iyi hatırlıyorum maçı radyodan dinlemiştim. fatih terimle gelen 4 senelik şampiyonluğun ilk sezonuydu. son haftalara yaklaşılırken galatasaray ile beşiktaş arasında şampiyonluk yarışı devam etmekteydi. galatasarayımızın rakibi istanbulspordu. maç inönüdeydi.. istanbulsporda o zamanların baya iyi takımlarından. 9 haftadır yenilgi yüzü görmemiş falan... takımımız lider durumda ve mutlak galibiyet hedefiyle maça çıkar.. ilk yarı tugay golünü atar, ikinci yarı haginin golü ile durum 2-0 olur. sonra istanbulspor engin ve aykutla 2 gol bulur 74 ve 78 de. 2-2.galatasaray bastırır mutlak galibiyet ister. dakkalar 90 artıları gösterirken arife yapılan hareket sonucu hakem penaltıyı verir. hagi gelir soğukkanlılıkla ve gol 3-2. maç 3-2 biter ve galatasarayımız büyük bir avantaj yakalar şampiyonluk yolunda ve sezonuda şampiyon olarak tamamlar..
g.saray'ın son saniyede kazandığı penaltı değişik yorumlara ve tartışmalara yol açtı. istanbulspor cephesi, hakem vahap beyaz'ın penaltı kararında haksız olduğunu belirtirken, g.saray bu konuda yorum yapmak kaçındı
istanbulspor - galatasaray maçının bitiminden sonra yorumlar vahap beyaz'ın çaldığı son saniye penaltısında yoğunlaştı.
istanbulsporlular, soyunma odalarında gözyaşına boğulup, sert tepkiler gösterirlerken, cim - bom cephesi yorum yapmaktan kaçındı. ancak galatasaray asbaşkanı ergun gürsoy, "ben bugüne kadar hakemler hakkında birşey söylemedim. fakat hakem hatalarından da bıktık. bu yönetimden memnun değiliz" diye görüşünü belirtti.
istanbulspor başkanı cem uzan ise "üç puan gitti mi, alındı mı, gasp mı edildi ? bunu kamuoyuna bırakıyorum. galip olabilirdik. en azından beraberliğe kesin gözüyle bakarken, ne sebeple maç 7 dakika uzadıysa bilemiyoruz, ama olmayan penaltı ile üç puan galatasaray'a verildi. bu ligi oynamanın ne anlamı var. üç büyükler kendi arasında diğerleri kendi arasında bir lig yapsın. utanç verici bir hakem komedisi yaşandı" diye konuştu.
galatasaray başkanı faruk süren, hakemler hakkında hiçbir zaman yorum yapmadığını belirtti, "ikinci yarı bayağı zorlandık. fakat önümüzde beş zorlu maç daha var. bunları da en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyorum" ifadesini kullandı.
istanbulspor teknik direktörü susiç, galatasaray'ın türkiye'nin en iyi takımlarından biri olduğunu belirtti, "bu nedenle galatasaray'ın bu hakemlere, olmayan penaltılarla şampiyon olmaya ihtiyacı yok. bu takım bu şekilde şampiyon olursa kamouyonun kafasında ciddi bir soru işareti kalır ve şampiyonluğa gölge düşer" dedi.
galatasaray teknik direktörü fatih terim de maçla ilgili değerlendirmesinde "75 dakika muhteşem futbol oynadık. muhteşem oynayan takım son 15 dakikada panik haline girdi. her ne olursa olsun 3 - 2 galip geldik. fakat üzerinde çok konuşulacak bir maç oldu. çok gol kaçırdık, farklı kazanabilirdik. yediğimiz gollerde çok büyük hatalar yaptık. kısmet son dakikayaymış"sözlerini kullandı.
galatasaray'ın hala tartışılan maçı uzatmanın ikinci dakikasında oluşan penaltı ancak 7. dakikada atılabilmiştir. maç sonrasında vahap beyazlı tezahuratlar üretilmiştir.
sezon 1996-1997. ben 11 yaşında felandım... çok iyi hatırlıyorum maçı radyodan dinlemiştim. fatih terimle gelen 4 senelik şampiyonluğun ilk sezonuydu. son haftalara yaklaşılırken galatasaray ile beşiktaş arasında şampiyonluk yarışı devam etmekteydi... galatasarayımızın rakibi istanbulspordu. maç inönüdeydi.. istanbulsporda o zamanların baya iyi takımlarından. 9 haftadır yenilgi yüzü görmemiş felan... takımımız lider durumda ve mutlak galibiyet hedefiyle maça çıkar.. ilk yarı tugay çakar, ikinci yarı hagiden müthiş bi gol daha durum olur 2-0. herkes derki tamam aldık bu maçı fakat işler istediğimiz gibi gitmez istanbulspor engin ve aykutla 2 gol bulur 74 ve 78 de.. durum 2-2 olur bizde moraller sıfır tabi.. galatasaray bastırır mutlak galibiyet ister. dakikalar 90 artıları gösterirken arife yapılan hareket sonucu hakem penaltıyı verir. hemde temdid penaltısı yani dönüşü yok.. herkes topa bakamazken bizim takım bile sırtını dönmüşken pozisyona büyük usta hagi gelir soğukkanlılıkla ve gol 3-2 . maç 3-2 biter ve galatasarayımız büyük bir avantaj yakalar şampiyonluk yolunda ve sezonuda şampiyon olarak tamamlar..
ayrıca maçın görüntüleri de elimde vardı yeni ekledim youtube a linkide koyuyorum.. izleyin mutlaka baya etkileyici ağlayan taraftar felan...
sadece üç istanbul takımı arasında eşitlik isteyenlerin, sanki diğer iki istanbul takımının maçları görülmemiş bir adaletle yönetiliyormuş gibi dillerine doladıkları, gerçekten adaletsiz verilmiş bir penaltı kararının olduğu maç.
futbolda hakemler ve yaptıkları hatalar hiçbir dönemde gündemden düşmüyor.çaldıkları ya da çalmadıkları düdüklerle her zaman olay olan hakemlerimizle ilgili bir araştırma yapan four four two dergisi, son 20 yılda yapılan 'unutulmaz 20 hakem hataları'nı yayınladı. işte ilk 10:
3. 12 nisan1997 istanbul-g.saray: 2-3
cimbom 2-0'ı, istanbul 2-2'yi yakalıyor. 95. dakikada hakem vahap beyaz, istanbul ceza sahası içinde engin'in müdahalesi olmadan kendini yere atan arif'in pozisyonuna penaltıyı çalıyor.
Niye bir kaşık suda fırtına.. geçen yaz.. bodrum'dayız.. ali şen'de konuk.. sohbet futbola dönüşüyor ve ali şen anlatıyor..
"başkanlığa geldiğim zaman, fenerbahçe'nin şampiyonluk şansı kalmamıştı. taraftar dağınık ve küskündü. onları bir araya getirmek için bir hedef göstermeliydim.. önemli bir hedef.. bulmam zor olmadı. bir fenerli için ilk hedef kendi şampiyonluğudur. o olmazsa ikinci hedef, galatasaray'ın şampiyonluğunu engellemek.." (ali bey, buna da "yalan" der mi acaba?..)
sağolsun adnan polat da birbiri ardına beklenmedik hatalar yapınca, galatasaray çantada keklik şampiyonluğu kaçırdı.şimdi günlerden beri medyada koparılan kıyamete bakıyorum.. ali şen'in bodrum'daki sözlerini hatırlıyorum..
vahap beyaz üzerine nasıl komplo teorileri üretiliyor..
maç çok uzatılmış.. arif'in penaltısı yokmuş.. gerekçeler bunlar..
madde 1.. maç gereği kadar uzatıldı. bunu da, show tv'de erman hoca kanıtladı sanırım..
madde 2.. pazartesi günü yeni yüzyılda bir fotoğraf var. penaltı anının enstantanesini olağanüstü yakalamış, cem akyüz..engin'in arif'in sol omzuna sağ eli ile asılırken, sağ ayağını nasıl tam kuralların tarif ettiği gibi arif'in koşu yoluna uzattığını..
hem eli, hem ayağı ile düşürüyor arif'i..
ama birgün evvel "beyaz'ın armağanı" gibi bir utanç başlığı attığından olacak, yeni yüzyıl, bu fotoğrafın altına, kendi görüşünü değil, erman toroğlu'nun görüşünü yazmayı yeğlemiş..
bu gazeteyi bulun ve bu resme dikkatli bakın.. eğer "penaltı değil. tartışılmaz bile" diyebiliyorsanız, bravo..
işte beyaz hakkında yargısız infazın dayanakları bunlar..
ama ayni medyanın görmek istemedikleri var..
diyelim, beyaz maçı gereksiz uzattı.. penaltıdan 10 saniye önce mithat o istanbulspor golünü atsa ne olacaktı?.. kime yarayacaktı uzatma o zaman?.. ve o gol olup maç bitse, bu medya bu kıyameti koparacak mıydı?..
güldürmeyin beni..
diyelim vahap beyaz, fener'in yolunu kesmeye, galatasaray'ı şampiyon yapmaya niyetli..
şimdi soruyorum..
bu kasıtlı hakem, galatasaray'ın tek oyun kurucusu tugay'a, hem de ligin kilit maçı beşiktaş derbisi öncesi, üstelik o tartışmalı pozisyonda dördüncü sarı kartı çıkarır mıydı?..
bu kasıtlı hakem, volkan'ın o saçma sapan çıkışında penaltı vermeden pozisyonu geçiştirmez miydi?..
bu kasıtlı hakem, durum 2-1 iken, hagi'nin gökhan tarafından harika bir güreş oyunu ayak kilidi ile düşürülmesine (bunun kesin kanıtı için de pazartesi günkü spor gazetesinde şafak kayarlar'ın çektiği adeta suçüstü fotoğrafına bakın) penaltı çalıp, skoru 3-1 yapmaz, galatasaray'ı rahatlatmaz mıydı?..
bu kasıtlı hakem, hakan'ın kaçırdığı penaltı atışını, istanbulspor kalecisi, hakan daha topa vurmadan bir adım öne çıktığı için (kanıtı cine5 video bandı) tekrar ettirmez miydi?..
bu hakem geri zekalı falan mı ki, istanbulpsor'u maçın içinde hem de haklı düdüklerle bitirmesi mümkünken, hepsi galatasaray aleyhine kararlarla maçı 2-2'ye getirsin de, son saniyede kör parmağım gözüne olmadık penaltıyı versin?..
şimdi medyanın hali niye böyle..
söyleyeyim..
galatasaraylı yazarlar, kibarım.. suya sabuna dokunmuyor, ya da bilmem.. dokunamıyorlar.. onların bu kibarlığını da adeta kanıt gibi sunan ali şen tayfası da kıyameti kopardıkça koparıyor..
niye koparıyor?.. beşiktaş- galatasaray derbisinin hakem üçlüsünü etkilemek ve galatasaray'ı yakmalarını sağlamak için..
beşiktaşlı olduklarından değil.. fener olmadı ya, galatasaray da olmasın hesabı..
işte bir kaşık suda kopan fırtınanın iç yüzü budur!..
ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
3-2'lik istanbulspor maçının son saniyelerîndeki penaltının yarattığı tartışma ortamı içinde, istanbulspor teknik direktörü saffet susiç'e tepkisini belirtirken kullandığı sözler sıkıntı yarattı. imparator, susiç'in bu penaltıyı "şaibeli" göstermeye çalışmasına sinirlenerek, 'özellikle bir yugoslav'ın benim ülkemde böyle sözler etmeye hakkı olamaz' anlamında konuşmuştu.
istanbulspor maçı sonrasında saffet susiç için söylediği sözlerin ardından kocaelispor maçında da holger osieck ile kapışması "imparator ırkçılık yapıyor" tartışmasını gündeme getirir.
#6 gheorghehagi 12 nisan 1997 istanbulspor-galatasaray
hagi'nin soğukkanlılığı mı bu penaltıyı ölümsüzleştiren yoksa hakem vahap beyaz'ın beklenmedik kararı mı bilemiyoruz. ama gerçek olan galatasaray'ın şampiyonluğunda bu penaltı vuruşunun büyük önem taşıdığı. arifin yerde kalmasıyla kazanılan atışı uzatma dakikalarında herhalde sadece hagi gole çevirebilirdi soğuk terler dökmeden. o da skoru 3-2 yapıverdi.
#11 gheorghe hagi 13 nisan 1997 istanbulspor-galatasaray: 2-3
onca büyük maça çıkmış, dünya kupaları görmüş gheorghe hagi'nin, "hayatımda oynadığım en heyecan verici maçlardan birisi" diye tanımladığı, arif erdem'in, "evet kendimi yere attım" dediği yegâne maç... tugay, hagi ve aykut kocaman'ın golleriyle karşılaşma 2-2 bitmek üzere. artık maçın bitmesi için saniyeler sayılırken istanbulspor bir kontratak yakalar. istanbulsporlu mithat boş kaleye topu vuramaz, pozisyon sırası galatasaray'a geçer. arif, hakem vahap beyaz'ın contratak sebebiyle geride kalmasından istifade ederek engin'in yanında kendisini yere bırakır. vahap beyaz'ın verdiği penaltı çok uzun seneler tartışılır. temdit penaltısı denen kavram hayatımıza bu kararla monte edilir. tribünlerde ağlayan taraftarları, penaltı sırasında topa baka-mayan galatasaraylı oyuncuları, hagi'nin ömeroviç'e attığı penaltı golü sevince boğar.
türkiye'de sivil toplum ve milliyetçilik kitabında yer alan, tanıl bora'nın "türkiye'de futbol ve milliyetçilik" başlıklı yazısından;
(...)
yabancıyı bir uç unsuru olarak olumlu değerlendiren taraftar rasyonalitesinin milliyetçi önyargılara galebe çaldığını söyledik, ancak o önyargıları tamamen boğduğunu da söyleyemeyiz. bunu doğrulamak açısından, sol-liberal radikal gazetesinin yayın yönetmeni mehmet yılmaz'ın bir fenerbahçe taraftarı olarak "futbol ve milliyetçilik" başlığı altında yazdığı şu satırlar ilgiye değerdir: "fenerbahçe, türkiye liglerinde mücadele eden takımlar içinde kadrosunda en çok yabancı oyuncu bulunduran takım. (...) fenerbahçe bu özelliği ile avrupa'nın barcelona, manchester united, ınter gibi takımlarına benziyor.(...) buna karşılık şampiyonluktaki tek rakip olan galatasaray'da ise sadece popescu, hagi ve taffarel yabancı. teknik direktör fatih terim ise türk milli takımı'nı da çalıştırmış yerli bir hoca. bu tabloya bakınca bazı takımların fenerbahçe'ye karşı neden acımasızca oynadıklarını ve hakemlerin buna neden müsamaha ettiklerini daha rahat görebiliyoruz. sezon boyunca kırılan bacaklar, burunlar, kafatası çatlaklar gibi ağır sakatlıklar fenerbahçe'nin başına geldiyse sebebi işte budur. (...) rakipleri fenerbahçe ile mücadele ederken karşılarında bir türk takımı değil, yabancı bir takım gördüler. (...) fenerbahçe uluslararası bir takım olmanın bedelini ödedi bu sezon. galatasaray zaten üstdüzey bir takım olmasının yanı sıra sahada bir de bu avantajı kullandı. milliyetçilik kazandı, enternasyonalizm kaybetti." (radikal, 25.5.1999) fenerbahçeli kitlesi içinde de, takımlarının gerçekten bu nedenle örtülü bir diskriminasyona uğradığını düşünen, veya "aşırı sayıda yabancı"ya sahip olmanın takım içindeki uyumu, dayanışmayı, anlaşmayı bozduğuna inanan çok sayıda taraftar olduğu gözlenmiştir.
son üç sezonda şampiyon olan galatasaray'ın başarılı ve 'karizmatik' teknik direktörü fatih terim de, yabancılara karşı "kuşkucu" açıklamalarıyla dikkat çeker. terim sık sık, "osmanlı döneminden kalma bir yabancı hayranlığı" nedeniyle, türkiye futbolunda yerlilere yabancıya tanınan toleransın gösterilmediğinden yakınmaktadır (hürriyet, 2.6.1999). bu, birçok yerli teknik direktörün paylaşageldiği bir yakınmadır. terim, -mehmet yılmaz'ın yukardaki yorumunu doğrulayacak şekilde-, takımının yerlilik/millîlik düzeyinin yüksekliğini bir başarı faktörü olarak sunar: "ben mutlak manâda avrupalılaşmaya karşıyım. güzeli, iyiyi alalım ama her şeyimizle avrupalılaşmayı çağdaşlık olarak görmüyorum. mesela biz biraz da kendi değerlerimizle, inancımızla, hırsımızla mücadele ettiğimiz için bu başarıları elde ettik" (yeni yüzyıl, 28.7.1997). terim'in, 1997'de istanbulspor'un boşnak teknik direktörü saffet susiç'in galatasaray'ı kayıran hakem kararlarıyla ilgili olarak gösterdiği tepkiyi "bir yugoslav'ın bana böyle konuşmasını anlayamadım" diye karşılaması, milliyetçiliğe eleştirel bakan çevrelerin tepkisini almıştı. yabancı futbolcuların ve teknik adamların türkiye'deki futbol ortamıyla ilgili eleştirel konuşmaları, zaten genellikle tepki görmektedir; kürt meselesi, insan hakları vb. diplomatik meselelerdeki "yabancıları (iç) işlerimize karıştırmama" motifinin bir tezahürüdür bu. beşiktaş'ı iki sezon çalıştıran ünlü galli teknik direktör john benjamin toshack, alaycı eleştirileri nedeniyle bu milliyetçi tepkileri en çok çeken figürlerden biri olmuş, sık sık "küstahlıkla" suçlanmış, 1997'de bir oyuncusunun askeri eğitimde süründürülüp dizlerinin yaralanmasına gösterdiği tepki üzerine doğrudan doğruya genelkurmayca kınanmış; bazı kereler beşiktaş yönetimi ve medya tarafından türk bayrağıyla pozlar ya da gönül okşayıcı demeçler vererek 'sadakatini' kanıtlaması 'telkin' edilmiştir!
galatasaray'ın efsane futbolculardan arif erdem, 1997 yılındaki istanbulspor maçında yapılan penaltı ile ilgili bir itirafta bulundu.
galatasaray'ın efsane futbolculardan arif erdem, trtspor futbol ateşi progamında, bugün bile konuşulan 1997 yılında istanbulspor maçının 94.dakikasındaki penaltı olayına açıklık getirdi ve pozisyonun penaltı olmadığını, bunu hayatında bir leke olarak kabul ettiğini açıkladı.
arif, trtspor futbol ateşi programında, "o pozisyon futbol hayatıma atılmış bir leke. nereye gitsem galatasaraylısı bile o pozisyonu soruyor. benim hiç günahım yok. uzatma dakikalarında engin'den sıyrılmak isterkem, dengem bozuldu. baş parmağım çime takıldı ve kendimi yerde buldum. bir de baktım hakem vahap beyaz 35 metreden penaltı verdi. oysa bana hiçbir müdahale yoktu. o gün, bugün herkes hala o pozisyonu soruyor" dedi.
maçın ilk yarısında hakan şükür penaltı kaçırır. 1-0'dan sonra arif erdem'in bir kafa topu direkten döner. ikinci yarı hagi'den akıl dolu vuruşu ile 2-0 olur skor. daha sonra aykut kocamanan ile bir pozisyon yakalar istanbulspor fakat kaleci volkan'a çalım atan aykut kocaman topu filelere göndermeye çalışır ama son anda çizgiden kaleci volkan çıkarır. çok geçmeden tekrar kaleci ile karşı karşıya kalan aykut kocaman volkan tarafından düşürülür ve penaltı kazanır istanbulspor. penaltıyı istanbulspor'un bonus kafalı futbolcusu engin kullanır ve durumu 1-2 yapar. 4 dakika sonra aykut kocaman yine uygun pozisyon bulur ve kaleci volkanın üzerinden aşırarak durumu 2-2 yapar. ve duraklama dakikalarına gelindiğinde o günlerce aylarca tartışılan pozisyon vuku bulur. arif erdem istanbulspor'un ilk golünü atan engin tarafından düşürülür ve vahap beyaz penaltı noktasını işaret eder. arif'in kendini yere attığı belli idi ama hakeme iyi yedirdi. 2-3 dakika istanbulspor'lu oyuncular hakemle tartışırlar. tam penaltı atılacakken istanbulsporlu timur yanyalı kırmızı kartla ihraç edilir. hagi penaltıyı gole çevirir ve temdit penaltısı olduğu için maç biter. maç biter bitmez fatih hoca sahaya girer ve istanbulspor teknik direktörü safet sušić ile bir ağız dalaşına girerler. daha sonra aykut kocaman gelir tartışmayı sonlandırmaya çalışır. fatih terim safet sušić'in kendisine küfür ettiğini söyler aykut kocaman'a. olay yatışınca iki takım oyuncuları ve teknik heyeti soyunma odalarına gider ama son dakika penaltısı aylarca konuşulur.