ferenc puskas (macar futbolunun, 84 uluslar arası maçta 83 gol atmayı başarmış efsane ismi)
1960 yılında hampden park stadın’da sahaya çıkarken hissettiklerimi hiç unutamam. bu kez real madrid formasını giyiyordum ve eintracht frankfurt’la avrupa kupası final maçına çıkıyorduk. o gün 33 yaşında olduğum için kendimi öyle bir final için yaşlı hissediyor, endişeleniyordum. soyunma odasında hazırlanırken karnımda bir ağrı ve kafamda şu soru vardı: ‘artık 20 yaşında değilsin; bu maça hazır olduğuna emin misin?’ maç için sahaya çıktığımda, coşkulu kalabalığı görünce kafamdaki bütün olumsuz şeyler temizlenmişti sanki. maçı muhteşem bir oyundan sonra 7-3 kazanmıştık. di stefano ‘hat trick’ yapmıştı; geri kalan 4 golü de ben atmıştım!”
10 ekim 2008'de madrid'de santiago bernabeu turuna katıldım. 15 euro ödeyerek katıldığım bu turda tüm stadı kat kat dolaşabiliyorsunuz. şeref tribününe, yedek kulübelerine, soyunma odasına, basın toplantısı odasına, müzeye ve real madrid shop'una gidebiliyorsunuz...
benim en çok ilgimi elbette tribünler ve müze çekti. müzede o kadar çok materyal var ki dolaş dolaş bitmiyor... ama müzede en çok önem verilen koleksiyon real madrid'in şampiyon kulüpler kupası / şampiyonlar ligi'ni kazandığı kupaların sergilendiği bölüm...
benim gibi birçok şeyin koleksiyonu olan insanlar için gerçekten görülmeye değer bir kısım bu. çünkü her kazandıkları aşk/şl kupası için bir camlı bölme yapmışlar. bu camlı bölmenin sağ üstünde kaçıncı kupa olduğu, tarihi ve finalin oynandığı yer yazıyor... bu yazının hemen altında bir televizyonda final maçı ve o sezonki aşk/şl kupa maçları dönüyor... solunda büyük bir takım fotoğrafı ve en altta da yine büyük bir kupalı takım fotoğrafı yer alıyor...
asıl ilginç olan ise camlı bölmenin tam ortasında yer alan final maçına dair materyallerin sergilendiği alan... bu alanda ufak maç fotoları, rakip takım ve real madrid'in o gün giydiği forma, maç bileti, alınan madalya, maçın topu, futbolculardan birinin kramponu, gazete küpürü, rakip takım flaması varsa alınan şilt ödül vs yer alıyor... haliyle inanılmaz şeyler bunlar... çünkü o yıllardaki topu, kramponu vs vs görmek nefis bir duygu...
bu maçtaki eintracht frankfurt'un forması kırmızı renk ve yakası beyaz ve iplikli. formanın sol göğsünde kocaman bir eintracht logosu var... real madrid ise tek beyaz renk forma giyiyor...
şunu da belirtmek gerekir ki; o günkü formaları sakın bugünkü formalar gibi düşünmeyin çünkü bugünkü formalardan çok o günkü formalar switshirt gibi. çok kalın görünüyorlar...
futbol berabere bitebilen ender sporlardan biri... finaller hariç! bu yüzden bütün finaller heyecanlıdır ama bazıları daha heyecanlı...
#9 real madrid: 7 eintracht frankfurt: 3 18 mayıs 1960
glasgow'da hampden park'ta, real madrid beşinci kez avrupa şampiyonu olabilmek için alman eintracht frankfurt ile karşılaşıyor. dünya futbol tarihinin en iyi maçlarından birini izliyor tribündekiler. 18'de richard kress frankfurt'u öne geçiriyor. ama 27 ve 29'da alfredo di stefano, 45, 56, 60 ve 70'te ferenc puskas'la skor 6-1 oluveriyor. envin stein'in iki golü ve di stefano'nun hat-trick'e ulaştığı golle maç 7-3'e geliyor. maçın son saniyelerinde topu evlerine götürmek isteyen di stefano ve puskas aralarında paslaşıyor. hakem son düdüğü çaldığında top kimdeyse o yıldız tarafından eve götürülecek. ne var ki puskas'a yalvarıyor frankfurt'lu stein. üçüncü istekten sonra puskas düşünüyor, "biz zaten kupayı kazandık. bu adam iki gol attı ama kaybetti. top onun hakkı" ve topu stein'a veriyor.
ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
en büyükten bir hâtıra...
macar ihtilâlinden sonra gustave sebes'in "altın onbiri" can derdine düşmüştü. o sırada dünyanın en gürültülü çimenlerini alabora eden yıldızlar, dikenli tellerin ötesindeki hürriyetler için tabanlarını yağlayıp duruyorlardı.
hepsi yeni topraklara ayak basmışlardı. hepsi futbol topunun kendilerine taşıdığı ün ve imkânları çıkarcı tankların tırtılları altına sermişlerdi. macaristan'dan sadece alabildikleri bir kuruşuk pantalon ile, kollarının ipleri rüzgârda uçuşan bir montgomeri idi.
avrupa haritasına yayan yayılan bu yıldızlardan en ünlüsü ferenç puskas'tı. büyük yıldız genzinde barut kokuları ve kulaklarında makineli tüfek gürültülerinin hâlâ oynaştığı bir ürkeklikle italya'nın sampdoria kentinin aynı adı taşıyan kulübünün kapısını çalmıştı.
bir buçuk yıl futbol oynamamıştı. kantara çıktığı zaman ibre seksenbeşe vuruyordu. hüzünden fazlalaştırdığı sigaralar broşlarını tıkamıştı. bir tek depar sonunda kesik kesik hırlıyordu. beli vıcık vıcık yağ bağlamıştı.
antrenör bernasconi'nin karşısına çıkmıştı. "ben..." demişti. "honved ve macar milli takımının kaptanı ve soliçi ferenç puskas'ım. sampdoria'da oynamak istiyorum."
bernasconi dünya çimenlerini bir yığın yıl haraca bağlayan bu büyük yıldıza bir süre bakmış ve sonra öz konuşmuştu: "şayet o sözünü ettiğiniz yıldız bu şehre beş yıl önce gelse idi, ben de dahil bütün sampdoria kendisini şehrin girişinde omuzlar, notere kadar getirirdi. fakat sinyor puskas, sampdoria için maalesef çok geciktiniz."
en ucuzundan bir belediye otobüsünün sahanlığında başı inik yolculuk eden puskas dalgın fakat kararlıdır. yeniden başlamaya, kendini yenilemeye kararlıdır. italya'yı isviçre izler. isviçre'yi ispanya kovalar.
ünlü real madrid'in yedek takımında sekiz ay eski büyük futbolunu inşa etmek için saniyelerin sağlıyacağı imkânları sıkar durur. neden sonra di stefano 10 numaralı forma ile yanındaki yeninin puskas olduğunu görünce dayanamaz sorar: "nerdeydiniz şimdiye kadar"
puskas sakindir. cevabı bir penaltı darbesi kadar kısa olur: "futbola ait kaybettiklerimi bulmak için aranıyordum. bir hayli geciktim, özür dilerim."
galsgow'daki hampden park stadyumu 5'inci kez düzenlenen şampiyon kulüpler kupası'nın yeni sahibini belirlemek için real madrid ve eintracht frankfurt takımlarını ağırlıyor. tarih 18 mayıs 1960. maç öncesinde "kupayı kim alacak?" diye bir soru sorulmuyor, çünkü kazanacak takımın daha önceki 4 kupayı da müzesine taşıyan real madrid olacağından herkes emin...
real'in kadrosunda, pele'nin "dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu ne benim ne de maradona. mardona'nın ingiltere'ye elle attığı gol dışında kafa golü yok ve sağ ayağı ile topa düzgün vuramıyor ama o komple bir futbolcu. işte bu yüzden en büyük o." dediği alfredo di stefano ve 84 ulusal maçta 83 gol atarak inanılmazı başaran macar ferenc puskas gibi yıldızlar var..
o günlerde doğu bloğu ülkelerinde futbolcuların 28 yaşından önce yurtdışına transferi yasak olduğundan real madrid'e ancak 31 yaşında gidebilen puskas maça çıkmadan önceki hislerini şöyle anlatıyor: "hampden park stadı'na çıktığımda hissettiklerimi hiç unutamam. o gün 33 yaşında olduğum için kendimi öyle bir final için yaşlı hissediyor, endişeleniyordum. soyunma odasında hazırlanırken karnımda bir ağrı ve kafamda şu soru vardı: 'artık 20 yaşında değilsin; bu maça hazır olduğuna emin misin?'
yerel saat 21.30'u gösterdiğinde 135 bin seyircinin izlediği maç başlıyor. karşılaşmanın 18'inci dakikasında eintracht, richard kress'in golü ile 1-0 öne geçtiğinde herkes şaşırıyor. ama bu dakikadan itibaren real madrid şova başlıyor. 27'nci ve 30'uncu dakikada di stefano 2 gol atıp takımını galibiyete taşıyor. maçtan önce yaşından ötürü endişe duyan puskas ise sahaya çıktığında coşkulu kalabalığı görüp kafasındaki bütün olumsuzlukları temizlemiştir ve 20 yaşındaki bir futbolcu gibi kusursuz futbol oynamaktadır. 45'inci dakikada gollerine başlar. "gollerine" diyoruz çünkü puskas bu golden sonra 56, 60 ve 71'inci dakikalarda 3 gol daha atıyor ve skoru 6-1'e taşıyor. "başka gol olur mu?" demeye fırsat kalmadan erwin stein frankfurt'un ikinci golünü atıyor. top santraya konuyor ve bir dakika içinde bu sefer stefano bir gol daha atıyor. bu golden 3 dakika sonra erwin stein bir kere daha madrid kalecisini avlıyor ve skor 7-3 oluyor.
maçın son anlarında hat-trick yapan stefano ile dört gol atan puskas topu evine götürecek kişiyi belirlemek için kendi aralarında paslaşıyorlar. anlaşmaya göre hakem bitiş düdüğünü çaldığında top kimde kalırsa topu evine o götürecek. hakem düdüğü çalıyor ve top puskas'ta kalıyor. puskas meşin yuvarlağı kucağına alırken yanına frankfurtlu erwin stein geliyor, 2 gol attığı için topu istiyor. puskas, "biz attığımız gollerle kupayı kazandık. adam iki gol attı ama kaybetti. bu onun hakkı." diye düşünüyor ve topu stein'e veriyor...
bir dip not olarak hemen belirtelim; french puskas, macaristan ve ispanya liginde oynadığı 533 maçta 511 gol atmıştır...
paristeki u.e.f.a. genel sekreterliğinde dün turnuanın kardöfinal kuraları da çekilmiş ve fenerbahçe - nice maçını kazanacak takımın karşısına real madrid düşmüştür. diğer altı takım arasındaki kardöfinal maçları da kur'a sonunda tesbit edilmiştir:
avrupa şampiyon kulüpler turnuası final maçının glaskow'da oynanması kararlaştırılmış bulunuyorsa da barselona ve real madrid takımları finale kaldığı takdirde. bu iki ispanyol kulübü idarecileri finali ispanyada oynamak isteyeceklerini bildirmişlerdir.
şöhretli futbolcu solhaf altair’ı yerime bırakıp çekileceğim, dedi
-orhan türel
dünya futbolunun bir numaralı yıldızı ferenc puskas 1962 senesinde futbolu bırakacağını açıklamıştır.
milyonerler kulübü real madrid taraftarlarını daha doğrusu bütün ispanya futbol severleri mateme boğan bu haberi meşhur futbolcu madrid kulübünün ananevi ziyafeli esnasında vermiş ve kederden tas kesilmiş bir hale gelen misafirlere gülerek şunları söylemiştir:
«ben, ferenc puskas, iki sene evvel şahsiyetimi kaybetmis bir adamdım. bana inanan ve sans veren ve beni dünya futbol piyasasına yeniden süren real madrid’e ihanet etmiyeceğimi bilmeniz lâzımdır. uzun zamandır bir futbolcuyu takip ediyorum. ismi altair’dir. brezilyanın fluminense takımında sol haf oynamaktadır. bu sezon 21 yaşındaki bu oyuncuyu transfer ettirecek ve kendim yetistireceğim. 1962 de kontratım bittiği zaman yapılacak jübilemde şu haykırışları duyacağıma eminim: “kral öldü. yasasın kral”»
ferenc puskas, kendisini dünyanın sevgilisi haline getiren mesin toplan ayrılacak değildir. 1962 sonbaharında yakın arkadası futbol hocası macar daszö abraham ve gunnar gren ile birlikte bir futbol mektebi acacaktır. eylül basında gren ile birlikte bir futbol mektebi skone’de çevirdiği öğretici filmler çok müsbet karsılanmıs ve macaristanın da dahil olduğu birçok memleketlere satılmıstır. bu mektebe hidegutki’yi de dahil etmek isteyen puskas, «isveç şart değil, bize nerede ihtiyaç olursa olsun oraya gidecek ve futbolu öğreteceğiz» demiştir. bir gazetecinin «macaristana da mı?» suali karşısında koca futbolcu birdenbire koltuğuna çökmüs: «bunu yapmamalıydınız. beni can evimden yaraladınız, çocuklarım, esim ve ben vatansız olmanın üzüntüsünü her an çekiyoruz» diyerek salonu terketmistir.
puskas, giderken peşinden koşarak kendisinden af dileyen gazeteciye yaşlı gözlerle su cevabı vermiştir: «vatanınız olduğu için sizi ne kadar kıskanıyorum bilemezsiniz.»
1962 yılında futbolü bırakacağını ve bir futbol mektebi kuracağını açıklayan dünyanın 1 numaralı futbol yıldızı ferenç puskaş’ı futbol federasyonu âzası eşfak aykaç, türkiye’ye dâvet edeceğiz demiştir.
puşkaş’ın «bize nerede ihtiyaç olursa oraya gideceğiz ve futbolü öğreteceğiz» şeklinde konuşmasını göz önünde bulunduran aykaç «büyük türk dostu ve futbol yıldızı puskaş herhalde teklifimizi reddetmiyecektir» şeklinde konuşmuştur.
eşfak aykaç, teklifini futbol federasyonuna bildirecek ve önümüzdeki günlerde puşkaşa yazılı olarak futbol federasyonunun teklifi bildirilecektir.
real madrid 5. defa şampiyon: real madrid rakımı glascow'da almanya şampiyonu eintracht frankfurt'u 7-3 yenerek beşinci defa avrupa şampiyon kulüpler turnuası şampiyonluğunu kazandı.
real madrid: dominguez, santamaria, marquitos, pachin, zarraga, vidal, del sol, canario, di stefano, gento, ferenc puskas
teknik direktörü: miguel munoz
eintracht frankfurt: egon loy, hans-walter eigenbrodt, hermann höfer, friedel lutz, hans weilbacher, dieter stinka, dieter lindner, erich meier, erwin stein, richard kress, alfred pfaff
teknik direktörü: paul osswald
gol: (0-1) dk. 18 richard kress (1-1) dk. 27 di stefano (2-1) dk. 29 di stefano (3-1) dk. 45 ferenc puskas (4-1) dk. 56 (pen.) ferenc puskas (5-1) dk. 60 ferenc puskas (6-1) dk. 70 ferenc puskas (6-2) dk. 72 erwin stein (7-2) dk. 73 di stefano (7-3) dk. 75 erwin stein
yıllar içerisinde yüksek izleyici sayısıyla özellikle televizyonların avrupalı evlerde yaygınlaşmasına ön ayak olan avrupa şampiyon kulüpler kupası, naklen yayın gelirlerinin inanılmaz boyuttaki artışıyla futbolun büyük bir endüstri haline gelmesine de zemin oluşturmuştu. ilk dönemlerinde turnuvanın doruğa çıktığı an, 1960 yılında glasgow'da oynanan finalde, real madrid'in eintracht frankfurt'u 7-3'lük skorla hezimete uğrattığı maç oluyor ve maçı bbc naklen yayımlarken avrupa'da bir futbol final karşılaşmasını statta izleyen seyirci sayısı 135.000 kişiyle günümüzde bile halen geçerliliğini koruyan rekor olarak tarihteki yerini alıyordu.
... ve 18 mayıs 1960 da glasgfow şehrinde. 10 yıl içinde turnuvanın rekorunu teşkil eden 135 bin seyircinin, ayrıca milyonlarca televizyon ekranının önünde real madrid beşinci defa olarak finali oynamak üzere sahaya çıkıyordu.
beş yıldır finalist olmak şerefini bırakmamış. ilk dördünde final maçını da almayı başarmıştı ispanya'nın beyaz şeytanları... bu beşinci idi. yalnız bugün finalin bir özelliği vardı:
ilk dört yıl final maçlarını hep lâtin ülkelerinin takımları oynamıştı. iki defa fransa’nın reims'i, birer defa da italya’nın fiorentina'sı ve milân'ı. bugünkü finalist bir lâtin değildi. batı almanya’nın eintracht frankfurt takımı zorlu bir süzülmeden sonra finale gelmişti.
aradan beş yıl daha geçecek ve bu alman takımı turnuvanın ilk 10 yılında final oynamak şerefini kazanmış avrupa takımları içinde lâtin olmayan tek takım olarak kalacaktı. gerçekten ilk on yılın bütün finalistleri dört lâtin ülkesinden gelecekti: ispanya, fransa, italya ve portekiz... bir de eintracht frankfurt.
dömifinal maçında iskoçya'nın glasgow rangers'ini diğer iki dömifinal takımının yetkili temsilcileri önünde iki maçta tam 12 gol atarak yenmişti. eintracht. diğer dömifinalistlerin temsilcilerin şunlardı: real madrid'den osterreiches, barcelona'dan munoz... iki ispanyol takımından biri finalist olacaktı, bu yüzden ikisi de diğer finalisti büyük bir dikkatle izliyorlardı. ve iki maçta 12 gol izlediler: 6-1 ve 6-3.
diğer dömifinal maçları gerçek bir dev karşılaşması oldu: real madrid, barselona'yı iki maçta da 3-1 yendi. ( http://www.macanilari.com...adrid-195919605017--.html) halbuki barselona bu defa çok umutlu başlamıştı finale... ona bu büyük umudu veren ingiltere'nin şöhretli wolverhampton’una karşı çıkardığı şâhâne oyun oyun ve aldığı sonuçtu: 4-0 ve 5-2. ancak, wolves kalesine bir maçta beş golden dördünü atan kocsis, real madrid kalesine 89 uncu dakikada bir gol atabiliyor ve bu barselona'nın şeref golü oluyordu.
finale gelince: hapden parc’da oynanan maçın hikâyesini anlatan iskoçya gazetelerinden biri real madrid'in adını şöyle kullanarak manşet atıyordu: «that is the real football» «gerçek futbol budur» anlamına gelen bu cümle ile real madrid belki de gerçek yerine oturtuluyordu.
avrupa şampiyon kulüpler turnuvası artık dünyanın başka yerlerinde benzer organizasyonların doğmasına da sebep olmuştu. -bunun sonucu şu oldu: avrupa şampiyon kulüpler turnuvası şampiyona real madrid daha büyük ve daha şerefli bir ünvana doğru yürüdü... güney amerika şampiyon kulüpler turnuvası galibi uruguay'lı penarol'u -ilk maçta golsüz berabere kaldıktan sonra - 5-1 yendi.
beşinci defa basına konulan şampiyonluk tacı şimdi bir de kulüplerarası dünya şampiyonluğu ünvanı ile süslemişti.
turnuvanın bu beşinci yılı türkiye için ümit verici bir başlangıçla başlamıştı. gelgelelim iş sonuna kadar öyle gitmedi. türkiye şampiyonu fenerbahçe eleme maçlarında macaristan şampiyonu csepel'in karşısına düşmüş, hiç kimsenin beklemediği bir sonuç alarak csepel'i elemişti. hem de istanbul'da birinci dakikada yediği talihsiz bir golle berabere kalıp, peşte'de şâhâne bir oyun çıkartarak. gerçekten o gün fenerbahçe başta avni ve basri olmak üzere defansta çok büyük bir başarı göstermiş. forvet de en güzel maçlarından birini çıkartmıştı.
ilk turda fenerbahçe'nin rakibi nice oluyordu. ilk maçta can'ın ve şerefin golleriyle 2-1 kazandığı maçın revanşını aynı skorla kaybetti. fenerbahçe'ye üçüncü maç hakkını veren golü lefter penaltıdan yapmıştı. 20 gün sonra cenevre’de üçüncü maç oynandı. yağmurun bardaktan boşanırcasına yağdığı, sahada topun sıçramadığı maç, bir futbol maçından çok vaterpolo maçı gibiydi. fenerbahçe herşeye rağmen baskılı ve saldırıcı idi. gel gör ki, nice’lilerin yaptıkları kontratakların hiçbirine dayanamamıştı fenerbahçe. sonuç feci idi: 3-1. ( http://www.macanilari.com...bahce-195919605005--.html)
nice, çeyrek final maçlarında nice’deki maçta real madrid'i de 3-2 yenerek büyük bir başarı kazanıyordu. tabii madrid’deki revanı da onlara acı oldu: 4-0.
real madrid: rogelio domínguez(gk), marquitos, pachín, josé maria vidal, josé santamaría, josé maria zárraga (c), canário, luis del sol, alfredo di stéfano, ferenc puskás, francisco gento
teknik direktör: miguel muñoz mozún (esp)
frankfurt: egon loy (gk), friedel lutz, hermann höfer, hans weilbächer, hans-walter eigenbrodt, dieter stinka, richard kress, dieter lindner, erwin stein, alfred pfaff (c), erich meier
teknik direktör: paul osswald (ger)
goller: (0-1) dk. 18 richard kress (1-1) dk. 27 alfredo di stéfano (2-1) dk. 30 alfredo di stéfano (3-1) dk. 45 ferenc puskás (4-1) dk. 56 [penaltıdan] ferenc puskás (5-1) dk. 60 ferenc puskás (6-1) dk. 71 ferenc puskás (6-2) dk. 72 erwin stein (7-2) dk. 73 alfredo di stéfano (7-3) dk. 75 erwin stein
madrid win a fifth consecutive title published: monday 1 september 2014, 10.57cet real madrid cf 7-3 eintracht frankfurt madrid swept their german rivals aside to record a memorable fifth success in glasgow in front of a record crowd for a european cup final.
real madrid cf further asserted their claim to be the best team in europe, if not the world, by continuing their five-year monopoly of the european champion clubs' cup.
they produced a display of such overwhelming imagination in glasgow that the 127,000 crowd applauded for a full 15 minutes after the match had ended.
the main creative genius was ferenc puskás. those who remembered his display in hungary’s similarly crushing performances against england in 1953 will have recognised much in his performance as he scored four times, augmented by alfredo di stéfano’s hat-trick.
eintracht frankfurt in fact forced rogelio domínguez to tip the ball onto the frame of the goal in the opening seconds, following an erich meier cross, and led on 18 minutes, richard kress volleying in erwin stein's centre.
ındeed, the pretenders to madrid's throne began with determination, not afraid of their illustrious opposition.
but madrid were soon to stir. after being behind for nine minutes, they levelled when di stéfano turned in canário's cross, keeping up his record of scoring in every european champion clubs' cup final to date.
just three minutes later, di stéfano struck again, egon loy having only parried a canário shot. ın the final moments of the first half, any doubts about the result were erased as puskás somehow lashed in from a tight angle.
puskás again scored 11 minutes into the second period from a penalty, and on the hour completed his treble with a header after josé santamaría’s clearance was taken upfield by francisco gento, whose cross was gleefully converted.
ıt was four for puskás on 71 minutes when he turned and shot into the top corner, and although stein struck seconds later, di stéfano simply headed down to the other end to make it 7-2. stein scored again not long afterwards, but it was the barest of consolations.
di stéfano, gento and josé maría zárraga had now been part of five madrid triumphs, contributing to a team total of 31 goals in their seven-match campaign this time around.