ligin ilk yarısını 24 puanla 3. sırada bitirdik. istikrarsız sonuçların bizi şampiyonluğa ulaştırmayacağını bilerek ikinci yarıya büyük azimle hazırlanmaya çalıştık. ikinci yarı başlarken ligde ve kupada zorlu maçlar bizi bekliyordu. fenerbahçe, gösterdiği performansla birçok spor yazarı tarafından şampiyonluğun en güçlü adayı olarak manşetlerde yer alıyordu. galatasaray'a ve beşiktaş'a da şans tanınmakla birlikte bize şampiyonluk yolunda hiç şans verilmiyordu. bu durum bizleri çok kamçıladı.
zonguldak deplasmanındaki beraberlikten sonra boluspor'u zor da olsa 1-0 yendik. beşiktaş'la istanbul'da yaptığımız maçta iyi bir oyun ortaya koymamıza rağmen golü yine bulamadık ve berabere kaldık. ardından denizlispor'u 1-0 yendiğimiz maçta sırtıma aldığım darbeyle oyun dışı kaldım. bütün gece boyunca ağrıdan uyuyamadım. sabah röntgenimi çektiler ve iki omurumda zedelenme olduğunu söylediler. on beş gün hiç kıpırdamadan yatacaktım.
maçları radyodan dinlemenin ne kadar zor olduğunu o zaman anladım. neyse ki arkadaşlarım benim yokluğumu hissettirmediler ve kendi sahamızdaki iki maçı farklı aldılar. artık fenerbahçe maçını beklemeye koyulmuştuk.