gineli futbolcu souleymane youla'nın gençlerbirliği formasıyla son golünü attığı maç. youla bu maçta resmi maçlarda 56. ve 1 ligdeki 50. golünü attı.
2001-2002 sezonunda belçika'nın anderlecht takımından transfer edilen souleymane youla, 4 sezon giydiği gençlerbirliği formasını 134 resmi maçta toplam 10 bin 152 dakika giydi ve 56 gol attı. 2 kırmızı 21 sarı kart gördü.
youla, 1'i penaltıdan olmak üzere resmi maçlarda attığı 56 golle, gençlerbirliği tarihinin -profesyonel ligde- en çok gol atan 5. futbolcusudur. youla, 1. ligde attığı 50 golle ise gençlerbirliği'nin en çok gol atan 4. futbolcusur.
bu maçtan birkaç gün önce galatasaray türkiye kupası final maçında fenerbahçe,yi 5-1 yenmiş ve kupayı kazanmıştı arkadaşım savaşla maça gidecektik savaşa telefon açtım fakat telefona savaşın eşi cıktı ve savaşın çok hasta oldugunu ve dün akşamdan beri yattıgını ve maça gelemeyecegini söyledi bende durumu çok kötüyse hastahanaye götürelim dedim..
savaş,ın evine gittim ve savaşı hastaneye götüreyim dedim zile bastım savaşın eşi kapıyı açtı ve içerde yatıyor dedi cok hasta dedi dün akşamdan beri ateşi var ve hastaneye gidelim dedigim halde inat etti gitmedi dedi savaş beni görünce kalktı ve lavaboya gitti elini yüzünü yıkamış olarak geri geldi ve atkısın sordu eşine savaşın eşi bir atkı getirdi savaşta döndü eşine ve bu atkıyı degil galatasaray atkısını ver dedi gercekten savaş ayakta duramıyordu atkıyı bogazına sardı belinede bir havlu sardı üstünede kışlık bir mont giydi ve bana döndü hadi cıkıyoruz dedi.
savaş oglum böyle maça gidemeyiz hastaneye gidelim diyorum fakat bana yürü bir şey olmaz ölecek halimiz yokya diyor.o mayıs ayının sıcagında kışlık montla montun fermuarıda ta çenesine kadar çekili sanki ocak ayında kar yagıyormuş gibi giyinmiş yolda herkes savaşa bakıyordu. .
stad hınca hınç dolu savaşın ateşi bir inip bir cıkıyor olmaliki, rengi bile degişiyordu sırtına sardıgı havlu bazen gevşiyor bizde tekrar sıkı sıkı sarıyorduk.maçın başında galatasaray golü attı ve biraz rahatlamıştık nasıl olsa bu maçı alırız zannediyorduk fakat yanılmıştık.
genclebirligi sazı eline bir aldı pir aldı önce beraberligi sagladı bu arada bizim savaş ali tandogana kafayı takmıştı genclerbirligin,de oynayan ali tandoga bir pozisyon sonrası öyle bir sinirlenmiştiki zor zapttetim savaşı
bizim savaş, bazen sakinliyor demekki diyorum o zaman ateşi düşüyor bazen cıldıracak gibi oluyor o zamanda ateşi cıkıyor zannediyorum.fakat o kadar titizki üzerindeki montu hic cıkartmıyordu taki galatsaray 2 golü yiyene kadar genclerbirlikli erkan,dı sanırım ayagının üstüyle öylebir aşırtma golü attıki gol aglara gider gitmez bizim savaş üzerindeki 3 saattir taşıdıgı montunu üzerinden cıkardı.erkan o kadar güzel bir gol atmıştıki savaş bana dönüp dönüp sence bu gol vuruşumuydu diyor bende top gol olduysa gol vuruşudur savaş diyorum..
savaş üzerindeki montu cıkarmış kafayı,da ali tandogana takmıştı sakin ol savaş cıgım desemde top ali tandogana gelince cıldırıyor ateşi tekrar cıkıyordu.bende kendi kendime dedimki bu bizim savaşa ali tandogan, farklı bir yaratık olarak geliyor galiba diye düşünmüştüm ateşi yüksek oldugu icin ali tandoganı farklı bir yaratık olarak algılıyor olmalı dedim.
o gün o önemli maçı kaybedecegimizi aslında maçtan önçe anlamıştım taraftar olarak ve maclara sürekli gittigimiz için şunu iyi biliyordukki hafta arası kazanılan fenerbahçe maçından sonra herkes stada üşüşecek ve normal zamanda maça gelmeyenler bu gün bu önemli maça geleçek ve olumsuz bir ortam oluşacakt . bu olumsuz durumun piskolojisini maca sık sık gidenler iyi bilirler aslında başarıya endeksli maça gelme durumu bu duyguyu bilenler bilirler ve korkulan da genelde olur
mactan sonra savaşı eve sag saglim teslim etmeye calışıyorum yolda yürürken bile 2 şeyi tekrarlıyordu durmadan. o gol vuruşumuydu allah aşkına diyordu birde ali tandogana kızıp duruyordu ve kapının önüne geldik eşine sag saglim teslim ederken savaşın eşine dedimki bak bakayım eksik bir şeyi varmı böyle teslim aldım böyle teslim ediyorum dedim
yalnız sıksık ali tandogan denen birine sinirlenir bazende o vuruş gol vuruşumyudu be kardeşim der bunları tekrarlar durur sakın korkma yenge dedim ve savaşı yengeye teslim ettim…
haaa bide şu var savaşta o maça başarılara göre gelen biridir o gün o olumsuz atmosferden kendiside sorumludur….bunuda buraya yazayımda bilinsin kendiside bunu biliyor zaten.
birde şu var bunuda not etmem lazım savaş gene aynı savaş degişen bir şey yok bu önemde bir mac olursa savaşın maca gitmemesini mutlaka saglayacagım cünkü olumsuz bir hava estiryor. ateşi kac dereceyeye cıkarsa cıksın gelmemesi icin elimden geleni yapacagım onu mutlaka o gün hastahaneye bırakıp ben maca gidecegim.
bu maçta galatasarayın attıgı tek gol fulya tarafındaki eski açık tribününün bulundugu keleye atılmıştır gençlerbirligi takımının attıgı iki gol"de cadde tarafındaki yeni açık tribününün bulundugu kaleye atılmıştır
taraftar ilk kez ali sami yen’i doldurdu. bu büyük destekle maça hızlı başlayan g.saray, golü erken buldu. sonra durdu. 90 dakika sonunda boynu büyük ayrıldı, fenerbahçe’nin yenilmesiyle kahroldu.
cihan 4’te golü buldu. youla ve erkan, başkent ekibine galibiyeti getirdi. hagi’nin hakan-cafercan değişikliği sonucu değiştirmedi.
ali sami yen’de her şey güzel başlamıştı. ancak, final beklendiği gibi olmadı. g.saray, umutlarını tam yitirecekken, imdada f.bahçe’yi yenen a.gücü yetişti. f.bahçe, ankara’da mağlup olurken, g.saray, eline geçen fırsatı bir kez daha değerlendiremedi.
sahada aferini hakeden taraf ziya doğan’ın takımı g.birliği oldu. başkent ekibi, sami yen’de 3 puanı alırken alkışlanacak bir oyun sergiledi.
sahada sanki g.birliği şampiyonluk mücadelesi veriyordu. f.bahçe’ye 5 atan takım, orhan ak’ın dışında aynı dizilişteydi. kalede olimpiyat panteri mondragon, defansta ise yılın en uyumlu ikilisi song ve tomas vardı. ancak g.birliği bunu dinlemiyor, g.saray ise can çekişiyordu. ali sami yen’de g.birliği oyuncuları, sarı kırmızılı defansı adeta turnikeye çevirdi.
böylesine bir maçta g.saray, şampiyonluğa bir adım kala umutlarını tüketmemeli, puan farkını düşürmeliydi. hagi de bunu düşünerek ikinci yarıda tüm kozlarını sahaya sürdü. herkes f.bahçe maçını bırakmış, ali sami yen’de puan almanın yollarını arıyordu. ancak, beklenen olmadı. belli ki g.saray, f.bahçe maçının rehavetini üzerinden atamamıştı. cimbom’un saldırmaya bile gücü yoktu.
cimbom hızlı başladı
g.saray daha 4. dakikada ribery’nin kornerden yaptığı ortada cihan’ın kafa vuruşuyla öne geçti. ali sami yen stadı’nda coşku artarken, her şey ne olduysa golden sonra oldu. 17. dakikada ali tandoğan’ın sert vuruşunu son anda mondragon önledi. g.birliği, elinde kumanda, kontrolü ele geçirmişti. 31. dakikada ali tandoğan’ın ara pasında youla ile uğur arasında sıkışan top, filelerle buluştu: 1-1.
40. dakikada ise sami yen’de kabus başladı. ali tandoğan’ın kornerden yaptığı ortada savunmadan seken topa erkan kafayla vurarak, sarı kırmızılıların tüm hayallerini suya düşürdü: 1-2.
ikinci yarıda cimbom saldırsa da bir türlü organize atak yapamadı. hagi, doldur boşalt oynatıp, hakan’ı da çıkarınca g.saray çaresiz kaldı. sarı kırmızılılar, atakları ile rakibini bunaltırken, iyi ki f.bahçe yenildi demekle yetiniyordu. maçın son dakikalarında mondragon ve song ikilisi bile rakip kalede gol aradı. ancak, g.saray’ın derdine hiçbiri ilaç olamadı.
g.saraylı taraftarlar, dün ezeli rakipleri f.bahçe karşısında türkiye kupası finalinde alınan farklı galibiyetin coşkusuyla ali sami yen stadı’nı doldurdu. tüm biletler satıldı. son haftalarda oynadığı maçlarda taraftarın yeterli desteğini bulamayan g.saray, g.birliği karşısında beklediği desteği buldu. 15 bin cimbomlu takımına tam destek erdi. tüm biletler satıldı.
ünlü bestekar avni anıl’ın güzel dizeleri var; ‘bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok...’
bu sözler ne güzel anlatıyor hayatımızı. galatasaray’ı da öyle... 3 gün önce methiyeler yazdık. ‘g.saray iyi yolda’ dedik. bu sözlerdeki gibi futbol yok. yok oğlu yok. kendi sahanda oynuyorsun... kendi evindesin... galibiyete ihtiyacın var. ama hababam dubabam... bir teknik direktörün, ‘benim kariyerim belli’ diyerek, bir maça bağlı kalmaması gerekir. sen böyle maçlarda oyunu çözeceksin. galip gelmenin yollarını arayacaksın. aramazsan bulamazsın.
galatasaray’da takımı dalgalandıran başta ribery, tomas, sonra kafa toplarında duvar görevi gören hakan şükür vardı. oyunun son bölümlerinde hakan’ı kenara alıp, onsuz oynamak yanlıştı. hakan çıkana kadar doğru dürüst kanat organizasyonu yok. hakan çıkınca var. 15-20 dakika içinde o toplar hakan’a gelseydi, hakan işi bitirdi. hakan’ın orada sana tepki göstermesi doğaldır hagi. eğer bir oyuncuya güveniyorsan, güvenini maç sonuna kadar devam ettir. çünkü hakan’ın neler yapabileceğini senin bilmen gerekir. yanlış yaptın hagi, yanlış...
öyle kalırsın
rakip göbeği kalabalık tutmuş, hala aşırma toplarla gol arıyorsun. senin teknik adam olarak o an devreye girmen lazım. oyunu yayıp, rakibi açman lazım. ama sen bunu düşünemedin. allah’tan mondragon vardı. karşı karşıya pozisyonlarda aman vermedi. aman verseydi, skor daha farklı olurdu. g.birliği’nde uzun yıllar futbol oynadım, takım kaptanlığı yaptım. ve kongre üyesiyim. ‘ben ligde rahatım, gevşek oynarım’ demedi. bu kulübün ahlaklı olduğunu gösterdi. ve savaştı. böyle maçlarda ‘acabalar’ olur. g.birliği bu acabaları sildi. tebrik ederim. 80 yılı aşkın mazisiyle kendine, leke sürdürmedi. tebrik etmek lazım.
hagi, yukarıda söylediğim gibi oyunu okumayıp, kendisiyle kavga ettiği için takımı bu sonucu aldı. fenerbahçe mağlup olmayıp, maçı alsaydı, şimdiden şampiyonluğunu ilan etmiş olacaktı. o zaman suçlu kim olacaktı? bugünü değil, geleceği yaşamak gerekir. eğer bir zaferle sarhoş olursan, ayılamazsın. öyle kalırsın
galatasaray a.ş.: faryd camilo mondragon aly, stjepan tomas, rigobert bahanag song, flavio da silva da conceiçao, hakan şükür (dk. 71 cafercan aksu), ayhan akman (dk. 46 sabri sarıoğlu), cihan haspolatlı, necati ateş, frank françois piere ribery, uğur uçar (dk. 46 hasan salih kabze), ergün penbe