbirliği'nin "dışarıdan" taraftar alımının yoğunlaşmaya başladığı 2002-03 sezonunda taraftar forum sitelerinde yeni gelen taraftarların "bu" özelliği nasıl etkileyeceği, az ama "bu" özelliği sürdüren taraftar mı, yoksa çok ama "bu" özellikten ödün veren taraftar mı olmalı diye tartışılmıştır ve bu tartışma hep devam etmektedir...
kombine kartın çıktığı 2002-03 sezonundan bugüne ankaradaki bjk, gs ve fb maçlarında gençlerbirliği taraftarlarının bu centilmen özelliğini ne yazık ki suistimal eden rakip takım taraftarları peydahlandı. gerilimi daha yüksek olan bu maçlarda "gençler taraftarı birşey yap(a)maz" diyerek formaları ile gençlerbirliği tribününe girmeye başladılar. maç başlamaya 10 dk felan kala bir kenera toplanıp -çoğunlukla tuttukları takım tribünün yakınına- kendi takım lehine bağırmaya ve ardından biraz itiş kakış, laf atmalar çıkınca polisin gelip onları takımlarının tarafına geçirmesine sebep oldular...
bu saçmalık ilk uygulandığı günden beri devamlı olarak yapılmakta ve tam anlamı ile gençlerbirliği taraftarının iyi niyetini son haddine kadar zorlamaktan başka bir işe yaramamaktadır. oysa dışarıda bilet satan adamın üzerinde forması olanlara gençler tribününden bilet vermemesi ya da girişlerde aynı şekilde bu adamların içeri alınmaması gerekmektedir. hadi bu iki uygulamayı bir şekilde aşabilirler diyelim ve içeri girdiler. bu adamlar "rakip" takım trübününe girip ardından takımların lehine bağırarak ortamı gerdikten sonra emniyetin olaya müdahele edip bu adamları cezalandırmak yerine mükafatlandırarak rakip takım tribünlerine alması ne saçmadır!
oysa saha içinde kendi takımının ya da rakip takımın taraftarlarını galyana getirecek en ufak bir harekette bulunan futbolcular sarı ya da kırmızı kart gösterilerek cezalandırılırken bu adamlar neden mükafatlandırılmaktadır?
yarın bir gün birkaç kendini tutamayan gençlerbirliği ttaraftarı çıkıp bu adamlara ciddi bir saldırıda bulunursa doğacak sonuçlar kimin suçu olacaktır? yani bu saçmalığın son bulması için illa böyle "kötü" bir olayın mı gerçekleşmesi gerekmektedir?
bir gün daha büyük olaylar yaşanmadan emeniyetin bu adamları gençler tribününden alıp kendi tribünlerine götürerek mükafatlandırması yerine bu adamları "sen niye buraya giriyorsun? neden ortamı geriyorsun" diye dışarı çıkartması gerekmektedir!
ne yazık ki yine "iyi niyet" süistimal edilmektedir. ve her zaman ki gibi "büyük" bir olay olmadan da kimse gıkını bile çıkartmayacaktır anlaşılan. çünkü dün de beşiktaş maçında aynı sahneler bir kere daha yaşandı. yine rakip takım taraftarları gençlerbirliği tribününe girdi, yine takımları lehine tezahürat yaptılar ve yine mükafatlandırılıp takımlarının tribünlerine alındılar... allah'tan bir kere daha gençlerbirliği taraftarları kendilerine hakim oldular da büyük bir olay yaşanmadı... ama önlem alınmadığı taktirde kim bir sonrakinde yaşanmayacağını garanti edebiliyor?
ilk gol atılırken girebildiğim ve hemencecik 3-0'ı gördüğüm maç. sonrasında ne desek boş. mesut bakkal'ın istanbul takımlarına karşı zayıf karnesi ise devam etmektedir.
o dönemki patronumu eşi ve yaşları 3 ve 4 olan iki kızıyla maça getirdim.
eh, beklerken sakarya'da iki bira içmeden de duramadım. tribüne girerken kızlardan küçük olanı omzuma aldım. her zamanki gibi polis çevirdi alkol aldım diye. sonra da "omzuna çocuk almışsın ama içip maça gelinmez" dedi.
bende mi sorun var anlayamıyorum, 20 kişi içip maça gitsek bile bir tek ben kapıda bekletiliyorum. promilimi ölçecekler diye ekip otosu bile beklemişliğim var 19 mayıs'ta. 5 bira içtim diyorum, yok ille de ölçeceğiz. sonuçta ekip otosu falan gelmedi tabii, 15 dakika geç de olsa o maça da girmiştim.
there is nothing worse than being 3-0 down after 13 minutes, well, being 8-0 down after 90 minutes is worse, but i guess i should start up with the happier part of the day. ie before a ball was even kicked.
wonderful autumn sunshine in the capital brought the kankas out of the woodwork. even a couple of ankaragucu kankas showed up for the pre-match beers, with little oz kanka matthew and his schoolmate carlo doing their best to convert sir eski kanka jim to the gencler cause. (photo soon i hope)
a few beers in the sun and then off to the stadium where we all got hopelessly separated. being in charge of two under five year-olds for the day meant i wasn't able to perform my usual duties... ie sort out the rest of the kankas.
genclerbirligi 1 - 3 besiktas
in our seats just in time for the national anthem and then ... disaster.
three minutes in and we give away a soft goal. a couple of minutes later and another soft goal. just over 12 minutes on the clock and besiktas scored a third. demoralising stuff.
the bizanslar behind the goals were singing away while our lot were totally quiet. shell-shocked is the word.
as a die-hard supporter it was difficult to enjoy anything from this point on. even though we then started to outplay besiktas.
for both the rest of the first half and most of the second we were clearly the better team, but once again we failed to find the back of the net. besiktas' keeper made a couple of brilliant reflex saves but with the scoreline at 0-3, there really was no hope.
kahe did manage to get one back for us when we were awarded a clear-cut penalty and for a little while the gencler fans were shouting again.
some rough play from besiktas, in particular ali tandogan who should have been given a red card (instead the man whom he fouled, ergun, was given his marching orders) gave the match a sour taste. the referee was hopeless, as were the linesmen.
aussie bruce and james troisi came on in the second half and both played fairly well with aussie bruce unlucky to have a shot blocked by rustu. at least the bloke is having shots on goal, something that the rest of the team needs to start doing.
as the sun slowly went down, we dragged our sunburnt selves out of the 19 mayis and off home. a depressing end to a beautiful day. as i said 1-3 was depressing, but at least it wasn't a display as inept and embarrassing as besiktas' 8-0 loss to liverpool. sorry besiktas supporters, you may have won today, but you are still the butt of all european football jokes.
yardımcı hakemler: serkan gençerler, aleks taşçıoğlu
4. hakem: abdullah yılmaz
gözlemci: ibrahim aksoy
temsilci: kayhan alyürük, necati özkuşçu
gençlerbirliği: nicolas miroslav peric villarreal, lamine traore, erkan özbey, mehmet nas (dk. 72 kerem şeras), carlos eduardo de souza floresta, engin baytar, mustafa pektemek (dk. 70 bruce djite), mustafa koray avcı, burhan eşer, hakan aslantaş (dk. 57 james troisi), ergün teber
yedekler: recep öztürk, seçkin getbay, daniel addo, uğur kapısız
teknik direktör: mesut bakkal
beşiktaş a.ş.: rüştü reçber, serdar kurtuluş, edouard leopold cisse (dk. 77 uğur inceman), tomas sivok, filip holosko (dk. 58 deyvison rogerio da silva), matias emilio delgado, mert nobre, rodrigo alvaro tello valenzuela (dk. 58 ali tandoğan), ibrahim üzülmez, tomas zapotocny, ibrahim toraman
goller: (0-1) dk. 3 rodrigo alvaro tello valenzuela (ayakla) (0-2) dk. 11 tomas sivok (kafa) (0-3) dk. 13 mert nobre (kafa) (1-3) dk. 62 [penaltıdan] carlos eduardo de souza floresta
sarı kartlar: dk. 44 engin baytar, dk. 89 nicolas miroslav peric villarreal (gençlerbirliği) dk. 17 ibrahim üzülmez, dk. 37 mert nobre, dk. 48 tomas sivok, dk. 88 ali tandoğan, dk. 89 uğur inceman (beşiktaş a.ş.)
kırmızı kartlar: dk. 88 ergün teber (gençlerbirliği)