bu maç normalde ankara 19 mayıs stadında oynanacaktı. fakat devre arasında başlanan stadın alttan ısıtmalı sentetik çim zemine çevirilmesi işleminin yetişmemesinden ötürü maç yenikent asaş stadına alındı. benim gibi gençlerbirliği taraftarları da "pazar gecesi 21 de başlayacak maç için oraya nasıl gitcez ve nasıl dönecez" diye kara kara düşünmeye başladı...
ankara'yı bilmeyenler belki abarttığımızı düşünecekler ama gerçekten deplasmandır bize o stad. bir kere ankara'ya 40-45 km uzaklıkta diye biliyorum. ayrıca, etrafında hiçbir yapı yok, tamamen çöl ortasında bulunuyor. akşamdan sonra öyle bir ayazı var ki, erzurum-kars gibi yerler o kadar soğuk olmuyor o mevsimde.pazar günü saat 23.00'te değil otobüs veya dolmuş, taksi bile bulamazsınız o stadın önünde. taksi bulabilirseniz, 60-80 ytl arası bir ücrete atar sizi evinize ama emin olun onu bile bulamazsınız.
ersun yanallı ilk yılımızda ilk maçımız kocaeli deplasmanıydı. ilk yarıda 10 kişi kaldık ama 3-1 aldık ve o sezon bizim için muhteşem geçti. bu sene de çok sağlam takım kurduk ve yine bir kocaeli deplasmanıyla lige başlıyoruz. zira, bu maçta kocaelililer bizden kalabalık olurlarsa şaşırmayın. deja vu duygusunu yaşamak istiyoruz futbolcu arkadaşlar, maçı da 3-1 alalım, ligin sonunda yine ilk üçe girelim ve şu kocaeli maçından sonra sanki biz bu sahneyi daha önce de yaşamıştık diyelim.
maçın yeniden 19 mayıs'a alındığı haberi geldi şimdi de.borsa tabelasına döndü bu iş. :)
neyse, bizim için daha iyi oldu.artık merak edilen konu, yeni çimlerin futbolumuzu ve futbolcularımızı ne şekilde etkileyeceği.bugüne kadar yapay çim yaptırıp da memnun kalmış takım hatırlamıyorum ama bu çimler ve yeni saha donanımı değişikmiş diyorlar.umarım, tüm işler yolunda gider.
hakemler : koray gencerler, süleyman özay, serkan akarca
gençlerbirliği : nicolas miroslav peric, emre balak, abd el-zaher el-saka, ilhan eker, ergün teber, kerem şeras (dk. 60 mustafa koray avcı), burhan eşer, mehmet nas (dk. 84 yasir elmazı), bilal çubukçu (dk. 51 engin baytar), mustafa pektemek, bruce jose djite
teknik direktör : mesut bakkal
kocaelispor : serdar kulbilge, musa büyük, dorde tutoric, ufuk çam, dusan andjelkovic, serhat akın (dk. 68 musa kuş), taner gülleri, kemal aslan, patrice nzekou nguenheu, julio cesar mendes moreira (dk. 74 serdar topraktepe), nenad jestrovic (dk. 59 hamza mutlu)
sarı kartlar : dk. 38 nenad jestrovic, dk. 54 dusan andjelkovic, dk. 61 serdar topraktepe, dk. 73 patrice nzekou nguenheu (kocaelispor), dk. 48 bruce jose djite, dk. 69 mustafa koray avcı, dk. 76 ilhan eker, dk. 90 abd el-zaher el-saka (gençlerbirliği)
gol gelişimleri;
40. dakikada burhan, kocaelispor ceza alanı içerisinde 3 futbolcudan sıyrıldıktan sonra kaleci serdar ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu serdar'ın solundan ağlara göndererek, takımını 1-0 öne geçirdi.
45. dakikada kemal'in kullandığı serbest atışta kale direğinden seken top kale çizgisine paralel giderken, gerilerden gelen jestroviç meşin yuvarlağı ağlara göndererek, eşitliği sağladı: 1-1
sentetik çim saha ile ilgili iki takım futbolcularından serhat akın ve engin baytar'ın yorumları şöyle;
körfez ekibinin yeni transferi serhat akın, "bu saha, yüzde yüz halı saha. bayağı sıkıntı oldu. süper bir saha değil açıkçası" dedi.
kırmızı-siyahlı oyunculardan engin baytar ise, "ilk kez böyle bir sahada oynadık. kontrolde zorluk çektik. yine de suçu sahaya bulmamak lazım" şeklinde konuştu.
3 aylık bir aradan sonra formalarımızla stadın yolunu tutmaktan mutluluk duyduk. hem saha zemini, hem de takım oyuncularındaki değişimin maçta gençlerbirliğimize olumlu katkılar yaptığını gördüm. en başta geçen yıl tüm sezonda yapmadığımızdan çok pas yaptı takımımız. djite-mustafa pektemek ikilisi ligde çok çok iyi işler yapacaklarını gösterdiler. tabiki zamana ihiyaçları var. geçen sezon gençlerbirliği taraftarlarınca yılın futbolusu seçilen burhan eşer genel olarak iyidi ama biraz fazla çalım yaptı. oftaş'tan gelen defans oyuncusu ilhan eker ne kadar iyi olduğunu gösterdi. el saka ile defansın göbeğinde başladılar. ilk yarıda çok çok iyidi takım ama ikinci yarıda özellikle sonlara doğru gereksiz yere topu şişirmeye başladık ve rakibe gündoğdu. ama bunlara rağmen bence gençlerbirliği bu maçta gelecek için umut verdi.
yanılmıyorsam 23 otobüsle gelen kocaelispor taraftarları takımlarını yalnız bırakmakla kalmadılar iyi de destek oldular. ama kocaelispor'u beğenmedim. tabiki ilk maç ama kocaelispor takım olarak çok az organize olabildiler. zaten golüde serbest vuruşun ardından dönen topu takip ederek attılar.
sentetik çim sahanın biz seyirciler için görünümü çok güzel ama maç içinde zeminin futbolcular için biraz kaygan olduğunu gözlemledim.
gençlerbirliği'nin, taraftarı yüzünden kazanamadığı maç olmuştur.2.500 civarı gençlerbirliği taraftarı vardı ama çok azı tezahüratlara katılmayı yeğledi.sağ kapalı'da da küçük ama dinamik bir grup vardı ama sesleri yeterli düzeyde çıkmıyordu.ikinci yarıda oyun aslında gençler'e bakıyordu ama gençlerbirliği tribünü takımı motive edici yönde hiçbir şey yapamadı.bunun için bir sürü neden sıralanabilir, bir sürü mazeret üretilebilir ama sonuçta önemli olan takımı bu maçta motive edememiş oluşumuzdur.fazla da deşmek istemem kendi tribünümü uluorta bir platformda ama o kaçırdığımız 2 puan için insan üzülmeden edemiyor, sezonun başı falan filan diyemiyor.
ankara'da fb ve gs tribünleri çok sağlam olur ama istanbul'dan gelen tayfanın sayısı 1.000'i geçmez.bu çekirdek tayfa, ankara'dakileri ne kadar iyi idare edebilirse, tribünleri de o kadar sağlam olur.ama istanbul'dan sezon açılışı için o deplasman yoluna düşmüş kişi sayısı taş çatlasa 1.000'dir.bursa'da iyi gelir ankara'ya, sakarya ve göztepe'nin bize karşı çok kalabalık geldiklerini hatırlamıyorum ama ben bugüne kadar kocaeli gibi deplasman tribünü görmedim.1.200-1.300 kişi vardılar.geri kalan tribünler içinde sanırım sadece eskişehir kafa tutabilir onlara ve merakla bekliyoruz, bakalım onlar nasıl olacaklar.yalnız, kocaeli sağlam bir tribün izlenimi bıraksa da bugün pek havasında değilmiş gibi göründü bana."istesek daha iyisini de yaparız ama bugün havamızda değiliz" der gibiydiler.yinede çok sağlamdılar.
kocaeli'nin elinde çok sağlam oyuncular var ama bu kadar iyi bir kadrodan bu kadar çamur bir takım yaratmış engin hoca.ligin ilk gönderilen hocası olmasını temenni ediyorum.keşke, adam gibi bir hocayla lige hazırlansaymış olsaydı kocaeli.
aykut kocaman'ın takımıyla oynadığımız maçta kahe sakatlanmıştı.ilk haftalarda tecrübesiyle bize çok şey kazandırabilecek bir adamdı.mustafa olsun djite olsun iyi oyuncular ama daha çok gençler.kahe olsaydı belki de almıştık bu maçı.
son olarak, o rengârenk koltuklardan kurtulduk.maratondaki kırılan koltuklar da kaldırılmış.ama saha çok sevimsiz görünüyor.içinde oynayanlara soracaksın böyle iyi mi oldu diye ama yeşilin ve beyazın tonu berbat görünüyordu.
2008-2009 sezonu başında manisaspor'dan gençlerbirliği'ne transfer olan koray avcı'nın kendi ağzından gençlerbirliği'ne geliş öyküsü;
-sonrasında neler yaşadın? sezon bitti, tatil başladı ama senin için tatil olmadı, sakatlıkla, tedavinle uğraştın. manisapsor küme düşmüş, bonservisin orada. gelen teklifler var, profesyonel olarak süper lig’de devam etmek istemişsindir. bu süreçte neler yaşadın? neden gençlerbirliği?
"o süreçte istanbul’da kalarak sürekli tedavi oldum, çalıştım. moral bozukluğu vardı. değer verdiğiniz insanların da birşey kaybettiğini görmek sizi çok üzüyor. benim orada çok iyi arkadaşlarım var. onların 1. lig üstü kaliteleri olduğunu bile bile orada oynamaları beni gerçekten üzüyor. ama tabii ki kendi yolunuzu çizmeye devam etmek zorundasınız. benim de çok fazla bekleyip kafamı kurcalayacak durumum yoktu. benimle doğru orantılı çıkış yapacak bir takım arıyordum. gençlerbirliği de uygundu. yani onların size verdiği değer önemliydi. ben açıkcası çok beklemedim, lig bittikten sonra 15 gün içerisinde zaten herşey bitmişti. buradaki insanların sizden birşey bekliyor olması benim için önemliydi. ben de kendi adıma bir çıkış yakalıyorum, gençlerbirliği’nin de böyle bir çıkışa ihtiyacı vardı. doğru orantılı olarak birbirimizi bulduğumuzu düşünüyorum. inşallah iki taraf için de hayırlı bir transfer olmuş olur."
gençlerbirliği'nin avustralya'nın adelaide united takımından transfer ettiği 21 yaşındaki golcü bruce jose djite'nin gençlerbirliği formasını giydiği ilk maç.
hurriyet gazetesinin 2008-2009 sezonunun ilk 16 haftasında maç sonucuna etki eden hakem hatalarını çıkartmış... "küçükler yandı büyükler ağladı" başlıklı haberden maçla ilgili hata...
gençlerbirliği-kocaeli: 1-1 (koray gencerler): skor 1-1 iken, başkent ekibinin son dakikalarda gelen golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. (bu hata ile g.birliği -2 puan kaybetti, kocaeli +1 puan kazandı)
bu 17 hata ile takımların kazandıkları ya da kaybettikleri puanlar şöyle;
sivasspor +4 puan kayserispor +4 puan gaziantepspor +3 puan hacettepe +3 puan bursaspor +2 puan antalyaspor +1 puan galatasaray +1 puan fenerbahçe 0 puan ankaragücü 0 puan istanbul büyükşehir belediyespor 0 puan beşiktaş -1 puan konyaspor - 1 puan kocaelispor -2 puan ankaraspor -2 puan denizlispor -2 puan trabzonspor -3 puan eskişehirspor -5 puan gençlerbirliği -5 puan
konya'dan gelen babamin lisedeki kuzeniyle gittigimiz mac. ayni zamanda yeni ligin ilk maci. aslinda bu maca gitmeme ihtimalimiz vardi cunku babamin kuzeni besiktasliydi ve o gun antalya-besiktas maci vardi. babamda eger kuzeni bunu izlemek isterse izleriz dedi. tabi ben de misafir oldugu icin pek bise diyemedim. allahtan babam sorunca tamam gidelim tribunde mac izleriz dedi de rahatladim. neyse maca donelim. maca girdik ve beklemeye basladik. kocaeli taraftari baya coktu ve sesleride cikiyordu. ama bu destek bizi etkilemedi ve ilk yarinin sonlarina dogru burhan'la muthis bir gol attik. tam havaya girmistikki oda ne??) ılk yarinin sonunda hic yoktan gol yedik. ılk yariyla birlikte macda ole bitti. ayrica eve giderken antalya-besiktas macini dinliyoruk ve spikerin "durum 2-2 olduktan sonra son saniyelerde bobo'nun goluyle" daha cumle bitmeden yanimda oturan kuzen oyle bir bagirdiki araba sallandi.eve de benim tersime cok neseli bir bicimde gitti...
gencler start the season... ah... like last season
organising the kankas for the start of the season has not been the easiest. soaking up the sun on the north aegean is not the easiest place to find out about the state of the pitch at the 19 mayis stadium and whether it would be ready on time for tonight's match.
in part that is thanks to sir eski kanka and spine who both threw me off the case by saying that there wasn't enough grass on the pitch. this particular red herring even had dan the man believing that the reason the stadium lights were on mid-week was that perhaps such intense light might help the grass grow.
instead it was lighting up the 24-hour work that was going on to lay an artificial pitch (pretty much the same sort of pitch that the champions league final in moscow was played on).
so, back in town sunday afternoon after my short holiday ertank gave me a call saying that the workers had finished their work and the match wasn't going to be played at yenikent after all. much rejoicing.,
and so, a quick e-mail round (and a phone call to spine who despite being very good with computers can never be relied upon to read a simple e-mail) and we managed to round up a few people for the chopin pre-match drinks - namely spine, dan the man, alpine kanka wolfgang, little alpine kanka chris (who really needs a proper non-father dependent moniker), scouser kanka steve, ertank and guclu.
not bad really considering i didn't even know where the match was going to be played until this afternoon.
beers at the chopin and then off to the stadium for the 9 p.m. kick-off.
genclerbirligi 1 - 1 kocaelispor
what can i say. this was vintage gencler, the vintage being last year. plenty of possession but very few real chances. new signing aussie bruce got a few shots on goal but they were heading straight to the keeper (an improvement on isaac promise who used to send such shots flying towards a thy jet).
the pitch itself looked good though (i'm scraping the barrel here).
genclerbirligi were the better team in the first half but still were not looking very likely to score. the same problems as last year, no one sending in a good last pass. this may have been because burhan (our no. 11) was playing up front when his real position is on the wing.
somehow or other though we managed to score in the 43rd minute (approximately). the goal was a result of various players just on the side of the box trying to get past the defence and finally the ball falling to burhan who put it away.
great stuff and the match was on. unfortunately it was just a minute or so later when kocaeli scored from a free kick. the kick was taken, our keeper saved it but it went off the post and allowed a kocaeli player to simply slot it in.
second half and a few dodgy referee decisions and the typically annoying slow play by an away team clutching onto a draw. it wasn't the best football, both sides had chances, although genclerbirligi should really have put it beyond doubt. we all rose to our feet thinking gencler had indeed done so when aussie bruce sent a ball in from near the corner, the ball went through two players and into the back of the net only for the linesman to rule it to have been offside.
so 1-1. i guess it could have been worse but it was very clear from the crowd that this was a very frustrating display.
gençlerbirliği: nicolas miroslav peric villarreal, abdel zaher ahmed mohamed hassan elsaka, mehmet nas (dk. 84 yasir elmacı), mustafa pektemek, bilal çubukçu (dk. 50 engin baytar), bruce djite, ilhan eker, burhan eşer, emre balak, kerem şeras (dk. 60 mustafa koray avcı), ergün teber
yedekler: ramazan köse, lamine traore, erkan özbey, hakan aslantaş
teknik direktör: mesut bakkal
kocaelispor: serdar kulbilge, musa büyük, dorde tutoriç, ufuk çam, duşan aldelkoviç, patrice nzekou nguenheu, kemal aslan, julio cesar mendes moreira [sakatlandı] (dk. 75 serdar topraktepe), taner gülleri, niyazi serhat akın (dk. 65 musa kuş), nenad jestroviç (dk. 60 hamza mutlu)
daha fazla gençlerbirliği için genclerbirligi.wordpress.com
herkesin bir takımı vardır. kimi takımın ilk onbirini bilmez. kimiyse hasta tabir ettiğimiz gruptandır. bu iki gruba dair de çok şeyler söylenebilir. genelde ilk onbiri bilmeyenlerle pek ilgilenmeyiz. çünkü herkesin ilgilenmediği milyonlarca konu vardır. ama hastalar neden hastadır, bunun başka yolu yok mudur? vardır. gençlerbirliği bir insanın kendi futbol holiganizmini rehabilite etme merkezidir. çok tatlıdır ve çok esprili bir şeydir. ama öncelikle hasta olduğunuzla yüzleşmelisinizdir. bağımlı olduğunu kabul etmeden uyuşturucu tedavisi olmaz ya, işte bu durum da ona benzer.
şimdi, fanatik bir galatasaraylıyı ele alalım. benim eski halim de böyle bir şey. pazar günlerinden nefret ederdim. maç oynanacak ve yenilirsek yarın okula nasıl gideceğim. o kadar basit bir his ki tarifi de çok kolay. utanma, sıkıntı, nefret, yenilmeyi kabul edememe. neden? tanıl bora şöyle tanımlıyor bu durumu: bencillik. bencildir bu insanlar. hep kendileri kazansın isterler. arada bir diğer takım yense olmaz mı? hayır. hep ben. işte bu bencillik sorunları da yanında getirir. aynı bencilliği takımlarından da beklerler.
tanıl bora çok güzel özetlemiş. söyleyecek başka bir şey yok. peki gençlerbirliği? detaylara girmeden önce birkaç fotoğraf çekelim. 2008 – 2009 sezonu açılış maçı. kocaelispor rakibimiz. daha sahada ısınıyor futbolcular. önce kendi takımımızı davet ediyoruz tribüne. alkışlar vs. ardından kocaeli, kocaeli sesleri. kocaelili futbolcular tribünlere kaçamak göz atıyorlar. taraftarları da öyle. oralardaki en belirgin duygu şüphe. en sonunda bağırışları göz ardı edemeyen kaptan takımı toparlıyor ve gençler tribününe getiriyor. alkışlar. bu kadar basit. ama kocaelili futbolcular korkuyor en başta. çağırıp da küfür de edilebilir. bu kadar kolay, bu kadar güzel.
başka bir maç. gençler o kadar iyi oynuyor ki, üç dört tane gol atmamız gerek. mücadele inanılmaz. insanlar nasıl zevk alıyorlar. “barselona mübarek” sesleri. bir gol atıyoruz. sonra bir tane de yiyoruz. maç bitiyor. insanların ağzı kulaklarında, herkeste bir gülümseme ve tatmin. tüm stat futbocuları alkışlayıp tribünlere çağırıyor. sporcular şaşkın.
bir başka maç. takım çok isteksiz, bitse de gitsek der gibi. tribünler protesto alkışlarına başlıyor. utanan sporcular toparlanıyor. oyuna heyecan geliyor ve tribünler gururla izlemeye devam ediyor.
çocuk yetiştirmek gibi sanki. dövmek yerine uyarmak, sadece başarı beklemek yerine yapabildiğini tebrik etmek. işte gençlerbirliği. tanıl bora diyor ki: biz gençlerbirliği tarafı hatice’ye bakarız. takım güzel oynadı mı biz de mutluyuz.
futbol dünya için her şey demek. en ortak paylaşım, en ortak duygu. bu bir gerçek. futbolda işlerin güzel gitmesi, ideal standartlarına gelmesi dünya için umut demek. ve benim kendi lokal umudum gençlerbirliği. futbolun her yanıyla güzelleşmesi demek gençlerbirliği. ben de bu umuda tutunurcasına tutunuyorum gençlerbirliğine. hayatta beklediklerimi, hayat anlayışımı gençlerde bulmaya çalışıyorum.
ben futbolu seviyorum, ben futbolu bir spor olduğu için seviyorum diyenlere, demek isteyenlere; içimdeki hastalıktan kurtulmak istiyorum diyenlere; futbolu tribünde ailemle paylaşabilmek istiyorum diyenlere; gelin katılın gençlere! bu kadar basit. sen hangi takımı tutuyorsun diyenlere “gençlerbirliği” demek o kadar güzel hissettiriyor ki.