halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
o mevsim avrupa kupaları'nda üç temsilcimiz de fena başaşağı. gitti. fenerbahçe istanbul'da anderlecht'le 0-0 kaldığında üzülenlerimiz olmuştu. "ah, belçika şampiyonunu elimizden kaçırdık" diye... oysa brüksel'deki rövanş bittiğinde, soyunma odasınagiderken, fenerbahçe'nin o günkü başkanı ismet uluğ'la karşılaştığımızda ikimiz de "oh çok şükür, 5-1'le kurtardık" demiştik. çünkü anderlecht 4-2-4 düzenini en güzeliyle uygulamış, 5 gol attıysa 15 muhakkak gol pozisyonuna girmişti. doğrusu o gün fenerbahçe kalesinde, hazım'la büyük ismail'in kurtardıkları gollerin haddi hesabı yoktu. anderlechtliler türk temsilcinin kalesine dalga dalga geliyorlardı. o sezonun yıldızıydı anderlecht.. turnuva sonunda real madrid'e boyun eğecekti sadece...
anderlecht: jean-marie trappeniers, jean plaskie, lorenzo verbiest, georges heylens, jean cornelis, pierre hanon, jef jurion, pummy bergholtz, jacques stockman, paul van himst, wilfried puis
teknik direktörü: pierre sinibaldi
fenerbahçe: hazım cantez, ismail kurt, ercan aktuna, osman göktan, ziya şengül, ali ihsan okçuoğlu, şenol birol, ogün altıparmak, nedim doğan, aydın yelken, yaşar mumcuoğlu
teknik direktörü: oscar hold (ingiltere)
gol: (1-0) dk. 5 paul van himst (2-0) dk. 32 jacques stockman (3-0) dk. 50 jacques stockman (4-0) dk. 70 jacques stockman (4-1) dk. 83 ogün altıparmak (5-1) dk. 89 pierre hanon
13 gazeteci - radyocudan 8'i anderlecht'in revanşı gol yemeden kazanacağı görüşünde. 7 kişiye göre fark "ikiden aşağı düşmeyecek"
"f. bahçe elenecek"
anderlecht takımıyla birlikle şehrimize gelmiş olan belçika spor basını mensupları, dün hareketlerinden önce brüksel rövanşı hakkındaki tahminlerini «milliyet» e bildirmişlerdir.
buna göre, gazeteci veya radyocu 13 belçikalı da, gelecek çarşamba brüksel'de oynanacak maçın anderlecht tarafından kazanılacağından emindirler. içlerinden 8’i, anderlecht'in karşılaşmayı gol yemeden galibiyetle bitireceğini belirtmiş, 5'i ise l'den fazla gol yemeyeceğini öne sürmüştür. gene 13 basın mensubundan 2 sine göre anderlecht maçı 2 farkla kazanacaktır. 3 ünün tahminince fark 2 yi aşmayacak, 2 sine göre l farktan öteye geçmeyecektir.
işte belçikalı 13 spor basını mensubunun tahminleri:
«het nieuwsblad» gazetesinden l. verhoeven, «het laatste nieuws» gazetesinden c. baete, «het volk» gazetesinden r. depestel, belçika televizyonu'ndan a. vaillaut: 2-0 anderlecht kazanacak.
belçika radyosundan p. thys, «la derniere heure» gazetesinden r. de somer, «la lanterne» gazetesinden h. guldemont: 3-1 anderlecht kazanacak.
belçika televizyonundan r. de saedeleer, belçika radyosundan l. varenne: 3-0 anderlecht kazanacak.
«les sports» gazetesinden m. de. leener: 1-0 anderlecht kazanacak.
«les sports» gazetesinden k. anwera: 2-1 anderlecht kazanacak.
«le soir» gazetesinden j. thibaut: 4-0 anderlecht kazanacak «gazet van atwerpen» gazetesinden r. robberechts: 4-1 anderlecht kazanacak.
türkiye'den feslerle dönen belçika şampiyonunu brüksel hava alanında 40-50 kişi karşıladı
"f. bahçe bütünü ile orta bir takım"
başkan roosens ise aşırı iyimserlik karşısında, "her maçta kaybetmek ihtimali mevcuttur" dedi
mişel perlman brüksel'den bildiriyor
istanbul’dan gelen uçak perşembe akşamına doğru müthiş bir yağmurdan yeni sıyrılmış, güneş altında ışıl ışıl parlayan brüksel hava alanına indiğinde anderlecht onbirini ancak 40-50 kişilik bir kalabalık karşıladı. kalabalığın çoğunluğunu da mor - beyazlı takıma, türkiyeye kadar refakat eden ve uçak merdiveninden, başlarında kırmızı feslerle inen taraftarların bekleyen esleri ile yakınları teşkil etmekteydi. hasılı, ne bayraklar dalgalandı esen hafif rüzgârda, ne de yaşa sesleri ortalığı kapladı.
yalnız fenerbahçe futbolcularının bilmeleri gereken bir husus var, belçikalı sporcular ile idreciler, fazla konuşmak ve özellikle açık konuşmak istemiyorlar, önümüzdeki maç için. ancak milliyet muhaberinin karşısındaki turumlarınınve pek kısa demeçlerinin altında, gelecek çarşamba'nın karşılaşması çerçevesinde, kendilerine olan aşırı itimadları seziliyor. hem de iyice.
diğer taraftar brüksel'deki maçta, anderlecht'in istanbuldakinin tam aksine, aşırı hücumcu bir taktik tutturup, fenerbahçenin enerji kaynağını eritmeye çalışacakları da iyice anlaşıldı artık.
hava alanında, gümrük muameleleri devam ederken, kendisi ile görüştüğüm anderlecht başkanı roosens, türk futbolcuları ile seyircilerinin centilenliğini bilhassa övdükten sonra dedi ki, «fenerbahçe fena oynamıyor. biz beklenen oyunu çıkaramadık. ama şimdiye kadar olduğu gibi, hariçte güzel oynayıp, elenmektense, bu şekilde oynayıp, durumu sağlama bağlamayı tercih ettik. burada büyük fark olur mu bilmem, ama kazanmak için oynayacağımla muhakkak.»
belçika basınının aşırı iyimser tutumu karşısında ise başkanın tepkisi şu:
«- konuşsunlar bakalım. her maçtan evvel kaybetme ihtimali daima mevcuttur. sonra, topu oynayan onlar değil ki..»
nihayet fenerbahçe forvetinin kısırlığını kabul etmiyor bay roosens, bu husustaki fikrini şu cümle ile özetliyor: «- onlar beceriksiz değildir. asıl biz gol atmalarına müsaade etmedik.»
antrenör sinibaldi'ye gelince, her iki takımın da iyi bir oyun çıkarmaya gayret ettiklerine kani olmakla beraber, mithatpaşa sahasından da müşteki mi, müşteki:
«-bitim için bir hayli dezavantajlı oldu.» diyerek, hemen ilâve ediyor: «- fenerbahçe'de tekniği iyi elemanlar var. buradaki maç için tahmine girişmek güç. işi mantığa vurusak, kazanmamız lâzım tabiî. fenerbahçe bütünü ile orta bir takım, ama hiç bir şey belli olmaz brükselde. bir maçın, peşinen kazanıldığını hiç gördünüz mü? şaunu da söylemek isteriz ki, fenerbahçelilerin ve türk seyircisinin sportmenliği, bizleri ziyadesiyle mütehassis etti.»
cuma günkü rcesport gazetesi ise, «verhlest'li savunma hattı kontrataklarını yerine getirdi. şimdi eseri tamamlamak, sporting forvetine dürüyor» şeklinde bir manşet atmıştır. gazetenin istanbuldâki maçı izleyen muhabiri, ikinci karşılaşmada, fenerbahçe forvetinin kontrataklarla belki de daha tehlikeli olabileceğini belirtmekte ve şerefin de takımda yer alacağını kaydettikten sonra, «dolayısiyle sporting dikkat ederek körü körüne hücuma geçmesin» demektedir.
istanbuldaki maçta yerini siyahi clalunda'ya kaptıran hanon, perşembe günü uçaktan iner inmez doğruca kulüp stadının yolunu tutmuş ve kendi kendine antrenman yapmıştır. çarşamba akşamı takımda oynaması, kuvvetle muhtemeldir. muhtemel bir ücüncü maça gelince, lüzum hâsıl olduğu takdirde 13 ekim'de münih veya frankfurt'ta oynanacaktır. tarih kat'i olmakla beraber, şehir hususunda bir anlaşmaya henüz varılamamıştır fenerbahçe - anderlecht maçı önceki gece belçika televizyonunda tam olarak gösterilmiştir
liege'nin avrupa kupa galipleri turnuasında ingiltere’nin cardiff takımını 2-1 yenmesi bile, fenerbahçe - anderlecht maçı kadar ilgi görmemiştir. belçika gazeteleri, spor yayınlarının hemen hepsini istanbul'da oynanan maça tahsis etmişlerdir. bu arales sports gazetesi, «f. bahçe'nin kuvvetli bir ekip olduğunu belirtmiş ve istanbul'daki maçın belçika şampiyonu için zor şartlar altında geçtiğini belirtmiştir.» «les sports» yazarı yazısına şöyle devam etmektedir: «anlaşılmaz şekilde saha maçtan evvel sulanmıştı. esasen toprak olan mithatpaşa'nın zemini bir çamur deryası haline gelmişti. belçikalı şampiyonlar fenerbahçe'den başka bir de çamurla mücadele etmek zorunda kaldılar.»
fenerbahçe idare heyeti dün gece toplanmış ve 15 gün daha futbol oynayamıyacak kaptan şerefin brüksel'e götürülmesini kararlaştırmıştır. diğer taraftan antrenör mevzuu görüşülmemiş olup, belçikaya gidecek futbolcuların tesbiti ile meşgul olan idarecilerin bugün bir açıklama yapmaları beklenmektedir. sarı-lâcivertliler dün a. hisar sahasında çalışmışlardır.
anderlecht'li idareciler ellerinde çiçekle boş yere bekledi. f. bahçe yorgun yorgun antrenman yapacak
halit kıvanç brüksel'den bildiriyor
yarın gece anderlecht ile avrupa şampiyon kulüpler turnuasının revanş karşılaşmasını yapacak fenerbahçe takımı, uçağı kaçırması sebebiyle dün gece paris'te kalmıştır.
fransız hava yollarına ait bir uçakla dün paris'e gelen sarı - lâcivertliler, diğer hava alanından kalkan belçika hava yollarına ait bir uçağa yetişememişlerdir. fenerbahçe kafilesi bu sabah paris'ten uçakla hareket edecek ve mahalli saatle 9.40 da brüksel'de olacaktır. bir başkan, uç idarecinin bulunduğu kafilenin yarı yolda kalması anderlecht'li idarecileri şaşırtmıştır.
saat 19'da brüksel hava alanında ellerinde çiçeklerle bekleyen anderlecht'li idareciler ve basın mensupları, f. bahçe'nin gece trenle paris'ten, brüksel'e gelmeyişlerinin hatâ olduğunu söylemişlerdir. dün brüksel'den, paris'te bulunan antrenör hold ile yaptığımız konuşmada ingiliz hoca, çocukların çok yorgun olduğunu söylemiş ve bugün uçaktan iner inmez doğrudan doğruya sahaya giderek antrenmana çıkacaklarını belirtmiştir.
belçika gazeteleri ve spor çevreleri, istanbul'da defans oynayan atıderlecht'in yarın akşamki revanş maçını farklı bir seklide kazanacağını iddia etmektedirler. antrenör sinibaldi de, takımının istanbul’daki tertibini bozmak niyetinde olmadığını ve hanon’u oynatmayacağını açıklamıştır.
fenerbahçe antrenörü oscar hold de, istanbulspor karsısında galibiyetten altı dakika içersinde mağlûbiyete düşüşlerinin takım üzerinde büyük bir moral çöküntüsü yarattığını söylemiştir. hold, «şeref'in oynayıp oynayamayacağı bugünkü antrenmandan sonra belli olacak» demiştir.
kılıç: en büyük kozumuzdan mahrumuz. takımımı 10 kişi bırakmamak için metin'i oynatıyorum. sağaçık yılmaz'ın da durumu şüpheli.
hold: çok perişan durumdayız. hayatımda böyle kafile hiç görmedim. namus sözü vermeseydim bavulumu alır londra'ya gönderdim
g. saray ve f. bahçe için zor gün
antrenmanda özer sakatlandı. şeref dün akşam saat 22.00'de brüksel'e geldi. hold ile ismet uluğ antrenman yüzünden tartıştılar
halit kıvanç brüksel'den bildiriyor
fenerbahçe, anderlecht avrupa şampiyon kulüpler ilk tur revanş maçı bu akşam brüksel'in 37.000 kişilik parc astrit stadında oynanacaktır.
«crawford, efan, gale'den kurulu hakemler heyetinin yöneteceği karşılaşma mahalli saatle 21.30'da başlayacaktır. istanbul'dan bindikleri uçağın rötar yapması ile paris’ten, brüksel'e kalkan ikinci uçağı kaçıran sarı - lâcivertli kafile dün saat 15.30’da brüksel'e gelebilmiştir.
mâceralı başlayan, yine mâceralı bir şekilde sonuçlanan seyahatte şeref dahil olmak üzere 5 kişilik kafile daha sonraki bir uçakla brüksel'e gelebilmiştir. havaalanında kafile başkanı ismet uluğ ile antrenör oscar hold arasında futbolcular antrenmana çıkarılması konusunda sert bir tartışma cereyan etmiştir. hold, futbolcuları doğrudan doğruya antrenmana götürmek istemiş, başkan uluğ da otelde bir müddet istirahat etmelerinin doğru olacağı tezini savunmuştur. bunun üzerine ingiliz hoca, «eğer fenerbahçeli futbolcular otele dönerlerse, ben de takımı bırakıp geri dönerim» demiştir. idareciler araya girerek antrenör hold'u yatıştırmışlardır. doğruca maçın oynanacağı stadda fenerbahçe’n futbolcular antrenman yapmışlardır. çalışmaların son dakikasında topa ters vuran özer sakatlanmıştır. hold. «özer'i oynatacaktım, maalesef bu şansı da kaybettim» demiştir. sinirli bir hava içinde geçen antrenmandan sonra ingiliz hoca sözlerine şunları eklemiştir:«bugünkü maç için futbolculara kafamdaki
şeyleri söyleyebilmiş olaydım maçtan ümitli olurdum, fakat maalesef böyle perişan bir seyahat hayatımda görmedim. onların arzularına uyarak hepsini serbest bırakacağım diledikleri gibi anderlecht ile mücadele etsinler.» teknik komite sakatlıkları gözönüne alarak anderlecht'e karşı çıkacak tertibi söyle tesbit etmiştir: hâzım - osman, ismail - ziya, ercan, a. ihsan - ogün, birol, nedim, şenol, yaşar.
antrenmanı müteakip sarı - lâcivertli futbolcular kendilerine ayrılan otelde istirahate çekilmişlerdir. şehre bir saat mesafede bulunan otel konfordan uzak ve istirahata müsait değildir. saat 22'de ancak paris'ten, brüksele gelebilen takım kaptanı şeref ve idareciler bu perişan halde bir şeyler yapabilirsek ne mutlu bizlere demişlerdir.
zaferden emin olan anderlecht takımı antrenörü sinibaldi de nihail kadrosunu tesbit etmiştir. son dakikada kialunda'nın yerine hanon'u alan antrenörün kadrosu şöyledir: trappeniers - heylens, cornelis - hanon, verbics, piaskie - bergholz, jurion, stockman, van himst, puis.
fransız hocanın müdafaa sistemi ile oynamak yolunu tutuğu anderlecht'li futbolcular üzerinde soğuk bir duş tesiri yaratmıştır. bununla beraber gazeteler ve spor otoriteleri anderlecht’in bu akşam yapılacak maçı farklı bir seklide kazanacağını iddia etmektedirler. 70.000 kişilik heysel stadından maçın 37.000 kişilik parc asrit stadına nakledilişi de fenerbahçeliler için bir dezavantaj teşkil etmektedir. idareciler ateşli belçika seyircilerinin küçük sahada bir araya gelerek fenerbahçe’yi sert tezahüratla moralman yıkacağı kanaatindeler.
* brüksel fenerbahçeyi bekliyor. aslında en sabırlı bekleyiciler türk ve belçikalı gazetecilerle elçilik temsilcilerimiz ve anderlecht idarecileri iki gündür bütün ömürleri brüksel hava alanında geçiyor. hani şahsen şu anda istanbula dönsem, brüksel’in bir tek hava alanından başka yeri bulunmadığını rahatça iddia ederim.
* mamafih tatlı da oluyor bu bekleyişler... meselâ belçikalı meslekdaşlar «doğru söyleyin» diyorlar. «fenerbahçe hiç mi gelmeyecek yokça?» ve ekliyorlar: «belki de burada üçten fazla gol yemekten korktukları için maça gelmeyip 3-0 hükmen yenilmeyi tercih ediyorlar.»
* bir anderlecht idarecisi «hayır» dedi. «pazara zorlu bir lig maçları olduğu için brüksel'den hemen istanbula dönecekler. bizi yenmek zaferini kutlayacak zamanları yok. bu bakımdan zafer eğlencesini peşinen pariste yapıp gelecekler.»
* anderlecht'in kovu taraftarlarından bir gruba rastladık. pek sevinçli idiler. «çok atacağız çok. çünkü fenerbahçe eğlence şehri pariste kalmış dün gece. brükseldeki kilise sayısı kadar gol atarız artık» diyorlardı. istanbulda, «cami kadar» demişler ve birkaç yüz camie karşılık tek gol atamamışlardı. burada ise, sordum ancak 100 kadar kilise varmış...
* hakemin ingiliz oluşuna da dokunuyor anderlecht'liler, «hem de oacar hold'un arkadaşı imiş» diyorlar. «canım dedik 37 bin belçikalının ortasında bir ingilizin sesi mi duyulur?» (lâf aramızda inşallah gerçekten arkadaşıdır hold’un.)
* belçikada çok hızlı gazeteciler var. hele hava alanına gelmeyen biri fenerbahçeyi iki gün önce brüksel'e getiriverdi. hattâ ayni gazetede şerefin brüksel hava alanında verdiği demeç bile var. şeref pariste mışıl mışıl uyurken brükselde baskıya giren la çite gazetesinde...
* anderlecht'liler, dün uzakta, ki kamplarından brüksele geldi. ve topluca sinemaya gittiler. seyrettikleri film mi? «son kavga...»
* fenerbahçeli futbolcular hava alanına inince, anderlecht'li idareciler tarafından karşılandı. idarecilerden birinin, verdiği buketi gören bir futbolcu şöyle mırıldandı: «biz çelenk gönderilmesini rica etmiştik.»
belçika basını fenerbahçe revanşından emin olduğunu ifade etmekle beraber anderlecht'in formunun yeterli olmadığını tenkitten de geri durmuyor. bilhassa hollanda'dan çok büyük transfer ücreti ile alınan sağaçık bergholz ve takımın ünlü soliçi van himst tenkit oklarına hedef olanların başında geliyor. pazar günü malinois şehrindeki lig maçını seyrederken yanımdaki belçika'lı meslekdaşlar «anderlecht, henüz şöhretine lâyık oynamıyor. fenerbahçe karşısında böyle gevşek davranırsa bir sürprize kurban gidebilir» diyorlardı.
haksız sayılmazlardı da. daha önce gördüğüm anderlecht'in yanında pazar günü malinois'yı 2-0 yenen anderlecht bir gölge kalırdı. ancak belçika gazeteleri de bu noktaya dokunmakla beraber saha ve seyirci avantajlarının anderlecht’i, fenerbahçe karsısında coşturacağına inanıyorlar. belçika basını bu konuda daha uzun yazacak belki, fakat fenerbahçe'nin gecikmesi günün baş haberi oldu. la lanterne gazetesi haberi, «hava alanına toplanan bir avuç türk karşılayıcı hayâl kırıklığına uğradı» şeklinde veriyor. les sports gazetesi ise, «paris ucağında bir tek türk oyuncusunun gölgesi dahi yoktu» diyor.
gazeteler bir de maçın televizyonla verilmeyeceğini bildiriyorlar. iki gazete ise, hakemin fenerbahçe antrenörünün arkadaşı oluşuna dokunuyor, fakat bunu sadece çerçeveli bir haber olarak verip herhangi bir yorum yapmıyor gazeteler..
sion: 5 - g. saray: 1 - anderlecht: 5 - f. bahçe: 1
tam 10 gol yedik
aderlecht fırtınası f. bahçe'yi süpürdü
harikulâde bir oyun çıkaran belçika şampiyonunun gollerini stocman 3, van himst ve hanon attı. sarı - lâcivertlilerin sayısını ogün kaydetti
halit kıvanç brükselden bildiriyor
anderlecht, görülmemiş bir fırtına gibi esti dün gece ve bu fırtınaya karşı duramıyan fenerbahçe 5-1 yenilerek avrupa şampiyon kulüpler turnuasından elendi.
90 dakika modern futbolun en şâhâne örneğini veren belçika şampiyonu gerçi 5-1 galip geldi amma, hakikatte bu skorun çok daha fazla olması gerekirdi. zira, top üç defa fenerbahçe kalesinin direklerinden dönmüş, üç defa a. ihsan, bir defa ismail kaleye giren topu son anda çıkarmışlardı. 5 gol yiyen kaleci hâzım’ın 5 muhakkak golü de kurtarışım ekleyin buna...
sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, bu kadar üstün bir rakibe karşı hiçbir şey yapamayan fenerbahçe hezimete efendice boyun eğdi. tek tesellimiz, sarı-lâcivert'lilerin yenilirken sahadan silinmemeleri, zaman zaman atak yaparak şeref golünü de atmış olmalarıdır.
belçika şampiyonu oyuna anormal bir süratle başlamıştı. berghola'un müthiş inişi ve van himst’e uzattığı pasın neticesinde soliçin âdeta bir füze gibi yapıştırdığı kafa şutu anderlecht'l 1-0 galip duruma geçirdi. 10 uncu dakikada stockman’ın bir şutu direkten dönüyor. «aman fenerbahçe hezimete uğrayacak» denildiği bir sırada hâzım, stockman’ın ayağından yüzdeyüz bir golü önlüyordu.
yelpaze gibi savrulan fenerbahçe defansı nihayet 33 üncü dakikada soldan kaçan puis’nin ortasını yakalayan stockman'ım bomba gibi şutu ile ikinci defa mağlûp oldu. şimdi sahada çok hırslı, çok müthiş bir oyun oynanıyordu. devre biterken kalecinin yakaladığı topa ogün koşarken trappeniers kendisine tekme attı. belçikalı gazeteciler bile «penaltı» diye ayağa kalktılar, fakat hakem hiç oralı olmadı.
ikinci yarıya anderlecht daha da korkunç girdi. 50. dakikada puis'nin ortasını stockman enfes bir kafa ile üçüncü defa ağlara gönderdi. 63. dakika oynanıyordu. hollanda’dan büyük ümitlerle transfer edilen bergholz fırlamış ve insanın kanını durduracak bir şut atmıştı. top bir kavis çizerek üst direkten döndü.
fenerbahçe her şeye rağmen uğraşıyordu rakibiyle. aydın güzel bir şut çekti, fakat trappeniers tam kaleye girerken topu uçarak kornere çevirdi.
anderlecht, burnundan soluyan bir ejderha gibi fenerbahçe kalesine yöneliverdi. 73 üncü dakikadaydık. bergholz bu defa da yıldırım gibi solaçık yerine kaydı kale ağzına kadar geldi ve yerden uzattı. stockman döndü ve çaktı. harika bir gol seyrettik: 4-0.
fenerbahçe, tel tel çözülüp dağılacağı sırada kontratakla şeref golünü çıkardı. nedim sağdan inip topu ortaya aktardı. ogün kale ağzında uçtu ve kafayı yapıştırdı: 4-1.
gol yağmuru dinmek bilmiyordu. anderlecht'liler sağdan hücuma kalktılar. tıpkı, istanbul’da fenerbahçelilerle birlikte seyrettiğimiz anderlecht espanol maçında olduğu gibi hanon topu sürdü, sürdü ve şâhâne bir şut patlattı. bu gole zamora bile seyirci kalırdı: 5-1.
antrenör sinibaldi çok memnun. oscar hold «üzgünüm ama fazlasını yapamazdık» dedi
mişel perlman brüksel'den bildiriyor
anderlecht soyunma odasında beklenen neticenin alınmış olmasının büyük memnuniyeti hakimdi. genel sekreter steppe «muazzam bir maç oldu» derken heyecandan fenerbahçe’yi tetkik edemediğini belirtiyor ve «ama yine de misafir takım fena oynamadı» diye ilâve ediyordu.
belçlka’lı meslekdaşlarımız ise hemen hepsi aynı noktada birleşiyordu: «fenerbahçe orta derecede bir takım ama yine de vasifesini yaptı. zira bizler dahi anderlecht’i bugüne kadar bu kadar güzel bir futbol oynarken görmemiştik».
en son konuşan ise antrenör sinibaldi oldu. fransız hocaya göre anderlecht tarihinin en muazzam maçını oynamıştı. sinibaldi «real madrid’i de yenmiştik ama böyle başarılı futbol çıkartama mıştık» diye sözlerini bitirdi.
fenerbahçe soyunma odasındakiler ağır mağlûbiyetin tesiri altında idi. antrenör oscar hold üzgün bir şekilde şunları söyledi: «iki takım da ortaya yapabileceklerinin azamisini koydular, anderlecht fevkalâde bir takım. çok güzel oynadılar. takımımızın tek hatası rakip topları kesmekte ve paslaşmakta geç kalmasıydı. neticeye çok üzgünüm ama, takımım bundan fazlasını yapamazdı».
* ince düdükler... havai fişekler... kapsül tabancaları... bir gürültü bir curcuna... düşünün bir kere tam 30 bin kişi bağırıyor. çağırıyor... bir ara kendimizi bayram yerinde zannettik... sonunda anderlecht tam beş gol atınca, türk kafilesinden biri, «adamlar sanki galip geleceklerini evvelden biliyorlardı. keşke o zaman biz de biraz eğlenseydik, somurtmaktan bir hal oldum» demekten kendisini alamadı.
* her mağlûbiyetten sonra bir mesûl aranır. bu defa kabak hold’un başına patlayacak galiba. zira fenerbahçe'n idarecilerin ifâdesine göre, istanbul'a döner dönmez antrenör konusu ele alınacakmış.
* mağlûbiyete üzülenlerin basında gelen birol, ayrıca oynatılmayışından da çok mütecasir olmuş. beşinci golü yedikten sonra genç futbolcu, «ne kadar dinç olursak olalım, iyi olsak yorsun olsak, adamlar müthiş birader, bundan fazlası da yapılmazdı.» dedi.
* gecen hafta valin'de çıkardığı maçtan sonra tenkide uğrayan bergholz, bu defa tenkid edilemeyecek. zira, hollanda'dan transfer edilen şöhretli futbolcu, f. bahçe defansını hallaç pamuğu gibi attı. anderlecht'li idareciler, «kendisine ödediğimiz parayı haketti çocuk, bravo» dediler.
* oscar hold, maçtan önce, «benim için en büyük problem, kafamdaki düşünceyi çocuklara aynen aktaramıyorum» derken, maçın da çok daha farklı olabileceğini söylemekten kendisini alamadı.
* geçen yıl, amsterdam'daki maçı seyreden bir hollanda'lı gazeteci, tarafsız bir gözle maçın tenkidini yaptı ve sonra da şunları söyledi:«bizim şampiyon sizi 3-1 yenmişti. fakat, anderlecht takımı öyle muazzam bir takım ki ben bile hayran kaldım. biz fenerbahçe’yi yendiğimize çok sevinmiştik. fabu anderlecht de bambaşka bir takım
* maçı, 3000 kadar türk isçisi üzüntü ile tâkip etti. stadın üç yerinde kümelenen türkler, bayraklarla f. bahçe'yi bol bol tesçi ettiler ama sonunda hepsi başları öne eğik parc astrid’i terk ettiler.
kılıç "5-1'i tevile kalkmak güç olur" uluğ "modası geçmiş futbolümüzle başarıya ulaşamayız" dediler
belçika'da anderlecht’e, isviçre'de sion’a aynı netice ile 5-1 mağlup olan fenerbahçe ve galatasaray dün akşam aynı uçakla yurda dönmüşlerdir.
uçaktan havaalanına bir arada inen sarı -lâcivertli ve sarı - kırmızılı futbolcular: «farklı yenilgiden sadece şaşkınlık duyduk» demişlerdir.
fenerbahçe’li futbolcular anderlecht maçında skorun daha da ağır olabileceğini ifâde ile şöyle konuşmuşlardır:«istanbul'da seyrettiğiniz anderlecht takımı ile brüksel'de oynadığımız anderlecht arasında dağlar kadar fark vardı. rakiplerimiz takım halinde bizden çok çok üstündüler. belçika'lıların bu oyunu ile daha da büyük bir fâciayla karşılaşabilirdik. anderlecht'in bu oyunu ile kardöfinale yükseleceğine inanıyoruz.»
sarı - lâcivertli kafilenin başkanı dr. ismet uluğ ise neticeyi normal karşılamış ve konuşmasına şöyle devam etmiştir:«fenerbahçe, brüksel’e en kötü zamanında gitti, iyi zamanında da gitse, netice değişmezdi. şahsa dayanan demode olmuş ve kale önünde randıman almayan bir sistemin delici, kollcktif, modern futbol karşısında başarı göstermesi imkânsızdır. defans yapmadık, ezilmedik. takdir ve alkış topladık.»
kulüp başkam ile arasında ihtilâf olduğu söylenilen antrenör oscar hold bugün gelecektir.
ismet uluğ, antrenör oscar hold ile aralarının açıldığı yolundaki haberleri ise şöyle açıklamıştır: «biz hold'un teknik hiçbir işine karışmıyoruz. onun da idari işlere karışmaması gerekir. antrenörümüz ile aramızda ihtilâf teşkil edecek bir konu olmamıştır.»
meneccr ahmet erol, idareci eşref aydın ve doktor reşat dermanver kafile ile dönmemişlerdir.
galatasaray mencer - antrenörü gündüz kılıç ise sion maçı neticesine rağmen tur atlama imkânının kaybolmadığını belirtmiş ve sözlerini şöyle tamamlamıştır: «görünüşte 5-1'lik neticeyi tevile kalkışmak gülünç olur. ilk 20 dakika bizim için çabalama devresi oldu. galatasaray ikinci devrenin 10 uncu dakikasına kadar süren bir hakimiyet tesis etti. oyunun inisyatifini ele aldı. beraberlik golünü de attı. bundan sonra takıma yersiz bir güven geldi, açıldı. bu da fizik kondisyon bakımından üstün olan rakiplerimizin işine yaradı. bilhassa çok sür'atli açıklâr vasıtasiyle tehlikeli oldular. takımımız, kazanacağını hissettiği bir maçla birdenbire iki gol yiyerek yıkıldı ve bir daha toplarlanamadı. onların orada yaptığını, burada bizim yapmamamız için bir sebep yoktur
metin oktay ise aynı tarzda konuşarak; «takımımız kazanacağı maçı bir anlık furyada kaybetti» demiştir.
apak: «türk futbolu artık sıfıra indi.»
fenerbahçe’nin anderlecht'e, galaatsaray'ın sion’a 5-1 gibi açık farkla yenilişi. sarı - lâcivert ve sarı - kırmızılı renklere gönül verenler kadar bütün türk sporseverleri arasında büyük bir üzüntü yaratmışlar.
iki mağlûbiyet «türk futbolunun çöküşü» olarak vasıflandırılmış ve bütün güb, konuşulan tek konu olmuştur.
bu arada futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak: «takımlarımızın dış sahalarda yaptıkları bu tip karşılaşmalar ve milli takımımızın son mağlûbiyetleri ile türk futbolu maalesef sıfıra indi.» demiştir.
korkunç bir kasırsa gecesinde evinin damı çökmüş, duvarı yıkılmış penceresi kırılmış adam, ertesi gün canının kurtulmasına şükreder ya... biz de brüksel'deki müthiş gecenin üstünden 24 saat gecince, gazetelerin baslığındaki 5-l'e bakıp, «buna da şükür» demekten kendimizi alamıyoruz. bundan kötüsü mü? olurdu. hem nasıl olurdu. direklerden dönen 3. hâzım'ın kurtardığı 5. müdafilerin çıkardığı 4. kısacası bir düzine golü de hesaba katarsak. anderlecht sahadan «17-0» galip ayrılsa idi. astrid stadındaki 37 bin seyircinin teki bile sürpriz demezdi buna... sürpriz varsa o fenerbahçenin 5'ten çok gol yememiş olmasıydı.
sarı - lacivertli takım her yönden hezimete hazırdı. henüz istenen formu arzulanan tertibi bulamamış fenerbahçe, istanbulspor yenilgisinin moral sarsıntısı ile çıktığı seyahatte, maceradan maceraya sürüklenmişti. istanbuldan bindikleri uçağın rötar yapması, sarı - lâcivcrtlilerin brüksel uçağını kaçırmasına sebep olmuş, hava alanındaki sıkıntılı saatlerden sonra gecenin paris'te geçirilmesine karar verilmlştl. ertesi gün ise paris -brüksel uçaklarında yer bulma problemi, fenerbahçe kafilesini, parc şehrine 3 ayrı grup halinde gelmek zorunda bırakmıştı. fakat mâcera bitmemişti. sarı - lâcivcrtlilere ayrılan otel brüksel’in hayli uzağındaydı. böylece fenerbahçeliler hava alanından stada gidip idmana çıktılar. bunca yorgunluğun ilk kurbanı antrenörün ve idarecilerin, «muhakkak oynayacak» dedikleri özer oldu. sakatlandı antrenmanda... sonra akşam karanlığında uzun bir otobüs yolculuğu... gene de bitmemişti çileleri ..
ormanlar içindeki sâhâne otel pahalı bulunmuş, kafilenin daha ucuz bir otele geçmesi uygun görülmüştü. ve daha uzağa gidilmişti bu defa. otel vardı da yatacak yer yoktu. futbolcuların yarısına tekrar ilk otele dönmek düşüyordu. hep gece oluyordu bunlar... oyuncular ancak maç günü öğleye kadar istirahat edebildiler.
hepsi bu kadar. çünkü öğle yemeği ile birlikte yeniden yola çıkacak ve maça tam 4 saat kala bu defa brüksel’in merkezinde bir otele geleceklerdi.
macera, ingiliz hakemin başlama düdüğü ile son buluyor, boylesine yorulmuş, böylesine hırpalanmış, üstelik moralman çökmüş, son dakikaya kadar da takım kuramamış fenerbahçe, bir de anderlecht kayasına çarpınca, tuz - buz oluyordu.
belçikalılar dahi şaşkınlık içinde, takımlarının harika futbolü ile büyülenmiş haldeler.
hepsi «bu maçta karşımızda kim olsa ezerdik« diyor. hattâ takım kaptanı jurion dahi, «uzun süredir böyle oynamadık. takımın içinde olduğum halde, kendi futbolümüze şaşırdım» demekten kendini alamadı jurion.
ya takım diyeceksiniz? başka tertip olamaz mıydı? sakatları bir yana bırakırsak, çim sahada daha rahat oynıyacağı sanılan bir birol’dan istifade düşünülebilirdi. ancak, tekrar edelim, birol da olsa, hangi 11 kişiyle de oynasak inanıyorum ki 5-l’den daha iyi bir sonuçla bitmezdi bu maç...
fenerbahçe için tak teselli muazzam bir futbol gösterisine hedef olarak yenilmesi... bir da ağır yenilgiye sportmence boyun eğmesi. dün anderlecht bayrakları ile süslü brüksel kahvelerinde, birahanelerinde herkesin konuştuğu da buydu. belçika radyosunun bile sabah yayınında maçtan bahsederken, «türk şampiyonları 5 gole rağmen, çok centilmendi. biz de bunu tebrik ederiz» diye uzun uzun anlatması, fenerbahçenin maçı kaybettiğini, ama hiç değilse kendini kaybetmediğini ortaya koyuyordu.
size birşey söyliyeyim mi: bundan böyle avrupa kupalarında ilk turda el sıkıp kenara çekilecek takımların taraftarı olduğumuzu bilelim. kendimizi aldatmaktan vazgeçelim. bizim dışımızdakiler futbol oynuyor. biz ise oynadığımızı zannediyoruz. bence bu maç futbolümüzün dünya piyasasındaki yerini bir kere daha yüzümüze çarptı. hepsi bu... böylesşne şâhâne bir anderlecht'i, hayâl bu ya, bir kazâ golü ile yenip de eleseydik, yazık, çok yazık. hattâ futbol sporu adına cinayet olurdu. devleşen bir anderlecht önünde, sadece şapka cıkarılır ve istanbula doğru uçacak bir uçak aranır.
anderlecht antrenörü sinibaldi, «fenerbahçe, hepimizi çok onurlu bir şekilde etkiledi. keşke avrupa kupasındaki bütün maçlar böyle cereyan etse» demiştir.
«bunu galip geldik diye söylemiyorum» diye konuşmasına devam eden antrenör, görüşlerini şöyle açıklamıştır:
«- gaye, sportmenliktir. fenerbahçe'de tekniği gayet iyi oyuncular var. hareketleri, paslaşmaları, akın tanzim kabiliyetleri iyi. fakat kale önünde neticeye gidemiyorlar. bize gelince, en iyi oyunumuzu gösterdik. istanbuldaki 0-0 beraberlik netice olarak iyi idi. tekrar o korkulu müdafaa oyununu tasvib etmedim. anderlecht kazansa da kaybetse de fenerbahçe karşısındaki gibi oynamalıdır.»
gazeteler ne diyor?
la lanterne, birinci sahifesinde 8 sütun üzerinden verdiği bir resmin altına «ezici anderlecht» başlığını vermiş ve yazının içinde «forvetimiz, boğaziçi kıyılarındaki karikatür oyuna sildi. türkler, daha başlangıçta gedikler vermeğe başladı.» denilmektedir.
sarı - lâcivertlilerin hiç bir zaman tehlikeli olamayacağım yazan la libre belgique «fenerbahçe türkler gibi kuvvetli, ama futboldan gayri» cümlesi ile yazısını bitirmektedir.
le soir, het laatste, la kite gazeteleri de «belçika şampiyonu için maçın kolay geçtiğini ve farklı bir netice elde edildiğini» belirtmekte les sports, manşetinde ise «gösteri yapan anderlecht hesabına 5 gol» başlığı bulunmaktadır.
la derniere heure, «anderlecht aylardanberi bu derecede gevşek markaj tatbik eden takım görmediği gibi, böyle kibar bir takıma da rastlamadı» demiştir.
l’equip’e göre
fransanın ünlü spor gazetesi, «l'equipe» dünkü sayısında fenerbahçe ve galatasaray'ın maçlarını verdikten sonra yazısını şöyle bitirmiştir:
«- fenerbahçe kibar bir takım. sion ise galatasarayı domine etti.»
* şarısın uzun boylu ingiliz antrenör, brüksel havaalanında elini çenesine dayayıp, düşünmeğe başladı: «bu da mı gelecek başıma?» diye, kendi kendine söyleniyordu. üzüntüsü, yorgunluğu yetmemiş gibi, şimdi de koskocaman bir iş açılmıştı başına «herhalde» diye düşündü. «bizim kafiledekiler, beş golle öyle doydular ki, ağırlığına dayanamayıp, formalarını, eşofmanlarını, toplarını burada bırakıp gittiler.» oscar hold'a yeni bir iş düşüyordu. kafile formalarını bürksel havaalanında unutup gitmişti. oscar, belki de formaları almadan gelirdi ama. fenerbahçe'nin pazar günü vefa maçı vardı. takım çıplak mı çıkacaktı? adam başına 3500 lira uçak bileti verilerek kafileye sokulan bunca idareci vardı. ama her biri, bir tarafa dağılmıştı. ve yüklendi hold malzemeleri istanbul'a getirdi.
* fenerbahçeli futbolcular dünkü antremandan sonra, muhtelif konularda konuşuyorlardı. aralarına mikro mustafa da girmişti. bunu gören ismail: «anderlecht sahaya bir hokkobaz ile çıktı. 5 gol attı. keşke biz de mikro mustafa'yı götürseydik. maç 5-5 berabere biterdi» dedi. milro çok sinirlendi. ismail'e şu cevaı verdi: «gene başını üşütmen devam ediyor. gazetelerde okudum. kendini, fenerbahçe başkanından yüksek görmüşsün.»