28 kasım pazar akşamı katalunya özerk bölgesinde yapılacak seçimler nedeniyle ispanya futbol federasyonu barcelona-real madrid derbisini bir gün sonra oynatmaya karar verdi!
katalunya’daki seçimler nedeniyle güvenlik zaafı yaşanabileceği endişesi ve seçim sonuçlarının belli olacağı saatlerde maçın başlayacak olması ve halkın bu dev mücadeleye olan ilgisinin bölünmemesi nedeniyle böyle bir karar alan ispanya futbol federasyonu, karşılaşmayı 27 kasım cumartesi akşamında oynatmadı.
real madrid’in 23 kasım salı akşamı ajax ile deplasmanda, barcelona’nın da 24 kasım çarşamba akşamı panathinaikos’la yunanistan’da yapacağı şampiyonlar ligi karşılaşmaları nedeniyle iki ekibin de aynı oranda dinlenebilmeleri için ‘el clasico’ pazartesi akşamına taşındı.
daha önce 2 kez pazartesi oynandı
dünyanın en önemli derbileri arasında ilk sıralarda gösterilen ‘el clasico’ daha önce 2 kez pazartesi akşamı oynanmıştı. 30 mart 1964 tarihinde karşılaşan iki ekibin hafta başındaki randevusunda kazanan 2-1’lik skorla real
madrid olmuştu. beyaz şimşekler deplasmandaki maçı gento ve puskas’ın golleriyle 2-1 kazanmıştı. devlerin ikinci pazartesi buluşmasında ise bu kez gülen barcelona olmuş, katalan ekibi 3 nisan 1972’deki maçı asensi’nin golüyle 1-0 kazanmıştı. pazartesi karşılaşmalarındaki bu 1-1’lik beraberliğe rağmen iki sezon sonunda da şampiyonluk kupasını real madrid havaya kaldırmıştı.
barcelona: victor valdes, daniel alves, gerard pique , carles puyol, eric abidal, xavi hernandez (dk. 87 seydou keita), andres iniesta , sergio busquets , david villa (dk. 76 bojan krkic), lionel messi, pedro rodriguez (dk. 87 jeffren suarez)
1959-60 sezonu şampiyon kulüpler kupası yarı finalinde barcelona ve real madrid tarihlerinde ilk kez “avrupa kupalarında” karşı karşıya geliyorlardı. bu iki ezeli rakipin oynayacağı rövanş maçından önce ki hava şöyle idi;
“27 nisan 1960′da oynanacak olan rövanş maçı için “dünyanın en önemli maçı” deniyor ve bu maçı izlemek için barcelona’ya koşan futbolseverlerin sayısı 200 bini aşıyordu. ayrıca maçı takip etmek için birçok ülkeden 100′ü aşkın gazetecinin barcelona’ya gelmesi de karşılaşmanın ne derece önemli olduğunu vurgulamaya yetiyor. 200 bin seyirci önünde oynanan maçı…”
aynı yıllarda türk futbol kamuoyu mithatpaşa’nın yağmurda çamur, güneşte sert zeminini tartışıyor, milli ve avrupa kupası maçlarında alınan yenilgilerin ardından “biz hala futbolcuları koşuşlarına göre değerlendiriyoruz”, “bizde sistem yok oysa onlar günün gerektirdiği, modern futbolu oynuyorlar” gibi eleştirilerle türk futbolunu tartışıyorlardı…
tam 51 yıl sonra…
29 kasım 2010 tarihinde, ispanya futbol ligi’nde oynanacak olan barcelona – real madrid maçını izlemek için milyonlarca insan haftalar öncesinden randevu defterine not almış bekliyorlardı. maç oynandı, barcelona 5-0 gibi ezici bir oyun ve skorla maçı kazandı. 30 kasım 2010 tarihinde türkiye’de tüm gazeteler, televizyon ve futbolseverler maçın analizini yapıp sahada oynanan oyunun “modern futbol” olduğunu konuşuyorlar. “evet futbol işte böyle birşey” diyorlar…
türk futbol kamuoyu da bu günlerde süper lig’in oynandığı stad zeminlerinin neden bu kadar berbat olduğunu, türk futbolunda sistem diye birşeyin olmadığını, bir futbolcunun “iyi” olması için sadece teknik olmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda saha içinde kendini de paralaması gerektiğini tartışıyor…
51 yıl önce olduğu gibi futbolumuzun en üstündekiler bile barcelona – real madrid maçını izliyorlar ve “adamlar futbol oynuyorlar. bizimkiler ise…” diyorlar. peki onlardaki futbol sisteminden, otoritesinden ders alıp, daha sistemli, programlı, uzun soluklu ve eşitlikçi bir planla birşeyleri düzeltmek için ne yapıyorlar?
cevap aslında belli: hiçbir şey. çünkü savunmaları hazır. türk futbolunda “büyük” tabular var ve bu tabuları yıkmaya güçleri yetmez. güçleri yetse de uzun vadeye oynayıp kellelerini ortaya koymak yerine “bir kere daha seçilmek için” tabuların yanında yer alıp kısa vadeye oynamayı tercih ediyorlar…
herhalde 51 yıldır “ambalajı” haricinde gram değişmeyen türk futbolumuzu “son kullanıcı” olarak ancak bizler/taraftarlar tepkiler koyarak, tercihler yaparak kısacası “birşeyler” yaparak değişmesini sağlayabiliriz. yoksa biz de onlar gibi kısa vadeye oynayıp “büyüklerin küçük başarılarına dalarsak” daha çok uzun yıllar barcelona ile real madrid’in maçını iple çekip “bizimki de futbol mu?” diye sorarız kendimize…
madrid (dpa) - das 0:5-debakel von real madrid beim fc barcelona war eine der höchsten niederlagen, die der spanische fußball-rekordmeister in einem «clásico» erlitten hat. die größten schlappen der «königlichen» in der katalanischen metropole:
saison spielpaarung ergebnis 1933/34 fc barcelona - real madrid 5:0 1944/45 fc barcelona - real madrid 5:0 1950/51 fc barcelona - real madrid 7:2 1953/54 fc barcelona - real madrid 5:1 1958/59 fc barcelona - real madrid 4:0 1993/94 fc barcelona - real madrid 5:0 2010/11 fc barcelona - real madrid 5:0
seit trainer josep guardiola bei barça im amt ist, gewannen die katalanen alle spiele gegen den erzrivalen. die ergebnisse der vergangenen zwei spielzeiten:
saison spielpaarung ergebnis 2008/09 fc barcelona - real madrid 2:0 real madrid - fc barcelona 2:6 2009/10 fc barcelona - real madrid 1:0 real madrid - fc barcelona 0:2 2010/11 fc barcelona - real madrid 5:0
barcelona (dpa) - mesut özil und sami khedira haben bei ihrem ersten «clásico» in spanien gehörig lehrgeld bezahlt. die deutschen fußball-nationalspieler gingen mit real madrid beim 0:5 beim fc barcelona sang- und klanglos unter.
vor 99 000 zuschauern im camp nou spielte der spanische meister die «königlichen» in der 240. auflage des ewigen duells an die wand und lösten real an der spitze der primera division ab. xavi (10.) und pedro (18.) brachten schon früh ihr team auf die siegerstraße. ein doppelschlag von weltmeister david villa (55./58.) besiegelte den bitteren real-abend und die erste niederlage für madrid unter trainer jose mourinho. als villa traf, war der zuletzt hochgelobte özil schon nicht mehr auf dem platz. der ex-bremer wurde in der pause durch lassa diarra ersetzt. jeffren machte in der nachspielzeit einen der höchsten siege von barcelona perfekt. wenige sekunden später sah sergio ramos nach einem brutalen foul gegen messi und anschließender tätlichkeit rot.
über ein dutzend weltmeister und zehn kandidaten für den titel des weltfußballer des jahres standen beim spiel der spiele in spanien auf dem platz - glänzen konnten aber nur die stars im «barca»-trikot: lionel messi wirbelte, andres ıniesta und xavi lenkten und david villa traf.
vor allem messi war der auffälligste spieler. auch wenn ihm wieder einmal kein tor gegen eine von mourinho trainierte mannschaft gelang, war er der entscheidende mann. einmal traf er nur den pfosten, doch zweimal legte er für villa auf.
auf real-seite fiel der zuletzt starke superstar cristiano ronaldo weniger durch spielerische brillanz als vielmehr durch meckern auf. ein freistoß in der ersten halbzeit aus 25 metern, der knapp das tor verfehlte - das war's vom portugiesen.
von özil war noch weniger zu sehen. kaum ballbesitz, keine einfälle - er schien dem druck vor rund 400 millionen tv-zuschauern in aller welt nicht gewachsen zu sein. auch khedira konnte im defensiven mittelfeld das barcelona-spektakel nicht stoppen und ging mit real unter.
barcelona (dpa) - nach dem 0:5-debakel von real madrid im schlagerspiel der spanischen fußball-liga beim fc barcelona hat trainer josé mourinho das ausmaß der niederlage heruntergespielt.
«die meisterschaft ist längst nicht entschieden», sagte der real-coach. «die niederlage ist leicht zu verdauen, weil sie verdient war. barcelona hat in bestform gespielt und wir sehr schlecht.» der portugiese räumte ein, dass dies die höchste niederlage seiner trainerkarriere gewesen war. dennoch sei die 0:5-schlappe im «clásico» keineswegs der schwärzeste tag seiner laufbahn.
«mit ınter mailand habe ich in der vorigen saison in den gruppenspielen der champions league ebenfalls in barcelona verloren, aber dann musste barça sich das finale im fernsehen ansehen», betonte mourinho unter anspielung auf den ınter-erfolg im halbfinale über die katalanen.
die spanische presse würdigte einhellig die spielerische überlegenheit des fc barcelona im «fußball-klassiker». «barça demütigt real», titelte die zeitung «el mundo». das sportblatt «marca» meinte: «das war zu viel barça für zu wenig real.»
die madrilenen waren in dem mit spannung erwarteten schlagerspiel sang- und klanglos untergegangen. schon nach gut einer viertelstunde lagen sie im camp-nou-stadion durch tore von xavi (9.) und pedro (17.) mit 0:2 zurück. die weiteren treffer für den titelverteidiger erzielten der weltmeister david villa per doppelpack (54./57.) und nachwuchsspieler jeffren (90.). reals deutscher nationalspieler mesut özil wurde zur halbzeit ausgewechselt. sein landsmann sami khedira ging - ebenso wie die gesamte real-abwehr - im angriffswirbel von lionel messi & co unter.
barcelona ile real madrid'in her maçında olduğu gibi bu maçın da haftalar öncesinde nefesler tutulmaya başlandı. iki takımın futbolcu kalitelerinden tutun da, ligdeki durumlarına kadar her şey "izlemek için sebepken" bir de buna sözünü sakınmayan, kimine göre küstah kimine göre dahi çocuk mourinho'nun eklenmesi maçı çok daha izlenebilir yaptı doğrusu...
real madrid'in la liga'da yenilgisiz liderliği ve yaptığı 12 maçta kalesinde sadece 6 gol görmesine bir de mourinho eklenince çoğuna göre barcelona önceki yıl kadar kolay kazanamaycaktı. zira mourinho maçtan önce ınter maçlarına gönderme yaparak "barcelona'lılar beni asla affetmez zira bernabeu'da onların elinden kupayı aldım" açıklaması heyecanı bir kademe daha arttırıyordu.
gelişme (maç)
büyük bir bölümünün üstü açık olan camp nou'da yağmurlu bir maç... neden stadın üstü tamamen kapalı değil merak ettim doğrusu...
sezon başında real'e transfer olan ve iyi bir sezon geçiren mesut özil'in ilk 11 de başlaması türk futbolu için önemli idi. zira, el clasico'da ilk kez bir türk forma giyiyordu.
maçın ilk dakikaları ortada geçerken daha 9. dakiakda gelen barcelona golü maçın rengini çoğu için belli etmişti. golün akabinde di maria'nın kaçırdığı gol "daha dengeli" bir maç izleyeceğimizi düşündürüyordu. ama hiç de öyle olmadı. 18. dakikada pedro'nun golü bir anlık "başabaş maç" düşüncesini sildi süpürdü. maçın ikinci yarısında real madrid biraz daha istekli idi ama 55. dakikada messi'nin villa'ya attırdığı gol maçı bitirdi... derken 3 dakika sonra villa skoru 4-0 yaptı ve bu sefer maç bitti... skor 4-0 olunca casillas'ın son derece sinirlenmesi ve adeta maçı bırakması çok enteresandı. maç içinde birkaç kez ellerini bağlamış ve yüzü düşmüş bir şekilde maçı takip derken görüntülendi casillas. 58. dakikadaki bu golden sonra barcelona topu elinde tutup sürekli paslaşmaya başladı. sahadaki 10 barcelona'lı futbolcunun baskı altında, dar alanda hem top saklayıp hem pas çıkarmaları ve bunu da minimum her atakta 30 ve üstü yapmaları real madrid'li futbolcuları kızdırmaya başladı. bu kızgınlık zamanla sertliğe dönüştü. bu noktada hakemin otoriter yönetimi genelde olayların fazla buyumemesine sağladı. bu paslaşmalar çoğaldıkça sertlik artıyordu. skor zaten 4-0'dı ve real madrid'in eli kolu bağlıydı.
sinir harbi sırasında ortaya 4 isim çıkıyordu. pepe, valdes, puyol ve ronaldo. ronaldo'nun bir taç pozisyonunda topu almaya giderken guardiola'nın elindeki topu yere doğru bırakması ve onun da guardiola'nın omzundan itmesi ortalığı karıştıran ilk ândı. bundan sonraki pozisyonların çoğunda valdes ve puyol alanlarından koşarak gelerek ortamın gerginliğini arttırdılar. ramos'un maçın sonlarına doğru kasaplık deneyimi de işin tuzu biberi oldu. zaten maçta 12 sarı ve 1 kırmızı kart yaşanması da durumu özetliyordu.
90+1'de jeffren'in golü 1933, 1944 ve 1993'den sonra 4. kez barcelona'nın camp nou'da 5-0 maçı kazandığını gösteriyordu.
bitiş (maç sonu)
maç sonunda herkes jose mourinho'nun bu hezimet için neler diyeceğini merak ediyordu. "hep söyledim. barcelona, yıllardır hazırlanan ve artık tamamlanmış bir ürün. biz ise daha çok yeniyiz ve yolun başındayız. eksiklerimiz var" dedi ve ekledi "az önce futbolcularımla konuştum. bu sadece bir yenilgidir, şampiyonluğu bu maçta kaybetmedik, yola devam ediyoruz."
real madrid’in, barcelona’ya 5-0 yenilmesi beşiktaş’taki eski realliler’i de üzdü. bir dönem beyaz şimşekler’i çalıştıran bernd schuster, farklı skoru yorumlarken meslektaşı jose mourinho’yu eleştirmekten de geri kalmadı.
real madrid’in başında şampiyonluk yaşayan schuster, “real çok sinirli oynadı. sakin olan taraf kazandı. messi gibi yeteneği olan bir takım sahaya her zaman avantajlı çıkar. ama mourinho real madrid’i daha çözememiş. ispanya ligi bambaşkadır” dedi. beyaz şimşekler’in, el clasico’yu kendi döneminde 4-1 kazandığını da hatırlatan beşiktaş teknik direktörü, “barcelona bugün galip gelebilir ama rövanşı da düşünmek gerek. lig henüz bitmedi” ifadelerini kullandı.
real madrid’in türk kökenli oyuncusu mesut özil, deplasmanda barselona’ya karşı aldıkları 5-0’lık mağlubiyetin kariyerinin en kötü yenilgisi olduğunu söyledi.
bild gazetesine verdiği röportajda, böylesine önemli bir maçta, bu kadar açık farlı bir yenilgiyi hiç bir zaman yaşamadığını belirten mesut, "kariyerimin en kötü yenilgisiydi. takımımız ve özellikle taraftarlarımız için çok üzgünüm. bu yenilgi sadece acı veriyor" dedi.
karşılaşmada ilk iki golün çok erken geldiğini ve bunu hızlı bir şekilde üzerlerinden atamadıklarını belirten genç oyuncu, kendisinin maçtan alınmasını da doğru bulduğunu, teknik direktöre güveninin tam olduğunu kaydetti.
alman milli takımı teknik direktörü joachim löw de barselona’nın mükemmel bir futbol sergilediğini belirtti.
real madrid takımının güçlü bir barselona karşısında hiç bir şekilde şansı olmadığını ifade eden löw, mesut’un ve diğer alman milli takımı oyuncusu sami khedira’nın takımda önemli bir yere sahip olduklarını ve bunu ispatladıklarını, bu tür yenilgilerin futbolda olduğunu, ikilinin bu yenilgiden ders çıkaracaklarını ve real madrid teknik direktörü mourinho’nun mesut ve khedira’ya bundan sonra da güveneceğini kaydetti.